Ben Esra telefonda seni boþaltmamý ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Finlandiya’da Tanıdığım Olgun Lisa! (1)
Merhabalar, ismim Mert. 23 yaşında, üniversiteden mezun olduÄŸum dönemde Türkiye’de iÅŸ arıyordum. Fakat o dönem maalesef mezun olduÄŸum bölümden o kadar fazla kiÅŸi iÅŸsizdi ki, iÅŸ bulmam çok ama çok zorlaÅŸmıştı. Ben de hem dilimi geliÅŸtirmek, hem kendimi biraz rahatlatmak için yurtdışına çıkmaya karar verdim.
Mezun olduÄŸum üniversitenin öğrencilerine sunduÄŸu bir yurtdışı programı vardı. Ortalamamın iyi olmasından dolayı gönderilecek 5 öğrenci arasına girmiÅŸtim. Kuralar çekildi ve bana Finlandiya, Helsinki çıkmıştı. SevinmiÅŸtim, hep merak ettiÄŸim bir ülkeydi ve bu ÅŸansla orayı görebilecektim. Haziran ayının ortasında gidilecek ve AÄŸustos ayının sonuna kadar ortalama 60 günlük bir programla orada vakit geçirilecekti. Tabii bu sadece gezi programı deÄŸildi, esas amacı orada bir staj tarzında çalışmaydı. Helsinki’de bir fabrikada AR-GE bölümünde staj yapacaktım 2 ay boyunca.
Uçak biletim ayarlandı, orada kalacağım apart ayarlandı, vizeler ile ilgili gerekli belgeler ayarlandı ve artık yapmam gereken tek şey beklemekti. Ben kalan 20 gün içerisinde sürekli Finlandiya ile alakalı araştırmalar yaptım. Nerelere gidebilirim, nereleri görmeliyim, ne yiyip ne içebilirim gibi araştırmalar sonucunda Finlandiya hakkında genel bir bilgi oluşturdum kafamda.
Haziran ayının üçüncü haftasının ilk günü de Helsinki’ye indim. Muazzam bir güzellik ile birlikte muazzam bir soÄŸuk karşılamıştı beni. Türkiye’nin ılıman iklimlerinden olan bir ÅŸehrinden gitmiÅŸtim ve bu yüzden burası çok fazla soÄŸuktu benim için. Yaz aylarında bile havanın 15-20 derece civarında olması beni biraz etkilemiÅŸti ve gittiÄŸim ilk günden rahatsızlanmıştım. Staj yapacağım ÅŸirketten bir beyefendinin gönderdiÄŸi yardımcı rehber ile havaalanından alınmış ve kalacağım aparta bırakılmıştım. Rehber ile numaralarımızı kaydettik karşılıklı. O gün benim ilk günümdü ve apartıma yerleÅŸtikten sonra çıkıp biraz Helsinki’yi gezdim.
Gerçekten her açıdan mükemmel bir şehirdi. Güzel kızların, güzel bir atmosferin ve sessiz bir ortamın içerisinde biraz yürüdükten sonra soğuktan kaçınmak ve biraz ısınmak için bir kafeye girip kahve sipariş ettim. Daha şehre gireli birkaç saat olduğu için hiçbir arkadaşım yoktu ve mecburen yaptığım tek şey kafede oturup insanları seyretmekti. Etrafta gerçekten güzel kızlar vardı ama benim gözüm, oturduğum kafenin satış bölümüne bakan kadında kalmıştı. Kadının orta yaşlarda olduğunu tahmin ediyordum. 1,70 boylarında, beyaz tenli ve kızıl saçlı, güzel bir fiziğe, fit bir vücuda ve dolgun göğüslere sahip bir kadındı.
Türkiye’deki bazı durumlardan ötürü çok fazla ilk konuÅŸmayı baÅŸlatabilen ve bazı ÅŸeyleri devam ettirebilen bir insan deÄŸildim, ama buradaki iletiÅŸim ağına gerçekten hayran olmuÅŸtum. Ertesi gün staj yapacağım fabrikaya gittim, orada gerçekten harika insanlarla tanıştım ve tekrardan apartıma döndüğümde aklım halen o kafedeydi. Orası bir türlü aklımdan çıkmıyordu ve o gün de o kafeye gidip, yine aynı kahveden alıp masama geçmiÅŸtim. Çok fazla bakıp rahatsız etmek istemiyordum, ama o kadın o kadar güzeldi ki, gözlerimi alamıyordum.
