Ben Esra telefonda seni boþaltmamý ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Köyümüzün Amcıkları, Ä°zmirin Amcıkları… (10)
Ertesi gün ve sonraki günler evde aÄırlıklı konuÅulan konu Ramazan çavuÅun yaptıracaÄı apartman ve bize verceÄi kat oldu. Bunları dinlemekten bıkmıÅtım, Ramazan çavuÅ bana apartmanla ilgili birÅey söylediÄinde, “He, evet!” deyip geçiyordum. Tamam yaptırsın apartmanı, versin katın birinin tapusunu, fazla mal göz çıkarmaz. Ama Nurcan’la evlenince daha nerede oturacaÄıma karar verememiÅtim. Nurcan bana, resmi nikahtan sonra beni Almanya’ya götürmekten ve orda yaÅayacaÄımızdan bahsederken, Ramazan çavuÅ da köyde aynı çatı altında yaÅayacaÄımızı varsayıyordu. Bir hafta öncesine kadar Ä°zmir dıÅında baÅka bir yerde yaÅayamam diye düÅünen ben ise, köydeki sikilecek amcıkları gördükten sonra, artık köyden de tamamen kopmak istemiyordum.
Günler çabucak geçmiÅ, Nurcan’ların Almanya’ya dönme günü gelip çatmıÅtı. Yarın sabah erkenden döneceklerdi. Ve Nurcan’la birbirimize doyamamıÅtık. AkÅam yemeÄinden sonra Nurcan’ın annesi ne hikmetse bize, “Hadi gidin, baÅbaÅa bir iki saat gezin dolaÅın gelin! Belki uzun süre birbirinizi göremeyeceksiniz!” dedi. Kadının yaptıÄı bu kıyaÄa ÅaÅırmıÅtım, ama sonra Jeton düÅtü bende. Nurcan bana bir iki gün önce adet günün yaklaÅtıÄını söylemiÅti. Ama Nurcan’ın adet görmesi umurumda deÄildi, azgınlıktan kuduruyordum, en azından götünden sikebilirdim. Nurcan’la atladık arabaya, AÅıklar tepesine sürdüm arabayı. AkÅam akÅam zaten ‘Ä°n Cin Top Oynuyordu’ tepede.
Tepeye varınca indik arabadan. Nurcan’ın sırtını arabaya yaslayıp, öpüÅmeye baÅladık. YaraÄım zaten evin önünde arabaya bindiÄimiz andan beri kalkık duruyordu. ÃpüÅürken fermuarımı indirdim, yaraÄımı çıkarıp Nurcan’ın eline verdim. Nurcan yaraÄımı okÅarken öpüÅmeyi bırakıp, “AÅkım kötü bir haberim var, adet günlerim baÅladı!” dedi. “Tahmin etmiÅtim zaten, ama önemli deÄil!” dedim ve öpüÅmeye devam ettik. Nurcan dudaklarını dudaklarımdan çekip, “Ãff yaa, ne berbat, tam da adet olacak günü buldum!” dedi. “AÅkım takma kafana, sorun deÄil!” dedim. “Ä°stersen aÄzımla boÅaltayım seni aÅkım?” dedi. “AÄzına al, ama götünü de sikmek istiyorum!” dedim. “Tamam aÅkım!” diyerek çömeldi ve yaraÄımı yalamaya baÅladı. Amdan sikiÅemeyeceÄi için üzülmüÅtü.
Nurcan yaraÄımı biraz yaladıktan sonra ayaÄa kalktı, kot pantolonunu çözüp dizlerine indirdi. Arkasını dönderdim ve bagaj kaputuna domalttım. Külodunu da, Pedi düÅmesin diye, sadece göt deliÄi görünecek kadar, yarım indirdim. Sikimin baÅını tükürükle ıslatıp yanaÅtım arkasına ve götüne soktum. Pantolonunu ve külodunu tam çıkarmadıÄı için biraz zor oluyordu, ama yine de götüne pompalamaya baÅladım. Ben tutturduÄum Ritmle Nurcan’ın götüne girip çıktıkça, araba da BeÅik gibi sallanıyordu.
