Ben Esra telefonda seni boþaltmamý ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 17 Ozge Yengem
Zekiâyi apar, topar hastaneye soktular, Zekiânin gözleri kapalıydı. Hastane kapılarını yumrukluyordum.
– KeÅke lan keÅke! Gidiyorum ben amına koyayım dediÄinde kolundan tutup kal demeseydim çocuÄa
Ferhat;
– Sen nereden bileceksin abi böyle olacaÄını
Mete çömelmiÅ aÄlıyordu;
– Ulan o kadar kestaneyi çizdirecek bu çocuk dedim dedim, ölmez demi lan? Ãlmesin oÄlum.
Ferhat;
– Güçlü çocuk lan Zeki, olmaz demi bir Åey hah?
Ben;
– Ne bileyim amına koyayım ne bileyim!
Ameliyathanenin kapısında bekliyordum. Telefonum cebimde yoktu. Kafayı yiyecektim. SaÄa dönüyor, sola dönüyordum. Gelen giden hemÅirenin, doktorun kolundan tutup Zekiâyi soruyordum hiçbir Åey söylemiyorlardı;
– Kafayı yiyecem amına koyayım kafayı!
Yeni bir sedye ile adam getirdiler. Dayımdı bu, baygın yatıyordu sedyede her tarafı kan içindeydi. Arkasından polis geldi;
– Olayın yanındaki gençler sizsiniz deÄil mi?
Ferhat ile Mete yüz yüze bakıyorlardı. Söze katıldım;
– Evet bizdik.
– Karakola gitmemiz gerekiyor.
– ArkadaÅım burada onu bırakıp gelmiyorum bir yere.
Polis kolumdan tuttu çekiyordu beni;
– Hop hop ne yapıyorsun sen?
Ferhat ile Mete girdi araya. KonuÅmaya devam ediyordum;
– ArkadaÅımı o getirdiÄiniz adam vurdu? Ben ne için geliyorum karakola? Ayılınca ona sorun ne soracaksanız. Ferhat babamı ara avukatla gelsin hastaneye.
Ferhat babamı aradı. Onlarda polis karakolundalarmıŠzaten. Yanımızdaki polislerle irtibat kurup konuÅtular bilgi aldılar. Babam polislerle, yengem annem hepsi gelmiÅti hastaneye. Yengem koÅarak boynuma sarıldı;
– Kuzey neydi o silah sesi? Ãok korktum bir Åey oldu sandım sana.
Annemi, babamı, kimseyi umursamadan aÄlıyor, boynuma sarılıyor öpüyordu.
– Ä°yiyim ben iyiyim amaâ¦
Hüngür hüngür aÄlamaya baÅladım. Babam komiser ile yanıma geldi;
– PaÅam ne oldu?
– Baba dayımın yanına gittik, evden silahla çıktı ateÅ etti, Zeki önüme atladı. Zeki vuruldu.
Komiser sordu;
– BoÄuÅma mı oldu? Ãyle mi patladı silah? Dayınız baya darp görmüÅ.
Ferhat ile Mete komiserin yanına geldi, her Åeyi anlattı;
– Kuzey Zekinin yanındaydı. Zekiâyi vurduktan sonra Kuzeyâe niÅan aldı. Bizde üzerine atlayıp aldık silahı attık. Kavga etmeye baÅladık o yüzden bu hale geldi.
Komiser bizim çocukların üstüne baÅına baktı, üstleri yırtılmıÅ, çamur içinde. Birkaç tutanak tutup polis bıraktı hastaneye gitti. Mete Zekiânin ailesini aramıÅ. Annesi babası, ablası telaÅla hastaneye girdiler. Ne oldu diye soruyorlar, bilgi almaya çalıÅıyorlardı. Ben baÄdaÅ kurdum ameliyathane kapısında bekliyordum. AÄlıyordum. Zekiânin annesi anneme sarılmıŠaÄlıyor, babası babam ile konuÅuyor, ablasını yengem teselli ediyor, konuÅuyordu. Ferhat ile Mete yanıma geldi.
Ferhat;
– Ä°laydaâyı da arıyayım mı?
– Yok oÄlum gerek yok ona.
Saatler geçmiÅti. Ameliyathaneden doktor çıktı, herkesten önce yanına koÅtum;
– Zeki nasıl? Yalvarırım iyi bir Åey söyleyin?