Bunu birkaç gün daha devam ettirdim ve beÅŸinci gidiÅŸimde, kadın bana, “Sanırım kahvemizi çok beÄŸendiniz?” dedi. Åžaşırmış ve biraz heyecanlanmıştım. “Aslında evet, kahve çok güzel, ama beni buraya çeken bir baÅŸka ÅŸey var.” dedim. Kadın gülümseyerek, “Nedir o?” dediÄŸinde cesaret edip söyleyemedim ve “Buranın ambiyansı.” diyerek kıvırdım. Gülümsedi ve “Finlandiya’ya ilk geliÅŸin mi?” diye sordu. Sohbet bir anda devam etmiÅŸti ve ayak üstü sohbet eder durumda, “Evet, ilk geliÅŸim. Sanırım o yüzden direkt İngilizce konuÅŸtunuz?” diye ben de sohbeti ayakta tutmaya çalıştım. Kahvemi aldığımda tam gidecekken bir cesaretle, “Size de bir kahve ikram edebilir miyim?” diye sordum. Kadın, “Maalesef ÅŸu an çalışıyorum.” dedi ve ben tam yerime gidecekken, “Ama 2 saat sonra iÅŸim bitiyor o zaman olabilir.” dedi gülümseyerek. SevinmiÅŸtim ve 2 saat sonrası için anlaÅŸmıştık.
İş saatlerine çok baÄŸlıydılar, zaten çok fazla zorlayacak bir iÅŸ çalışma saati yoktu ama o saatler içerisinde de gerçekten sadece iÅŸlerine baÄŸlı kalıyorlardı. 2 saat boyunca kafede oturmak yerine çıkıp, kafenin yakınındaki bir parka giderek orayı gezdim, fotoÄŸraf çektim ve orada biraz vakit geçirdikten sonra O’nun iÅŸ çıkış saatinde yine kafeye gittim. O tam çıkmaya hazırlanıyordu, beni görünce gülümseyerek yanıma geldi ve “Hazırım.” dedi. Birlikte çıktık kafeden ve yürümeye baÅŸladık. İsmini bilmiyordum, sohbet esnasında adının Lisa olduÄŸunu ve 45 yaşında olduÄŸunu öğrenmiÅŸtim. Lisa gerçekten derin bir kadındı. Öğretmenlik yaptığını ama Finlandiya’daki sistemden ötürü farklı bir emeklilik dönemi olduÄŸu için iÅŸinden emekli olduÄŸunu söylemiÅŸti. Fakat boÅŸ oturmayı sevmeyen insanlardı genel olarak, o da gelip vaktini burada geçiriyor ve para kazanıyordu. Lisa ile sohbet ettikçe bir sürü yeni ÅŸey öğreniyordum.
İlk başta bir kafede başlayan kahve sohbetlerimiz, üçüncü gününde onun evinde bir kahve içme daveti almamla iyice sıcaklaşmıştı. Evi biraz uzakta olduğu için kiraladığımız bisikletlerle birlikte evine doğru yol aldık. Müstakil ve blok sokak sistemi olan bir yerdeydi evi. Evinin bahçesine bisikletlerimizi bıraktıktan sonra içeriye girdik. Tek katlı, lüksten çok uzak, daha çok dekorasyon ve kullanışa özen verilmiş sadelik ama bolca zarafet taşıyan bir evdi. Hayran kalmıştım zevkine. Mobilyalar lüks olsun, mutfak dolapları lüks olsun, en lüks çatal-bıçak takımlarını kullanayım ve en iyi halıları evime sereyim gibi bir kaygı yoktu. Onun yerine zevkli tablolar, hoş koleksiyonlar, iyi şarap koleksiyonları gibi daha zevke yönelik şeyler mevcuttu evinde.
