Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Karım Artık Başkasının
Mesut benim iş arkadaşım, aynı zamanda komşumuz… Karısı Demet ve karım da çok iyi anlaşırlar, sürekli birbirimize gidip geliriz. Çok iyi görüşürüz. Demet tombul memeli, çok güzel vücuda sahip, seksi bir kadın. Karım da hemen hemen onunla aynı yapıda, yalnız biraz daha zayıfça bir kadın…
Mesut evli olmasına rağmen çok zampara, karşılaştığı her kadını seks yönünden değerlendiren, tavlamaya çalışan, sikici bakan birisidir. Onlarla birlikte olduğumuzda şakaları, cinsel imalarla dolu esprileriyle, fıkralarıyla bizi güldürür, neşelendirir.
Arkadaş olmamıza rağmen, zaman zaman karımı yer gibi baktığını ben de eşim de fark ettik. Bozuntuya vermedik ikimiz de… Ne de olsa arkadaş… Önceleri içten içe kızdık, sinirlendik, ben karımı kıskandım.
Karım da önceleri kızıyordu, köpürüyordu arkadaşımın onu dikizlemesine… Sikecek gibi bakmalarına… Ama zamanla alıştık. Önce kızmayı bıraktı. Sonra benim cinsel fantezilerime katılmaya, hayal kurmada benden ileriye gitmeye başladı. Onlar evlerine dönünce yatakta,
“Nasıl bakıyordu bana, gördün mü sen de?” diyordu karım… Artık utanıp çekinmeyi bırakmış, ikimizi de tahrik eden yatak fantezileri kurmaya başlamıştık baş başa kaldığımızda…
“Gördüm tabi de… Adam bakmakta haklı be karıcım. Nasıl da kısa giydin bu akşam… Adam bacaklarına bakmasın da ne yapsın, nerdeyse küloduna kadar açıldın otururken…” diyordum ben de… Yorganın altından sikime el atıyordu karım,
“Yine taş gibi olmuşsun. Hoşuna mı gidiyor Mesut’un karına bakması?”
“Evet, hoşuma gidiyor, tahrik oluyorum. Sen de deli oluyorsun bakışlarına, sakın inkar etme. Baksana amcığın nasıl da sulanmış…”
Bacaklarını aralayıp içine girmiş oluyorum bu aşamaya geldiğimizde…
“Mmm… Sen de Demet’e bakıyorsun ama… O koca memelerini açtıkça kadının içine düşüyorsun pezevenk herif… Ne hayaller kuruyorsun kim bilir… Sikin ondan kalkıyor senin… Mesut’un bana bakmasından değil sanki…”
“Ne yapayım aşkım… Senin memeler portakal, onun memeler karpuz gibi… Off, sikimi iki memesinin arasına soksam, gidip gelsem Demet’in memelerine boşalsam…”
“Ohhh… Belki Mesut da karpuz yemekten bıkmıştır, portakal istiyordur canı… Ne dersin aşkım? Portakal yesin mi arkadaşın?”
“Yesin canım… Mesut senin portakalları yesin, şeftalini yesin, ben de karpuz yerim. Ohhh… Siksin seni…”
“Oh aşkım… Senin yanında mı siksin?”
“Evet karıcım… Benim yanımda siksin… Siksin seni… Amına koysun senin… Ben de sizin yanınızda onun karısını sikeyim. Hep beraber sevişelim…”
Neredeyse her sevişmemizde aynı hayaller kuruluyor, her orgazmımızda arkadaşlarımızın da katkısı oluyordu. Onlarsız yatağa girmez olmuştuk karımla… Gecelerimiz, cinsel yaşantımız onlarla daha renkli bir hale gelmişti. Sanki birbirimizle sevişmiyorduk da, Mesut ve karısıyla sevişiyorduk.
Artık o beraber oturduğumuz akşam bizi tahrik eden ne yaşandıysa, neler konuşulduysa, gece yatakta o minik olayları birbirimize anlatıyorduk. Mesut’un karıma bakışını, karımın giydiği mini eteği otururken nasıl açtığını, Demet’in bluzunun dekoltesinden sütyenin dantellerini nasıl gördüğüme varıncaya kadar, birbirimizi azdırıyor, sonra da kıyasıya birbirimize dalıyorduk.
Mesut karımı dikizlerken, benim de onun karısına, özellikle karpuz memelerine her açıldığında çekinmeden baktığımı görmüyor muydu? Elbette… İkisi de görüyordu. Hatta onlarla her buluştuğumuzda daha bir açılıyordu karısının dekoltesi, bluzların yakaları nedense hiç iliklenmiyordu.
