Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 1. Bölü

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bbw

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 1. Bölü
Merhaba, adım Osman. 30 yaşındayım. Konya’nın (adını vermek istemediğim) merkeze yakın bir köyündenim. Gelenek ve göreneklerine çok bağlı, muhafazakâr bir ailem var. Kadınlarımızın tümü kapalı, başörtülü ve türbanlıdır. Bir yıl önce amcamın oğlu ölünce, onun dul kalan karısı ile evlenmem için ailem bana baskı yapmaya başladı. Bizim geleneklerde bir kadın genç yaşta dul kalırsa, hele de çocuklu bir kadınsa, aile içinden bir erkekle evlendirilir. Kadının gözünün dışarda olmaması, kadına başka erkeklerin musallat olmaması içindir bu. Aileyi ve çocukları korumak içindir bir de. Ailemin bu kararına, ben sürekli olmaz desem de, sonunda babam evlenmezsem beni evlatlıktan ve mirasından reddedeceğini söyledi. Ben de mecburen kabul ettim. Oysa sevdiğim başka bir kız vardı ve bu yaşananlar sonucu beni terk etti.

Amcaoğlunun ani gelişen hastalığı onu bizden ayırdı. Amcaoğlu ölmeden önce babama ve amcama, “Karıma, çocuklarıma sahip çıkın!” diye istekte bulunmuştu. Amcaoğlunun son isteği buydu. Babam ve amcam onun bu son isteğini kesin olarak yerine getirmek istiyordu. Yengemle aramızda önce imam nikâhı kıyılacaktı. Yengem iki kız çocuk annesi bir kadın. 39 yaşında, kara kalın kaşlı, hafif kilolu, orta boyludur. Pek güzel değildir. İki kızı var, 20 ve 16 yaşlarında. Yengemle (ki ben ona hep ‘Yenge!’ derdim) amcaoğlunun evliliği boyunca ilişkimiz son derece resmiydi. Ama bazen ona dikkatle baktığım da olurdu. Giydiği eteklerin, bluzların altında belli olan kalçaları, götü ve memeleri beni azdırırdı. Bizden birkaç sokak ötede küçük bir gecekonduda oturuyorlardı. Ama bizim eve sık sık gelip giderdi.

Yengemle evleneceğim kesinleştikten sonra, bazı akşamlar aldığım birkaç öteberiyi bırakmak için kapısını çalıyordum. Yine böyle bir akşam kapısını çalıp, aldığım birkaç parça yiyeceği bırakmak istedim. Kapıyı yengem açtı. Elimdekileri mutfağa bırakmak için içeri geçtim. Bana, “Sana da böyle zahmet oluyor, sürekli bir şeyler getiriyorsun!” dedi. “Ne zahmeti!” dedim. Bana, çay yaptığını, beraber içmemizi teklif etti. “Olur!” dedim. Kızları evde yoktu. Banyoya geçip elimi yıkamak istedim. Ellerimi yıkarken kenarda duran kirli sepetinin kapağının altından bir şeyin sarktığını gördüm. Merak ettim. Kapağı kaldırınca kirli çamaşırların üzerinde, yengemin krem renkli sutyenini gördüm. Koca memeleri için bunu giyiyordu demek ki. Sutyeni burnuma götürüp kokladım. Memelerinin ucu sutyende iz yapmıştı ve belli oluyordu. Sutyenin altında kırmızı renkli, kenarları dantelli bir külot vardı. Bunu da elime aldım. Kokladım. Ter, sabun, sidik ve am kokuları birbirine karışmıştı. Külotun üzerinde birkaç kıl vardı. Bunlar yengemin amının kıllarıydı sanırım.

Bu minik külot yengemin koca götünün anca yarısını kapatırdı. Benim kapalı, türbanlı yengemin böyle dantelli, işlemeli külotlar, sutyenler giydiğini bilmiyordum. Yarağımı çıkardım ve külotunu sikime sürtmeye başladım. Sutyeni de ağzıma götürmüş, meme ucunun izini yalıyor, öpüyordum. İnanılmaz zevk alıyordum o sırada. Kısa bir süre sonra boşalacağımı anladım ve kendime engel olmaya çalıştım, ama nafile. Büyük bir hışımla yengemin külotuna boşalmıştım. Artık yapacak bir şey yoktu. Yarağımdaki tüm dölleri külotuyla sildim. Şimdi bu minik kırmızı külot benim yapış yapış döllerimle kaplanmıştı. Açıkçası ne yapacağımı bilemedim, ama yapacak da bir şey yoktu. Sonuçta yengem benim karım olacaktı ve beni anlayacağını sanıyordum. Hem belki çamaşırları makineye atacağı için fark etmeyeceğini düşündüm. Külot ve sutyeni tekrar sepete attım.

Odaya geçtim. Yengem mutfaktan demliklerle beraber geldi. Sehpanın üzerinde bardaklar ve bir tabak bisküvi vardı. Demlikleri yere koydu. Bardakları sıcak suyla çalkalayıp çayları doldururken tam önümde eğilmişti. Arkasında belli olan koca götünden gözlerimi alamıyordum. İçeriye girdiğim vakit üzerindeki uzun kollu ince kazağını çıkarmıştı. Gömleğinin üst düğmelerini kapatmamıştı ve başındaki türbanı ile gömleği arasından pamuk gibi beyaz koynu görünüyordu. Eğildiği zaman memelerinin çatalı belli oluyordu. Üzerinde uzun ve bol bir eteği vardı, gömlek üzerine dar geliyordu. Memeleri dar gömleğin altından dışarı fırlayacakmış gibiydi. Çayları doldurduktan sonra havadan sudan konuşmaya başladık. Birbirimize henüz isimlerimizle hitap etmiyor sadece ‘Sen’ diyorduk. Yengem bana karşı çekingen ve saygılı davranıyordu.

Bu olaydan kısa süre sonra bir akşam evde aile içinde küçük bir tören yaptık. Nikâhımız kıyıldı. Daha sonra kadınlar ve erkekler ayrı ayrı oturduk. Kadınlar alt kata yengemin dairesine indiler. Daha önce orada kiracımız vardı, ama ben yengemle evleneceğim için kıracıyı çıkardık. Evde tadilat yapıp, yeni eşyalar aldık. Bundan sonra alt katta yengemle beraber oturacaktık. Gecekondudan çıkarmıştık onu.

İlerleyen saatlerde misafirler gidince, babam, “Hadi oğlum, aşağı in, bekletme karını!” dedi. Sonra da adet yerini bulsun diye sırtıma bir yumruk indirdi. Annem ve yengemin kızları da o sırada yukarı gelmişlerdi. Annem de babam gibi, “Hadi oğlum, bekletme karını!” dedi, sonra da kulağıma, “İyi dölle şu karıyı da, ailemize bir erkek torun versin!” dedi. Bunu duyunca istemeden sikimin sertleştiğini hissettim. Evet, birazdan yengemi sikip dölleyecektim. O esnada yengemin büyük kızı Özge bana bakıyordu sürekli. Birazdan annesini sikecektim. Özge’nin dudaklarını ısırdığını gördüm. İtiraf etmeliyim ki, annesinin yerine onu sikmek isterdim. Özge dolgun hatlı, orta boylu, güzel bir kızdı. Giydiği mavi elbisesinin altında büyük ve dik memeleri belli oluyordu.

Aşağı indim, yengem oturma odasında oturuyordu. Mor elbisesi vücudunu sarmıştı ve hatlarını belli ediyordu. Başında da yine mor renkli parlak türbanı vardı. Beni görünce biraz heyecanlandı. Yanına oturdum. Eline geçen akşam kına yakmışlardı. Bana değil yere bakıyordu. Ona, “Sen bana amcaoğlunun emanetisin! Bunu nasıl kabul ettiğimi ben de bilmiyorum!” deyince, bana bakmadan, “Töremiz böyle!” dedi. O her şeyi baştan kabul etmişti. Ben sessiz kaldım. Ardından elini tuttum, ayağa kalktım ve onu da kaldırıp içeriye, yatak odasına götürdüm.

Çok heyecanlandı, ellerinin titrediğini hissediyordum. Odaya girince kapıyı kapadım. Bana, “Ben hazırlanayım, istersen sen dışarı çık!” dedi. Onu kırmak istemedim. Dışarı çıktım. Beş dakika kadar sonra kapıyı tıklatıp, “İçeri geleyim mi?” diye sordum. “Evet!” dediğini duyunca yavaşça kapıyı açıp içeri girdim. Işığı söndürmüştü ve içerisi karanlıktı. Kalın kadife perdeler nedeniyle sokak lambasının ışığı içeriye vurmuyordu. Bunun üzerine kapıyı açıp içerdeki banyonun lambasını yaktım. Şimdi içeriye loş bir ışık vuruyordu. Üzerimdekileri tek tek çıkardım ve tamamen çıplak kaldım. Yorganı kaldırıp yatağa girdim.

Kolum yengemin vücuduna değince irkildi. Üzerine gecelik giymişti. Yavaşça yan döndüm ve onu yanaklarından öpmeye başladım. Ellerimi de vücudunda gezdiriyordum. Elimi geceliğinin içinden sokup kalçalarını avuçladım. Etli kalçalarına dokunan elim onu biraz ürpertti sanırım. Kalçaları pürüzsüzdü. Bakımlı bir kadın olduğu belliydi. Geceliğinin içine külot giymemişti. Elimle götünü okşamaya başladım. Göt yanaklarını sıkıyor, yoğuruyordum. Elimi amına atınca, “Iıhh!” diye bir ses çıkardı. Amını okşamaya başladım. Amı tertemiz ve kılsızdı. Ona, “Ağda mı yaptın?” diye sorunca, “Bu sabah temizledim!” dedi.

Am dudakları etli ve büyüktü. Onları parmak uçlarımla sıkıyordum. Amının içine orta parmağımı sokup çıkarmaya başladım. Yengem hiç tepki vermiyordu. Ama amının sulandığını anladım. Amının içindeki parmağım ve elim su içinde kalmıştı. Diğer elimi de geceliğinin yakasından içeri soktum ve sutyensiz memelerini avuçlayıp sıkmaya başladım. Geceliğinin yakasını aşağı sıyırarak memelerini çıkardım. Memeleri büyük ve dolgundu, ama çocuk doğurduğundan, bir de yaşından dolayı sarkmışlardı. Meme uçlarını sıkıyor, dudaklarımla emiyordum. Ben küçük küçük ısırıklar atarken, yengemin hafif hafif inlediğini duyuyordum. Artık dayanacak halim kalmamıştı, “Bacaklarını aç!” dedim sessizce. Yengem belini havaya kaldırıp geceliğini yukarı sıyırdı. Ben de doğrulup açık bacaklarının arasında yerimi aldım. Yorganı üzerimden atınca, altımda geceliği beline kadar sıyrılmış ve bacakları iki yana açık yengemi gördüm.

Yarağıma bakıyordu o esnada. Yarağım kazık gibi olmuş ve havaya doğru tüm haşmetiyle kalkmıştı. Dizlerimin üzerinde eğildim. Derken yarağımın kafası yavaş yavaş amından içeri doğru girmeye başlamıştı. Bu sırada yengemden,“Iığğh!” diye hafif bir inleme geldi. Yarağım amına girdikten sonra, önce yavaş yavaş içinde gidip gelmeye başladım. Ayaklarımla yataktan destek almış, onu misyoner pozisyonunda sikiyordum. Yengemden hiç ses çıkmıyor, kollarını iki yanına uzatmış öylece yatıyordu altımda. Yüzünü, yanaklarını, dudaklarını öpüyordum. Saçlarından hafif bir parfüm kokusu geliyordu. Memelerini emiyor, uçlarını hafif hafif ısırıyordum.

Daha sonra hızlanmaya ve daha çok sokmaya başladım. Yengemin üzerinde gidip gelip, zevkten iniltiler çıkarırken, o sadece altımda yatıyordu. Karyola gıcırdamaya başlamıştı. Karyolayı nikâhtan önce beğenip almıştım. Pirinçten yapılma güzel bir karyolaydı. Amı amcaoğlu tarafından yıllardır sikildiği için ve çocuk doğurduğundan genişlemişti. İçine girip çıkarken zorlanmıyordum. Amının içi kaygan ve sıcaktı.

Yengemin sessiz kalması beni daha da azdırmış ve sinirlendirmişti. Acaba yarağım ona küçük mü gelmişti? Zevk almıyor muydu? Kafamda bu türlü sorular varken daha da hızlanmıştım ve şimdi karyola gacır gucur sesler çıkarıyordu. Amından çıktım. Onu belinden tutup biraz daha geriye kaydırdım. Bacaklarını kaldırıp havaya dikince amı belirdi. Elimle yarağımı amına hizaladım ve yavaş yavaş tekrar içine girdim. İki yana açtığım bacaklarını omzuma koydum ve bu şekilde daha şiddetle sikmeye başladım. Yarak darbelerimle vücudu altımda sallanıyordu. Yengemden yavaş yavaş “Aah, aah!” diye sesler gelmeye başlamıştı. Yatağın çıkardığı sesler daha şiddetliydi bu sefer. Yukarıda annemle babamın yatak odası vardı. Onların yataktan çıkan sesleri duyuyor olabileceklerini düşündüm.

Bu kez bacaklarını tekrar ayırdım ve “Bacaklarını iyice ayır, tut onları!” dedim. Yengem dediğimi yaparak bacaklarını iki yana iyice açtı ve alttan kalçalarını tuttu. Yatak başından tutarak güç aldım ve var gücümle öne doğru bastırınca, yarağımın taşaklarıma kadar amına girdiğini sezdim. Yengemden çığlık atar gibi, “Ahh!” sesleri gelmeye başlamıştı. Yatak başından aldığım güçle hayvan gibi sikiyordum onu. Memeleri sağa sola, ileri geri sallanıp duruyordu. İnanılmaz zevk alıyordum. Her seferinde daha büyük bir güçle amına soktukça, “Nasıl? Böyle iyi mi? Ha? Söyle bana, kocan hiç sikti mi seni böyle? Hadi söyle!” deyip duruyordum. Yengemden ise sadece şiddetli, “Ahh!” sesleri geliyordu.

Odanın içi, yatağın gıcırdaması, yengemin, ‘Aah aah’ sesleri, taşaklarımın kasıklarına çarptıkça çıkan ‘Şlap şlap’ sesleri ile dolmuştu. Boşalmaya niyetim yoktu. Onu hayvan gibi sikerken altımda iki büklüm olmuştu. Amından çıktım ve birşey demesine fırsat vermeden yüz üstü çevirdim. Dizlerinin üzerinde doğrulmasını istedim. Elleriyle yatak başından tutarak destek aldı ve dizlerinin üzerinde domaldı. Arkasında yerimi aldım.

Göt yanaklarını iki yana iyice açınca oldukça kıllı ve bir çukur gibi duran göt deliği belirdi. Başparmağımla deliğine bastırdım. Parmağım vıcık vıcık ter içinde kaldı. Sert kılları hissetmiştim. Başını ve belini iyice eğmesini söyledim. Bacaklarını ayırdım. Yarağımı tekrar amına soktum. Belinden sıkıca tuttum ve gittikçe hızlanmaya başladım. Yengem yine, “Ahh, ahh!” sesleri çıkarmaya başlamış, yatak da az önceki gibi sallanmaya ve gıcırdamaya başlamıştı. Kalçalarına çarpan kasıklarımdan çıkan sesler odanın içinde yankılanıyordu.

Yengem yatak başından sıkıca tutmuş acı içinde inlerken, ben boşalacağımı anladım. Daha hızlı ve daha sert sikmeye başladım. Yengem aldığı yarak darbeleriyle, “Imm, ahh, ohhh, ığhh!” diye inlerken elimi saçına attım ve uzun saçlarını elime doladım. Bir elimle belini tutmuş, diğeriyle saçına sıkıca asılmıştım şimdi. Boşalmama birkaç saniye kalmışken daha hızlı ve daha sert pompalamaya başladım. Ve sonunda zevk dalgası tüm vücudumu sardı. Elektrik çarpmış gibi oldum. Tüm döllerimi amına akıttım. İnanılmaz bir zevk almıştım. Daha önce hep para karşılığı kadınlarla beraber olmuştum. Kısa süre içinde kadını sikip boşalıyordum. Ama şimdi benim bir karım vardı ve onu nasıl istersem sikebiliyordum. Bir süre daha amına sokup çıkarmaya devam ettim. Yatağın gıcırdamaları azaldı. Derken yavaş yavaş amından çıktım. Odadan çıkıp banyoya geçtim…

Yarağımın üzerinin döllerim ve yengemin amının sıvıları ile kaplandığını gördüm. Tuvalet kâğıdı ile yarağımı iyice sildim. İçeri geçtim ve ışığı yaktım. Yengem yatağın kenarında oturuyordu. Dağılmış bir haldeydi. Ter içinde kalmış, saçları dağılmıştı. Geceliğinin açık yakasından memelerinin üst kısmı, altında toplanmış geceliğinin kenarından beyaz kalçaları görünüyordu. Hiçbir şey demeden yere bakıyordu. Yanına gittim. Yarağımın kalkıklığı henüz geçmemiş, ona doğru uzanıyordu. Yengem o esnada yarağımı görünce elini ağzına götürdü. Ona, “Bak sevgilim, az önce bu yarağı yedin!” dedim. Yarağım damarlarının içine dolan kanla kıpkırmızı bir haldeydi. Elini tutup yarağıma değdirdim. Çekmek istedi ama engel oldum, “Tut onu, korkma!” dedim. Elimi çekince yengem küçük elleriyle yarağımı okşamaya başladı. Ona, “Zevk aldın mı bebeğim?” diye sorunca sessiz kaldı. Tekrar sorunca kızarmış bir yüzle bana bakıp, başını ‘Evet’ anlamında salladı. O anda dünyalar benim olmuştu.

Bir süre bu şekilde okşayınca yarağım yine sertleşmeye ve kalkmaya başlamıştı. Onu elinden tutup kaldırdım ve içeriye salona götürdüm. Yatak odası ve banyonun ışığı salona vuruyordu. Ortadaki masaya domalttım. Elleriyle masanın kenarlarından sıkıca tutuyordu. Bacaklarını açmasını söyledim. Ardından götünün yanaklarını iyice ayırınca alttan beliren amına yavaş yavaş girdim. Gittikçe hızlanmaya ve daha sert abanmaya başladım. Masa az önce yatağın çıkardığına benzer sesler çıkarmaya başladı. Masanın üzeri henüz toplanmamıştı. Üzerinde kadınlardan arta kalan bardaklar, tabaklar, çatal ve kaşıklar vardı. Masanın ayaklarından gelen gıcırdama sesleriyle birlikte tabak çatalların birbirine değerken çıkardığı sesler de geliyordu şimdi.

Göt yanakları kasık darbelerimle birlikte şiddetle yaylanıyor, terli vücutlarımızdan gelen ‘Şlap şlap’ sesleri odayı dolduruyordu. Masanın karşısındaki duvarda büyük bir ayna vardı ve kendimizi görebiliyorduk. Yüzünden zevk aldığı belli oluyordu. Gözlerini kapatmış bir halde kısık sesle inliyor, hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Büyük memeleri deli gibi sallanıyordu sürekli. Aynadaki görüntü beni daha da azdırmıştı ve hızlandıkça hızlandım. Abandıkça abandım. Masanın üstündeki tabak çanaklar birbirine vuruyor, titrerken sesler çıkarıyordu. Derken kenarda duran bir tabakla içindeki bardağın çıplak parke zemine düşüp kırılma sesi geldi. Ama ben aynı şekilde onu sikmeye devam ediyordum. Yengem bir ara paniğe kapılır gibi oldu. Ama daha sonra az önceki gibi yüksek sesle, “Ahh, ahh!” diye sesler çıkarmaya başlamış, kendini yarağıma doğru gerisin geri iter olmuştu. Götünü sağa sola oynatarak yarağıma bastırıyordu. Yarağım taşaklarıma kadar amındaydı yine. Aldığım zevki tarif edemiyorum. Birkaç dakika bu şekilde devam ettik. Boşalacağımı anlayınca aniden amından çıktım. Hemen boşalmak istemiyordum çünkü.