Taa aÅaÄıdan gelen bir arabanın farlarını görünce, fazla vaktimizin olmadıÄını düÅünerek iyice hızlandım ve boÅalacaÄım zaman götünden çıkıp, yere fıÅkırttım döllerimi. Aslında götünün içine boÅalıp, içinde uzunca bir süre kalmak ve tadını çıkarmak istiyordum, ama gelen arabadan rahatsız olmuÅtum. Nurcan külodunu ve pantolonunu çekerken, ben de torpidodan ıslak mendil çıkardım, acele sikimi temizleyip, fermuarımı çektim. Biz toparlandıÄımızda gelen araba da tepeye iyice yaklaÅmıÅtı. Birer sigara yaktık, arabaya sırtlarımızı yasladık, manzara seyrediyormuÅ gibi sigaralarımızı içmeye baÅladık.
Gelen araba bir ‘Hacı Murat’ idi, köyde birçok kiÅide vardı bu arabadan, onun için kime ait olduÄunu bilmiyordum. Bizim arabayı görünce, 10-15 metre öteye park etti, farlarını söndürdü. Muhtemelen tepede yalnız olacaÄını sanmıÅtı, ama o da bizim gibi rahatsız olmuÅtu. Sigaralarımız bitince Nurcan’a, “Hadi gidelim!” dedim. Bindik arabaya, çalıÅtırdım arabayı, yaktım farları. Manevra yaparken bizim arabanın farı, öbür arabanın içindekilerini görmemi saÄlamıÅtı. Arabada isimlerini bilmediÄim iki genç erkekle, bir kız vardı.
Yanlarından geçerken kısa bir an tereddüt ettim, görmezden geleyim, basıp devam edeyim diye. Ama selam vermeden geçsem köyde laf ederlerdi, çünkü bizim arabayı herkes tanıyordu. Onun için tam yanlarından geçerken frene bastım ve selam vermek için camı indirdim. Bunun üzerine direksiyondaki genç te camını indirince, selam verdim. O beni tanıyormuÅ, ‘Harun abi’ diye hitap ederek selamımı aldı. Arkada oturan diÄer gençle, kıza da selam verdiÄimde farkettim, kız bizim Durdane idi. Durdane beni görünce telaÅlanmıÅtı, alt dudaÄını ısırıyordu. Durdane fazla gerilmesin diye, “Hadi size iyi geceler!” deyip taktım vitese ve devam ettim. Biraz uzaklaÅınca Nurcan sordu, “Kimdi onlar?” diye. “Kız, Gülbeyaz halamın kızı, Durdane. DiÄer gençleri tanımıyorum!” dedim. Nurcan bu tepenin Åöhretini bilmiyordu, ona bu konuda birÅey söylemedim. Ama Durdane AÅıklar tepesine besbelli ki sikiÅmeye gelmiÅti.
Eve döndüÄümüzde, Nurcan’ın annesi gözlerimize sikiÅip sikiÅmediÄimizi anlamak istercesine bakıyordu. Cümbür Cemaat oturduk, biraz daha sohbet ettik. Sonra herkes yatmaya çekildi. Ben yine bodrumda yattım. Ama Durdane’yi düÅünmekten hemen uyuyamadım…
Sabahın köründe Sahura kalkar gibi kalktık. Annem akÅamdan peynirli börek yapmıÅtı, ama o saatte kimsenin canı birÅey yemek istemedi. Belki yolda yerler diye, börekleri Alüminyum Folyo’ya sarıp arabalarına koyduk. Nurcan vedalaÅırken duygularına hakim olamadı ve aÄlayarak arabaya bindi. Ramazan çavuÅ yine elini öptürdü bana. Nurcan’ın annesi de önce elini öptürdü bana, sonra da sarılıp aÄlamaya baÅladı. O sırada babam Ramazan çavuÅla vedalaÅıyor, annem de arabada aÄlayan Nurcan’ı teselli etmeye çalıÅıyordu.