Adeta dile getirilmeyen, sözsüz bir anlaşma oluşmuştu aramızda… Sen karını ne kadar açarsan, ben de kendi karımın açılmasını sağlayayım. Sen benim karımı dikizle, ben de senin karını… İyice tahrik olalım, sikimiz kalksın, eşlerimizin amcığı sulansın, gece yatakta canlarını çıkartalım.
Derken yaz sezonu geldi. Bir akşam onlarda oturmuştuk. Bir yandan yiyip içerken, bir yandan da birbirimizin karılarını dikizleyip gece yatak odamızda kullanılacak fanteziler biriktiriyorduk Sohbet sırasında yaz mevsiminden, sıcaklardan, yıllık izinden bahsedilirken nasıl olduysa konu döndü dolaştı, yaz tatilini birlikte Kuşadası’nda geçirmeyi kararlaştırıverdik.
Bir hafta sonra hep birlikte çadırlarımızı alıp Kuşadası’na tatile gidecektik. Tatil, deniz olayına, hele hep birlikte olacağımıza çok sevinen eşlerimiz bu sürede hazırlıklarını yaptılar. Heyecanla, sabırsızlıkla gideceğimiz zamanı bekliyorduk, günler, saatler geçmiyordu bir türlü… Gece yatakta karımla sevişirken konu hep denizde neler yaşayabileceğimizdi.
“Bakıyorum, Demet’in koca memelerini bikiniyle görmeye pek heveslisin kocacım…” diyordu karım…
“Sen de Mesut’u şortla, mayoyla çıplak göreceksin işte… O da seni görecek. Etek altından amcığını dikizlicem diye yamulmasına gerek kalmayacak zamparanın… Bikiniyi biraz küçük al da rahat rahat amcığını götünü seyretsin adamcağız…”
“Off… Pezevenk kocam benim… Karısının amcığını arkadaşına seyrettiren kocam… Hadi artık, bırak konuşmayı da sik beni… İyice azdırdın konuşa konuşa…”
“Ben mi azdırdım, yoksa Mesut’un yarrağı mı azdırdı seni orospu? Şimdi yanımızda olsaydı nasıl da bayıla bayıla siktirirdin kendini…”
“Canım, senin sikin armut mu topluyor? Mesut sikerken sen de ağzıma verirsin, kıskanma işte…”
“Ohh… Amına koduğumun orospusu seni… Sen adamı laflarınla boşaltırsın ulan azgın fahişe… Siktiricem ulan seni… Mesut’a siktiricem, gör bak…”
“Siktir… Kime istersen siktir… Hadi sok şu sikini de biraz avans ver bakalım… Mesut’un siki niyetine yedir bana…”
Nihayet günü geldi. Çadırımızı ve eşyalarımızı arabalara yükleyip Kuşadası yoluna koyulduk. Akşam üzeri kamp yerine vardık. Fazla kalabalık olmayan bir yerde çadırlarımızı yanyana kurduk. Mesut’u bilmiyorum ama, çadırlarımızın bunca yakın olması birbirine değmesi ayrı bir heyecanlandırıyordu beni…
“Off…” dedi karım çadır kurulduktan sonra… “Rahat sevişemicez tatil boyunca aşkım… Baksana, dipdibe, burun buruna çadırlarımız… Sesimizi duyacaklar diye kasıcaz kendimizi…” Sımsıkı sarılıp öptüm karımı, dudaklarını ısırdım,
“Sakın… Tatile geldik karıcım. Kasmak yok, çekinmek yok… İçimizden geldiği gibi sevişeceğiz. Onlar bizi duysunlar, biz de onların sevişme seslerini… Daha iyi işte… Tahrik bombası…”
Çadırlarımızı kurduk, eşyalarımızı yerleştirdikten sonra bikinileri, şortları giyip denize girdik. Demet’i ilk kez bu kadar yakından, el kadar kumaş içinde görüyordum. Gerçekten hayalini kurduğum kadar vardı memeleri… Bikini üstü o harika şeyleri kapatmakta zorlanıyor, memelerinden gözümü ayıramıyordum. Hele bikinisinin altı, bacak arasındaki yarığının belli olduğu yer beni kudurtuyordu.