Yengem aniden amından çıktığım için şaşırmış gibiydi. Onu köşedeki tekli koltuğa oturttum ve götünü iyice havaya dikecek şekilde bacaklarını iki yana açmasını söyledim. Koltuğun üzerinde iki büklüm oldu, dediğim gibi yapınca götü havaya dikildi ve amı iyice belli oldu ve ortaya çıktı. Şimdi banyonun ışığı tam üzerimize geliyordu. Yengemin etli am dudaklarının arasındaki sulu deliğine yarağımı tek hamlede soktum. Amının içi sıcacıktı ve iyice ıslandığı için girip çıkarken zorlanmıyordum.

Ayaklarımı geriye attım ve koltuğun kenarlarından tutarak şınav çeker gibi yengemin amına girip çıkmaya başladım. Bu pozisyonda ağır ağır hareket ediyor, yarağımı amının en derinlerine kadar sokuyor ve çıkarıyordum. Üzerinde eğilip kalkıyor, eğildiğim zaman yarağım amının derinliklerine girerken, dudaklarını öpüyor, emiyordum. Yengem, “Imm, ığhh!” diyerek inliyor, gözleri kapalı halde dudaklarını emiyordu. Yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Koltuk, yengemin ağırlığı ve benim abanmalarım nedeniyle yerinde oynamaya başlamıştı. Parke zeminin üzerinde takır tukur sallandıkça evin içinde yankılanıyordu sesler.

Kısa bir süre için amından çıktım ve dizlerimi iyice bükerek yarağımı tekrar amına soktum. Bu şekilde daha güçlü bir şekilde sikmeye başladım. Yengem koltuğun üzerinde iki büklüm, bacaklarını havaya dikmiş haldeydi. Koltuğun kenarlarından sıkıca tutan kollarıma tutundu ve bacaklarını omzuma koydu. Yorulduğu belliydi. Ben daha hızlı ve daha güçlü şekilde sikerken sürekli, “Ahh, ımm, ohh, ahh!” diye diye söyleniyor, omzuma koyduğu bacakları yaylanıp sallanıyordu. Bu pozisyonda koltuğun çıkardığı sesler de çoğalmış, koltuk geriye doğru hareket etmeye başlamıştı. Koltuğun ayakları zemine şiddetle çarptıkça çıkan seslere yengemin inlemeleri ve kasıklarımın kalçalarına çarptıkça çıkan sesler karışıyordu.

Sonunda tüm gücüm tükenmişti, vücudumu yine elektrik çarpmış gibi oldu ve döllerimi amına akıttım. Bir süre daha amında gidip geldim. Yarağımı çıkarınca üzerinin ilk seferdeki gibi döllerim ve yengemin amının sıvıları ile kaplandığını gördüm. Döllerim amından kasıklarına ve koltuğa akıyordu. Onu tutarak ayağa kaldırdım. Beli tutulmuş gibiydi ve, “Aay, ahh!” diyerek belini tutuyordu. Onu koltuğa oturttum. Daha sonra banyoya girdim ve duşu açtım. Sıcak suyun gelmesini beklerden içeri geçip yengemi elinden tutarak kaldırdım, “Hadi birtanem, gel yıkanalım!” dedim. Birlikte banyoya girdik. Sıcak su bizi kendimize getirmişti. Karı koca birbirimizi güzelce yıkadık.

Banyodan sonra kurulandık ve beraber yatağa girdik. Yengem geceliğini, ben de külotumu giymiştim. Ona, “Zevk aldın mı?” diye sorunca çok utandı. Üsteleyince, “Evet!” dedi. Sonra o da bana, “Sen aldın mı?” diye sordu. “Hem de çok!” dedim, onu alnından öptüm. Birbirimize sarıldık. O sırada yengem, “Birşey soracağım, ama doğru cevap ver!” dedi. “Ne soracaksın, sor!” dedim. Benden sürekli gerçeği söylemem için söz vermemi istiyordu. Sonunda, “Tamam, söz, hadi sor!” dedim. Bana, “O akşam geldiğinde banyoda külotuma boşalmışsın…” dedi. Bunu söylerken kıkır kıkır gülüyordu. Ben bunu unutmuştum, “Çok mu utandın?” diye sordum. “Yoo, niye utanayım ki? Sen benim kocamsın sonuçta! Beni çok mu istemiştin o akşam?” dedi. “Evet, niye sordun şimdi bunu?” dedim. Yüzünde gülümseme vardı, “Biliyormusun, ben de seni çok istemiştim!” dedi. Birbirimize sarıldık ve uyuduk…

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Hey şey nasıl başladı – 6 / Yoldan çıktım

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Hey şey nasıl başladı – 6 / Yoldan çıktım
(Bu hikayenin kendisi, yer ve karakterler tamamen hayal ürünüdür.)

Not: Hikayenin ilk 2 kısmı konuşma ağırlıklı gidecektir. Sıkılabilirsiniz. Şimdiden uyarayım 🙂

Akşam gelen mesaj ile ortam şenleniyor

Rüya ile olan macerama yeniden döneceğim. Ama bir ara hikaye yazarak yoldan çıkış sürecimi sizlerle paylaşmak istedim.

Haziran ayının 2. haftası Rüya ile buluşmuş 3. haftanın bitmesini bekliyordum. Bu sayede biraz İstanbul dışına çıkıp az da olsa kafa dinleyebilecektim. Evde yalnız olduğumdan işten eve her gelişimde yemek yemeden bilgisayarı açıyor ve xhamster/skype girişlerini yapıp gelen giden mesaj var mı diye bakıyordum. Rüya ile yazışamıyorduk. Çünkü ailesi gelmişti. Ben ise hala rahattım ve bu rahatlığı sonuna kadar sömürebilmek için xhamsterda yeni eklenen tüm içerikleri(fotoğraf/video) olabildiğince takip etmeye çalışıyordum.

Ben insanlara yazardım ama kimse bana yazmazdı. Çünkü profil çok boştu. O dönemde hikaye de yazmıyordum. :))))

Bir akşam yine xhamster üzerinde takılırken mesaj ikonunun kızardığını ve 1 yazdığını gördüm. Yine kime yazdım, kim acaba günler sonra cevap verdi diye düşüne düşüne mesajı açtım. Açtım açmasına da ilk mesajı benim atmadığım biri yazmıştı. Noluyo amına koyayım diye düşüne düşüne mesaja çok da dikkat etmeden profile tıkladım.

55 years yazısına dikkat ettim. Zaten çok da ayrıntı yoktu. Profil fotoğrafı da af edersiniz bir sikime benzemiyordu. Sonra mesaja yeniden döndüm. Mesajı yönlendiren kişi aşağıdaki mesajı yazmıştı.

– Temsili de olsa sikinin fotoğrafı çok hoşumuza gitti.

Evde yalnızım, bastım kahkayı amına koyayım. Umarım komşular çok rahatsız olmamıştır. Yalnız hoşumuz derken? Çoğul yapma eki var la orda diye iç geçirdim. Yeniden profile doğru gittim. Ta ta ta taaaammmm.

– male and female couple.

Hahaha. 55 yaşında erkek, kadın çift. Hiç ilgimi çekmez. Mesaja geyiğine aşağıdaki cevabı yazdım.

– Teşekkür ederim. Gerçeği o boyutta ama o kadar düzgün değil. Yamuk yumuk. Keşke ben de temsili de olsa sizin fotoğraflarınızı görebilseydim. 🙂

Aradan 2 dakika geçti ya da geçmedi mesaj ile bir fotoğraf geldi. Balık etli bir hanım efendi ve biraz şişman bir abi. Bana geyik lazım. Zaman geçmiyor. Sohbete daldım.

– Fotoğraflar güzel de bana göre baya büyüksünüz abi.

Cevap gecikmeden geldi.

– Evet ama diriyiz kardeşşşş.

Al başına belayı amına koyayım. Ne güzel sessiz sakin takılıyoruz. Siz kaşındınız baba. Ben işi geyiğe vururum.

– Abi siz 18 yaşındayken ben doğmuşum. Tabi yenge senden küçük değilse. :)))))))

El cevap.

– Tecrübe yenilen yarakların bileşkesidir kardeşşşşş. Yengen tecrübe ile yoğrulmuş 35-40 yaşlarında gibi. Bakıyor kendisine.

Baktım bu böyle sürüp gidecek Skype var mı? dedim. Yaşlar büyük, kullanmıyorlardır. Adam mail adresini yazdı. Ekliyorum amına koyayım dedim. Onlar da geyik arıyorlar.

Skype ile konuşmaya başlıyoruz

Skype ekleme talebini gönderdim. Hemen kabul ettiler. Ben abiye yaşlısınız dedikçe abi ruhlarının genç olduklarından dem vuruyor. En sonunda sonsuz geyiğe son vermek için aşağıdaki yazışmaları yaptık.

Yazışmada kim kim? SP: Scarpenis Abi: Abi Yenge: Yenge 🙂

SP: Abi benden ne istiyorsunuz amına koyayım? Vicdan azabı gibi sardınız her yanımı.

Abi: Gerçekten de sikin o kadar ufak mı? Yengen sormamı istedi.

SP: Evet abi. Ufak ve üzerinde izler var. Biraz da kıllıdır.

Abi: Yengen görmek istiyormuş.

SP: Ben göstermek istemiyorum.

Abi: Yengen üzülüyor ama. 🙁

SP: Abi, sabahtan beri abi diyorum. Sen de yengen deyip duruyorsun. Kimi kime siktiricen amına koyum. Derdiniz nedir. Bulaşmayın bana.

Abi: Yengen olgunlaşmış erik gibidir. Kütür kütür. Tadından yenmez.

SP: Abi orada bir yenge olup olmadığı bile meçhul. Beni mi sikicen ne yapıcan anlamadım ki? 🙂

Çaaattttttttttttt diye tokat gibi Skype araması vurdu yüzüme. Benim kamera her zaman hem donanım olarak kapalı olur, hem de ne olur ne olmaz diye kamerayı bantlarım. Gönül rahat, açtım.

Simsiyah ve seksi bir kıyafet içinde yüzünde maske olan bir hanımefendi ile yüzünde maskesi olan şişman abimiz yanyana oturuyordu ve artık sesli olarak konuşmaya başladı.

Abi: İnandın mı kardeşşş seni sikmeyeceğime?

Yenge: O minik siki görmek istiyorum. Kamera açar mısın?

SP: …

Abi: Şoka soktun çocuğu hatun.

Şen kahkalar…

SP: Kamera açmam. Fotoğraf gönderiyorum. (Fotoğrafı gönderdim.)

Yenge: Ben bunu istiyorum.

Rüya’ya bile zar zor güvenmişim. Riskli işlere gelemem ben.

SP: Sen istiyorsun da ben istemiyorum. İn misiniz, cin misiniz? Akşam akşam katakulli. Ben gelemem öyle işe.

Bu ve benzer konuşmalar sonrasında ikna kabiliyeti çok yüksek olan Yenge sunumunu yaptı ve kendini bana satmaya devam etti, ama ben hala kıvırmaya çalışıyorum.

SP: Ben yalnızca cumartesi günleri ve yalnızca sabah saatlerinde(07.00 – 10.00 arası) müsait oluyorum. 3 saatten fazla kalmam. Deplasmana gelmem. En küçük risk kamera ile çekim, orta dereceli risk organlara elvada, en büyük risk götü kaybetmek.

Abi: Nasıl ya? Götün organlardan daha mı kıymetli? Muhahuauhauha. Ya gel oğlum. Şurada 10-15 senemiz var. Göçüp gidicez. Yengeni ilk defa bu kadar hevesli görüyorum. Keyifli vakit geçiririz.

Burun kırın sonrası ikna kabiliyeti yüksek Yenge satış kapamayı yapıp cumartesi günü deplasmana davet etti. Ulan nasıl gerginsem aşağıdaki konuşmayı yaptım.

SP: Tamam ama boş gelmem bilginiz olsun. Sonra benden korkmayın. Kamera vb şeyler istemem. Sabah erken gelirim. Karnı aç olan, karnı aç olduğu için ya da salam sucuk yediği için ağzı kokan ya da esneyen kimseyi istemem, erken yatın. Abi sen bana yavşarsan sadece Yengeyi değil senin de ağzını yüzünü sikerim. Ben tamam dediğim anda biter. Israr olursa can sıkarım. Abi ben sana çık dersem çıkarsın. Prezervatif olmadan kimseye sikimi sokmam.

Yenge: Huhahuahua. Türkan Şoray kanunları gibi kanunların var. Net adamsın. Sevdim.

Abi: Muhahuahuahua(Yalnızca kahkaha atıyor)

SP: Tanışmadık. İsimler nedir? Birinizin telefonunu ve adresi yazar mısınız?

Abi: Murat – 0XXX XXX XX XX

Yenge: Fatma. Beylikdüzü XYZ sitesi. B Blok. Kat: 6 Daire: YY. Girişte bu bilgileri verirsen sorun çıkmaz.

Gerginlik hat safhada.

SP: Tamam cumartesi sabah 06.00’dan sonra ararım sizi. Benim adım da C B. Hadi görüşürüz.

Dedim ve kapadım. Gitmeyecektim. Beni nereden bulabilirlerdi ki. Telefonları da not etmem. Kapatırım Skype ı, engellerim. Mis, temiz. Riskli oğlum.

Kendi kendime 1-2 saat konuştum ve zar zor uykuya daldım. Artık Cuma günü gelmişti. Düşüncelerden kaçamıyordum. Uzun zamandır gitmediğim bir yere gidip hem Rüya olayını unutmak, hem de bir daha olmamak üzere Tanrı’dan özür dilemeliydim. Öğlen vakti yola koyuldum. Gitmek istediğim yere 50-100 metre kalmışken şeytan bana büyük bir oyun oynadı. O gün Skype üzerinden gördüğüm yengenin tıpkı basımı önümden sallaya sallaya geçti. Gözlerimi ondan alamadım. Gidip özür dileyeceğim yeri geçtim ve bankamatiğe uğradım. Yarın sabah bineceğim taksi için para çektim ve sanırım artık hazırdım. Lanet olası şeytan.

Alarm çalıyor, uyanma vakti

Alarmım çaldı ve 05.30 gibi uyandım. Hızlıca kahvaltımı yapıp duşa girdim. Dişlerimi fırçaladım. Belki sevişirim donumu giydim ve yola revan oldum. Bindiğim taksiye Beylikdüzü XYZ sitesi dedim. Taksici yolun boş olmasında dolayı beni hızlıca ve sağ olsun az sohbet ile gideceğim yere götürdü. Güvenlikten hızlıca geçtikten sonra B Blok önünde taksiden indim. 10 katlı binaya bakarken 6. kattan Murat’ın bana baktığını gördüm. La bu adam şişman değil miydi gardaşım diye düşünürken apartmanın kapısının zııııtttttt sesi ile irildim. Kapı açılmıştı. Asansöre bindim. 6 Kata çıktım.

Daire YY’nin önüne geldiğimde kapı açıldı. Murat şişmanmış, uzaktan zayıf görünüyormuş. 🙂 Fatma üzerindeki bornoz benzeri sabahlık ile hoş geldin diye sarıldı bana. Sanırım akrabasını karşılıyor havası uyandırmak istedi diye düşündüm ama sitelerde kim kime dumduma. Kimse kimseyi siklemiyor.

İçeri girdim. Murat ile tokalaştık.

– Bu havada ellerin buz gibi heyecanlı mısın? dedi.

– Evet dedim.

Evi kesiyordum.

– Ya korkma. Herhangi bir yerde herhangi bir şey yok. Her şey senin istediğin gibi. Güven bize. Fatma bayıldı sana. Şu anda duyguları değişti mi bilmiyorum ama 3 gündür kafamı sikiyor acaba gelecek mi diye.

Fatma’ya bakarak hafifçe gülümsedim. Fatma bana bakarak;

– Evet duygularım değişti. Ben yalnızca bir cumartesi istiyordum ama keşke her cumartesi gelse diye düşünmeye başladım dedi.

Bu kadar azgınlık, daha hiçbir şey görmeden bu kadar istekli olmalarını garipsedim. Dedim ya netim ben.

– Daha hiçbir şey yapmadık. Benim performansım o kadar iyi değildir. Kelim, göbekliyim, kıllıyım, küçük sikliyim erken boşalıyorum. diyerek sayıyordum ki Fatma lafımı kesti.

– Bakışların bıçak gibi!!

Kamera şakası mı? Tuzaklarla dolu bir gün mü? Bunların derdi ne? diye diye Alı Kırgız’ın Ramiz Dayı karşısında her göt olduğunda söylediği gibi “Noluyo lan?” diye düşünürken Fatma’nın sabahlığı birden aşağı doğru iniverdi.

Murat beni şoka sokuyor

İniverdi inivermesine de benim sikim de dikiliverdi. 160 cm boyunda, 67 kg olan 55 yaşındaki bu hanımefendide ne varisli bir damar, ne sarkmış bir göbek(hafif göbek var) ne de bazı bölgeler hariç selülitli bir bacak vardı. Siyahlar içinde tombul bir kuğu gibi süzülüyordu.

Süzülerek yanıma doğru geldi ve diz çökerek bana doğru bakmaya başladı. Rüya’dan deneyimliydim ama Murat’ın bana baktığını bildiğimden biraz tedirgindim. Murat tedirginliği anlamış olacak ki – rahat ol, o senin – dedi.

Murat’tan aldığım güven duygusu ile birlikte hafifçe eğilerek Fatma’nın dudaklarına yapıştım. Bir yandan da 90 bedene yakın ve hala diri durumda olan memelerini mıncıklıyordum. Meme uçları biraz içe kaçıktı ama beni ilgilendirmezdi. Sonuçta memelerinden süt içmeyecektim. 🙂

Oturduğum tekli koltuktan kalkarak Murat’ı oturduğu iki koltuktan kaldırdım. Hiçbir şey söylemeden ve itiraz etmeden yandaki tekli koltuğa oturdu. Ayakta Fatma’ya sarıldım ve kulağına Murat biraz masumlaştı, ilk defa mı yapıyorsunuz dedim. Hayır ama biz ne zaman 3. kişiyi aramıza alsak Murat kenara çekilir ve sadece söylenilenleri yapar dedi.

Benim kafada şimşekler çakmıştı. Fatma’yı öperken Murat’a bakarak gel işareti yaptım. Yine hiçbir şey söylemeden geldi. Fatma’yı biraz kenara çekip Murat’a kemerimi çöz ve pantolonumu indir, güzelce katla ve kenara koy dedim. La adam yine bir şey demedi ve söylenileni harfiyen yerine getirdi. Artık gazı almış ve vitesi 5 takmıştım. Muhteşem Yüzyıl’daki Süleyman edasıyla elimle git derken aynı anda da çekilebilirsin dedim. :)))))

Murat’ın gözleri parlıyor ve gözlerinin içi gülüyordu. Sanırım aradığı buydu. Fatma’nın ise hem gözleri, hem de dudakları gülüyordu. Yine Fatma’nın dudaklarına yapışarak onu kendime doğru çektim. İkili koltuğun ortasına oturdum ve Fatma’yı kucağıma aldım. Dudaklarına ve memelerine yapışmıştım. Fatma’nın nefes alışverişleri değişmişti. Bir yandan ara ara gözlerimi açıyor Murat’ı kesiyordum.