Lisa’nın hazır kahve yapacağını düşünmüştüm ama özel çektirdiÄŸi ve Güney Amerika’ya özgü olan bir kahve türünü hazırlayıp getirmiÅŸti. Mutfak masasının önündeki iki tabureye oturup hem sohbet edip, hem kahvelerimizi içmeye baÅŸlamıştık. Lisa’nın hayatını merak ediyordum ve aramızdaki samimiyete dayanarak ona birkaç özel soru sordum. Hiçbirisini yanlış anlamayıp kötü karşılamayıp büyük bir olgunluk ve samimiyetle cevapladı. Kocasından 5 sene önce boÅŸandığını ve evde oÄŸluyla birlikte yaÅŸadığını söyledi. Ben de ona kendi ülkemi ve kendi yaÅŸam tarzımı anlatıyordum. O kadar derin bir sohbet içerisindeydik ki, oÄŸlu Taito’nun geldiÄŸini duymamıştık.
Taito mutfaÄŸa girdi ve sıcak bir ses tonuyla bizi selamladı. Lisa hemen beni oÄŸluyla tanıştırdı. OÄŸlu benden 2-3 yaÅŸ küçüktü, ama bana büyük bir saygı göstermiÅŸti. Taito kendine yiyecek birÅŸeyler hazırladıktan sonra odasına çıktı. Bu rahatlığı ve bireysel özgürlüğü görünce ÅŸaşırmıştım. Lisa’ya bunun hakkında da birkaç soru sordum ve Lisa ilk baÅŸta ne demek istediÄŸime anlam dahi veremedi. O kadar alışılmış ve kanıksanmış bir durumdu ki bireysel özgürlük ve tercihlere karışmak ya da baskı altına almak gibi bir terim onlar için yoktu adeta. O günkü sohbetimizden sonra ben tekrardan bisikletime atlayarak apartıma dönmüştüm.
GeliÅŸimin ikinci haftasındaydım, ama neredeyse Türkiye’de edindiÄŸim kadar arkadaÅŸ edinmiÅŸtim. Ve Lisa ile aramızdaki ilk yakınlaÅŸma hiç beklemediÄŸim bir anda olmuÅŸtu. Onun izinli olduÄŸu gün yine bisikletlerimize atlayıp ÅŸehrin içindeki büyük parkı ziyarete gitmiÅŸtik. İçinde bolca aÄŸaçla kaplı bisiklet yolunda giderken dinlenmek için göletin yanında durduk. BaÅŸ baÅŸa kaldığımız anlarda aramızdaki konuÅŸma daha samimileÅŸiyor ve aslında biraz da flörtleÅŸmeye doÄŸru dönüyordu. Yan yana oturmuÅŸ sohbet ederken ben cesaretimi toplayarak Lisa’ya kendisinden çok hoÅŸlandığımı söyledim. Lisa gülümseyerek, “Sen de benim hoÅŸuma gidiyorsun. Vakit geçirmeyi çok seviyorum seninle.” dedi ve duygularıma karşılık verdi. Ona doÄŸru birazcık daha yakınlaÅŸtım ve birkaç güzel sözden sonra dudaklarına ilk öpücüğü verdim.
Daha önce birkaç kadınla seviÅŸmiÅŸtim, ama bu kadar güzel öpüşen ve bu kadar ne yaptığını bilen bir kadın hatırlamıyordum. Dudaklarını öptükçe kendimden geçiyordum. Lisa’nın gülerek, “Epey ateÅŸli bir gençsin.” dedi gülerek ve “Bir an hiç durmayacaksın sandım.” deyip ayaÄŸa kalktı. Onu rahatsız ettiÄŸimi sandım ama O bisikletine binerek, “Hadi bana gidelim.” dedi. Bisikletlerimize atladık ve evine doÄŸru sürmeye baÅŸladık. Epeyce heyecanlanmıştım.