Denize girip çıkıyorduk. Bikiniler ıslanıyor, şezlonglarda yayılırken o ıslak kumaşlar içlerindeki hazineleri gizlemekte yetersiz kalıyordu. Hele Demet’in denizin soğuk suyundan sonra güneşin sıcaklığıyla şişip kabaran amcığı… Bitiyordum o görüntüye… Elimden gelse onu orada sikerdim. Orospu Demet de ona sikecek gibi baktığımı gördükçe iyice yayılıyordu.
Tabi ben karısına yan yan baktıkça Mesut un gözleri de aynı şekilde karımı sikiyordu. Karım dediğimi yapmış, bulabildiği en küçük bikiniyi giymişti üzerine… İnce bikini kumaşı karımın kurabiye gibi amcığını gizlemekten çok olmadık hayaller kurduruyordu görenlere…
Akşam olduğu için sahilden ayrılıp duşumuzu yaptıktan sonra giyindik, yemeklerimizi yedik. Çadırın önünde biralarımızı içtik. Aynı zamanda karılarımızın üzerlerine giydikleri yazlık ince kumaştan, minicik, olabildiğince kısa ve dekolte elbiselerin altında cömertçe sergiledikleri vücutlarına baka baka kuduruyorduk.
Bu durum birkaç gün boyunca hep böyle oldu. Kadınların cilveli cilveli, bakılmaktan zevk alan göz süzmeleri, biz erkeklerin sikici bakışları, kabaran ve kalkan, şortların önünden belli olan siklerimizi düzeltmeye çalışmalar…
Onca açılıp saçılmaya, birbirimizi olabildiğince tahrik etme çalışmalarımıza, denizde oyunlar oynarken birbirine sürtünen ve tahrik olan bedenlerimizin çığlıklarına rağmen bir türlü birbirimize açılamıyorduk.
Ve gece çadırımızda karımla sevişirken yan çadırdan gelen zevk inlemeleri, orgazm feryatları, Mesut’un kalın sesli boşalma böğürmeleri… Onlar bizi tahrik etti gün boyu ayarttı, biz de onları… Sabahlara kadar, yorgunluktan bitene kadar sürdü bu…
Bir gün kızlar çadırdan sıkıldıklarını söyleyerek Tusan oteline doğru gitmek istediler. Mesut gelmek istemedi, çadırda kaldı. Biz üç kişi sohbet ede ede yorulana kadar kumsalda yürüyerek gittik. Dönüşte denizin içinden gidelim dediler.
Bir ara Demet’in bana seslendiğini duydum. Denizin çok derin olmamasına rağmen bazı yerlerde dalga ve akıntıların oluşturduğu çukurlardan birine girmişti farkına varmadan… Aslında boyu geçmiyordu fakat aniden düştüğünden panik yapmış, boğuluyorum diye çırpınıyordu.
Hemen bulunduğu yere doğru koşup belinden yakaladım, kaldırıp başını su yüzeyinde tutmaya çalıştım. Bu sırada çırpınmalarından dolayı memeleri olduğu gibi dışarı çıkmış füze gibi duruyordu. Uçları deniz suyunun soğukluğundan parmak gibi kabarmış, iştah açıcı bir manzara sergiliyordu hayran gözlerime…
Bu arada sağ elimi omzundan tutup yukarı kaldırırken sol elimle de gayri ihtiyari bacak arasından tuttuğum için amını avuçlamış vaziyetteydim. Aynı anda iki güzellikle karşı karşıyaydım. Bir tarafta memeleri bir tarafta amcığı… Panik geçmiş, rahatlamıştı Demet… Kızarmış yanakları, kısık gözleriyle baktı bana… Göğüslerini örtmek için en küçük bir çaba sarf etmemişti.
“Harikasın” dedim. O da kısık bir sesle,
“Sen de öyle…” dedi.
Dudakları titriyor, öpülmek ister gibi aralanmış, beyaz dişleriyle çok seksi görünüyordu. O etli dudaklara yumulmamak, emmemek için insan üstü bir çaba sarf ettim. Kendimi zor toplayıp istemeden Demet’i bel hizasına gelen denizin içinde yere bıraktım. Başımı çevirip etrafa bakındım. Karım biraz ileride şeytanca parlayan bakışlarla bizi süzüyordu.
Oradan ayrılıp çadıra geldik. Akşam müzikli bir yere gitmeye karar verdik. Eşlerimiz hazırlandı. İkisi de bir içim su gibiydiler. Karım kısacık bir etek giymiş, üstünde geniş kollu dar bir bady. İçinde sütyen olmadığı için memelerinin uçları belli oluyordu.