Murat heyecandan ölecekti. 55 yaşındaki adama kalp krizi geçirtmek istemiyordum. Fatma’nın inanılmaz diri ama az da olsa yer çekimine boyun eğmiş memelerini emiyordum. “Murat, gel” diye komut ile Murat’ı çağırdım. Murat yanımıza geldi. Sen de soyun, izin veriyorum, dedim. Murat robot gibiydi. Yalnızca emir alıyordu. Bu durum ve benim aşırı sert tavrım Fatma’yı da çıldırtmaya başlamıştı. Tabi benim Fatma’nın memeleri ile geçirdiğim vakit de bu çıldırmada etkiliydi.

Murat soyunmuş bir sonraki söyleyeceğim şey için ağzımın içine bakıyordu. Fatma’nın memelerini sömürürken yere otur işareti yaptım ve sonra ellerimi Fatma’nın götünde birleştirdim. 55 yaşındaydı ama sıkı gibiydi. Ben Fatma ile uğraşırken Murat masum bir kedi gibi bizi izliyordu. Az da olsa sikinde hareketlenme vardı. Ama artık yaştan mı, kilodan mı, şekerden mi bilmem. Çok da sertleşmiyordu siki. Ben izin vermeden herhangi bir şey yapmaması beni daha da hareketlendirmişti.

Bir ara Murat’a yanıma otur işareti yaptım. Murat koltuğun tepesine oturabilmişti. Bizi oradan izlemesi için izin verdiğimden kendini şanslı hissediyordu. Fatma’ya ben erken boşalıyorum, daha önce de söylemiştim, beni bir tur rahatlatır mısın? dedim.

Fatma kucağımdan inerek külotu çkardı ve sikime yapıştı. Ben o sırada Murat’a bakıyordum. Fatma’yı çok dikkatli bir şekilde izliyor ve sanki sikimi Fatma değil de Murat emiyormuş gibi düşüncelerde geziyor gibiydi. Murat’a Fatma’nın göt deliğini yalaması söyledim.

Fatma beni emerken biraz pozisyon değiştirip arkasına geçen Murat’a doğru domaldı. Murat’a iyi em, oradan da sikeceğim dedim. Ben bu lafı söylerken Fatma’nın sikimi hafif ısırması biraz canımı acıtmadı değil. Fatma’nın saçlarından tutup gözlerine doğru baktım ve siktirmeyecek misin dedim. Ağzı doluydu ve gözleri ile evet dercesine işaret etti.

İkisi de zevkten kuduruyordu. Ama ben o ara bunlar ne ara slave oldular, beni ne ara master seviyesine soktular amına koyayım diye düşünüyordum. İnsan bir garip oluyor. Şimdiye kadar boşalmış olması gereken ben neden boşalmıyordum? 🙂 Boşalmayı düşünürsen boşalırsın tabi.

Fatma’nın ağzına boşalmıştım. Fatma birazını yutmuştu. Murat ise hala Fatma’nın götünü yalıyordu. Fatma götü yalandıkça hafif hafif inliyordu. Tabi bu inlemelerde benim memeleri ile oynamamın etkisi de gözardı edilemezdi. 🙂

İnsan çok garip bir yaratık. Daha 3-4 gün önce korkan ben şimdi Fatma ve Murat’a Köle İzaura(Escrava Isaura) muamelesi yapıyordum.

Fatma’ya git ağzını yıka gel istersen, geçerken Murat’ı da öp dedim. Tamam deyip kalktı ve giderken Murat’a bir öpücük kondurdu. Murat’ın kenarlarda kalan spermleri 2400 watt elektrik süpürgesi edasıyla çekmesini görmezden gelemezdim ama bu kadar sert de olmak istemiyordum. Piştt masum Murat, tadına bakmak ister misin dedim. Evet dedi. Fatma gelene kadar gel em, belki içerde sana da bir şeyler kalmıştır dedim. Gelip önümde eğildiğinde içim cız etti. Karısının yanında adama emdirecektim ve dayanamadım Fatma üzülmesin dedim. Hoşuna bile gider dedi. Ne biçim ilişkisi var bunların diye düşünürken Murat’ın kafasını sikime bastırdım. Harbiden de Murat 2400 Watt elektrik süpürgesi gibi sömürüyordu. Ağzı da büyük amına koyayım. Benim sik o ağıza iyice küçük gelmişti.

Fatma gittiği yerden bir türlü gelmemişti. Ağız yıkamak bu kadar uzun sürmez diye düşünürken siyahların gidip beyazların giyildiğini gördüm. Fatma’ya beyaz da çok yakışıyordu. Murat benim sikimi emerken Fatma gelip yanıma oturdu ve ayaklarının birini benim kucağıma, diğerini de Murat’ın sırtına doğru uzattı. Murat’ı ezmek onun da hoşuna gitmeye başlamıştı.

Kulaklarını emmek için eğildiğimde daha önce böyle davrandım mı diye sordum. Hayır, bu kadarını hiç yapmamıştım, senden cesaret aldım. Senden sonra bana ne yapar bilmiyorum ama umurumda değil, hoşuma gitti, dedi.

İşler iyice garipleşmeye başlamıştı.

55 yaşında 2 kişinin evinde, cuck-old sevdalısı bir çifti master-slave kategorisine sokabilmiştim. Az önce de söylediğim gibi bedenim oradaydı ama ruhum Ali Kırgız gibi “Noluyo laaannnn?” diye diye bir hal olmuştu.

Hikayemiz ikinci bölümünde yaşanan seks ve üçüncü bölümde yaşanan aşırı slave seks bölümü ile devam edecek. Murat’cığım, Fatma’cığım. Cumartesi günlerini sizinle daha çok sevmeye başladım. 🙂

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

%100 Gerçek Ensest Anilarim Bolum: 2 Ozge Yengem –

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

%100 Gerçek Ensest Anilarim Bolum: 2 Ozge Yengem –

Yengem kucağımda zıplamaya devam ederken ben içine boşalıyordum tüm spermlerimi. Kapı çalıyordu. Muhtemelen çocuklar gelmişti. Yengem üzerimde nefes nefese kalmış, dinleniyordu.
-Kapı çalıyor. Yengem derin bir nefes alarak üzerimden kalktı. Amından döllerim akıyordu.

-Duydum beklesinler iki dakika. Gülümseyerek öptüm dudaklarından. Üzerime şortumu, tişörtümü giydim kapıya doğru yürüdüm. Yengem banyoya gitmişti temizlenmek için. Çocuklar okuldan gelmiş. Annemleri sordular. İzmir’e gittiklerini bir, iki hafta gelmeyeceklerini söyledim. İçeride baran ağlıyordu. Kardeşim simay kendisi benden üç yaş küçüktür. Barana bakmaya giderken;

-Yengem nerede abi?
-Tuvalette.
-Tamam, bir şeyler hazırlayalım acıktık biz.
-Yok, hazırlamayın ben dışarıya gidiyorum bir şeyler alıp gelirim yarım saate. Zenginiz kızım onunla mı uğraşacaksın.
-Anaaa abi unuttum ben o olayı alışmadık götte don durmuyor tabi ruhumuz fakir. Kahkaha atıyordu yengem içeriden.

Onları evde bırakıp sokağa çıktım. Aklımda pide yaptırmak vardı. Çarşıya doğru yürüyordum. Ayağımla sokaktaki küçük taşlara vuruyor, bu olup biteni düşünüyordum. Ne yapıyorduk biz? Düne kadar hayallerimi süsleyen, her kurduğum hayalin içinde olan, o hayallerle beni boşaltıp rahatlatan kadınla birlikte oluyordum. Bu olayların olması için yengem benden bir kıvılcım mı bekliyordu? Yoksa yıllardır dayımla yatmadığı için beni elinin altında görüp, yabancıya vermek yerine benimle mi oluyordu? Ama seni seviyorum dedi.

Bırakma beni, dayın gibi yapma. Sahip çık dedi. Henüz 18 yaşındayım yani birkaç ay var. 25 yaşında bir kadından bahsediyoruz. 16 yaşında evlenip ilk senesinde Gülizar’ı doğuran, 4 sene sonra da Barana hamile kalan yengemden bahsediyoruz. Kendisi hala evli dayımla. Ama ben? Hem ondan çok genç, hem de bekârım. Daha önüme ne kadınlar çıkacağını kendisi biliyor. O yüzden onu bırakmamdan. Bu kadar sevmeyeceğimden korkuyor belki de? İçimden böyle konuşarak pideciye gelmiştim. Siemens c62 modelinde cep telefonum vardı. Babam arıyordu:

-Paşam ne yaptınız?
-İyiyiz baba pideciye geldim çocuklar acıkmış. Yengem hasta biraz yemek hazırlatmadım ona.
-Doktora götür oğlum kadını ilgilen sana emanet evdekiler bizim burada az işimiz kaldı. Evin birkaç eksikleri var. Gülizar ile Baran’a odalarına eşya alıyor şuan anan doldurdu ne varsa.
-Klasik annem parayı buldu mu ağlatacak anasını.
-Ağlatsın bakam ağlatsın. Okul bakıyoruz bir taraftan güzel okullar bulduk sen gel de birkaç lise var ya da özele göndereceğiz seni hangisini istersen.
-Baba son senem zaten masrafa gerek yok üniversiteyi kazanamazsam bakarız duruma
-Ya masraf dediğin ne ki iş kuracağız daha çok işimiz var. Hadi ben kapatıyorum anan çağırıyor.
-Tamam, babam dikkat edin kendinize ha bir dakika bekle baba
-Ne oldu paşam
-Dayımdan haber var mı ya?
-Var Almanya’ya gitmiş teyzeni aramış. Çalışıyormuş orada bir kadınla anlaşmalı evlenmiş mi ne.
-Şaka yapıyorsun e yengem ne olacak çocuklar?
-Valla dayın gelmez son kazığını attı gitti. Yengene çocuklara da bir şey olmaz biz varız anneannen var. (anneannen İzmir de teyzemlerdeydi) Zaten annen bir ton eşya aldı yengene çocuklara sokakta bırakacak değiliz onları hele imkânımız varken.
-Aslansın la baba sen
-Ankaralı oldun iyice kapat hadi gidiyorum ben
-Tamam ya hadi öptüm. Pideler olmuştu. Markete gidip kola, fanta, ayran her çeşit içecek aldım. Kucak dolusu abur, cubur aldım. Şerefsiz dayım baranı alıştırmıştı abur cubura. Çocuk aylardır abur cubur yüzü görmüyor. Nasıl taşıyacağım bu amk poşetlerini? Diye düşünürken taksi geçti önümden el ettim:
-Taksi alo dayı dursana amına koyayım görmüyor musun beni hay gözünü sikeyim. Sinirlenmiştim yavşağa. Marketteki kız gülüyordu. Tekrar markete girdim:
-Ya kusura bakmayın bildiğiniz bir taksi durağının telefon numarası var mı acaba?
Diğer kasiyere seslendi:
-Şenol abi köşedeki taksicinin numarası var mı sende?
-Var.
-Ya bir kâğıda yazar mısın?
-Tabi. Buyurun diyerek uzattı bana kâğıdı. Taksiyi aradım çağırdım. Beş dakika içerisinde geldi. Eve gittim. Kardeşim simay açtı kapıyı. Pideleri ona verdim.
-Büyük bir tabağa katın bunu hazırlayın yiyelim. Yengem nerede?
-İçeride ağlıyor.
-Ağlıyor mu? Niye ne oldu? Bir şey mi oldu?
-Abi dur bir şey olmadı dayım aradı.
-Nasıl? Dayım mı aradı yengemi? Ne dedi?
-Bilmiyorum abi duymadım.
-Gülizar ile baranın yüzüne bakmıştım. Elim ayağım kesilmişti resmen o çocukların yüz ifadelerini görünce. Baranın hadi aklı ermiyor. Ama Gülizar? Masum masum oturuyordu. Barana aldığım abur cuburları döktüm önüne. Çok sevinmişti. Yemekten sonra yiyeceksin diye tembihleyip öptüm. Yengemin odasına doğru gittim kapıyı çaldım:
-Yenge? Gelebilir miyim? Ses yoktu. Tekrar kapıyı çaldım. Yine ses vermedi. Kapıyı hafifçe araladım. Yatağa uzanmış siğil, siğil ağlıyordu. Kapıyı kapattım. Yanında doğru yürüdüm. Oturdum yatağın kıyısına. Bana doğru döndü:

-Almanya’daymış.
-Öyleymiş.
-Bir kadınla anlaşmalı evlenmiş çalışabilmesi için. Araba fabrikasına girmiş.
-Evlendiği için mi ağlıyorsun?
-Hayır.
-Neden üzülüyorsun o zaman biz varız yanında?
-Almanya’ya götürecekmiş bizi. Birkaç ay çalışıp para biriktirip sizi alacam yanıma dedi.
-Hııı… Donup kalmıştım. Gidecek misiniz?
-Hayır. Gelsin boşanma davası açacağım ona da söyledim.
-O ne dedi peki?
-Kabul etmedi. Boşayamazsın. Çocukları alırım elinden yüzlerini göremezsin. Benimle geleceksin dedi bağırdı çağırdı.
-Ağzına sıçarım bu adamın. Kendisi karıyla kızla günün gün edecek. Sırf karı kız uğruna evi barkı yedi. Aylarca burada onun yüzünden rezil kepaze olduk. Senin annen baban olmasa bize ekmek veren olmayacaktı. Utanmadan sizi mi götürecekmiş? Yarramı yesin önce.

Yengem gülüyordu. Gözyaşlarını silerek sarıldı. Aynen sikini yesin önce dedi. Saçlarını okşadım.

-Kalk hadi yıka elini yüzünü. Çocuklar görmesin ağladığını. Pideler soğumadan yiyelim.
-Yumurta kırdırdın mı?
-Ayıpsın gel hadi. Elinden tutup kaldırdım yataktan. Banyoya gidip yüzünü yıkıyordu. Bende salona geçtim. Kardeşlerim başlamışlar yemeye. İçeriden iki tabak alıp yengeme yumurtalı olanlarından katıyordum.
-Ne içersin? Diye bağırdım. Oda yanıma gelmişti.
-Marketi eve mi taşıdın?
-Birazcık öyle oldu. Ne katayım? Çeşit bol bak. Gülümsüyordu. Baranın önündeki abur cuburları görünce yüzüme bakıp boynunu büktü. Gözlerinin içi gülüyordu.
-Ayran doldur o zaman.

Tabağını ve ayranını uzattım.

-Afiyet olsun hanım efendi.

Yanına oturdum pidelerimizi yiyorduk. Yanıma sokuldu ve şöyle dedi;

-Biliyor musun senden çok iyi baba olur? Ayran boğazımda kalmıştı. Gülüyordu. Helal helal diye sırtıma vurdu tabağını yere koyup.
-O nerden çıktı şimdi?
-Bir yerden çıkmadı. Gördüklerimi söylüyorum. Gülizar’a, Baran’a küçüklüklerinden beri sen baktın. Benim hep yanımdaydın. Dayın akşam geldiğinde severdi çocuklarını ama baran ağladığında yatağından kalkmazdı. Hatırlıyor musun? Bir keresinde baran çok ateşlenmişti.
-Evet
-Sen tuvalete gidiyordun gece saat 03.00’ü geçiyordu. Dayına seslendim bir iki kez kalktı bir şey olmaz salla uyur. Sabah hastaneye gideriz dedi tekrar uyumuştu. Sende o ara ışığı açık, baranın da ağlamasını duyunca kapıyı çalıp gelmiştin içeriye.

Pide ağzımda büyüyor, çiğnedikçe yutamıyordum. Tamam, yeğenlerimi çok severim canlarım ciğerlerim onlar ama sırf anneleri frikik verecek, gece yarısı acık saçıktır şimdi bakayım diye çalmıştım kapılarını. Baranın hasta olduğunu düşünmemiştim. Yengem devam ediyordu:

-Yenge ne oldu barana? Diye telaşlı, bakıyordun. Öpmek istediğinde yanıyor? Hasta mı diye sormuştun. Benim gözlerim şişmişti yorgunluktan. Sen kucağımdan alıp ağlamasını kesmeye çalışıyordun. Geç otur yenge sen ben tutarım baranı demiştin. Koltuğa oturup seni izliyordum. İçimden iyi ki bu çocuk var olmasa ben ne yapacağım diye geçiriyordum. Koltukta içim geçmiş uyumuş kalmıştım. Sende baranı uyutmuş yatağına yatırmış, sabaha kadar uyumadan beşiğini sallıyor ateşini kontrol ediyordun. O gün dedim zaten. Çocuk en çok senin eline yakışır diye.

-Evet, hatırlıyorum hastaneye de birlikte gitmiştik zaten dayım müşterim var diye kapatamamıştı dükkânı.

Başını sallayarak onayladı. Gözleri doluyordu. Ellerimle gözyaşlarını sildim.

-Ağlama çocukların yanında. Hadi pideni bitir. Hazırlan dışarı çıkacağız.
-Dışarı? Ne yapacağız dışarıda?
-Moralini düzelteceğim sürpriz.
-Yok, çocuklar ne olacak? Çıkmayalım sonra gideriz.

Güllü nenemi aradım.
-Güllü nene ne yapıyorsun iyi misin?
-İyiyim kuzum iyiyim pişi yapıyordum hadi gelin.
-Ellerine sağlık nenem biz yedik ya ev müsait mi çocukları getireceğim size? Yengemin karnı ağrıyor da doktora götüreceğim.
-Tabi kuzum tabi neyi var yengenin Güven abini yollayım mı?
-Yok, nenem gerek yok ya çeşme suyu içmişte midesine dokunmuş. Acile götüreceğim önemli bir durum yok. Sen çocuklara bakıver yeter.
-Tabi kuzum ne demek başımla beraber al gel hadi bekliyorum.

Yengem şaşkın bana bakıyordu.

-E hadi ama hala duruyorsun kalk hazırlan. Çocuklar hadi hazırlanın güllü nenemler gidiyoruz. Baranı giydirdim. Kardeşim de Gülizar ile hazırlandı. Ellerinden tuttum yengemde yanımdaydı. Baranın çantasını taşıyordu. Garibimin üstü başı kalmamış doğru düzgün ne giydiyse çıkmış. Güllü nenemler hemen bir sokak ötede oturuyor. Onlara vardık. Yengemi görünce:

-Oy kuzum ne oldu iyi misin?

Yengem benden bile sağlam sesiyle:

-iyiyim anne ne oldu ki?

Yengemin bacağını sıktırdım hafiften. Karnını tuttu bu sefer halsiz bir sesle:

-Su içtim karnım ağrıyor anne ya ne oldu bende anlamadım.
-Tamam, kuzum hadi gidin doktora bak araba lazımsa Güven abin içeride kuzey çağırayım kuzum?
-Yok, annem gerek yok hem yürüsün biraz havasız kaldı evde otura otura.