Hadi Nurcan’ın aÄlamasını anlayabilirdim, ama annesi Åimdi ne diye aÄlıyordu? Hem o nebiçim sarılmaydı öyle? Kadın resmen kokumu içine çekerek, sıcak nefesini kulaÄıma vererek, göÄüslerini vücudumda ezerek sarılıyordu bana. Ãyle tahrik ediciydi ki, sikim hareketlenmeye baÅlamıÅtı. Bu kadının da canı sikilmek istiyor diye düÅünmeden edemiyordum. Ramazan çavuÅun, “Hadi hatun bin arabaya, yolcu yolunda gerek!” diye seslenmesiyle, kadın bana sarılmayı bıraktı ve eÅarbının ucuyla gözyaÅlarını sildi, bindi arabaya. Kornaya basarak yola çıktılar. Annem de adettendir diye, arkalarından bir tas su serpti.
Gitmeleriyle eve yine sakinlik çökmüÅtü. Birkaç saat daha uyuduk. Kahvaltıdan sonra ben bodrumdan yine yukardaki odama taÅındım. O gün akÅama kadar nerdeyse bütün vaktimi odamda geçirdim. Telefonumdaki resimleri ve Nurcan’la çektiÄimiz sikiÅ Videosunu da yedekledim Laptopuma. Sonra aklıma Durdane geldi, Durdane’yi bir görsem çok iyi olacaktı.
AkÅam yemeÄini yedikten sonra, arkadaÅlarla görüÅmeye gideceÄimi söyleyip çıktım evden. Ve doÄruca Gülbeyaz halamlara gittim, amacım Durdane’yi görmek ve fırsat bulursam konuÅmaktı. Gülbeyaz halamın kocası Ä°stanbul’da inÅaatlarda çalıÅıyordu. Köydeki erkeklerin çoÄu gibi onun da mesleÄi tesisatçılıktı. Bu halamın toplam 4 çocuÄu vardı. En büyükleri Cemal, askerdeydi. Cemal’in 2 yaÅ küçüÄü Durdane idi. 2 tane de küçük oÄlan vardı, oÄlanların ikisi de ilkokula gidiyordu.
Durdane’nin benim anılarımda ayrı bir yeri vardı. Biz Ä°zmir’e taÅınmadan çok çok önceydi, halamlar (3-4 halam birlikte) tarlaya Ceviz çırpmaya gitmiÅlerdi. Ãocukları tarlada ayak altında dolanmasın diye evde bırakmıÅlar ve çocuklara göz kulak olma iÅini de Durdane’yle bana vermiÅlerdi. Ozamanlar aklımın cinselliÄe daha yeni yeni ermeye baÅladıÄı dönemlerdi. Ãocuklara, “Saklambaç oynuyoruz!” deyip, Durdane ile ben, odanın birindeki Yüklük dolabına saklanmıÅtık. Yüklükteki üstüste istiflenmiÅ DöÅek ve yorganlardan dolayı yerimiz çok dardı. Oraya sıÄmak için mecburen Durdane’nin arkasına yapıÅmıÅtım. Durdane de arkasını bana iyice bastırınca, içgüdüsel olarak götüne kerkinmeye baÅlamıÅtım…