Demet ise uzun, içi görünen tül gibi bir etek giymişti. Üzerine askılı bir bluz giymişti. Onun da içinde sütyen yoktu. Memelerinin yarısı ortadaydı. Bu gece bir şeyler olacağa benziyordu.
Canlı müzik çalan güzel bir restorana gittik. Bir yer bulup oturduk. İçeceklerimizi ve yiyeceklerimizi söyledikten sonra gırgır şamata derken zaman epey geçmişti. Bizim de kafalarımız bayağı iyi olmuştu. Birbirimize espriler ve şakalar yapıp eğleniyorduk. Piyanist romantik slow şarkıları çalıp söylemeye başlayınca eşlerimizi alarak piste çıktık.
Her zaman olduğu gibi dans ederken bile gözlerim Demet’in üzerindeydi. Denizde yaşadığımız olay geliyordu aklıma, o güzel memeleri çıplak görmüştüm, amını avuçlamıştım. Hatırladıkça sikim kalkıyor, sertleşiyordu. Karım da fark etti sertliği, karnını iyice bastırarak kulağıma,
“Ne oldu yine? Sikin taş gibi herkesin içinde…” diye fısıldadı.
“Sorma aşkım…” dedim. “Gündüz denizin içinde Demet’e sarılışım geldi aklıma, acayip tahrik oldum.” Gülerek kulak mememi ısırdı,
“Hain pezevenk… Hiç benim karımın canı yok mu, o ne yapar diye düşünmüyorsun. Ben de onun kocasına asılayım bari, belki bu gece ben de Mesut’u koparırım…”
Artık karım da benimle dans ederken yanımızdakilere laf atıyor, Mesut’la şakalaşıyordu. Aleni flört ediyordu adamla, hem de bizim yanımızda… Sanki yaptıkları yetmezmiş gibi, yeni bir şarkıya geçildiğinde Mesut’a,
“Hadi kanka, eşleri değiştirelim, hareket gelsin biraz…” demez mi?
Mesut piçi de bu teklif karşısında balıklamasına atladı. Ben Demet’le, karım da Mesut’la dans etmeye başladık. Şarkı slow olduğu için birbirimize iyice sarılmaya başladık. Demet alev alev yanıyordu kollarımın arasında… Benim alet yavaş yavaş dikildi. Dekolte giysilerinin içinde yarı çıplak bir yılan gibi kıvrılıyordu bedeni müziğin nağmeleriyle…
Esk**en olsa kendimi geriye çeker, çaktırmamaya çalışırdım. Artık umursamıyordum. Utanmazca kendime çekiyor, sertliği ona hissettirmeye çalışıyordum tam aksine… Sertleşen aletim Demet’in kasıklarına değdikçe bana daha sıkı sarılmaya başladı. Bir ara tüm cesaretimi topladım, kulağına eğilip,
“Off… Demet… Bugün memelerin bir harikaydı.” dedim.
“Madem harikaydı, keşke yeseydin onları…” diyerek ellerini boynuma doladı. O harikalar benim göğsümde eziliyordu şimdi… Özellikle bastırıyor, büyüklüklerine rağmen ne kadar sert olduklarını bana hissettirmeye çalışıyordu sanki…
Karımla Mesut da aynı durumdalardı. Aralarından ne su, ne ışık sızabilirdi, o derece yapışmışlardı bedenleri… Daha fazla dayanamayacaktım. Kollarımın arasında sımsıkı kucakladığım kadınla bir an önce sevişmeliydim. Tadına bakmalıydım. Göğsümde ezilen memelerini avuçlayıp uçlarını emmeliydim. Kısacası bir an önce sikmek istiyordum onu…
Bizimkilere seslendim, dikey sevişme yapmayı bırakıp toparlandılar. Hesabı ödedikten sonra yürüyerek yola koyulduk. Eşimle Mesut yarım kalan sohbetlerine deyam ederek konuşa konuşa önden yürüdüler. Biz de arkalarından…
Arkada kaldığımızdan bizi görmediklerini düşünerek Demet’in elini tuttum. Heyecandan ölecek gibiydim. Başını çevirip dumanlı gözlerle bana baktı, sonra tekrar önüne çevirdi başını… İtiraz yoktu. On adım önümüzde karım ve arkadaşım yürürlerken, biz de geride onun karısının elini tutmuş, el ele aşıklar gibi yürüyorduk.