Saat 18.00’dı. Yengemle yolu tutmuş yürüyorduk. Elime cep telefonu mu aldım. Aynı taksiciyi aradım;

-Alo selamın aleyküm dayı, beni bıraktığın mahalleye gelir misin? Tamam eyvallah

Yengem uzun zamandır evde kapanıp duruyor, dışarıya çıkmıyordu. Aklımda alışveriş merkezine gidip yengeme alışveriş yaptırmak vardı.

-Eee nereye gidiyoruz?
-Sürpriz takside öğrenirsin

Koluma girmiş başını omzuma atmıştı. Öylece sonsuza kadar yürüyebilirdim. Taksici geldi kornaya bastı. Kapıyı açıp yengemi bindirdim. Yanına da ben oturdum.

-Dayı burada nerede AVM var? Bizi oraya götürür müsün?
-Yaklaşık 10 dakika içeride var oraya götüreyim
-Eyvallah dayı.

Yengem şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Güldüm;

-Ne?
-Ne yapacağız AVM de?
-AVM de ne yapılıyor? Alışveriş yaparız. Barana bir hediye alacam hem birlikte bakarız. Aslında amacım baran değil. Yengemi mutlu etmekti. AVM’nin önüne yanaştık. Taksiden inerken;

-Dayı arayacağım seni gelirsin değil mi?

Elli lira bahşiş bırakınca;

-Gelirim tabi alo de yeter hadi kolay gelsin.
-Eyvallah dayı sana da.

Yengemin elinden tuttum. Yürüyorduk. En son yengemle çarşı, Pazar gezmiştik. Pazardaki seyyarlardan sutyenini alır, külotunu alırdı. Aklım sutyen, külotta değildi. Nasıl olsa dayıma kullanamadığı iç çamaşırlarını benimle kullandı.

-Ne kadar büyükmüş burası?
-Yoruldun mu?
-Yok, baksana kocaman gez gez bitmez ki geç kalmayalım eve çocuklar…
-Çocuklara bir şey olmaz annen bakıyor. Biraz da kendini düşün artık. Büyüdü onlar. Simay, Gülizar yine bakar Baran’a ayrıca baranda kocaman adam oldu artık.

Bir mağazaya girdik. İçerisi oldukça büyüktü. Yengem sağa sola bakıyordu. Kıyafetlere doğru yöneldi.

-Ayy çok güzelmiş bunlar.

Elbiselere, bluzlara bakıyordu.

-Ama bu bana olmaz göbeğim var. Yüzünü asmıştı yanağını okşadım. Göbeğine hafifçe vurup;

-Gaz o gaz al sen denk gelir bu sana büyük bedeni yok mu? Bakalım şuraya bir.

Yengem gülüyordu. Ben elbisenin büyük bedenini ararken yengem yanımdan ayrılmıştı. Bir tane xl beden buldum. Onu yengeme göstermek için döndüm:

-Bak bu sana olur… Yengem yoktu. Karşımda mağazada çalışan kız vardı. Gülüyordu;

-Pardon? Kafamı sağa sola çevirdim yengemi arıyordum.

-Yok, bir şey kardeş birine benzettim.

Kızın surat yamulmuştu kardeş dediğim de. Demiştir ne kıro amk. 😀

Elimde elbise omzuma attım yengemi arıyorum mağazada. Bir baktım erkek bir çalışan yengemin yanında sokulmuş dibine kadar bir şeyler gösterip duruyor. İnanın kulaklarımdan alev çıktı. Elbiseyi kenarıya attım. Ortalarına sertçe girdim. Yengeme ve adama omuz attım. Yengem, ayy diye kenarıya kaçıldı omzunu tutuyordu. Adam ne olduğunu şaşırmış yüzüme bakıyordu;

-Hayırdır kardeş?
-Pardon?
-Hayırdır? Yengeme döndüm. Ne bakıyorsun Özge? Elbiseyi buldum seni göremeyince merak ettim. Yengem bıyık altından gülüyordu. Şu etekler dikkatimi çekti de buraya geldim arkadaşta yardımcı oluyor.

Vay amk dedim karı bize adam bizim hatuna yazıyor ne iş? Yengemin kolundan tuttum.

-Gel beğenmedim ben bu mağazayı.
-Niye ya ben çok beğendim
-Gel sen gel daha çok mağaza var ben burayı beğenmedim.

Elinden tuttum çıkıyorduk mağazadan. Adam ne olduğunu anlamamış ters ters bakıyordum ona. Kırmızı ışıklı bir mağaza dikkatimi çekti.

-Gel bak daha güzelini buldum ben sana.

Mağazaya doğru yürüdük girdik içeriye. Gerçekten çok güzeldi sırf kadın üzerine kıyafetler vardı. Yengemin gözleri büyümüştü hem de bedenine göre kıyafetler buluyordu. O seçiyor bana veriyor, bende omzuma atıyordum. O kadar çok seçti ki önümü göremiyordum artık.

-Yenge elimi tut. Kafasını çevirdi bana baktı:
-Ayy pardon bu kadar çok oldu mu ya?
-Bir saattir seçiyorsun atıyorsun üstüme. Gel dene şunları bakayım.

Deneme kabinlerinin olduğu bölüme doğru gittik. Akşam vakti olduğu içinmiş kalabalık değildi dükkânlar. Millet kafelerde oturuyordu oralar kalabalıktı. Kendimi ikili koltuğun üzerine attım. O kadar kıyafeti gören satıcı;

-Hoş geldiniz. Çay, kahve alır mıydınız?
-Türk kahvesi var mı kardeş?
-Var efendim, nasıl olsun kahveniz?
-Bir sade kahve bir de su alayım lütfen.
-Tabi efendim.

Vay amk dedim. En son bizim pazarcı Hüseyin abiye gittiğimizde çay ısmarlamak için bir ton mırın kırın ederdi. Adam kahve söylüyor. İyiymiş bu AVM’ler haa diyordum içimden. Ama oda ne ben satıcıyla konuşurken yengem yanıma kadar gelmiş. O kıyafetle görünce o kadar şaşırdım ki. Diz kapaklarının üzerine kadar beyaz bir elbise, altına kırmızı ayakkabı, kafasında ince bir şapka. İri göğüsleri taşıyor elbisenin üzerinden. Ben yengemde en son o dekolteyi sutyensiz bir şekilde yerleri silerken görmüştüm. Bacakları sütun gibi, ayakları ufacık ağzına atımlık lokma gibi.

-Oha!
-Kibar ol hanım efendi var karşında. Dedi gülerek.
-Çüş diyecektim oha dedim daha kibarı ne bunun? Olmamış çıkart
-Ne? Neresi olmamış çok güzel oldu işte üzerime. Yanına yaklaştım kulağına eğilerek;
-Memeler bas bas bağırıyor. Dile geldiler bak konuşuyorlar. Kulaklarımı memelerine dayadım.
-Üşümüşler kapatsın bizi bu ne bee? diyorlar şuan. Yengem koluma vurdu;
-Of salak ya ahaha evet baya açıkmış bende esiyor bir yerden diyorum.
-Altta tanga üstte memeler firarda olunca eser tabi. Yengem gülerek kabine tekrar gitti.

Bu seferde vücuduna tayt gibi yapışan bir pantolonla çıktı. Üzerine siyah bir gömlek. Eyvah dedim içimden bu kadın bundan sonra böyle giyinecek. Ne yapacak oğlum? Kadın ne giyse gösteriyor vücut var en iyisi mi dedim karışma neyi beğeniyorsa alsın.

-Kuzey bak buna da dar diyeceksin ama çok beğendim.
-Yenge o kadar seksisin ki ne giysen yakışıyor zaten hiç deneme. Beğendiğini al çıkalım. Sonuçta burasıda büyük şehir kaldırır giyimi kuşamı.

AVM de ne kadınlar var görseniz. Yarı çıplak geziyorlar. Hoş birçoğu yengemin tırnağı etmez. Kuru kemçik çoğu. Göt yok, meme yok taşımıyorlar.

-Yani İzmir’e gideceğiz bak annemler ev ayarlamış aradı bugün. Bir hafta içerisinde aldıracaklar bizi.

Yengem çok mutlu olmuştu. Kendine güveni geliyordu yavaş yavaş. O kıyafetleri üzerinde gördükçe mutlu oluyordu. İnanın bana değerli okurlar o kadar güzeldi ki hani karım olsa soyunma kabinine sokar deli gibi sikerdim. Ama yapamıyordum her ne yaşasakta o kadar rahat olamıyordu insan.

Kahvemi içtim. Baya alışveriş yapmıştık. Çocuklara da bir şeyler aldık. Yengemi kafeye oturttum. İçeceklerimizi söyledik. Telaşla yerimden kalktım;

-Ne oldu kuzey? Bir şey mi düşürdün?
-Yok, yenge ben baranın hediyesini unuttum ya. Sen otur burada ben hemen geleceğim.
-Tamam, çabuk gel canım.

Baran’a akülü araba alacaktım. Nasılsa İzmir’e taşınacağız orada alırım diye almadım. Onun yerine uzaktan kumandalı araba vs. alacaktım. Yol üzerinde giderken, kuyumcu gözüme çarptı. Bilezikler, kolyeler, küpeler, yüzükler camda ışıl, ışıl parlıyordu. İçeriye girdim.

-Hoş geldiniz efendim. Nasıl yardımcı olabilirim.
-Merhaba ben kız arkadaşım için takı alacaktım.
-Tabi nasıl bir şey bakmıştınız yardımcı olayım. Diyerek yanıma geldi adam.
-Bilmiyorum siz ne önerirsiniz? Yani bayanlar ne beğeniyor burada en çok?
-Aklınızda bir model yok sanırım ben size yardımcı olayım.

Efendim şöyle böyle bir ton kolye gösterdi. Melek şeklinde bir kadın. Elinde meşale, meşalede yuvarlak büyük bir taş. Bunu beğenmiştim. Fiyatını sordum. 1500 dolar dedi. TL’de değil amk dolar.

-Yani kaç TL yapıyor ustam bu?
-2300 TL olur efendim.
-Tamam, birde tek taş yüzük istiyorum.
-Tabi buna uygun şu model var.

Birkaç yüzük modeli gösterdi. Yaklaşık 1550 TL’de yüzüğe ödemiştim. Yengem gibi bir kadına azdı bile ama babamın bıraktığı paraların bir, çoğunu alamadım yanıma evde kalmıştı. Oyuncakçıya da girip Baran’a araba, Gülizar’a boyu kadar oyuncak ayı almıştım. Ayının arkasına saklanıp geçtim yengemin arkasına. Saçını çektim arkasına bakınca şaşırmıştı.

-Ayı mı oldun şimdide? Gülüyordu. Nerede kaldın ağaç oldum burada hadi gidelim saat 11 oldu merak etmişlerdir hastaneye gittik dedik. Aramadık bile annemleri.

-Harbiden ya tut bakayım şu ayıyı.
-Aşık mısın oğlum? Aklın nerede? Dedi gülerek

Yüzüne bakıp kalmıştım. O kadar tatlı gülüyordu ki evet köpek gibi aşığım sana tapıyorum demek geliyordu içimden diyemiyordum. Güllü nenemi arıyordum. Biraz çaldıktan sonra açtı.

-Alo anne biz çıktık hastaneden geliyoruz kusura bakma sarjım yoktu arayamadım sizi. Evet, evet iyi yanımda oda iyi, iyi turp gibi maşallah serum verdiler evet ondan geç kaldık. Çocuklar eziyet ediyor mu? Hadi ya uyudular mı? Öyle mi? Tamam size kalsınlar bu gece o zaman uyandırmayalım hiç. Biz eve geçiyoruz o zaman direk? Tamam annem kusura bakma yorduk senide. Evet yarın okulları yok uyandırma uyusunlar. Yarın bi pikniğe gidelim mangal yapalım şöyle bir hava alalım. Tamam anne iyi geceler aleyküm selam. Yengem gözümün içine bakıyor konuşma hallerime gülüyordu.

-Ne gülüp duruyorsun sen ya?
-Hiç ne yapıyormuş çocuklar?
-Uyumuşlar yatak açmış annen uyandırmayın hiç uyusunlar sabah gelirsiniz dedi.
-E iyi hadi kalkalım bizde.
-Yoruldun mu sen?
-Yok, aksine yorgunluğum gitti. Bunalmıştım evde.
-O zaman evde ne yapacaz?

Aklıma ne yapacağımız geliyordu ama ikimizde söyleyemiyorduk birbirimize sabahlara kadar seks yapacağız diye. İçimizden geçense tam da buydu. Konuşmaya devam ettim.

-Hadi kalk lunaparka gidiyoruz.
-Lunapark mı?
-Evet, eğlenmek bizim de hakkımız değil mi? Hadi kalk gidelim.

Taksici dayıyı aradım.

-Alo dayı gel bizi AVM’nin önünden al Lunarpark’a götür bizi. Adamı özel şoförüm yapmıştım resmen.

-Tamam, yeğenim yakınım zaten gelin kapıya.

Yengem;

-Ya elimizde eşyalar var gitmesek mi?
-Sen gelsene ya canın istemiyorsa başka yere gidelim?
-Yok, ondan değil gidelim hadi.

Taksici dayı gelmişti. Geçtik araca. Lunaparka gittik. Işıl, ışıl çok güzel bir yerdi. İzmir’in lunaparkı kadar olmasa da.

-Dayı senin işin var mı?
-Yok, işim bitti aslında eve gidecektim.
-Dayı sen şu parayı alsan da bizi idare etsen. Uğraştırma başka taksiciyle hem şu eşyalar dursun. Git yemek ye, çay kahve iç ben alo derim sana gelirsin olur mu?
-Olur, tabi çok geç kalır mısınız?
-Yok, dayı bir, iki saate ararım seni.
-Tamam, o zaman ben lokantaya gidiyorum.
-Ha dur dayı şu poşetleri alayım öyle git.

Yengeme aldığım takıları almıştım. Yengem lunaparkın kapısında beni bekliyor. Etrafına bakınıyordu. Yanına gittim. Koluma girdi. Sokuldu iyice. Islak kamış kedi yavrusu gibi titredi.
-Üşüyor musun sen?
-Biraz.

Ceketimi çıkartıp verdim üstüne.

-Sen üşüyeceksin verme ısınırım birazdan.
Sarıldım sımsıkı.
-Isıtırım ben seni. Hem ben yanık Ömer’im bilmiyor musun? Küçükken yağmurda tişörtle gezer, yanık Ömer hasta olacaksın ceket giy diye bağırırdın.

-Hahaha doğru unutmuşum ben onu. Elinde ki poşeti niye bırakmadın dursaydı arabada.
-Aa elimde kalmış. Taksici yemek yemeye gitti. Taşıyacağım artık.
-Senin akıl uçmuş. Pamuk helva alsana bana.

Pamuk helva satan adamın yanına gittim. Bir tane aldım. Poşetini açıp verdim. Suda almıştım iki tane. Dönme dolabın olduğu yere doğru gittik. Ona binecektik. Yengem yüksekten korktuğu için binmek istemedi. Ellerinden tutup öptüm bindirdim. Yukarıya çıktıkça gözlerini kapatıyor bana sımsıkı tutunuyordu. Sarıldım beline. Korkmamasını bir şey olmayacağını, gözlerini açmasını istedim. Yükseldikçe aşağıya bakamıyordu yüzünü koluma gömerek kapatıyordu. Yanaklarından tuttum. Yüzünü kendime doğru çevirdim ve göz göze geldik. Havaya doğru hafif, hafif çıkıyorduk. Çenesini, yanaklarını okşarken dudaklarımız birleşti. O kadar tatlıydı ki dudakları şeker yediği için helvalar yapışmış dudaklarına. Onları dudaklarımla temizliyordum resmen. Eliyle dudaklarımı kapattı. Şekerini yemeye devam etti. Ona aldığım hediyeleri çıkarttım poşetten.

-Arkanı dön.
-Ne?
-Arkanı döner misin bir dakika?

Sırtını dönmüştü bana. Kolyeyi kutusundan çıkartıp saçlarını toplamasını söyledim. Havaya kaldırdı saçlarını. Mis gibi kokusu hafif rüzgarla burnuma geliyordu. Kolyesini taktım ve boynuna bir öpücük kondurdum. Bana doğru döndü. Şekeri vana verdi. Elini boynuna götürdü. Önünde sarkan, elinde meşale tutan kolyesini inceliyordu.

-Bu? Bana mı? Çok güzel teşekkür ederim.
-Senden güzel değil ama seni temsil ettiği için aldım. Bak özgürlük heykeli tutuyor elinde ateşi güneş kadar büyük. Aynı sen gibi güçlü, güzel bir kadın.

Boynuma sarıldı dudaklarımdan bir öpücük almıştı ki;

-Gözlerini kapat.

Hemen kapattı gözlerini. Yüzüğü çıkarttım kutusundan. Havada asılı bekliyorduk. Ellerini tuttum. Üşümüştü. Öptüm ellerini. Yüzüğü parmağına taktım.

-Açabilirsin.
-Kuzey utandırıyorsun beni. Yüzüğü inceledikçe gözleri ışıl, ışıl bakıyordu. Çok beğenmişti bana sımsıkı sarılıyordu. Dönme dolap hareket etmeye başlayınca korktu daha sıkı sarıldı.

Değerli okurlar. Lütfen yorumlarınızı belirtin. Bu şekilde devam etmek istiyorum hikayelere. Her anı size yaşatarak. Olaylar hiç hızlı olmadı bunu da size hızlı bir şekilde yansıtmak istemiyorum. OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.

6. Bölüm Sonu…

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KÜÇÜK SAPIKLIKLARIM. 3

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

KÜÇÜK SAPIKLIKLARIM. 3
Gelenek olarak kendimden bahsetmeliymişim. Rahmetli babamın deyimi ile bir kaza kurşunu ile doğdum. Annem de babam da neredeyse kırkına gelmişler abim ise üniversitede imiş ben doğduğumda. Böyle olunca hep ailenin bebeği kaldım. Babamın vefatı ve güçlü bir iş kadını annemin yarı yatalak günleri nedeniyle abim, şirketlerin başında. Hep bebek olduğum için onun gözünde, benim tembelliklerime ve kaytarmalarıma göz yummak ile birlikte bilgi işlem ve emlak gibi onun anlamadığı işlerden iyi para kazandırmamdan da memnun.

İzmir’e atlar giderken yanıma eve kamera sistemini döşeyen Alman ekibi de alıyorum. Onlar iki günde işlerini hallediyorlar. Gecenin bir saatinde karımla sevişirken aklıma geldiği gibi eve ne kadar misafir, bana o kadar otuzbir malzemesi ve beklenmedik fırsatlar demek.

Sağlam bir şifreleme ile, güçlü internet altyapısı olan İzmir veya İstanbul ofislerinden iki evi de izleyebileceğim. İstanbul’a dönünce hızlıca bir kontrol. Önce bakıcıdan başlayarak. Yarın evde sadece ikimizin kalacağını biliyor. Çarşamba gecesini kendini tertemiz yapmak ile geçiriyor. Ayna karşısında defalarca çamaşır deniyor ve eli her defasında kadınlığını okşuyor. Çok feci sikilecek

image
Diğer yerlerde kayda değer bir şey yok. Baldız kocasına vermemek için köşe bucak kaçıyor. Zaten ertesi gün yazlık için çanta toplamak üzere Bursa’ya gidiyorlar. Kaynana büyük ihtimal ben yokken havuza gireceği için ağda yapıyor kendine. Üç çocuk çıkarmış kadınlığı çok biçimli ve bozulmamış. Çekmece karıştırmaya devam ediyor yarak bulacak sanki.