Evine girdiğimizde ise kapıyı kapatır kapatmaz iki genç aşık gibi öpüşmeye başladık. Ben ellerimi onun belinde dolaştırıyordum; o da ellerini benim boynuma sarmış bir şekilde öpücüklerime karşılık veriyordu. Lisa öpüşmeyi bir yerden sonra bıraktı ve elimden tutarak beni yatak odasına götürdü. O kadar keskin ve aklı başında hamleleri vardı ki, bazen beni çıldırtıyordu. Yatak odasına girdiğimizde beni yatağına ittirdi, üstündeki tişörtü çıkartıp kenara attı ve kucağıma oturarak o ateşli öpücüklere devam etti. İkimiz de çıldırıyorduk birbirimiz için. Ellerimi kalçalarına attım ve o yumuşak bembeyaz kalçalarını taytının üstünden okşamaya başladım. Vücudu o kadar diri ve yumuşacıktı ki, dokunmak bile beni müthiş azdırıyordu.
Lisa bir süre sonra boynuma indi, boynuma öpücüklerini kondururken ben zevkten iyice kasılıyordum. Üstümdeki gömleği yavaş yavaş çıkartıp kenara attıktan sonra kucağımda bir süre durdu ve beni izledi. Hafifçe doğruldum, sutyenini açtım ve o hayran olduğum büyük göğüslerine ulaşmıştım artık. Büyük ve bembeyaz göğüslerini okşaya okşaya öpmeye başladım. Lisa da inlemeye devam ediyordu. Ellerini tuttum yavaşça ve süt beyazı ellerine öpücükler kondururken onu yatağa yatırdım. Göğüslerini emmeye devam ettim. Göğüs uçları ağzımda dikleşiyordu. Lisa ellerini daldırdı saçlarıma ve saçlarımı çekme-okşama karışımıyla tutuyordu.
Göğüslerini uzunca bir süre emdikten sonra yavaşça karnına ve oradan da bacak arasına indim. Taytını zarifçe çekerek çıkartıp attım. Üstünde sadece kırmızı külotu kalmıştı. Bir süre o muazzam vücudu seyrettikten sonra külotunu da attım ve sadece bir çizgi ÅŸeklinde duran amını yalamaya baÅŸladım. Tüysüzdü, vücudunda hiç tüy yoktu. DokunduÄŸum yer kızarıyordu adeta, böyle bir beyaz ten daha önce görmemiÅŸtim. Lisa’nın amını yalamaya baÅŸladığım andan itibaren Lisa öyle güzel çığlıklar atıyordu ki, sesiyle bile beni azdırabiliyordu. Lisa’yı göz ucumla takip ediyordum. Yattığı yerde kafasını iyice geriye atmış ve inlemelerini sürdürüyordu. Yatakta pasif duruma düşmeyi sevmeyen ve her zaman bir ÅŸeyler yapmak isteyen bir kadındı.
Onu tek hamlede yüzüstü çevirdim. Ufak bir tepe gibi çıkıklaşan kalçasını öpüp yavaşça beline öpücükler kondururken pantolonumun üstünden sikimi kalçalarına sürttüm. Lisa gözlerini kapatmış, kafasını yine geriye atmıştı. Eğilip boynunu öperken altımdaki pantolonu çıkarttım. Boxerımı çıkartacağım sırada beni durdurdu ve altımdan kalktı. Boxerımı kendi elleriyle çıkarttıktan sonra komodinin çekmecesinden bir prezervatif alarak paketini yırttı.
Sikimi ellerine aldığında titrediÄŸimi çok net hatırlıyorum. Sikimi biraz okÅŸadı, sonra dudaklarının arasına alarak ufak öpücüklerle birlikte emmeye baÅŸladı. Çıldırtıcı derecede yavaÅŸ hareketler yapıyordu. Bir elini taÅŸaklarımın altına atmış, hafif uzun tırnaklarıyla taÅŸaklarımın üstünde dolaÅŸtırıyordu. Bir süre emdikten sonra hayatımda ilk kez tecrübe ettiÄŸim bir ÅŸeyi yaptı ve prezervatifi aÄŸzına koyarak sakso çeker bir biçimde sikime tek hamlede yerleÅŸtirdi. Åžok olmuÅŸ ve aşırı derecede zevk almıştım. Kendimi tutamıyordum artık ve Lisa’yı biraz sert bir biçimde yataÄŸa çektim ve domalttım. Lisa bu aceleci tavırlarıma gülüyordu.