Sokak lambaları azalan yolda sadece mehtabın ışığında asfaltta yürüyorduk. Yol kenarlarında ağaçlar, gölgeler, karanlıklar… O karanlık yerlere geldiğimizde önümüzde giden Mesut’un bizden çekinmeksizin karıma sarıldığını, boynunu öptüğünü gördük. Hatta bir ara durup sarıldı, dudaklarına yumuldu karımın…
“Bizimkiler çadırı beklemeyecekler galiba…” diye fısıldadım yanımdaki Demet’e…
“Evet, öyle görünüyor.” dedi Demet de aynı tonda… “Aslında biz neyi bekliyoruz, onu merak ediyorum.” dedi kollarımın arasına girip bana sarılırken…
“Oh, Demet..” dedim. Hırsla kendime çekip kasıklarıma bastırdım, sikimin ne kadar sertleştiğini ona belli ettim. Dudakları aralandı, başını yukarıya kaldırdı.
“Öp beni…” diye fısıldadı. Öpüştük.
Okşamaya başladım. İncecik eteğinin üstünden kalçalarını okşarken parmaklarımın altında külot olmadığını hissettim. Dudaklarımız birbirini somururken eteğini yukarı toplayarak elimi bacaklarının arasına soktum. Kadınlığı sırılsıklamdı.
“Islanmışsın” dedim dudaklarını yerken…
“Evet canım… Çok ıslandım hem de… Seni deli gibi istiyorum, biliyor musun?”
Sevişe sevişe çadırlara kadar geldik. Bunun üstüne bira içilirdi artık. Çadırın önünde sandalyelerimize oturup epey bira içtik. Bu sırada Demet’i seyrettikçe sertleşen sikim artık zonklamaya başlamıştı. Mesut da benden farksız durumdaydı. Gözünü ayırmadan eşimi dikizliyor, sertleştiği açıkça görünenen sikini ovuşturuyordu.
Karım ve Demet tuvalet ihtiyacı için kalktılar, kampingin tuvaletlerine yöneldiler. Biz de Mesut’la ikimiz oturduk. Önce bir sessizlik oldu. Sonra Mesut söze başladı,
“Kanka… Ben…” Ne söyleyeceğini bilemez gibi durdu. Devamı gelmeyince ben konuştum gülümsemeye çalışarak,
“Karımla öpüştünüz kanka…” dedim. “Bunu mu söyleyecektin?”
“Şeyy… Evet… Kızmadın değil mi?”
“Kızmadım kardeşim… Tam aksine… Sen karımı öperken ben de arkada senin güzel karını öptüm. Sen bana kızdın mı?”
“Yoo… Ben de kızmadım. Peki şimdi ne olacak kanka? Ne yapacağız?”
“Bilmiyorum ama…” İkimiz de sustuk. Bir eşik kalmıştı aşılacak. Bir söz, bir hareket o eşiği aşmamızı sağlayacaktı. Başımı kaldırıp baktım, gözlerini kaçırdı. Ayağıyla yerde kum zeminde çizgiler çiziyordu. Anlaşılan iş bana düşüyordu.
“Baksana Mesut… Öpüşmekle kalacak mıyız? Sen karımla ileri gitmek istemez miydin?”
“Off… Hem de nasıl isterdim kardeşim.” Yüzüme baktı, cesareti artmış gibiydi. Sonunda söyledi, “Senin karına hastayım ben…”
Oh… Sonunda… Ben de içimi dökmeye başladım karşılık olarak…
“Ben de Demet’e hastayım Mesut. O koca memeleri bitiriyor beni… Yatakta karımla sevişirken Demet’le sevişiyorum her gece…”
“Ben de senin karının portakallarına hastayım. Güzel, uzun bacaklarına…”
“Hassiktir… Mesut, biliyor musun, karımla fantezi yapıyoruz hep sevişirken… Ben senin karını becerirken, karım da seninle sevişiyor. Kanka… Karım da seni istiyor aslında…”
“Biliyorum. Karının öyle seksi bir bakışı var ki bana, iliklerimi eritiyor. Kanka, karınla sevişmek istiyorum, hem de çok fena istiyorum. Baksana şu yarak nasıl kalktı, sızlamaya başladı lan…”
“Ne dersin Mesut? Bu gece bitirelim bu işi…”
“Tamam lan… Canıma yetti artık… Bu gece bitirelim bu işi, ne dersin? Sen benimkini al çadıra, ben seninkini…”
“Tamam kanka… Bu gece ne olacaksa olsun artık… Dayanacak gücüm kalmadı benim de… Yalnız, bizim hayalimizde dördümüz birlikte oluyoruz hep… Aynı çadırda kalsak? Birbirimizi göre göre destek çıksak?”