– Hayati tehlikeyi henüz atlatmadı. Ãok fazla kan kaybetmiÅ. KurÅun karaciÄeri delmiÅ, kurÅunu çıkarttık. Uyutuyoruz. . Sabaha kadar bekleyip göreceÄiz. GeçmiÅ olsun.
Ben iyice yıkılmıÅtım. Duvarları yumrukluyor hıçkırarak aÄlıyordum. Yengem boynuma sarılıp aÄlıyor, beni teselli etmeye çalıÅıyordu. Bu yakınlaÅmamızı babam ÅaÅkın gözlerle izliyor. Anlam veremiyordu.
Mete kolumdan tutup dıÅarıya çıkarttı beni. Banka oturduk. Bir sigara yakıp uzattı. Yanımıza Ferhat geldi;
– AÄlamayı kesin lan! Ä°yi olacak Zeki yine gelip saçmalayacak. Ulan ne kadar saçmalarsa saçmalasın sus zeki diyen olursa amına koyarım.
Mete;
– Sabaha kadar saçmalasın dinlerim abiâ¦
Ben;
– OÄlum herkesten beklerdim Zeki ne bileyim. Adam beni korumak için kurÅunun önüne atladı lan. Bayılmadan önce âKuzeyâin oÄlu kolla götüâ dedi.
AÄlayarak gülüyorduk.
Mete;
– Adam dayıya namusumsun bundan sonra dedi ya
Ferhat;
– Ah ulan zeki çık Åuradan, bir daha sana gerizekalı bile demeyecem lan.
Sabaha kadar bekledik, Zekiânin annesi babası, ablası periÅan olmuÅlardı. Sabah olmuÅ gün aÄarmak üzereydi. Yengem koÅarak yanıma geldi yüzü gülüyordu;
– Kuzey! Zeki gözlerini açtı! Uyandı Zeki
KoÅarak yengem sarıldım, aÄlıyordum. Ferhat ile Mete gülüyordu. KoÅarak hastaneye girdiler. Arkalarından koÅtum. Zekiyi bir odaya almıÅlar herkes bir pencereden bakıyordu. Yanlarına yaklaÅtım, pencereden kafamı uzattım. Zeki bana bakıyor, gözlerinin içi gülüyordu. Zekiye bakıp gülüyordum. Kalk ulan diye hareket yapıyordum. Herkes birbirine sarılıyor, çok Åükür diyordu. Dayım uyanmamıŠkomadaymıÅ. Hep beraber kantine inip çay aldık. O kadar mutluydum ki, annem babam yanımızda deÄilmiÅ gibi sarmaÅ dolaÅ oturuyorduk yengemle. Zekiânin annesi lafa girdi;
– Efendim çok saÄ olun eksik olmayın, oÄlumu sabaha kadar beklediniz, yalnız bırakmadınız bizleri, lütfen evinize gidip dinlenin.
Babam lafa girdi;
– Bu olay bizim yüzümüzden Zekiânin baÅına geldi, asıl siz kusura bakmayın hakkınızı helal edin. Ä°nanın hiç böyle bir Åey beklemiyorduk. Evlatlarımız çok iyi arkadaÅlar. Bende çok severim Zekiâyi hiç sorun deÄil. Beklerim baÅında seve seve.
Ben lafa girdim;
– Zeki benim kardeÅim baba, bundan sonra ne arkadaÅım ne dostum kardeÅim!
– Haklısın evlat, kimse kolay kolay kurÅunun önüne atlamaz. Bundan sonra Zekiâde benim oÄlum yerindedir. Lütfen bu konuları konuÅmayalım bile.
Doktor gelmiÅti;
– Hastayı odasına aldık girip görebilirsinizâ¦
Ben koÅarak Zekiyi aldıkları odaya gittim. Kapıyı açıp girdim;
Zeki;
– Oovv kuzeyin oÄlu? Naber kanki
– KardeÅim benim iyiyim sayende sen nasılsın? AÄrın sızın varmı?
Arkamdan ailesi ve bizimkiler geldi odaya. Zeki eliyle eÄil iÅareti yapıyordu;
– Ä°yiyim hacı güllede, belden aÅaÄısını hissetmiyorum. UyuÅtu, hani Åimdi ben ya artık kestane bile çizemezsem?
– Morfindendir o zeki, anca toparlarsın geçecek kardo.
Zeki belini doÄrultmaya çalıÅtı.
– Of amk of,
Zeki tekrar eÄilmemi istedi. EÄildim kulaÄıma fısıldıyordu;
– Göbek deliÄimi sikiyorlar gibi aÄrı var geçer mi ki? Yoksa bu aÄrıya alıÅacam diye korkuyorum.