Perşembe bizimkilerin Çeşme’deyiz haberini aldığımda ben de evin yolundayım. Mutfakta çocuğa yemek yediriyor. Üstünde tek parça mini bir kıyafet var. İçindekileri de biliyorum aslında. Bir şişe şarap açıyorum. Ona da bir bardak koyuyorum.

– Çocuğu yatırınca seslenirsin bana.

Duş yapıp, kamera sistemini kapıyorum. Çocuğu yatırıp çıkarken salonda elimde bir kadeh ile karşılıyorum. Bir yudum alıyor.

– Geçen gece için özür dilerim. Ev çok kalabalıktı ve seni çok istiyordum.

-Ben çok şaşkın diyor yarı Türkçesi ile.

Ayakta iken dudaklarına yapışıyorum. Çok güzel saldırarak öpüşüyor. Dili ağzımın içinde, oradan boynumda. Kendimden zor ayırıyorum. İki gündür kendini okşaması azgınlığındanmış. Elbisesini çekip çıkartıyorum. Şaşırtıyor beni ben siyah seçti zannederken içine hiç bir şey giymemiş.Kanepenin üstünde çıplak şimdi. Ben zaten bornozu üzerimden attığımdan çıplağım. Parmaklanmayı seviyorsan al sana parmak. Baş parmağımla amını ezerken dilim göğüs uçlarında. Parmaktan çok göğüslerinin emilmesinden hoşlandığı belli. Çok sesli bağıra çağıra sevişiyor. Vücudunda değdiğim her yer yeni bir inleme ve çığlık sebebi. Sehpa üzerine koyduğum prezervatife bakıp

– Gerek yok bugün boşalabilirsin bana diyor. Canıma minnet.

Islanmış amına bu sefer daha kolay ama yine de yavaşça kayıyorum. İyi de yapıyorum. Buna bile çığlık atıyor. Çığlıklar neyse çırpına çırpına bir an yavaşlamadan sevişiyor.

– Çok kocaman bu, benim eski kocaninki küçük bundan

Biraz klasik pozisyonda siktikten sonra sıkıldım. Kaldırıp kanepeye doğru domaltıyorum. Ben amına kökledikçe o kafasını kısrak gibi geri atıyor. Küçük kalçalarını avuçluyorum. Kalçalarını kızartacak kadar sıktıkça sertçe dibine dibine vuruyorum dar amının. Bacaklarını sıkmaya çalışarak boşalıyor. Yavaşlayıp sikimi içinde tutuyorum. Ellerim kalçalarını okşuyor. Amının içindeki hareketler sakinleşip çığlıkları bitince tekrar hareketleniyorum. Sağ elimin baş parmağı göt deliğinin üstünde masaj yapıyor. Hafif bastırmam ile bir iki santim giriyor dar deliğe. Bir parmağım içinde kalçalarını sıkmayı sürdürüyorum.

image
Ben de yakınım bir ayağımı kanepeye atıp iyice abanıyorum üstüne. Arada kalan elim yüzünden parmağım yarıya kadar götünde Rusça bağıra çağıra boşalıyor, kanepenin yastıklarını yumrukluyor. Kasılan amı dayanılmaz sikimi sağıyor, gaza gelip ben de bağırıyorum döllerimi bırakırken.

Bir iki kadeh şarap içerken nedense hayatını anlatıyor bana. Eski kocası, iki yıldır erkek yüzü görmemesi, bazı geceler bizim seslerimizi duyup mastürbasyon yapması,….

Dudakları tam emilmelik. Lafı uzatmamak için emiyorum. Anında tepki veriyor. Kucağıma çekiyorum. Dudaklarımızı dişlerken elim kalçalarında parmağım göt deliğinde yine. Göğsümü öperek sikime iniyor ve kendi ıslaklığı ve döllerimle kaplı siki ufak dili temizliyor.

– Kalın bu, almak zor oradan

Çok seveceğim ben karıyı. Kucaklıyorum ve yatak odamıza kadar kucakta taşıyorum. Çekmecede anal kayganlaştırıcı var. Bunu bulana kadar karım da çarşafları yırtıyordu. Ters çeviriyorum. Islak amını avuçlarken kayganlaştırıcı ile iyice alıştırıyorum götünü. Hem inliyor hem konuşuyor.

– Benim koca sarhoş çok severdi oradan. Ama onunki küçük.

Daha önce yediğine göre karım kadar zor olmayacak. Bel altında bir yastık sokup bir iki kere amına giriyorum. Benim ki de hazır. Sağ elimin baş parmağı köküne kadar rahatlık ile giriyor çıkıyor.

Tecrübeli olduğu götünü hafif kaldırmasından ve kendini kasmamasından belli. Sadece başı girdiğinde çığlık çığlığa yine. Kafasını yastığa gömüp abanıyorum. Çığlığı yastıkta kayboluyor. Götü kolay alışıyor benim kalınlığımdaki bir sike bile.

image
Yıllar geçse de parmakları sayesinde antremanlı demek ki. Kısa sürede kalçalarımız birleşiyor. Yüzünü görmek için içinden çıkıp bacaklarını kıvırıyorum kapanmadan deliğine tekrar sokuyorum. Ter içinde yüzü ve renkli gözleri parlıyor. Bana bakarak memelerinin ucunu sıkıyor. Sİk beni diye bağırıyor gözlerini kaçırmadan. Bir buçuk yıldır evin içinde bir seks makinasi yatıyormuş. Ben de elimi bızırının üstüne bastırıyorum. Çırpınarak boşalırken meme uçlarını bırakmıyor acı verecek kadar uzuyor ellerinde. Bağırtıları dursun diye ağzını kapıyorum.

Kendine gelince itekliyor beni içinden. Taşaklarımdan başlayarak saldırıyor sikime. Ağzının içi de alev gibi. Kafasını bastırınca biraz geri çekilip sadece başını vakumluyor. Döllerimi bırakırken ağzına taşaklarımı okşuyor. Bekliyorum ne zaman duracak diye son damla gelene kadar emmeye devam ediyor.

Ertesi sabah bir de onun odasında sikiyorum yola çıkmadan önce. Seninle aynı evde olamayız diyorum. Erkek arkadaşım var İzmir’de diye yalan at ben sana buradakinden daha iyi kazanacağın bir iş veririm. Hem daha rahat görüşürüz. Ne kadar diyor. Şimdikinin iki katı diyorum. İzmir seyahatlerinde orospulara ödediğim para daha fazla ve hiç biri bu kadar içten sevişmiyor hem de. Döllerimi yutması da bonus olsun

image
Yazlık tam bir toplama kampına dönmüş. Kayınpeder kaynana, baldız ile kocası, karımın abisi olan kayınbirader ve karısı bir de yetmiyormuş gibi karısının türbanlı kız kardeşi, bir de biz ile bakıcı. Üst kattaki bizim yatak odamızın karşısındaki odalara her zamanki gibi karımın anne babası ile kayın biraderler yerleşmiş. Aradaki küçük oda çocuk odası olacağı için boş, şimdilik bakıcı orada. Alt kattaki odada baldız, hizmetli odasında ise kayınbiraderin baldızı. Ulan otuz bir merakım yüzünden ev aile ağacına döndü.

Karım gündüz için iki hizmetçi ayarlamış yoksa bu sürü ile baş edilemez. Ama bizim dışımızda üç çift demek beni bir hafta doyuracak malzeme demek. Cumartesi günü dünyanın en gereksiz muhabbetleri ile geçiyor. Pazar da farksız. Yok yanlış oldu. Sabah karımın kalçalarını sikime sürtmesi ile uyanıyorum. Çocuğu ve yan odadakileri uyandırmamak için sessizce kalçalarının arasında kayarak yavaş yavaş yerleşiyorum içine. Geceliğinin üzerinden sert memelerini avuçluyorum. Ensesini dişliyorum. Ses çıkarmamak için kolumu dişleyerek orgazm oluyor. Spermlerimi arasından amına girdiğim küloduna boşaltıyorum.

image
Aynı tavla, futbol muhabbetleri ile geçen günden sonra zor atıyorum kendimi Pazartesi sabahı İzmir’e. Kayınpeder tek kadehte kalsa bile rakı içmese hiç çekilmez akşam yemekleri. Herkes çakır keyif olsun ve bana malzeme biriksin diye rakı servisini duble duble ben yapıyorum kadehlere

Köpek gibi çalışıp abime salı gecesi bir haftalık iş gönderiyorum. Emlak projemden altı ayda yüzde elli kazanacağız. Altı ay dokunmaz bana. Çarşamba öğle saatine kadar uyuyup akşam ofise geliyorum. Akşam sekizde ofisten abimi ve annemi arayıp ikisini de çok mutlu ediyorum.

Yemeğimi yiyip bir iki kadeh içip geri dönmem saat onbirbuçuk olmuş. Üç dört günlük birikmiş görüntüye ek olarak bu gece canlı yayın şansım da var. Granny, mature, young ve hatta türbanlı kanallarım bile var.

Önce takdirimi kazanmış olan baldızın kocasından başlıyorum. Genç çift kanalım. Hayvan herif ilk gün denize girerken şort giymesine rağmen su hortumu gibi sallanıyordu siki. Karım dahil tüm kadınların kıkırdaşmalarından konuyu bildikleri belli idi. Ben varken kaynanam hiç mayo giymemiş, tesettürlü kız da, adı neydi lan, tesettür mayosu ile havuza girmişti.

İlk geceyi pas geçmişler. Ama pazar sabahı azgın herif baldızı uyandırıp ağzına dayamış. Bu herifi eve sokmakla yanlış yaptık galiba. Fırsat bulsa tüm evi sıradan geçirir. Yarı uykulu baldızın iteklemelerine rağmen, dün gece de vermedin diyerek zorla yalatmış kendini. Çİft eli ile sardığı siki uykulu uykulu yalayan baldızın bir yandan memelerini sıkan hayvan boşalacağını anlayınca, baldızın memelerini siki ile dövüp üstüne boşalmış.O kadar çok boşalıyor ki bitmek bilmiyor. Baldız çenesine kadar sıçrayan döllerden rahatsız. Bakıcı ile eşleştirsem şunları günlerce odadan çıkmazdı herhalde iki azgın ve bir damlası ziyan olmazdı o döllerin Bu herifi yanıma almalı resmen porno yıldızı potansiyelli,ama Bursa’da esnaf ve baldız gibi memesiz koca götlü isteksiz bir karıya talim ediyor.

image
Bütün gününü izliyorum hayvanın. Tedirgin etti beni. Gözü evdeki en güzel kadın olan karımın değil kayınbiraderin karısı üzerinde hep. Hatta kadınlar havuz başında iken havuzu gören mutfakta soteye yatmış. Havuz kamerasına geçiyorum tam gözlediği yerde kayınbiraderin karısı var. Elimdeki kayıtlara göre vücudu bakımlı, güzel sayılabilecek bir kadın. En fark edilecek yeri memeleri. Hemen havuz öncesi giyinme anlarına dönüyorum. Evet otuzbeşindeki kadının göğüsleri oldukça iri. Perşmbe, Cuma, Cumartesi ve pazar geceleri diğer odalarda pas geçilmiş.

Konu dağılmasın ben baldızın dağıldığını görmek istiyorum. Pazartesi gecesi muradıma eriyorum. Herkes yatınca birer bira içip fingirdeşiyorlar verandada sonra öpüşerek odalarındalar. Baldızın üstünde dar bir şort var. Cilve yapıyor ilk defa.

– Nazik nazik seviş benle defalarca seninim. Bir an önce olur çocuğumuz. Demek çocuk çalışması. Bizim hayvanı yatağın kenarına oturtuyor. Önünde dans ederek penyesini ve sütyenini çıkartıyor bak sen orospuya neler varmış. Bu arada şortunu ve penyesini üzerinden atan kocası saldırmamak için zor durur bir halde çıplak. Baldız önünde eğilerek biçimsiz memelerini okşayarak tamamen soyunuyor. Yatağın kenarında oturan kocasının bacaklarının arasında dikilerek göbeğine bastırıyor kocasının kafasını. Oradan kadınlığına iniyor kocasının yüzü. Baldız hala ayakta iken oral seksleri devam ediyor. Bir iki dakika sonra baldız kocasının üstüne tırmanıyor. Küçük odada yakın çekimde siki daha korkunç gözüküyor. Eliyle kavrayıp yavaşça oturuyor üstüne. Tamamını alması mümkün değil.

– İşte böyle sik karını, at yaraklım benim.

Herif bu gece çok sakin. Neredeyse bir on dakika bu haldeler. Baldız iki kere durup titremeler geçiriyor. İkinci orgazmı biter bitmez kocasının sarkan taşaklarındaki kıpırdanma kameradan bile gözüküyor. Kısa sürede baldızın amından bembeyaz döller akmaya başlıyor. Yan yana uzanıyorlar yatağa.

image
Herifinki yeni boşalmış olmasına rağmen kol gibi sallanıyor. Eli kendini toparlayamamış baldızın amını kurcalamakta. Bir yandan da çocuk gibi kıpırtısız memesini emiyor baldızın. Evet adam göğüs takıntılı. Şansına memesiz kadın denk gelmiş. Daha fazla beklemeyerek bir bacağını kaldırıp yandan kayıyor döl kaplı ama. Herhalde o ama başka sik girse baldız hissetmez bile. Baldız alt dudağını ısırmak dışında tepkisiz. Sadece arada çok derine girdiğinde eliyle biraz itekliyor. O esnada bile neredeyse yarısı dışarda. Korkunç kalınlıktaki yarak amının çevresini o kadar germiş ki. İçine girdikçe kadınlığının çevresi patlayacak gibi şişiyor. Baldız üçüncü orgazmını yine titreye titreye yaşıyor. Arık bayılmış gibi kızcağız. Yatağın kenarına gelip bacaklarını v şeklinde açıyor baldızın. Yan açıdan dev bir zenci yarağı girip çıkıyor. Baldızın suları bir önceki döllere karışmış. İkinci defa döllerini boşaltırken süzülenler götünün arasından yere damlıyor. Baldız hamile kaldığında görüşmemeli bu herifle, normal hali bu ise azmışını görmek istemem.

image
Karıma mesaj atıyorum. Bakıcıya İzmir’de bir iş görüşmesi ayarladığımı, perşembe sabahı göndermesini söylüyorum. Perşembeyi boş geçmeyeyim. Otuzbir malzemesi bulmak için hızlıca banyoları tarıyorum. En güzelleri hiç kuşkusuz karım. Kendi karıma bakarak boşalmamak için bakıcıya geçiyorum. Belli ki yine azmış pazar gecesi onu da kuvetin içinde kendini parmaklarken yakalıyorum. Kaynanam ve kayınbiraderin karısından da malzeme çıkmıyor ama ikincisinin göğüsleri muhteşem, sadece göğüsleri bile sikilebilir. Karıma en büyük rakip ummadığım yerden geliyor. Türbanlı kız banyodan çıkıyor. O oda pek kullanılmıyor diye banyoya kamera koymamıştım. Bornoza sarılı vücudu ipince ve cildi parlıyor. Saçlarını kurutup bornozu çıktığında altında sadece külodu var ufak kalçalar. Baldız ile aynı yaşta ama vücudu liseli bir bakire gibi. Göğüsleri ise Türk tipi değil, siktiğim bir İspanyol kadın böyle idi. İriye yakın yuvarlak uçları ufak. O odada klima olmaması ne kadar doğru imiş. Kapısının kilidini tekrar kontrol ediyor ve sadece donu ile yatağa giriyor. Elinde bir şiir kitabı uyuyakalmasını seyrederken ben şortumun içine boşalıyorum.

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

sevgili günlük

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

sevgili günlük
Evet uzun zaman sonra bekledigim haber geldi ve yükseklisans icin Amerikaya gidiyorum.Bati Karolayna’da bir üniversite.Bu eyalette bir ünüversiteyi secmem tamamen ekonomik,en azindan kalma yeri problemim yok, babamin dava arkadasi örgütünden yoldasi simdi sosyoloji profösürü olan bir kadin ve ailesiyle kalicam.Evleri büyük ve benim icin odalarinin oldugunu ,beni misafir etmekten tüm ailenin mutlu olacagi babama iletilmisti.Ben Istanbulda yetismis,yüksek egitimini Istanbul Üniversitesinde tamamlamis biriyim,cevresiyle cabuk iletisim kuran biriyim, cok rahatim,kaliplari olmayan kendimi her zaman cok iyi ifade eden biriyim, bazen küstahlik derecesine vardigimda oluyor,bundan dolayi kadinlar ve seks hayatima her zaman yer almis iki olgu.Mesela lise yillarinda yüzme derslerimde havuz saklabanligindan dolayi ögretmenimin verdigi cezalar sayesinde Kizlarin bebeden ögretmeniyle birlikte olmustum…Odasinda beklememi söyleyn hocam ordada giyinecegimi söyledi.Cünki islak mayo ile kalmak riskli.Ögretmeler odasinda üstümü degistiriken dus alma icin hocamin dusunu kullandim,birden dusun kapisi acildi arkam dönüktü bir el,arkadan bacak aramdan sikimi a kavradigi gibi kendine cekti beni, dönmek zorunda kaldim ve kizlarin beden ögretmeni Zerrin Hanim..Demek beden hocam ,kocumuz Zerrin Hanima sikiyormusyormus,helal olsun hic birimiz anlamamistik,onun sayesinde Zerrin Hocayi sikecegim aklima gelmezdi,hemde nasil,evinde ,evimde,her yerde..bunlari arada analticam.
Yarin sabah havalaninda olucam.Yoculugun ilk anlarindan itibaren size yasadiklarimi, günlügüme yazarmis gibi anlaticam.

Bekle Amerika geliyorum

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Tango Hocam Sex Partnerim Oldu…

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Tango Hocam Sex Partnerim Oldu…
Size bu anlatacağım olay 13-14 Eylül ve 20-21 Eylül 2014 tarihlerinde dolu dolu geçen bir hafta sonlarında yaşandı. Ancak elbette sizlere olayın tüm detaylarını anlatacağım için her şeyin başlangıcından itibaren anlatmak istiyorum.

Aslında her şey şirket çalışanlarım için yaza veda partisi düzenleme kararı aldığım Eylül ayının ilk günleriyle birlikte başladı. Partiyi Ekim ayında düzenleyecektim. Konsept olarak Arjantin esintilerini seçmiştim. Bunu belirlemem de eşim Ersin’in de etkisi olmuştu. Dünya Kupası serüveni boyunca koyu bir Arjantin destekçisi olarak maçları izlemesi benim de bu yıl ki yaza veda konseptim için ilham kaynağı oldu. Partide Arjantin yemekleri, müzikleri ve dansları ana temayı oluşturacaktı. Gecenin finalinde de güzel bir tango gösterisi planlıyordum.

Bu düşüncelerim içerisinde her detayı kusursuz planlamaya çalışırken Ersin bana, finalde ki tango gösterisini sen neden yapmıyorsun dedi. Bu fikir aklıma yatmıştı. Ders alıp, finalde gösteri yaparak çalışanlarımı hem şaşırtmak, hem de geceye katılımlarına teşekkür ederken böyle bir süprizle yaza veda etmek hoş olacaktı. Hemen tango kurslarını araştırmaya başladım. Ersin’in böyle şeylere ilgisi olmadığı için tango kursunda bana eşlik etmesini teklif dahi etmedim. Kadıköy’de bir kurs buldum, sayfasını inceleyip, ekşi sözlük gibi yerlerden yorumları araştırınca doğru yeri bulduğumu düşündüm ve önce telefon görüşmesi, sonrasında da kursa giderek programları hakkında bilgi aldım ve kaydımı yaptırdım.