Ozaman müthiÅ zevk almıÅtım bundan. Durdane’nin de çok hoÅuna gitmiÅti bu yaptıÄımız ve o günden sonra sık sık yapmıÅtık bunu. Tabii elbiselerimiz üzerimizdeyken yapıyorduk. Ä°lerleyen günlerde, benim hayatımda ilk gördüÄüm Amcık da yine Durdane’nin AmcıÄı olmuÅtu. Evde yalnız kaldıÄımız bir gün, karÅılıklı külotlarımızı indirmiÅ, o bana AmcıÄını gösterirken, ben de ona Ãükümü göstermiÅtim. Durdane’nin de ilk gördüÄü Ãük benimkiydi. Daha sonraları baÅbaÅa kaldıÄımızda, külotlarımızı indirip kerkiniyordum Durdane’nin götüne. Ozaman sikiÅme nedir tam bilmiyorduk, ama yaptıÄımız bu kerkinmeyi sikiÅme sanıyor ve müthiÅ heyecanlanıyorduk. Biz Ä°zmir’e taÅındıktan sonra, ikimiz de utandıÄımızdan olsa gerek, birdaha Durdane ile karÅılaÅmamıÅtık. Taa ki AÅıklar tepesindeki bu karÅılaÅmaya dek…
Gülbeyaz halam, ziyaretime çok sevinmiÅti. Ãocuklar da öyle. Ama Durdane telaÅlanmıÅ, biraz da heyecanlanmıÅ, eli ayaÄına dolaÅmıÅtı. Yarım saat falan oturup, çay içip, sohbet ettikten sonra kalkmak için müsaade istedim. Giderken Durdane’ye, “Ben burdan Åehriban halamlara gidiyorum, gel istersen seni de götüreyim, Zeynep’le görüÅürsün! Merak etme, dönüÅte geri eve kadar getiririm!” dedim. Durdane, “Bilmem ki…” diyerek halama izin ister gibi baktı. Halam da, “Git kızım iÅte, Harun abin geri eve kadar getirecekmiÅ nasıl olsa!” dedi. Durdane evde giydiÄi hırkasını ve baÅörtüsünü deÄiÅtirdi ve çıktık. Hiç konuÅmadan arabaya bindik ve Åehriban halamların istikametine doÄru sürdüm.
Evden görünmeyecek kadar uzaklaÅınca, saÄa çektim arabayı. Durdane baÅını öne eÄmiÅ, gözlerini arabanın paspasına dikmiÅ, hiç konuÅmuyor, sadece yutkunuyordu. Elini tuttum ve “Durdane, bana bakarmısın bir saniye?” dedim. Durdane ürkekçe baÅını kaldırdı ve bana baktı. Bilmiyorum artık, korkudan mı, heycandan mı, ama kızcaÄız titriyordu. Onu sakinleÅtirmek için, gülümseyerek, “Seni çok özledim!” deyip, eÄildim ve dudaklarına yumuldum. Durdane de anında karÅılık verdi ve birkaç dakika ateÅli bir Åekilde öpüÅtük. Arabayla durduÄumuz yerin pek uygun olmamasından dolayı hemen toparlandık. Aradan yıllar geçmesine raÄmen, ikimiz de müthiÅ heyecanlanmıÅtık. YaraÄım kazık gibi olmuÅ ve pantolonumu zorlamaya baÅlamıÅtı. Evet, Durdaneyi sikmek istiyordum.
Arabayı çalıÅtırdım ve Åehriban halamların evine sürdüm. Durdane’yle indik, kapıyı çaldık. Halamın küçük çocuklarından biri açtı kapıyı ve “Anne, Harun abiyle, Durdane abla geldi!” diye içeriye seslendi. Halam hemen kapıya geldi ve bizi içeriye buyur etti. Ama ben, “Yok girmeyelim, arabayla geziyorduk, Zeynebi de almaya geldik. Bir iki saat dolaÅıp geleceÄiz!” dedim. O sırada Zeynep de kapıda göründü. Ona da aynı Åeyi söyledim. Zeynep sevinçle, “Geliyorum hemen!” deyip, içerden baÅörtüsünü aldı geldi ve baÅına baÄlayıp, ayakkabılarını giydi. Ãçümüz arabaya binip ordan uzaklaÅtık. Kızların ikisi de arkaya binmiÅti.