Anlaştık. Elini uzattı, tokalaştık. Sanki arabaları değişiyoruz Mesut’la… Doğal bir şeymiş gibi… Az sonra bizimkiler geldi el ele, gülüşe gülüşe… Ben durumu ve erkekler olarak aldığımız kararı bildirdim,
“Kızlar, biz Mesut’la konuşup anlaştık. Bu gece bizim çadırda kalıyoruz.”
Yüzlerine baktım. Önce hayretle açılan gözleri parlamaya başladı. Birbirlerine baktılar,
“Tamam…” dedi karım. Onlar da anlaşmıştı. “Biz önce girip yatakları hazırlayalım, bize beş dakika izin verin…”
İçeriye girdiler. Kıkırdamalarını duyuyorduk dışarıdan… Bir süre sonra sesleri kesildi. Biz iki erkek kalkıp içeri girdiğimizde gördüğümüz manzara karşısında afalladık. İkisi de çırılçıplak vaziyette, yer yataklarının üzerine uzanmış, bizi bekliyordu.
Ben hiç sorup sorgulamadan direkt olarak Demet’e yöneldim. Mesut da karıma… Bir çırpıda üstümdekileri çıkardıktan sonra Demet’in dudaklarına yapıştım Bir elimle memelerini yoğururken diğer elimle de üçgenini avuçluyordum.
Karım ise çoktan Mesut’un erkekliğini ağzına almış, yalıyor, sert aleti boğazına kadar sokuyordu. Mesut da dilini karımın amına sokuyordu. Ben sırt üstü yattım Demet üstüme çıktı artık sızlayan penisimi ağzına aldı, ıslanan kadınlığını da benim ağzıma verdi.
Manzara çıldırtıcıydı. Bir yanda karım ve Mesut’un zevk inlemeleri, çığlıkları, bir yanda aylardır sevişme hayalleri kurduğum Demet’in kollarımın arasında şehvetle kıvranması….
Bu heyecan içinde daha fazla dayanamadım. Demet’in ağzına boşalırken Demet de benim ağzıma boşaldı. Ama penisim sertliğinden hiç bir şey kaybetmedi. Yerimden doğruldum. Demet’i domaltıp az önce boşalan sırılsıklam vajinasına köklediğimde karım Mesut’un üstünde bağıra bağıra boşalıyordu.
Demet’in memelerinden tutmuş, sert hareketlerle arkasından amına pompalarken karım ve Mesut boşaldılar. Küçük çadırın içi seksi şapırtılardan, zevk feryatlarından geçilmiyordu. Mesut’un penisi de sertliğinden kaybetmemişti. Kısa sürede karımın öpücükleriyle, yalamalarıyla eski halini almış durumdaydı.
Şimdi o da karımın arkasına geçmiş götünü delmeye çalışıyordu. Karımı hiç götten sikmediğim için karım çok acı çekiyordu. Arkadaşım karımı bağırta bağırta götünden sikerken ben de sikimi amından çıkarıp Demet’in götüne kökledim.
Amının sularında ıslanıp kayganlaşan sikim arka deliğinde gidip gelirken öyle zevk alıyordu ki boşalmamak mümkün değildi. Sonunda haykıra haykıra belimde kalan bütün dölümü götünün içine boşalttım. Bacak arasından döllerim aşağı doğru akarken Demet götünü sıkıp gevşetiyordu.
O gece çadırın içinde iki erkek iki kadın, sabaha kadar denemediğimiz pozisyon, yapmadığımız seks varvasyonu kalmadı. İkişerli, üçlü, dörtlü… Aklımıza ne gelirse, canımız ne isterse…
Tatil boyunca aynı şekilde devam ettik. Tabi, tatil sonrası da… Karım artık benden çok, başkasının malı oldu.
Akşamları iş çıkışı karım onlara gidiyor. Bana sormadan hem de… Az sonra, o gece şanslıysam eğer, Demet kapıyı çalıyor. Ben Mesut’un karısıyla sevişirken, Mesut da benim karımı sikiyor.
Ama genelde dörtlü yapıyoruz, bizim ikiz yatakta, çadırdaki seks gecemizi canlandırmaya çalışıyoruz.
Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32