Kurs Çarşamba-Perşembe akşamı ve Cumartesi – Pazar günleri öğleden sonra olacaktı. Normalde sadece hafta içi akşam ya da hafta sonu seçenekleri olmasına karşın, benim yoğun bir programla özel ders isteğim üzerine bana özel yoğun bir program belirlediler. Sürekli spor yaptığım için tango derslerindeki yorucu tempo beni zorlamayacaktı.

İlk ders 03 Eylül – Çarşamba akşamıydı. İş çıkışında kursa gittim. İşten çıkıp gittiğim için o gün ofise giderken giydiğim elbisemle kursa gitmiştim. Üstümde tek parça, eteği pileli ve süper mini kırmızı askılı bir elbise vardı. Ayağımda kırmızı rugan, sivri uzun topuklu, burnu açık ayakkabılarım vardı. Kursun kayıt olduğum ofis kısmında oturup ders alacağım hocamı bekliyordum. Bir kaç dakika sonra Atilla geldi. 1.85 boyunda, fit bir vücuda sahip, esmer, hafif uzun saçlı ve saçını arkadan toplamıştı. Üstünde siyah bir gömlek vardı, üstten 3 düğmesi açık. Altında siyah kumaş pantolonu ile beni gördüğüm anda etkilemişti.

Tanıştık ve kibarca tokalaştık. 30 yaşında ve bekardı. İstanbul’da tek yaşıyordu, daha sonraları aslen Eskişehir’li olduğunu da öğrendim. Derse geçmiştik. İlk başlarda temel bir kaç hareketle başladık. Dans etmeyi sevdiğim için vücudum kıvrak hareketlerde zorlanmıyordu. Atilla’nın da yönlendirmeleri ve motive edici sözleriyle daha ilk dersten tango benim dansım demiştim. 2 saatlik çalışmanın sonunda Atilla bana, hedeflediğinizden daha çabuk öğrenecek bir yapınız var, yarın aynı saatte bekliyorum dedi. Ben de keşke haftanın 7 günü gelsem dedim. Atilla da bu istekle 7 gün gelmişcesine öğreneceksiniz dedi.

Kurstan çıkıp eve giderken Atilla’yı o ilk gördüğüm an hep gözlerimin önüne geliyordu. Beni çok etkilemişti. Eve gittiğimde Ersin ders nasıl geçti dedi. Ben de koltuğa oturup sırtımı yaslayıp, ahhh çok güzeldi dedim gülerek. Ersin’de bana ders mi, yoksa hoca mı güzeldi dedi. Ben de tango benim dansım mış bunu anladım dedim. Ersin’de yeni bir macera ve sex partneri kokuları geliyor burnuma dedi. Bende Ersin’e, adı Atilla dedim sadece. Ersin’de o halde tadını çıkart bebeğim dedi.

Ertesi gün / 04 Eylül -Perşembe günü ofisimde çalışırken önceki geceyi düşlüyordum, Atilla’nın belime sarılması ve bedenimi bedenine dokundurduğu anlar hep aklımdaydı ve biran önce akşam olsun istiyordum. Ofisten çıkıp kursa uçarak gitmiştim adeta. Üstümde bu kez gece mavisi de denen koyu lacivert bir deri elbise vardı. Dansta bacak hareketleri ön planda olduğu için elbiselerimin eteğinin bol olmasını tercih ediyordum. Deri elbisemde bol eteğe sahipti.

Dans ederken Atilla’nın ellerinin bedenimde dolaşması beni adeta çıldırtıyordu. Ders sonrası Atilla bana, henüz 2 ders olmasına karşın inanılmaz hızlı ilerliyorsun dedi. Bende eğer bir işi zevkle yaparsan doruğa çıkman kolay olur, ben de bunu zevkle yapıyorum dedim. Atilla’da bana doğrusu bugüne kadar ki öğrencilerim içerisinde benim de en çok zevk alarak çalıştığım siz oldunuz dedi. Ben de ona artık siz demek yerine bana sen de lütfen dedim. Artık daha samimiydik. Kurstan çıkarken arabama bindiğim sırada Atilla’yı gördüm. Kurstan çıkmıştı. Yanına yaklaşıp, gideceğin yere bırakabilirim dedim. Önce bir şeyler yiyeceğim sonra eve geçeceğim seni yolundan çevirmiyeyim dedi. Bende o halde yemeği birlikte yiyelim bende çok acıktım dedim. Atilla’da peki o halde diyerek arabama bindi.

Elbisemin eteği araba kullandığım için yukarı kadar sıyrılmıştı ve eminim ki tangam görünüyordu. Atilla kaçamak bakışlarla bana bakıyordu farkındaydım. Atilla’nın evi Bostancı’daydı, Kadıköy’den Bostancı’ya doğru yol alırken sohbet ediyorduk. Bostancı’da güzel bir balık lokantasının önünde durdum ve arabadan inip lokantaya girdik. Yemeklerimizi yerken sohbeti ilerletmiştik. Birbirimizi daha fazla tanıyorduk. Yemekten sonra lokantadan çıktık ve Atilla’nın evinin doğru yol aldık. Evinin önüne arabamı çektiğim de bana, bu gece için teşekkür ederim. Türk Kahvesinde iddalıyımdır, sana bir kahve ile bu gece için teşekkür etmek istesem beni kırmazsın umarım dedi. Bende bu nazik teklif asla red edilmez, bir kahve için vaktim var dedim ve arabadan birlikte inip oturduğu apartmana girdik.

Evi apartmanın 3. katındaydı, küçük ama şirin bir evdi. Zevkli döşenmişti, eve İspanyol havası hakimdi. Salonda ki kitaplığındaki kitapları karıştırırken, Atilla da kahvelerimizi yapıyordu. Elinde ki tepsinin içinde 2 fincan kahve, yanında lokum ve likör ikramı ile salona girdi. Sunum gerçekten etkileyiciydi. Kahvemi alıp, abajurun altındaki tekli koltuğa oturup bacak bacak üstüne attım ve kahvemden bir yudum aldım. Gerçekten de lezzetliydi. Atilla’da karşımda ki kanepe de oturuyordu. Evimi şereflendirdin, hoş geldin dedi. Bende teşekkür ettim.

Sana bir itirafta bulunmak istiyorum dedi, seni dinliyorum dedim ona. Kursa kayıt olmaya geldiğin o gün seni gördüğümde bu kadın benim öğrencim olmalı dedim kendi kendime, sonra da kaydını alan arkadaşımla konuşup sana özel dersi benim vermek istediğimi söyledim, normal de başka bir arkadaşım senin dans öğretmenin olacaktı, ancak ben senden çok etkilendim ve istediğimi elde etmeyi severim dedi. Bende ne istediğini bilen kişiler beni her zaman etkilemiştir. Bu içten itirafın için teşekkür ederim dedim. Atilla daha sonra bana, senin gibi güzel, çekici bir kadının eşi neden ona dans kursunda eşlik etmez ki dedi. Bende ona, eşim her zaman benim özelime saygı duymuştur ve ben de ona istemediği şeyi yaptırmam, dans konusunda erkekleri bilirsin pek başarılı değillerdir. O nedenle sen git beni karıştırma dedi dedim. Atilla’da doğrusu bu benim işime geldi, çünkü sana hem özel ders verip, hem de dans partnerin olmak benim için büyük zevk dedi. Ben de o zevk bana ait dedim gülerek.

Kahvem bitmişti ve saat 24’e yaklaşıyordu, sohbet çok keyifli ancak kalkmam gerek. Cumartesi yeniden görüşmek üzere dedim. Atilla’da Cumartesi’yi iple çekicem dedi. Bende gülerek neredeyse bana burada kal diyeceksin dedim. Atilla’da keşke öyle bir imkan olsa da bu gece birlikte uyuyabilsek dedi. Bende istediğini elde etmeyi sevdiğini söyledin, çok istersen belki bunu da bir gün elde edersin ama bu gece için sana tek başına tatlı rüyalar dedim ve evinden çıkıp arabama binerek eve döndüm.

Yol boyunca aklımda bana söylediği o sözler vardı, ” senden çok etkilendim ve istediğimi elde etmeyi severim ” sözü beynimde yankılanıyordu adeta. Atilla’da garip bir şey vardı beni çeken, içten içe onun yanında olmak istiyordum ancak aynı zamanda da kolay elde edilen bir kadın olduğumu düşünmesini de istemediğim için kendimi ondan kaçırıyordum. Bu düşünceler içerisinde eve varmıştım.

Ersin salonda film izliyordu. Yanına oturup dudağından öptüm. Bu akşam ders uzun sürdü dedi bana gülerek, bende aklından geçen olmadı dedim. Buna üzülmüş gibi bir halin var dedi, ben de istesem olabilecek ortam vardı hayatım ama ben kolay değilim bilirsin dedim. Ersin’de zor kadını oynuyorum diyorsun, zaten bu kurs olayının da bir fantazin olduğunu tahmin etmiştim dedi. Bende hayır bir fantazi olarak düşünerek başlamadım, gerçekten tango öğrenmek istiyorum, sen bana tango’da eşlik etmeyeceğini söyledin dedim. Ersin’de peki kızma canım, tango beni açmıyor, sen keyfine bak, sonuçta özgürsün dedi. Bende hafifçe Ersin’in üstüne eğilip pantolonun üstünden sikini okşayarak beni istediğin kadar özgür bıraksan da, ben seninim dedim. Ersin’de saçımdan tutup beni öptü ve benim yaramaz kedimsin sen dedi ve salonda sevişmeye başladık.

Saat 03.30′ yaklaşıyordu salondaki halının üstünde yatıyorduk, benim başım Ersin’in göğsündeydi ve Ersin’de saçlarımı okşuyordu. Bana adı ne peki diye sordu, tango hocamdan bahsettiğini anlamıştım. Başımı ona çevirip Atilla dedim. Güçlü bir ismi var, sence istediğin o mu peki dedi. Ben de buna henüz karar vermedim, ama onun istediğinin ben olduğumu çok iyi biliyorum dedim. Ersin’de ona ne şüphe, tango aşkın dansı ve senin gibi baştan çıkarıcı bir kadınla tango yapmak seni istemeye fazlasıyla yeter dedi. Bende Ersin’in üstüne çıkıp sikinin üstüne oturup dudaklarına doğru eğildim ve hadi bana aşkımızın dansını yaptır dedim. Ersin sikini tutup amıma yerleştirdi ve sende şarkımızı söylemeye başla diyerek beni kucağında zıplatmaya başladı, siki amımın derinlerine doğru ilerledikçe zevkle inliyordum, iniltilerim aşkımızın şarkısıydı ve ben Ersin’in sikinin üstünde zevkle dansımızı yapıyordum.

Ertesi sabah Cuma günü uyandığımda saat 10.30 olmuştu. Ersin yatakta yoktu ama bir not bırakmıştı yastığının üstüne, aşkımızın dansı ve şarkısıyla bana yaşattığın zevkin doruğunda güne uyandım, seni uyandırmaya kıyamadım, bugünü kendine ayır, hafta sonu dans derslerin var, enerji topla, seni seviyorum yazıyordu. Yataktan gece yaşadığım zevkin keyfi ile mahmur bir şekilde kalktım, jakuziyi açtım ve su ile doldurdum ve içine girdim. Suyun bedenimdeki rahatlatıcı masaj etkisiyle mayışmıştım. Aklımda Atilla ile o ilk karşılaşma anımız vardı. Onda farklı bir şey vardı, kafamı ve duygularımı karıştıran farklı bir şey ama adını koyamıyordum bu duygunun.

Jakuziden çıktıktan sonra Ersin’i aradım. Beni düşünerek benim için bugünü bana ayırmasından dolayı ona teşekkür ettim. Kahvaltımı yapıyorken sosyal medya sayfalarımda dolaşıyordum. Atilla’nın profil sayfasını inceliyordum, fotoğraflarına bakıyordum. Dans yarışmalarından, özel hayatından, tatillerinden fotoğraflar vardı. Fotoğraflarına bakarken heyecanlandığımı hissettim, kendi kendime güldüm, bu çok garipti, Atilla beni fazlasıyla etkilemiş ve içimde ona karşı bir heyecan oluşmasına neden olmuştu. Kahvaltı sonrası giyinip dışarı çıktım, İstinye Park’a gidip dolaşıyordum. Mağazalarda kıyafetlere bakarken Atilla bunu sever mi acaba diye düşünürken buldum kendimi ve denediğim kıyafetlere aynada bakarken kendime gülümsedim ve kızım sen istenensin, ona istediğini hemen verme ki kıymetli ol dedim. Alışverişimi yaptım ve çıkışta Ersin’i aradım. Saat 18 olmuştu, o da artık işten çıkacaktı. Buluşu dışarıda yemek yiyelim dedim.

Yemek sırasında Ersin’e Atilla ile ilgili içimdeki duyguları anlattım, o da bana sen asla kolay bir kadın değilsin, ama anlıyorum ki onun seni istediği kadar, sen de onu istiyorsun, o halde onu sen elde et, seni elde etmeye çalışırken de sana çıldırmasını sağla dedi. O sıra da Atilla’dan mesaj geldi telefonuma, mesajda ” dün bu saatlerde seninle yemekteydim, şimdi ise yalnızım, ama yarın seni göreceğim için mutluyum ” yazıyordu. Mesajı yüzümde bir tebessümle okudum, Ersin’de ne oldu diye sordu. Mesajı ona da gösterdim. Sana aşık olmuş belli ki, ipler senin elinde artık, istediğini sen elde etmişsin, şimdi onun istediğini elde etmesine izin verip vermemek sana bağlı dedi. Bende Atilla’ya cevap mesajı yazdım ” yarın ki dersi heyecanla bekliyorum, dersimizden sonra programını boş bırak lütfen, bu kez sana ben kahve yapmak istiyorum ” yazdım. Yazdığım mesajı Ersin’e de okudum, Ersin’de istediğine hemen ulaşmasını mı istiyorsun yoksa sana deli olmasını mı, bunu düşünerek yarını yaşa dedi. Biz konuşurken Atilla’dan cevap geldi. ” Yarın tüm günüm sana ait, senin sunacağın zehir bile bana bal gelir ” yazıyordu. Mesajı okuduktan sonra Ersin’e bana deli olacak, bunu istiyorum dedim. Yemeğimiz bitmişti ve birlikte eve döndük.

06 Eylül – Cumartesi sabahı içimde bir heyecanla uyandım. Bugün Atilla ile öğlen dans dersim vardı ve sonrasında yaşanacaklar tamamen bana bağlıydı ancak bugün bir şeyler yaşanması ile yaşanmaması arasında karışık bir ruh halindeydim. Kahvaltı ederken Ersin bana ” hani bir söz vardır, göster ama elletme, madem ki dersleriniz daha devam edecek, o halde sende bu taktiği uygula bir süre daha sonra nasıl olsa sen ve Atilla istediğiniz ortak noktaya varacaksınız” dedi. Çok doğru ve mantıklı bir taktikti bu.

Kahvaltı sonrası yatak odama çıktım, üstümdekileri çıkarttım ve iç çamaşırlarımla ayna da kendime baktım ve kızım onu yak bugün dedim ve dolabımı açıp giyeceklerimi seçtim. Üstüme göbeğimi açıkta bırakan beyaz renkte, sıfır kollu ve önü yazılı bir t-shirtle, kırmızı siyah kareli kısa kollu gömlek, altıma da buz mavisi dar, kalçalarımı sıkıca saran bir kot giydim. Ayağıma da spor kıyafetlerimle uyumlu olacak şekilde kırmızı converse ayakkabılarımı giydim. Saçlarımı açık bıraktım. Hafif spor bir makyaj yaptım. Aşağıya indim ve Ersin’i öpüp ben çıkıyorum, gece geç gelebilirim merak etme dedim. Ersin’de muhteşem olmuşsun, taktikleri unutma dedi göz kırparak. Bende sen karına güven, hadi ben kaçtım diyerek evden çıktım.

Kursa yaklaşırken kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum, sanki ilk buluşmasını yaşayan bir liseli kız gibi heyecan vardı içimde. Kurstan içeriye girdim ve Atilla’yı karşımda görünce o heyecan yerini tatlı bir muzurluğa bırakmıştı. Ona sarılıp öptüm ve hadi başlayalım dedim. Atilla’da bana baktıktan sonra, seni ilk kez spor görüyorum ama her halin farklı güzel, peki başlayalım dedi.

Müziğin ritmine kendimizi bırakıp dans figürlerini yaparken her yakınlaştığımız anda gözlerinin içine şehvetle bakıyordum. Kalçama ona sürtüyordum, elinin belimde ve bedenimde dolaşması bana heyecan veriyordu. Onun da heyecanlandığını nefes alış verişlerinden hissediyordum. Bir an sırtım dönük şekilde belime sarıldı, kalçam bacağındaydı ve eli göbeğimden aşağı doğru kaydı, başımı ona çevirdim sertçe, o da bana dönmüştü, o an hamle yapsam dudaklarıma yapışacaktı bunu hissediyordum, ama o beklediği hamleyi yapmadım ve dudaklarına bakıp, hızlı hızlı nefes aldım ve kendimi ondan ayırdım. Yorulmuşcasına nefes nefese kaldığımı ona söyleyip, bugün ki dersi bitirelim artık, yoksa sana kahve yapacak halim kalmayacak dedim. Atilla’da tamam bugün bitirelim yarın devam ederiz, sen biraz soluklan ben de hazırlanayım çıkarız dedi.

Bende lavaboya gidip saçımı düzeltip, makyajımı tazeledim. Lavabodan çıkıp kafeteryada Atilla’yı bekliyordum. O da kafeteryaya geldi. Kahvelerimizi içelim o halde artık dedi ve kurstan çıktık. Arabaya bindiğimizde sana gidiyoruz değil mi dedim. Atilla’da böyle bir teklife hayır demem dedi. Bende gülerek, üfff ya, kahveyi sana başka nerede yapacaktım ki sanki dedim. Atilla’da bana kendi evinde tabi ki tatlım dedi. O da olur elbette ama bugün sende olacağız diye düşünüyordum dedim. Atilla’da tamam tatlım, evin yolunu öğrendin nasıl olsa, tarif etmeme gerek yok, götür o halde bizi dedi.

Oturduğu apartmanın önüne arabamı park edip, indik ve apartmana girdik. Evinin olduğu kata çıkıp evine girdik. İçeri önce ben girdim ardımdan da Atilla girdi, Atilla içeri girerken ona dönüp, sen şimdi salona geçiyorsun ve ben kahvelerimizi yapıp geliyorum dedim. Atilla’da peki ama cezve ve fincanları bulabilecek misin dedi. Bende ne kadar zor olabilir bulurum elbette dedim. Mutfağa girdim, cezve tezgahta duruyordu, kahve de kavanozdaydı. Kahveyi yaptım ancak fincanları bulamıyordum. Atilla’ya seslenip fincanları bulamadığımı söyledim. Sana bulamayacağını söylemiştim diyerek mutfağa geldi ve arkamdan kalçalarıma yaslanarak üst dolabı açtı ve işte burada al bakalım tatlı kız dedi. Siki kalçama değiyor ve baskı yapıyordu. Başımı çevirip ona baktığım anda dudaklarımız nefe alış verişlerimizin karışacağı kadar yakındı. Titrek bir sesle teşekkür ederim, gerisini halledebilirim dedim. Eliyle belimi ve t-shirtümden açık olan göbeğimi okşayarak, halledeceğine şüphem yok zaten dedi. Başımı öne doğru çevirip, sen istersen içeriye geç, ben de geliyorum hemen dedim. Sikini kalçalarımdan çekip hafifçe eliyle kalçama sürterek bekliyorum seni dedi ve mutfaktan çıktı. Ersin’in taktiğini uyguluyordum ve işe yarıyordu. Benim için çıldırıyor ama beni kolay elde edemeyeceğini anlıyordu. Ona seksi – ürkek kız rolü yapıyordum.