Zeynep heyecanla, “Hayırdır, gece gece nerden çıktı bu gezme iÅi? Nereye gidiyoruz?” diye sordu. Ben de, “Bir yere gittiÄimiz yok, Durdane ile biraz baÅbaÅa kalmak istiyorum sadece!” dedim. Zeynep bu cevabıma bozulmuÅtu, “Ee, beni ne diye yanınızda götürüyorsunuz ozaman?” dedi. Cevap vermedim. Dikiz aynasından baktıÄımda, Durdane yine baÅını öne eÄmiÅti, alt dudaÄını ısırıp, yutkunuyordu. Zeynep ise anlamıÅtı olayı.
Arabayı köyün dıÅına sürdüm. KomÅu köyün yakınlarında, dere kenarında, esk**en DeÄirmen olarak kullanılan bir yıkıntı vardı. Arabayı yoldan görünmesin diye yıkıntının arkasında, bir aÄacın altına çektim ve kontaÄı kapadım. Zeynebe, “Sen arabada birkaç dakika beklermisin!” deyip indim. Zeynep bu sözüme de çok bozuldu. Ben öbür tarafa dolanıp, kapıyı açtım ve Durdane’ye inmesini söyledim. Durdane inince torpidodan ıslak mendil kutusunu aldım ve Durdane’yle arabanın arkasına dolandık, 9 – 10 metre ötedeki aÄacın altına gittik.
Islak mendil kutusunu yere bırakıp, Durdane’nin sırtını aÄaca yasladım ve dudaklarına yumuldum. Durdane dudaklarını çekip, “Zeynep arabadan bize bakıyor!” dedi. Benim sırtım arabaya dönük olduÄundan Zeynebin baktıÄını görmüyordum, “BoÅver baksın! Merak etme, birazdan konuÅurum onunla ben, kimseye birÅey söylemez!” deyip tekrar yumuldum dudaklarına. Durdane Zeynebin bakmasından biraz tedirgin olsa da, fazla dayanamadı ve karÅılık verdi. Ãılgınlar gibi öpüÅüyorduk. YaraÄım kazık gibi olmuÅtu öpüÅürken. BirÅey demeden Durdane’yi yüzü aÄaca gelecek Åekilde dönderdim ve eski günlerde yaptıÄım gibi arkasına dayandım. Biraz götüne kerkindikten sonra, fermuarımı açtım, yaraÄımı çıkardım. Åalvarını indireceÄimde, Durdane yine tedirgin oldu, “Yapma, Zeynep görecek!” diyerek, Åalvarını tuttu ve indirmemi engelledi.
“Bırak Åimdi Zeynebi, ben onunla konuÅacaÄım dedim ya!” diyerek, Åalvarını küloduyla birlikte dizlerine kadar indirdim ve “Biraz eÄil öne!” dedim. Durdane artık iÅi akıÅına bırakmıÅtı. EÄilince, yaraÄımın baÅını tükürükle ıslatıp, yanaÅtım arkasına. YaraÄımı göt deliÄine bastırmaya baÅladıÄımda, “Dur, yanlıŠyeri zorluyorsun!” deyip elini arkaya attı ve yaraÄımı tutup amının deliÄine denk getirdi. Aslında ben götünü sikmek istiyordum, ama neyse, amına bastırdım. Vıcık vıcık sulanmıÅtı amı ve daracık olmasına raÄmen yaÄda kayar gibi girmiÅtim. Dibine kadar köklediÄimde, Durdane kısıkça, “Ahhhh!” diye inledi. Bakire deÄildi, fakat çokta sikiÅmediÄi, amının çok dar oluÅundan belliydi. TaŠçatlasa, anca birkaç kere sikiÅmiÅ olmalıydı.