Zekiânin annesi yanına geldi. Zeki konuÅmayı bıraktı. Annesi konuÅmaya baÅladı. Saçlarını okÅuyordu Zekiânin;
– OÄlum çok korkuttun bizi.
– Ne yaptım ki?
– KurÅuna atladın ya oÄlum
– Ha onu diyorsun anne, yine olsun yine yaparım. Kuzeyin oÄlu benim canım, ciÄerim, arkadaÅtan öte, kardeÅim o benim. Ona kimse zarar veremez.
Belini doÄrultmaya çalıÅtı elini karnına tutup yüzünü ekÅitti;
– Bu acı geçer mi ya? Bak konuÅurken bile acıyor.
Ferhat ile Mete Zekiânin yanına yaklaÅtı. Mete aÄlıyordu;
Zeki;
– HiÅt hacı gülle, biri mi öldü neden aÄlıyorsun? Gel lan buraya. Kıvırcık merinos, marul kafa seni.
Mete ile Zeki sarılıyordu.
Zeki;
– HiÅt kıskanmayın lan. Fero, kuzeyin oÄlu sende gel.
Ãçümüzde Zekiâye sarılıyorduk. Zeki fısıldadı;
– Acaba partiye kadar iyileÅir miyim? Ha hacı gülleler?
Babam;
– Ãok geçmiÅ olsun oÄlum. Ãok Åükür atlattın.
– Tabi kuzeyin oÄlunun babası amca, ehey küçücük kurÅuna da öleceksek, hiç yaÅamayalım daha iyi.
Babam gülüyordu. Hastaneden çıktılar. Doktor yanımıza geldi;
– Oo maÅallah Zeki hızlı iyileÅiyorsun bakıyordum da hiç susmuyorsun
– Neden susacakmıÅım ki? KurÅunu aÄzımdan mı yedim? Karnımdan yedim.
– Olsun sen yine de zorlama kendini. AÄrın var mı?
– Var, çok var, ciÄerim yanıyor doktor bey.
– Zeki ciÄerin artık yanamaz aldık biz onu.
– Ne?
Yorganı kaldırdı karnına bakıyordu;
– Ne yaptınız benim canım ciÄerime? Köpeklere mi verdiniz? Neden kesip aldınız?
– ParçalanmıÅtı zeki. Tek ciÄer ile devam edeceksin hayatına.
– Sevenleri ayırdın hain doktor.
Doktor gülüyordu. Yanımıza geldi ve konuÅtu;
– Bugünlük bu kadar yeterli, lütfen gidin dinlenin. Zekiâye çok iyi bakacaÄız gözünüz arkada kalmasın.
Zeki aÄlamaya baÅladı;
– Bari arkadaÅlarım gitmesin, ben sıkılırım tek baÅıma burada.
– Olmaz zeki yormaman lazım kendini, konuÅma istirahat et.
– Peki telefonla arayıp konuÅsam onları?
– Yok oda olmaz zeki.
– İçimden konuÅsam peki? Ama o zamanda bunlar duymaz ki. Neyse gidin ben kendi kendime konuÅurum.
Gözlerini kapattı. Kendi kendine konuÅuyordu belli ki.
Hastaneden çıktım. Babamlar önde, ben yengem ile arkalarından gidiyorduk. Yanımda arkadaÅlarım Ferhat ve Mete vardı. Yengeme sarılmıÅtım. Ä°ki sevgili gibiydik.
Ferhat;
– Adam heyecan yaratmayı seviyor beyler. Ä°lla korkutacak bizi.
Mete;
– Ä°yi korkuttu ama. Ãlecek sandım bir an.
Ben;
– Beyler Zekiâyi kurÅun bile öldüremediyse, baÅka hiçbir Åey öldüremez adam kedi gibi.
Yengem gülüyor. Bana sıkı sıkı sarılıyordu. Ferhat ile Mete eve gitmek için ayrıldı yanımızdan. Zekiânin anne ve babası bizim aile ile konuÅuyordu. Babamın arabasına bindik yengemle. Yanıma oturdu, dip dibe oturuyor, sarılıyorduk birbirimize. Babam arabaya bindi dikiz aynasından bize baktıÄını fark edince, ellerimi yengemin belinden çektim. Eve gittik, içeriye giriyordum babam kolumdan tutup çekti;
– PaÅam gel konuÅalım seninle biraz.