Kahveleri tepsiye koyarak salona gittim. Atilla kanepede oturuyordu, kahvesini uzattım bana bakarak aldı kahvesini ve lütfen bu kez yanıma otur geçen akşam ki gibi uzak olmayalım dedi. Bende yanına oturdum. Kahvelerimizi içerken Atilla’ya evinde sadece salonunu ve mutfağını gördüm, bana evini gezdirir misin dedim. Kahvelerimizi bitirelim zevkle gezdiririm tatlım dedi. Kahvelerimiz bitmişti, hadi bana evini gezdir diyerek yanında ayağa kalktım. Atilla’da peki, burası salon dedi, ben de burayı biliyorum zaten dedim gülerek. O halde gel diyerek elimden tuttu ve diğer odaya götürdü, işte burası benim müzik odam dedi, duvarı taş duvar şeklinde dekore edilmiş, duvarlarında tango yapanların resimleri ile süslü, her yanı müzik cd’leri ile dolu hoş ve romantizm kokan bir odaydı. Etrafta mumlar vardı ve odaya kırmızı renk hakimdi. Harika bir oda, oldukça romantiksin sanırım dedim. Atilla’da aslında fazla romantik değilimdir, ama tango aşkın dansı ve ben bir tangocuyum, burası aşkın kokusunu ve hazzını taşıyan bir oda, tıpkı bu kursun seni bana taşıdığı gibi dedi. Gülümsedim ve geziye devam edelim dedim.

O odadan çıktık ve karşındaki kapalı kapılı odayı sordum, peki ya bu oda nedir dedim. Atilla yeniden elimden tutup, bu kez hiçbir şey söylemeden odanın kapısını açtı. İşte burası da benim özelim, yalnız gecelerimin şahidi, son zamanlarda ise düşlerimde seni yaşamama tanıklık eden yatak odam dedi. Çok güzel bir yatak odası vardı. Yere neredeyse sıfır seviyede ahşap bir bazanın içerisine oturtulmuş yatağı, ceviz renginde eskitme dolabı ve yatağın başında duran gece lambası ile sade, şık ve gösterişten uzak ancak bir o kadar da şehvet kokan bir odaydı. Odanın içine girip, her köşesinde gözlerimi dolaştırıyordum. Atilla’da bana bakıyordu. Sonra yatağının üstüne oturdum ve elimi yatağında gezdirerek, genç, yakışıklı, bekar ve tango hocası olan bir erkeksin, acaba kaç genç kız geçti bu yataktan dedim gülerek. Atilla’da yanıma gelip yatağa oturdu ve eliyle yüzümü okşayarak, geçmişi değil bugünü yaşayalım dedi ve başını dudaklarıma doğru yaklaştırdı. Ona bu kez karşı koymak istemiyordum. Fazla naz aşık usandırabilir diye düşündüm ve beni öpmesine izin verdim. Yatağının üstünde öpüşüyorduk, dudaklarını dudaklarımda hissetmek hoşuma gitmişti. Ama bugün onun olmayacaktım, beni istiyorsa biraz daha koşması gerekiyordu.

Öpüşürken dillerimiz de bir birine karışmıştı, bir eli pantolonumun üstünden bacaklarımı okşarken, diğeriyle de saçlarımla oynuyordu. Bacaklarımda dolaşan eli yavaş yavaş yukarıya doğru hareketlenmiş ve belime sarılıp beni kendine çekmişti, eli t-shirtümün içine girip göğüslerimi sıktığı anda içimden onunla delice sevişmek geçiyordu ama o durumda ona kendimi kolay teslim etmiş olurdum, içimdeki hisleri bastırdım ve Atilla’yı iterek kenara çekildim ve yutkunup, odan çok güzelmiş salona geçelim mi artık diyerek yerimden kalktım hızla. Atilla kolumdan tutup, yanlış bir şey mi yaptım dedi. Ben de hayır ama lütfen salona geçelim dedim. İçimden onunla çılgınca sevişmek geçiyordu ama bunu dizginliyordum.

Salona geçmiştik, yan yana oturuyorduk ama Atilla şaşkındı ve konuşmuyordu. Atilla’ya dönüp mutfaktan su alıcam bir şey ister misin diye sordum, yüzüme bakıp bardakların yerini bulabilecek misin dedi. Ben de gülerek, bulamazsam yardım etmeye gelirsin dedim ve mutfağa gidip su içtim ve salona geldim. Atilla kanepede oturuyordu yanına gidip kucağına oturdum. Kalçamı sikine bastırıp beni hissetmesini sağlayarak, hiçbir şey söylemeden dudaklarına yapıştım ve öpüşmeye başladık. Atilla’nın elleri bacaklarımda ve kalçalarımda dolaşıyordu. Ben de saçlarını okşuyordum, dudakları dudaklarımdan ayrılıp boynumda dolaşmaya başlamıştı. Artık eliyle kalçamı sertçe sıkıyordu. Kendimi ona teslim etmemek için zor tutuyordum. Üstümden önce gömleğimi çıkarttı, artından da t-shirtümü çıkartıp göğüs aramı yalamaya ve öpmeye başladı. Dilini göğüs çatalımda dolaştırıp, göğüsümün sütyenimden taşan kısmını öpüp, avuçluyordu. Bende saçlarını okşayarak başını göğüs arama bastırıyordum. İnanılmaz zevk alıyordum. Göğüs uçlarım irileşmişti. Elini sırtımda dolaştırırken sütyenimin kopçasını açtı ve sütyenim düştü. Göğüslerim özgür kalmıştı. Fındık iriliğindeki göğüs uçlarımı emmeye başladı ve hafif ısırıklar atıyordu. Göğüs uçlarımı ısırırken hafif hafif inliyordum. Siki kalkmış ve kalçalarımı zorluyordu. Sert ve kalındı. Pantolonumun üstünden dahi hissediyordum.

Beni yavaşça kucağından kanepeye yatırdı ve üstüme doğru eğilip vücudumu yalamaya başladı, boynumdan göğüslerime doğru emerek ve yalayarak indi. Göğüs uçlarımı ısırırken kalçamı okşuyordu, ben altında kıvranıyordum ve hafif hafif inliyordum, başını göbeğime doğru indiriyordu ben de saçlarını okşuyordum. Elleri kot pantolonumun önündeydi ve pantolonumun üstünden amımı avuçlayarak okşamaya başlamıştı, çıldırmak üzereydim, elini pantolonumun düğmesine attı ve açtı. O an elini tuttum ve hayır dedim. Şaşırmıştı, yüzüme baktı, nazlanma dedi. Bende naz yapmıyorum, çok hızlı hareket ediyoruz, lütfen istemiyorum dedim. Sinirlendi ve kalkıp koltuğa oturdu. Bana bakarak seni anlıyorum, sorun değil dedi. Bende yerimden kalkıp üstümü giydim ve gitsem iyi olacak, yarın görüşürüz dedim. Salondan çıkıyorken kolumdan tuttu ve hiçbir şey söylemeden beni kedisine çekip dudağıma yapıştı, bende ona karşılık veriyordum ve öpüşüyorduk. Dudaklarımız ayrıldığı anda, gözlerime bakarak seni istiyorum dedi. Bende gözlerinin içine bakarak sustum ve gitmeliyim dedim. Kapıya doğru yürüdüm ve arkamı dönüp yarın görüşürüz diyerek evden çıktım.

Arabama bindiğimde heyecan içinde nefes nefese kalmıştım. Onu istiyordum ama kolay elde edilen birisi olduğumu düşünmesini istemiyordum. Evime doğru dönerken içimdeki seks arzusu katlanarak artıyordu. Ersin’in evde yalnız olmasını diliyordum. Saat gece 23’e yaklaşıyordu. Arabamı park ederken evde salonun ışığının yandığını gördüm, Ersin evdeydi. Kapıyı açıp içeri girdim. Salona doğru ilerledim, Ersin salonda oturuyordu, başını çevirip bana baktı ve bu gece gelmezsin diye düşünüyordum dedi. İçeriden Sibel’in sesi geldi, kiminle konuşuyorsun canım dedi ve salona geldi. Üstünde kırmızı saten gecelik vardı. Beni görünce hayret erken dönmüşsün dedi gülerek. Ersin’in oturduğu kanepeye yaklaştığımda Ersin’in çıplak olduğunu gördüm, altında sadece boxerı vardı. Sibel’e bakıp, hiçbir şey söylemeden Ersin’in önünde diz çöküp sikini boxerından çıkarttım ve ağzıma alıp emmeye başladım. Sibel Ersin’in yanına gelip onu dudağından öptü ve bu kız belli ki çok ateşlenmiş ve sikilmek istiyor onu becer, ben beklerim dedi. Ersin’de peki tatlım dedi ve beni kaldırıp soydu ve masaya domaltıp kalçamı tokatlayarak amımı parçalarcasına sikti. Ersin’le Atilla’yı düşleyerek sevişiyordum. Amıma boşalıp sikini çıkarttı ve bana yalatarak temizlettikten sonra, hafifçe çenemi tutup, gösterdin, ellettin ama vermedin onun için de çıldırdın değil mi dedi. Ben de evet, deli oldum ama taktiğini uyguladım dedim. Saçımı okşayarak afferim benim tatlı fahişem dedi ve sonra gece boyu Sibel’le sevişti.

07 Eylül – Pazar sabahı uyandığımda Sibel ve Ersin yatak odamızda uyuyorlardı. Saat 12’ye yaklaşıyordu. Kendime mutfakta tost yaparken telefonuma baktım, Atilla 7 kez aramış ve mesaj atmıştı. Mesajında seni çok özledim, ders saatini heyecanla bekliyorum yazıyordu. 2. mesajında da sesini duymak için seni aradım ama cevap vermedin, dünden dolayı bana kırgın mısın yoksa yazıyordu. Ben de Atilla’yı aradım. Telefonum sessizde kalmış, yeni uyandım ve şimdi gördüm mesajlarını ve aramalarını kusura bakma dedim. Atilla’da sesini duyunca her şeyi unuttum, derse geliyorsun değil mi diye sordu. Ben de evet elbette geliyorum dedim gülerek, Atilla’da heyecanla seni bekliyorum dedi. Bende heyecanlarımız ortak, bir kaç saat sonra görüşmek üzere o halde, seni öpüyorum diyerek telefonu kapattım.

Tostumu yiyor ve portakal suyumu içerken dün yaşadığımız o anları düşlüyordum. Bugün ders çok ateşli geçecek kesin dedim kendi kendime. Ama önceki gün yaşananlar sonrasında Atilla’nın benim hemen elde edilen basit birisi olmadığımı fark ettiğini düşünüyordum. Ancak yinede onu baştan çıkartacak ve gördüğünde çıldırtacak ateşli bir şeyler giymek istiyordum. Hem şık, hem de ateşli olmalıydım, aynı zamanda vücut hatlarımı da hissetmeliydi. Kahvaltımı bitirmiştim. Giyinme odama çıktım, üstüme beyaz bir bluz giydim, yarasa kol ve kol altı açıklığından göğüslerim görünüyordu kolumu kaldırdığımda, altıma da siyah deri tayt giydim. Kalçalarımı sıkıca sarıyordu. İçime beyaz dantel sütyen ve tanga giydim. Ayağıma uzun sivri topuklu bileğime tam oturan siyah botlarımı giydim. Saçlarımı lüle lüle dalgalı yaptım. Kırmızı tonlarının hakim olduğu bir makyaj yaptım, saat 14’e geliyordu, evden çıkarken Ersin ve Sibel uyanmıştı. Ersin bana baktı ve tam bir kısrak olmuşsun dedi. Ben de gülerek, kalçama elimi atıp, sahibime göre kişnerim dedim. Sibel ve Ersin güldüler ve senin kalçanı kırbaçlayarak seni kişnetecek sahibin çok şanslı tatlım dedi Sibel, Ersin’de ona sahip olmak kolay değil ama canım dedi. Ben de merak etme bugün de sahip olamayacak, ben istemeden olmayacağını anlayacak dedim ve evden çıktım.

Arabama binerken Atilla’yı aradım, ben kursa geçiyorum sen neredesin dedim. Atilla’da kurs’ta seni bekliyorum tatlım dedi, az sonra yanındayım diyerek telefonu kapattım. Kurstan içeriye girdiğim anda Atilla beni karşıladı. Kursta ki diğer çalışanların önünde fazla samimi yaklaşmıyordu bana, baştan aşağıya beni süzdükten sonra yanıma geldi ve mükemmel görünüyorsun dedi kısık sesle, sonra da içeridekilere dönerek, ben dersteyim, rahatsız edilmek istemiyorum dedi ve derse geçelim Arzu Hanım dedi.

Dans dersi için salona geçtik ve kapıyı kapattı, müziğin sesini açtı ve yanıma gelip belimden beni kavrayıp kendisine çekti. Eli belimden hafifçe kalçalarıma doğru kayarken, dün yaşadıklarımız her saniye aklımda seni çok özledim diyerek kalçamı sıktı ve dudaklarıma yapıştı. Bende ona aynı şekilde karşılık verdim ve kollarımı boynuna dolayarak onunla öpüşmeye başladım. Elleri kalçalarımda dolaşıyor ve sıkıyordu. Hafifçe geriye doğru yürüyerek beni duvara yasladı. Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp başını alnıma yaslayarak senin için deliriyorum, beni kendine aşık ettin, sen hayatımda tanıdığım en mükemmel varlıksın ve sensiz bir an dahi düşünemez oldum dedi. Bende Atilla’ya her şey çok hızlı ilerliyor ama sana karşı koyamıyorum, sende beni çeken adlandıramadığım bir şey var, sana ait olmak istiyorum dedim ve elimi pantolonun üstünden sikine atarak avuçladım. Elini duvara yaslayarak bende seni istiyorum yavrum dedi bana. Bende sırtımı duvara sürterek önünde eğildim ve fermuarını açtım, siki sertleşmiş durumdaydı, boxerını indirip sikini çıkarttım, elime alıp okşadım ve gözlerinin içine bakarak sikinin başını öptüm. Atilla çıldırıyordu adeta, offf bebeğim, diyerek saçlarımı okşuyordu. Gözlerine bakarak sikini ağzıma aldım ve emmeye başladım. Atilla deliye dönmüştü, saçlarımı tutup başımı çekip yeniden sikine yaslıyordu. Elimle taşaklarını okşuyordum. Zevkten kendinden geçmişti adeta. Kasılmalarını hissediyordum. Bir ara ııımmmm işte bu dedi ve sikindeki damarlar kabarmaya başladı ve ağzıma spermlerini akıttı. Ağzıma boşalmıştı ve ben spermlerini yutuyordum, ağzımdan çıkarttım ve sikinin üstüneki spermleri de dilimle yaladım ve sikini avuçlayıp, okşayarak ayağa kalktım. Seni istiyorum, hemde hemen şimdi istiyorum diyerek beni duvara yasladı ve boynumu öptü. Onu hafifçe ittim ve yavaş, sakin ol, her şeyin tadını çıkartarak yaşamak gerek dedim. Atilla da bana, ben sadece seni istiyorum, senin tadını çıkartarak seni yaşamak istiyorum dedi ve yüzümü duvara çevirip ellerimi duvara yasladı. Kalçalarımı tokatlıyor ve okşuyordu, diğer eli de göğüslerimi sıkıyordu. Saçlarımı savurarak başımı ona çevirdim ve beni nasıl buluyorsun dedim. O anda pantolonun kemerini açıyordu. Çok ama çok seksi, ateşli ve baştan çıkarıcısın ve benim olacaksın dedi. Sonra da elini taytıma atıp aşağıya doğru sıyırdı, heeyyy ne yapıyorsun dedim sertçe, beni belimden kavrayıp sikini kalçalarıma sürterek seni istiyorum, delirtiyorsun beni dedi. Bırak beni hemen, yoksa avazım çıktığı kadar bağırırım ve beni de işini de kaybedersin dedim. Beni bıraktı ve tamam affedersin bir an kendimi kaybettim, ama senin benim olmanı çok istiyorum dedi. Ben de bunu böyle elde edemezsin zamana bırak diyerek taytımı giydim ve elimi bedeninde dolaştırıp kendimi ona yaslayıp bana sarılmasına izin verip, sikini okşayarak ben de senin olmak için çıldırıyorum ama doğru yer burası değil dedim. Atilla’da haklısın, ama az önce yaşattığın zevk ve heyecan da her riski almaya değerdi diyerek dudaklarıma yapıştı. Dillerimiz birbirine karışarak öpüşürken o benim kalçalarımı sıkıyor, bende onun sikini okşuyordum. Siki çok sert, kalın ve damarlıydı, avuçlarıma sığmıyordu. Beni duvara yaslayıp adeta sikercesine benimle öpüşüyordu ve bir anda avcuma patladı. Onu ikinci kez boşaltmıştım. Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında başımı öne eğip elime baktım ve Atilla’ya dönüp, elimi göstererek onları bir gün içimde de hissetmek isterim dedim ve parmağımı ağzıma götürüp gözlerinin içine bakarak spermli parmağımı yaladım. Atilla’da bana sana bunu yaşatmayı çok istiyorum dedi. Bende gözümü kırparak bende canım ama ders saatimiz doldu. Bugünlük zevklerimizi burada sonlandırmalıyız diyerek yanından ayrıldım yavaşça.

Atilla’da pantolonunu düzeltirken ben de eğilip yerden çantamı alıyordum. Kemerini bağlarken bana o kalçaların beni benden alıyor dedi. Ben de ona dönüp, Çarşamba’ya kadar seni çok özleyeceğim, damağımda kalan tadınla Çarşamba’yı bekleyeceğim dedim. Atilla’da sadece damağında değil taytında da var dedi gülerek. Spermleri deri taytımın üstündeydi. Baktım ve gülerek, çantamdan bir selpak çıkartıp sildim ve Atilla’ya bugünün hatırası olarak saklayacağım dedim ve salondan çıktım.

Kalbim çıldırmışcasına atıyordu. O salonda Atilla’nın bana sahip olmasını çok istemiştim ama Ersin’e verdiğim sözler buna engel olmuştu. Saat 18’e doğru geliyordu. Kursta kaydımı alan kızla çıkarken göz göze geldik, bana baktı ve dersler nasıl geçiyor dedi. Ben de mükemmel dedim. Kız da bana Atilla en iyi hocamızdır, onun sayesinde tango kraliçesi olursanız şaşırmayın dedi. O sırada Atilla yanımıza geldi, bende Atilla’ya bakarak onun gibi bir kralın yanında kraliçe olmayı çok isterim doğrusu, görüşmek üzere Atilla dedim ve kurstan çıktım. Atilla arkamdan şaşkınca bakıyordu.