Amına pompalamaya baÅladım. Fakat Durdane’nin boyu benden kısa olduÄundan, ben dizlerimi kırmak zorunda kalıyordum. Yine de aldıÄım zevke engel deÄildi bu pozisyon. Pompalarken, elimi de öne atıp, klitorisini okÅamaya baÅladıÄımda, Durdane de inlemelerini artırmıÅtı. Ãok geçmeden orgazm oldu. Amından akan suları yaraÄımda hissediyordum. Amı okadar kayganlaÅmıÅtı ki, ben de fazla dayanamadım ve son anda yaraÄımı amından çıkarıp yere fıÅkırttım döllerimi. Durdane birkaç saniye öyle kaldı, sonra hemen doÄrulup külodunu ve Åalvarını çekti. Yönünü bana döndüÄünde, ilk iÅi arabaya bakmak oldu. Sonra da, “Ãff yaa, Zeynep bakıyor halen, herÅeyi gördü!” dedi. Ben de dönüp arabaya baktıÄımda, Zeynep kafasını önüne çevirdi.
Islak mendil kutusunu aldım ve “Git Zeynebi gönder buraya!” dedim. Durdane, “Yaa, ben Åimdi Zeynepten utanırım, beraber gidelim, ne konuÅacaksan arabada konuÅ!” dedi. Ben de biraz sert bir ses tonuyla, “Git, söyle gelsin yanıma, onunla yalnız konuÅacaÄım!” dedim. Durdane alt dudaÄını ısırarak gitti, arabaya bindi. Hemen sonra da Zeynep indi. Ben ıslak mendille yaraÄımı silerken yanıma geldi ve ben daha aÄzımı açmadan, “Biliyormusun, sen çok adisin!” dedi. YaraÄım halen kazık gibiydi ve Zeynep bu arada yüzüme deÄil, yaraÄıma bakıyordu. “Seni çok özledim aÅkım!” deyip, Zeynebi kolundan tuttuÄum gibi, sırtını aÄaca yasladım ve dudaklarından öpmek istedim.
Zeynep, “Yapma, istemiyorum! Hem adisin, hem de yalancısın!” diyerek öptürmedi ve baÅını yana çevirdi. Ben de boynunu öperek, elimi Åalvarının içine soktum ve külodunun üstünden amını avuçladım. Zeynep istediÄi kadar istemiyorum diyedursun, külodu ıslaktı. Elimi külodunun da içine soktuÄumda, amı da vıcık vıcıktı. Muhtemelen demin arabadan bizi seyrederken ıslanmıÅtı. “Ä°ndir Åalvarını, hadi çabuk ol!” dedim. Zeynep yine, “Yaa, istemiyorum!” dedi. Aklı sıra bana naz yapıyordu orospu. SinirlenmiÅtim, “Siktirtme belanı Åimdi!” deyip, arkasını döndürdüm ve Åalvarıyla külodunu zorla kendim indirdim. Sonra da ensesinden bastırıp, “AÄaca tutunup domal!” dedim.
Domalınca, yaraÄımı direkt amına soktum ve deli gibi pompalamaya baÅladım. Okadar hızlı pompalıyordum ki, Zeynep, “Uhhh, ahhh, yavaÅÅÅ!” demeye baÅladı. Tempomu biraz düÅürüp amını sikmeye devam ettim. Biraz sonra Zeynep zevkten inliyordu. 5-6 dakika siktikten sonra, Zeynep uzun bir inlemeyle orgazm oldu. Benimse boÅalmama daha çok vardı, yaraÄımı amından çıkarıp götüne dayadım. Bir seferde götüne kökleyince, “Ahhhh! YavaÅ olsana hayvan!” diye baÄırdı. Onun bana hayvan demesi beni daha da azdırmıÅtı, makineli tüfek gibi sikmeye baÅladım götünü. BoÅalmama yakın, elimi amına atıp, klitorisini okÅadım. Ve Zeynep birkez daha orgazm olurken, ona iyice kenetlenip, götünün içine fıÅkırttım döllerimi. Ä°kimiz de nefes nefeseydik. Bir süre daha Zeynebe kenetli kaldım, sonra yaraÄımı yavaÅça götünden çıkardım. Döller Åalvarına akmasın diye külodunu yukarı çektim. Ben yaraÄımı ıslak mendille silerken, o da Åalvarını çekti.