Domalttıktan sonra sikimi hızlıca amının dudaklarına getirdim ve içine sertçe soktum sikimi. İlk kez kendimden 20 yaÅŸ büyük bir kadınla oluyordum, ama yatakta tanıdığım en iyi kadındı diyebilirim. Sikim amının içine girdikçe o da bana en uygun pozisyonu alıyor, kalçalarını oynatıyor, inlemeleri ve hırıltılarıyla beni hep bu zevkin içinde tutuyordu. Lisa’nın ellerini tutup belinde birleÅŸtirdim ve kafasını yastığa gömdüm. Kalçaları bu sayede daha da çıkıklaÅŸmış duruma geçti. Bu ÅŸekilde Lisa’nın amına daha sert girip çıkmaya baÅŸladım. OlabildiÄŸince hızlı sikiyordum ve Lisa’nın iniltilerini yavaÅŸ yavaÅŸ çığlıklara dönüştürüyordum.
Tabii böylesine iyi seviÅŸen ve yatakta ne istediÄŸini bilen bir kadının karşısında, bu kadar çaylak ve tecrübesiz halimle çok dayanamayacaktım. İçine girmemden itibaren 5 dakika sonra kendimi sıkmama raÄŸmen boÅŸaldım. Kökledim ve içinde uzunca bir süre durdum. Dizlerimin bağı çözülmüştü adeta. Kendimden geçmiÅŸtim. BoÅŸalmam bitince kendimi yataÄŸa attım. Lisa gülümseyerek bana bakıyordu. Ben ise utanarak, “Özür dilerim erken boÅŸaldım.” dedim. Gülümsedi ve prezervatifimi çıkarttı.
Sonra sikimi eline aldı. Bu hareketleri beni tekrardan azdırmıştı. Lisa bir erkeği istediği kadar kullanabilecek bir kadındı. Onun için erkeğin boşalması seksin bitmesi anlamına gelmiyordu. Bir siki istediği kadar erekte edebilecek kadar çekici ve tutkulu bir kadındı. Beni de hareketleriyle tekrardan erekte edebilmişti. Sikimi ağzına dahi almasına gerek kalmadan yine dimdik yaptı.
Lisa yeni bir prezervatif çıkarttı ve sikime taktıktan sonra kendisi kucağıma çıktı. Sikimi birazcık amına sürttükten sonra içine aldı. Kendisi için en uygun pozisyonu bulduktan sonra hafif hafif zıplamaya baÅŸladı. Açıkçası benim bile dinlenmeye biraz ihtiyacım varken o hiç durmuyordu. Vücudu benden daha dingin ve tazeydi. Üstümde hoplarken bir yandan gözlerini kapatmış ufak ufak inliyordu. Onun taÅŸ gibi vücudunu izliyor ve keyif alıyordum sadece. Beni öyle bir etkisi altına almış ve kendisi tüm iÅŸi öyle güzel yüklenmiÅŸti ki, bana bir ÅŸey yapmak kalmıyordu. O hopladıkça büyük göğüsleri de hafif hafif zıplıyor ve etkileyici bir manzara çıkartıyordu ortaya. Lisa’yı hafifçe kendime çektim ve göğüslerini emmeye baÅŸladım o kucağımda hoplarken. Bu hareketim ikimizi de azdırmıştı. Lisa’nın amının suları kasıklarıma aktıkça sikiÅŸmemizin sesi tüm odayı kaplıyordu.
Lisa 20 dakika kadar kontrolü bırakmadan üstümde zıpladıktan sonra yavaşça kucağıma oturdu ve o halde bekledi. O orgazm olmuÅŸtu, ben de ikinci kez boÅŸalmıştım. Bu sırada salondan gelen sesleri duyduk. Lisa, “OÄŸlum geldi.” dedi gülümseyerek ve üstümden kalkıp giyinerek içeriye gitti…
BeÄŸeni durumuna göre devamı gelecek….
Ben Esra telefonda seni boþaltmamý ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32