– Tamam baba.
Yengem arkasına dönüp bana bakıyor, içeriye giriyordu.
Babam;
– Yengen ile aranda ne var?
Yüzüm kızarmıÅ, Åok olmuÅtum babam anlamıÅtı. Ama haklı çok belli ettik bugün.
– Bir Åey yok baba, ne olacak? Mahcup Åekilde gülüyordum.
– Yok, anlarım ben, var aranızda bir Åey, aÅık mısınız birbirinize? Yengenle sarmaÅ dolaÅsın hep.
– Alla alla, sarmaÅ dolaÅ olunca aramızda bir Åey mi oluyor baba ya? Saçmalama gidiyorum ben.
Eve girdim, yengem salonda ne oldu gibisinden el hareketi yapıyordu bana, arkamdan babam geldi. Yengem mutfaÄa girdi. Bende odama çıkıp bir duÅ aldım. Giyiniyordum Aysel yengem arıyordu. Uzun zamandır aramıyordum kadını, ilgilenmiyordum.
– Alo kuzi olanları duyduk akÅam size geliyoruz iyi misin? Bir Åeyin var mı?
– Yok yenge iyiyim arkadaÅım vuruldu. Oda hastanede yatıyor. Åimdi uyuyacaÄım çok yorgunum.
– Gelince rahatlatırım ben seni, hadi kapatıyom hayvanlara bakmaya gidecem bende.
– Tamam yenge kolay gelsin.
MutfaÄa indim bir bira içip öyle uyuyacaktım. Biramı açtım bahçeye çıktım içiyordum. Yengem geldi yanıma. Ãzerini deÄiÅmiÅ, duÅunu almıÅ;
– Sorun yok deÄil mi?
– Ne sorunu?
– Babanla konuÅuyordunuz da duydum biraz.
– Sorun olsa ne olur?
Kolundan tutup yanıma oturttum. Sarılıyordum.
– Sen benimsin bundan sonra, kim ne diyecek?
– Bilmem.
Oda bana sarılıyordu. Biramı içtim, konuÅuyorduk;
– Dayının bu kadar ileri gidebileceÄini düÅünmedim hiç.
– Valla o gavatın bunu yapacaÄını bende düÅünmedim. Adam silah çekti hem de bana, hadi tamam ona ÅaÅırrım eyvallah. Ya Zeki? Adam beni korumak için önüme atladı. Hiç beklemezdim Zekiâden korkup kaçması lazımdı.
– Ãyle, güzel çocuk Zekiâ¦
– Hadi yatalım, çok yorgunum.
– Seninle uyumak istiyorum.
– Uyuyacaz ama bak, yorgunum valla Ãzgeâ¦
– Tamam uyuyacaz.
Odama geçtim, kapıyı açık bıraktım, üstümü deÄiÅiyordum. Yengem geldi odama kapıyı kilitledi. Sarıldım öptüm, yataÄa girip sarmaÅ, dolaÅ uyuduk. Sabah kapım çalıyordu,
Babam;
– Kuzey! Hadi uyan okula.
Uyku sersemi uyanmıÅtım,
– Ne okulu baba hastaneye gidecem ben, git sen.
– Peki ben müdüreyi ararım.
– Ya ne arıyacan? Zaten ders gördüÄümüz yok, Ãniversite sınavına hazırlanıp duruyorlar.
Babam gitmiÅti kapının önünden, yengem sesime uyanmıŠsarılıp öpüyordu beni;
– Bende geleceÄim seninle.
– Okula mı?
– Salak hastaneye gideceÄim demedin mi?
– Ha tamam canım gel.
Yatakta üstüne çıkıp, dudaklarını öpüyor, boynunu emiyor, kısacası seviÅiyorduk. Annemin sesiyle toparlandık;
– Hadi kahvaltı hazır gelin. Ãzge neredesin?
Yengem yataÄımdan apar topar kalkıp gitti. Ferhat mesaj atmıÅtı;
– Kanka uyandın mı? Mete ile size geliyoruz. Zekiânin yanına gideceÄiz. Birde Ä°layda öÄrendi dün olanları, aÄzımızdan kaçırdık, oda geliyor. Haberin olsun yarım saate sizin evdeyiz.
Hay amk diyordum içimden Åu kızda bırakmadı bir beni. Yengemin yanına oturdum kahvaltıya, tam o anda kapı çaldı. ArkadaÅlarım, Ä°layda, Melisa okula gitmemiÅ hepsi gelmiÅti. Ä°layda aÄlıyordu;
– Kuzey! Zeki iyi mi? Hadi gidelim hemen.