Zeynep halen kızgın bakıyor ve burnundan soluyordu. Ona, “Seni çok seviyorum aÅkım!” deyip dudaklarına yumuldum. Ãnce isteksiz durdu, sonra dayanamadı ve karÅılık verdi. Biraz öpüÅtük. Dudaklarımız ayrılınca, Zeynep, “Ben de seni çok seviyorum, ama sen çok üçkaÄıtçısın! Hep baÅkalarını sikeceÄinde aklına geliyorum! BaÅka zaman beni hiç arayıp sormuyorsun!” dedi. “Ne desen haklısın aÅkım! Ä°lk fırsatta seninle baÅbaÅa güzel vakit geçireceÄiz! Hadi Åimdi arabaya gidelim!” dedim. “Söz mü?” dedi. “Söz aÅkım!” dedim. Zeynep biraz yumuÅamıÅ, yüzünde hafif bir gülümseme belirmiÅti. Ele ele tutuÅarak arabaya gittik.
Arka kapıyı açtım ve Zeynebe, “Geç aÅkım!” dedim. Zeynep gülümseyerek Durdane’nin yanına bindi. Durdane o ana kadar öteki tarafa bakıyordu, ama benim Zeynebe kullandıÄım ‘AÅkım’ kelimesini duyduktan sonra baÅını çevirdi ve bana baktı. Durdane, demek ki ben Zeynebi sikerken bakmamıÅtı ve sadece konuÅtuk sanıyordu. Ben de birÅey demeden direksiyona geçtim ve arabayı çalıÅtırdım. Yola çıkmadan, elimi arkaya atıp Durdane’nin dizini okÅayarak, “Durdane aÅkım, merak etme, Zeynep gördüklerini kimseye söylemeyecek!” dedim. Sonra da elimi Zeynebin dizine kaydırıp okÅayarak, “Ãyle deÄil mi aÅkım?” dedim. Zeynep de, “Evet, benden sır çıkmaz!” diye onayladı. Durdane bizim bu sözlerimizden sonra nisbeten rahatlamıÅtı, ama bir okadar da kafası karıÅmıÅtı.
Ãnce Zeynebi bıraktık. Sonra Durdane’yi bırakmak için devam ettim. Durdane dayanamadı ve sordu, “Zeyneple aranızda birÅeyler mi var?” diye. Bu sorunun geleceÄini tahmin etmiÅtim, ama halen ne cevap vereceÄimi düÅünüyordum. Ben hemen cevap vermeyince, Durdane, “Zeynebi de sikiyorsun, öyle deÄil mi?” dedi. Ben de, “Sana yalan söyleyecek deÄilim aÅkım, evet, onu da sikiyorum!” dedim. Durdane ÅaÅırmıÅtı, “Ama Zeynep niÅanlı!” dedi. “Olsun, ben de Nurcan’la evli sayılırım!” dedim. Durdane, “Hımmm… Peki ya niye Zeynebe aÅkım deyip duruyorsun, ona aÅıkmısın?” diye sordu. Ben güldüm, “Yok canım, sadece aÄız alıÅkanlıÄı!” dedim. “Bana da aÅkım diyorsun, o da mı aÄız alıÅkanlıÄı?” dedi. “Senin yerin bambaÅka, sana esk**en beri aÅıÄım!” dedim. Durdane bu sözümden çok mutlu olmuÅtu. Durdane’yi de bıraktım ve evime döndüm.
Ben Esra telefonda seni boþaltmamý ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32