– Kızım dur ne aÄlıyorsun aslan gibi Zeki, yatıyor hastanede.
Yengem göz ucuyla bize bakıyordu. KonuÅmaya devam ettim. Melisa da aÄlıyordu. Zekiânin aÄzıyla, onun hareketleri ile konuÅuyordum.
– Kız zilli, sen niye aÄlıyon? Hacı gülleler, hadi kahvaltı edek, girin içeriye.
Melisa Zekiânin taklitini yapınca hafif güldü, aÄlamaya devam ediyordu.
Melisa;
– Of sus gerizekalı demeyi özledim Zekiâye iyileÅecek deÄil mi?
– Korkmayın ya iyi Zeki hadi gidelim görün bak.
Yengeme seslendim;
– Yenge hadi gelecem diyordun gidiyoruz.
– Yok kuzum gidin siz, yarın gelirim ben sizle.
Ä°layda yanımda olduÄu için böyle dediÄini biliyordum. Peki dedim çıktık evden. Arabalara binip hastaneye gittik. Zekiânin annesi aÄlıyordu, babası karısını teselli ediyordu. KoÅarak yanlarına gittik. Babasına sordum;
– Bir durum mu var?
Babası aÄlıyordu;
– İç kanama geçirdi, tekrar ameliyata aldılar.
OlduÄum yere yıkılmıÅtım. Dizlerimin baÄı çözülmüÅtü. Dün o kadar konuÅtuÄum, sarıldıÄım arkadaÅım tekrar ameliyat masasındaydı. Ä°layda ile Melisa hıçkırarak aÄlıyordu. Ferhat ile Mete yanıma gelip kaldırdı oturduÄum yerden.
Ferhat;
– Kalk abi kızların yanında güçlü dur, yoksa onları zapt edemeyeceÄiz. Kalk hadi. Ä°yileÅecek Zeki.
Doktor geliyordu yanımıza babasının yanına gitti. KoÅarak yanlarına gittik.
Doktor;
– İç kanamayı zorda olsa durdurduk, ama tekrar iç kanama geçirme riski çok yüksek. O yüzden yoÄun bakımda tutacaÄız. Ãzülerek söylemek zorundayım, Allahtan ümit kesilmez ama tekrar iç kanama geçirirse durduramayız, ve Zekiânin bünyesi bir ameliyatı daha kaldıramayacak. Kaybetme riskimiz çok yüksek. Umarız iç kanama geçirmez tekrar.
Zekinin annesi iyice yıkılmıÅ, babası çömelip kalmıÅ, yıkılmıÅtı. Yanlarından ıÅık hızıyla ayrıldım. Dayımın kaldıÄı odayı bilmiyordum. DanıÅmaya gidip sordum dayımın kaldıÄı odayı. Hastaneden sevk edildiÄini, istanbula gittiÄini söyledi. Komadan çıkamamıŠhala.
Ben;
– Benim burada arkadaÅım ölüyor, onu sevk etseydiniz. O Åerefsizin iyileÅmesi için neden daha iyi bir hastaneye sevk ediyorsunuz. Ulan kötü insanları bu kadar mı çok seviyorsunuz siz? Ä°lla arkadaÅımın ölmemesi için, Åerefsiz mi olması lazım?
DanıÅmanın yakasına yapıÅtım hırpalıyordum. Güvenlik araya girdi ayırmaya çalıÅıyordu, arkadaÅlarım yanıma gelmiÅti, hastane polisini çaÄırdılar. Polis yaka paça dıÅarıya çıkarttı beni.
Polis;
– OÄlum sakin ol, ne istiyorsun adamdan?
– Bırakın allah aÅkına ya! Kötü insanları koruyup duruyorlar, benim içeride arkadaÅım ölüyor, canıyla cebelleÅiyor, bu Åerefsizler, Åerefsiz bir insanı komadan çıkartmak için uÄraÅıyor, çok mu lazım komadan çıkması?
– Evlat sen Åu dayını döven genç deÄil misin?
– Evet benim.
– Adam komadan çıkmazsa, cinayetten yargılanacaksın. Yanındaki arkadaÅlarında yanında olduÄu için onlarda yargılanacak. Hastanede yeterli ekipman olmadıÄı için sevkini istedi. ArkadaÅını da sevk edebilirlerdi, ama arkadaÅın bu sevke gidecek durumda deÄil, yolda da ölebilir. O yüzden dua et iyileÅsin dayın.
Ben iyice ikilemde kaldım. Durumların böyle olacaÄını bilmiyor, düÅünmüyordum. Ferhat ile Mete çok sakinlerdi yanıma geldiler;
– Vay amına koyayım hapishane de mi görecez lan yoksa?
Mete sigarasını yaktı;
– Amına koyayım Zeki iyileÅsin de ne görürsek görelim amına koyarım artık.
AkÅama kadar hastanede bekledik. Hepimiz periÅan haldeydik. Babamlara haberi almıŠonlarda yanımızdaydı. Ãzge yengem evde çocuklarla kalıyor, Aysel yengemler gelmiÅ onlarla oturuyordu. Doktorun tek söylediÄi elimiz kolumuz baÄlı bekliyoruz, bu geceyi atlatması lazım iç kanama geçirmeden diyordu sadece. Vücudu çok yorulmuÅtu Zekiânin. Kafayı yemek üzereydim. Hastaneden kimseye belli etmeden ayrıldım. Yürümeye baÅladım. Sahile kadar yürüdüm, tekelden sigaramı, içkimi aldım oturdum sahile. İçkimi içiyor, denizi seyrediyordum. Bir taraftan Zekiâyi düÅünüyor, iyileÅmesini diliyordum. Bir taraftansa dayım komadan çıkamaz, geberip giderse sonumuz bombok olacak onu düÅünüyordum. Hapise girersem ne yapardım? Yengem yalnız kalırdı, okulumu okuyamaz, her Åey boka sarardı. Peki ya arkadaÅlarım? PeÅimden onları da sürükleyecek, hayatlarını maf edecektim. Her Åey üst üste geliyordu. Telefonum çalıyor Ferhat arıyordu;
Ferhat;
– Alo kanka neredesin oÄlum seni aradık bulamadık?
– Sahilde içiyorum moruk duramadım orada. KardeÅim nasıl?
– Haber yok kanka bekliyoruz. Geliyoruz yanına
– Yok moruk gelmeyin
– Sikerim amını. Belki de bundan sonra hapishane arkadaÅı olacaz. Yalnız bırakmayız moruk seni bekle ayrılma.
Aradan yarım saat geçmiÅ, içkim bitmiÅ, sigaramı içiyordum. Yanlarında içkilerle geldiler. Birayı açıp uzattılar elime.
Mete;
– İç moruk iç sabah olmaz bugün.
– Ä°nÅallah o sabah olur be.
Ferhat;
– Zor da olsa o sabahlar olacak içinizi rahat tutun amına koyayım.
Mete aÄlıyordu;
– KeÅke lan, keÅke Zeki de Åurada olsa, saçma sapan konuÅsaydı.
Ferhat;
– Dur be oÄlum öldürdün hemen çocuÄu. O bir uyansın. Onu da buraya getirip içeceÄiz.
Ben;
– Partiyi sordu.
Ferhat;
– Ne?
Ben;
– Onu görmeye girdiÄimiz de, partiyi sordu kulaÄıma fısıldadı. Sabırsızlanıyor, iyileÅir miyim diye soruyordu.
Ferhat;
– Daha 2 ay var, iyileÅecek gelecek bizimle.
Mete;
– Ya da biz hapise gideceÄiz, o puÅt tek gidecek partiye.
AÄlayarak gülüyorduk. Sabaha kadar sahilde içkilerimizi yudumladık. Gözlerimiz telefonda sadece iyi bir haber bekliyordukâ¦
Sabah olmak üzereydi gün hafif hafif aÄarıyor, güneÅ doÄmaya baÅlıyordu. Telefonum çalınca apar, topar kalktık. Elime aldım telefonu babam arıyordu. Ferhatâı Melisa arıyordu. Mete telefonuna bakıyordu;
Mete;
– Beni arayan yok açın lan Åu telefonu amına koyayımâ¦
Ben hemen açtım telefonu, Ferhat ileriye gidip açtı telefonu. Mete ortamızda kalmıŠkime gideceÄini ÅaÅırmıŠbakınıyordu.
Ben;
– Alo baba uyandı mı Zeki?…
20. BÃLÃM SONUâ¦
DEVAM EDECEKâ¦
LÃTFEN DEÄERLÄ° YORUMLARINIZI ESÄ°RGEMEYÄ°NÄ°Z!…
Ben Esra telefonda seni boþaltmamý ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32