Kurstan çıkıp arabama binmiştim, hafiften yağmur atıştırmaya başlamıştı. Atilla’dan mesaj geldi o anda. Seni özledim hayatımın vahşi ork**esi yazıyordu. Bende Çarşamba’ya kadar sensizlik benim için de çok zor olacak yazdım ve gönderdim. Eve dönmüştüm. Ersin ve Sibel evdeydi, televizyon izliyorlardı. Sibel bana bakıp, tatlım erkencisin dedi. Ersin’de taktik savaşları sürüyor sanırım dedi. Bende karşılarına oturup Ersin’e, eğer sana verdiğim sözler olmasaydı belki de şuan Atilla’nın yatağında zevkten çıldırmış durumda olabilirdim, ancak bunları yaşamak yerine onu çıldırtıp sana olan sözümü tuttum dedim. Sibel’de canım taytındaki o beyaz şey nedir dedi. Tam amımın üstünde beyaz bir sperm lekesi duruyordu. Ayaktayken bluzum kapattığı için üstümü temizlerken görmemiş olduğumu fark ettim. Taytımın üstünden sperm lekesinin olduğu yeri avuçlayıp, amımı okşayarak, göster, ellet, çıldırt ama verme taktiğinin eseri, Atilla’nın spermleri dedim. Ersin’de onu boşalttın mı dedi. Ben de yerimden kalkıp, ellerimi Ersin’in dizlerine koyup ona doğru eğilerek, hem de 2 kez dedim. Ersin koltukta geriye doğru yaslanıp, içinde olmak istemedi mi diye sordu. Ben de doğrulup karşısında ayakta durarak, istedi, hatta bana sahip olmayı da denedi, ama ben istemedikten sonra bana sahip olmayacağını öğrendi dedim. Ersin’de haftaya Cumartesi dersi burada yapın, onu tanımak istiyorum dedi. Ben de seve seve hayatım, ama evli olduğumu bilmiyor dedim. Ersin’de o halde bırak bunu Cumartesi günü öğrensin ve bakalım seni ne kadar istiyor o zaman görelim dedi. Ayrıca Çarşamba günü bir mazeret bulup kursa gitme, Perşembe günü git ve dersi kısa tut, senin için delirsin ve isteği daha fazla artsın dedi. Benimde aklıma yatmıştı bu fikir. Kabul ettim.

Çarşamba gününe kadar Atilla’yla mesajlaşıyor, telefonlaşıyorduk. Her mesajında yada konuşmasında beni özlediğinden ve Cumartesi – Pazar 2 gün üst üste yaşadığımız heyecan dolu anları unutamadığından bahsediyordu. 10 Eylül Çarşamba akşamı ofisten çıkmadan önce Atilla’yı aradım. Telefonu seni bekliyorum bebeğim, hadi gel de bitsin hasretimiz diyerek açtı, ona bu akşam kursa gelemeyeceğim, acil halletmem gereken bir kaç işim çıktı, yarın bugünü de telafi ederiz dedim. Atilla’nın sesi bir anda değişmişti, bir gün daha mı bekleyeceğim yani seni dedi. Ben de elden bir şey gelmiyor, üzgünüm, şimdi kapatmam gerek diyerek telaşlıymışımcasına telefonu kapattım. Gece yarısı Atilla’dan mesaj geldi, mesajında ” Az önce duştan çıktım, üstüme akan suların altında seni ve beni düşledim, kollarımda öylesine tatlı inliyordun ki, seninle bunu yaşamak istiyorum ” yazıyordu. Mesajı Ersin’e de okudum. Ersin’de bana, sende o halde ” ben de senin için yanıyorum, duştan akan sular değil, sen ancak ateşimi söndürebilirsin ” yaz dedi ve bende aynısını yazıp Atilla’ya gönderdim. Atilla’da senin ateşini söndüreceğim an için sabırsızlanıyorum yazdı. Bende o an çok yakında diyerek cevap gönderdim. Gece boyu onu çıldırtacak mesajlar atarak ateşini daha da yükselttim.

Ertesi gün, 11 Eylül Perşembe günü akşam Atilla’nın yanına da gideceğim için işe giderken üstüme kırmızı saten dar, düğmeleri göğüs çatalıma kadar açık bir gömlek, altıma da siyah kumaş, dar, dizime kadar kalem etek giydim. Ayağımda da bileğimden bağlı siyah sivri topuklu ayakkabım vardı. O gün hava biraz serindi, o nedenle üstüme de siyah deri ceketimi almıştım. Akşam kursa biraz erken gittim, Atilla’nın dersi vardı, kafe de oturup onun dersinin bitmesini bekliyordum. Kursta çalışanlardan ve kayıt olduğum sırada da orada olan birisi yanıma geldi. Adı Cihan’dı. Sohbet ediyorduk, Atilla’yla derslerin nasıl gittiğini sordu, henüz yolun başında olduğumu ama hızla yol almaya çalıştığımı söyledim. Cihan’da Atilla kursumuzun en iyi hocasıdır, sizde de istek olduktan sonra başarırsınız dedi. Ben de her konuda başarı elde etmeyi severim dedim. Cihan’da etrafı kontrol ettikten sonra hafifçe bana doğru eğilerek, duruşun bunu karşı tarafa fazlasıyla hissettiriyor emin ol dedi. O sırada kafe’ye Atilla geldi. Dersi bitmiş ve bir kahve alıp soluklanmak için kafe’ye inmişti. Bizi Cihan’la konuşurken görünce kahvesini alıp yanımıza geldi ve erken gelmişsin dedi bana. Ben de ayağa kalkıp onu öperek, seni beklerken Cihan’le sohbet ediyorduk dedim. Derse geçebiliriz istersen dedi, Cihan’ı kıskanmıştı sanırım, öyle hissetmiştim. Ben de tamam bana uyar dedim ve Cihan’a dönüp sohbetin için teşekkürler, yeniden görüşmek üzere dedim. Cihan’da sizinle sohbet etmek benim için zevkti dedi.

Salona girdiğimizde Atilla kapıyı kapattı ve ne konuştunuz diye sordu. Bende deri ceketimi çıkartırken, neden sordun dedim. Merak ettim, olamaz mı yani dedi, ceketimi yere atıp, ona doğru yürüdüm ve sen beni kıskandın mı yoksa dedim. Atilla’da seven kıskanır, hele ki sevdiğim sensen daha çok kıskanırım çünkü senin benim olmanı istiyorum, seni çok özledim diyerek beni kendine çekti ve dudağıma yapıştı. Vahşice öpüşüyorduk, dudakları boynumda dolaşırken, bende seni çok özledim, bu anın hayaliyle yaşıyorum kaç gündür dedim. Elleri kalçalarımda dolaşıyordu, bende hep seni hayal ettim diyordu. Beni salondaki sandalyeye oturttu, elimi pantolonun üstüne attım ve sikini okşayarak, kemerini açmaya yöneldim. Elimi tuttu ve hayır, bu kez sen çıldıracaksın dedi ve göğüslerimi okşayarak eteğini çıkart dedi. Başımı kaldırıp gözlerine baktım şaşkınca, beni duydun çıkart hadi dedi. Eteğimin fermuarını açtım, bacaklarımdan sıyırıp çıkarttı, siyah dantel tangamla oturuyordum sandalyede, önümde yere diz çöktü ve tangamın üstünden amımı okşamaya başladı. Ateş gibi yanıyorsun bebeğim dedi. Ben zevkten hafifçe inleyerek senin için dedim. Dilini tangamın kenarında dolaştırıp amımın çevresini yaladı. Benim olmanı istiyorum dedi. Bende burası doğru yer değil, oldu bitti ye gelmesini sevmem dedim saçlarını okşayarak, tangamı kenara çekip dilini amıma soktu ve yalamaya başladı. Deliye dönmüştüm, diliyle beni orada sikiyordu. Zevkten delice inliyordum. Oooffff, ıııımmmmm, bu harika, sen delisin diyordum. Dilini mükemmel kullanıyordu ve yalarken parmağıylada amıma girmeye başlamıştı, ıslanmıştım. Ahhhh senin olmak istiyorum ama burada olmaz diyordum. Beni duymuyormuşcasına amımı yalamaya ve parmaklamaya devam ediyordu. Dilini ve parmaklarını mükemmel kullanıyordu, kasılmaya ve titremeye başlamıştım. Başını kaldırdı bana baktı ve zevk çığlıklarını doyasıya duyacağım yer burası değil ama seni ilk boşalttığım yer burası olacak dedi, yeniden amıma başını gömdü ve yalamaya devam etti. Kasılarak boşalmıştım. Başını bastırıyor, saçlarını okşuyordum. İnanılmaz zevk almıştım.

Başını amımdan kaldırdı, tangamı sıyırıp çıkarttı ve ayağa kalktı. Ağzındaki sularımı eliyle sildi ve yerden eteğimi alıp bana verdi. Tangamı koklayıp cebine koydu ve sen beni boşaltmıştın, şimdi bende seni boşalttım, durum 1-1 oldu, tangan hatıra olarak bende kalacak. Sırada artık bir olmamız var ama onun yeri bence de burası değil dedi. Bende eteğimi giyerken o halde Cumartesi dersi benim evimde yapalım. Bir olup olmayacağımıza da orada karar veririz dedim. Atilla gülerek, ne o yoksa annenden seni istememi mi isteyeceksin benden dedi. Bende güldüm ve neden olmasın dedim. Telaşla saate baktım ve sanki bir yere yetişecekmişimcesine olamaz geç kalıyorum. Hemen çıkmam gerek, bu muhteşem zevk için sana teşekkür ederim. Cumartesi öğlen bana bekliyorum diyerek hızla salondan çıktım.

Eve gittiğimde olanları Ersin’e anlattım. Ersin’de Cumartesi günü çok ateşli olmanı istiyorum, seni eğer gerçekten istiyorsa bunu benim yanımda dahi sana göstermeli dedi.

Cuma günü Atilla ile Cumartesi günü hakkında mesajlaştık, yazıştık. Kafasında Cumartesi günü benimle sevişmek olduğunu ve hatta beni benim evimde ve yatağımda becermek olduğunu sözlerinden ve mesajlarından hissediyordum. Doğrudan söylemese de bunu fark edebiliyordum.

13 Eylül Cumartesi sabahı erken uyandım, güzel bir duş alarak güne başladım. Ersin’le kahvaltı ederken günü planlıyorduk. Ersin bana bugün iç çamaşırı giymeyeceksin, tek parça ateş kırmızısı, deri göğüs dekolteli, eteği uzun ama bacak boyunca neredeyse kasığıma kadar yandan derin yırtmacı olan elbiseni giymeni ve ayağına da kırmızı rugan, sivri topuklu bilekten bağlı ayakkabını giymeni istiyorum. Saçlarını da kuaföre gidip iri dalgalı ve elbisene uygun baştan çıkartacak şekilde bir model yapmanı istiyorum dedi.

Ersin’in istediği şekilde hazırlanmıştım, saat öğleden sonra 14’e yaklaşırken Atilla aradı, oturduğumuz siteye gelmiş evimizin olduğu sokağı arıyordu, telefonda ona evi tarif ettim. Arabasını evin önüne park ettiğini camdan gördüm ve o da beni görmüştü, karşılıklı olarak el salladık bir birimize ve kapıya geçip onu bekledim. Ersin o sırada üst kattaydı, o’da benim kıyafetime uygun şekilde şık giyinmişti, üstünde kol düğmeli beyaz gömlek, altında siyah pantolon ve ayağında siyah rugan ayakkabı vardı.

Atilla elinde kocaman bir gül demeti ve bir çikolata kutusu ile geldi ve beni karşısında gördüğü anda şaşkınlıktan adeta dili tutuldu. O da şık giyinmişti, üstünde mavi kendinden balık sırtı desenli bir gömlek, altında bej rengi bir pantolon ve kahve rengi deri spor ayakkabıları vardı. Elinden çiçeği ve çikolatayı aldım ve teşekkür ettim. Çiçek ve çikolatayı alıp salondaki masanın üstüne bıraktım, Atilla’da hemen arkamdaydı ve belimden hafifçe bana sarılıp sikini kalçalarımda hissettirerek, boynumdan öptü ve çok güzel olmuşsun dedi. Bende ona yüzümü dönüp, kalçamı masaya yaslayarak, elimi bedeninde dolaştırıp, senin için canım dedim. Belimden sarılıp kendine çekti ve dudaklarıma yapışıp beni öptüğü sırada Ersin üst kattan salona indi.

Ayak seslerini duyunca Atilla bir an durdu ve başını sesin geldiği yöne çevirdi ve Ersin’i görünce şaşırdı. Bir Ersin’e bir de bana baktı ve sonra tatlım bu bey kim dedi bana. Ben de Atilla’nın yanından Ersin’in yanına gidip koluna girdim ve tanıştırayım hayatım, bu Ersin, kendisi kocam olur dedim, sonra da Ersin’e bu bey de Atilla, benin tango hocam ve aklımı karıştıran kişi dedim. Ersin’de Atilla’ya elini uzatıp çok memnun oldum dedi. Atilla şaşkındı. Bende memnun oldum dedi ve sonra bana dönüp, evli olduğundan hiç bahsetmemiştin dedi. Ersin’de bu konuyu dilersen oturup bir şeyler içerken konuşalım dedi ve Atilla’yı salondaki kanepeye oturttu, kendisi de tekli koltuğa oturdu ve ban dönüp, canım bize birer viski koyar mısın dedi. Bende viskileri doldurup önce Ersin’e sonra da Atilla’ya ikram ettim ve Atilla’ya kadehini verirken göz kırptım ve sonra yanına oturdum.

Ersin Atilla’ya, Arzu’dan evli olduğunu söylememesini ben istedim, ama sende hiç bunu sorma gereği duymamışsın zaten dedi. Atilla’da evet gerek duymadım ama evli olduğunu hissettirecek bir durum da olmadı ki dedi, Ersin’de ama ateşli bir afet olduğunu hissedeceğin çok durum oldu değil mi dedi. Atilla suskun kalmıştı, viskimden bir yudum aldıktan sonra, Atilla’nın bacağında elimi gezdirerek, hemde çok fazla durum oldu ve ateşimi söndüreceğini de söyledi dedim. Atilla ne yapacağını bilemiyordu, ama ben evli olduğunu bilmiyordum ki, hem gerçekten seksi ve ateşli bir kadın, kadın istedikten sonra bir erkek ne yapabilir ki dedi. Ersin’de viskisinden içtikten sonra gülerek, ne yapabilir sana söyliyeyim, eğer bu kadın Arzu ise işte o durumda ona istediğini verir dedi. Elimi Atilla’nın sikine atıp avuçladım ve istediğim sensin dedim. Atilla yutkundu ve gerçekten siz evli misiniz yoksa bu bana bir oyun mu dedi. Ersin’de evli olduğumuzdan şüphen olmasın, Arzu gerçekten benim karım, ancak bizim özgür bir evliliğimiz var, birbirimize olan aşkımız sonsuz ancak isteklerimizde öyle, o nedenle de ben Arzu’yu asla kısıtlamadım. Arzu senden bana bahsetti, ben de tanımak istedim, istediğinizi yaşamakta özgürsünüz, rahat ol ve istediğini al dedi. Atilla’nın sikini okşayarak ona doğru eğilmiştim ve evet istediğini al dedim bende. Atilla Ersin’ baktı ve peki o halde dedi.

Dudaklarıma yapıştı ve beni o güne kadar öpmediği kadar ateşli şekilde öptü. Bende pantolonun üstünden sikini okşuyordum. Dudaklarımızı bir birinden ayırıp beni kanepeye itti, Ersin o sırada viskisini içiyordu. Atilla Ersin’e madem ki karın artık benim kadınım, o halde sen de karınla olan sevişmelerimizi kameraya çekeceksin. Biz sevişeceğiz sen bizi çekeceksin, bizim porno filmimizi dedi. Ersin’de biz her fantaziye açığız, istediğin buysa peki dedi. Atilla’da ama ben karınla sevişirken ona dokunmanı dahi istemiyorum. O bana ait olacak dedi. Ersin’de bu evin sınırları içerisinde onun kocası sensin, bize geldiğin zaman ve dışarıda başbaşa olduğunuz her an da Arzu senindir dedi. Atilla’da anlaştık o halde. Şimdi sen kamerayı hazırla, eve ilk geldiğim andan itibaren çekmeni istiyorum, her detayıyla dedi. Ersin kamerayı hazırlarken, Atilla da çiçeğini ve çikolatasını alıp yeniden dışarı çıktı.

Ersin kamerayı kayda aldığı sırada kapıyı çaldı ve adeta ilk kez geliyormuşcasına içeri girdi. Aynı şekilde çiçeği ve çikolatayı elinden alıp salonda ki masanın üstüne koyduğum anda arkamdan belime sarıldı ve çok güzel olmuşsun yavrum diyerek boynumu öptü. Bende yüzümü ona dönüp, kalçamı masaya yaslayarak, elimi bedeninde dolaştırdım ve senin için aşkım dedim. Dudaklarıma yapıştı ve elini eteğimin yırtmacından içeri atıp bacağımı okşayıp, kasıklarıma doğru çıkarak beni öpüyordu. Göğüs uçlarımın belirginliği ve göğüs çatalımın derin dekoltesinden sütyen takmadığı fark etmişti zaten, elini de kasıklarıma doğru ilerletince altımda da tangam olmadığını anladı. Elini amımın üstüne doğru ilerletim hafifçe okşayarak, seni çok özledim dedi. Ben de elimle pantolonun üstünden onun sikini okşuyordum. Gözlerinin içine bakarak seninim dedim. Başını boynuma doğru eğip önce boynumu ısırdı ve sonra öperek göğüs arama kafasını sokup göğüs çatalımı yaladı ve kadınımsın dedi.

Bacaklarımdan tutup beni masaya yatırdı, elbisemin askılarını indirip göğüslerimi emmeye başladı, Atilla göğüslerimi emerken ben de hafif hafif inleyerek onun saçını okşuyordum, eliyle elbisemi aşağıya doğru indirirken dudakları bedenimde dolaşıyordu. Göbek çukurumu öperken elbisemi üstümden çıkartmıştı. Masanın üstünde tamamen çıplaktım, Ersin elinde kamera ile bizi çekiyordu, adeta porno film çeken bir kameraman gibi her ayrıntıyı dikkatlice çekiyordu.

Atilla bacaklarımı okşayarak, keyfin yerinde mi bebeğim diye sordu, ben de parmağımı ağzıma sokup ıslatıp göğüs ucumda gezdirerek hadi beni zevkten çıldırt dedim. Atilla da sen iste yavrum diyerek başını amıma yasladı ve önce amımın çevresinde dilinde gezdirmeye başladı, saçlarını sakince okşayarak, hadi ama senin olduğumu hissettir bana diyordum, diliyle amıma darbeler atmaya başladı. Başını iki elimle birden bastırıp, ooohhh, parçala beni erkeğim diyordum. Dilinin her darbesinde am sularım daha da fazlalaşıyordu.

Bir süre sonra başını kaldırdı ve bu kez seni dilimle değil, sikimle boşaltıcam yavrum diyerek ayağa kalktı. Pantolonun kemerini çözerken Ersin’e döndü ve kameraya bakarak geçtiğimiz perşembe gecesi sen karın tango dersin de sanıyordun ya, işte o gün bu yavruyu dilimle boşaltmıştım dedi. Sonra da ama şimdi ikimiz de zevk denizine yel açacağız diyerek sikini çıkarttı ve okşadı. Ben masanın üstüne yatıyordum ve hadi erkeğim senin olmak istiyorum diye inliyordum.

Sikini amıma fırça darbesi atarcasına sürttü önce, ben hadi gir içime, seni istiyorum diye inliyordum. Bir eliyle sikini tutup amıma sürterken diğer eliyle de göğsümü sıkıyordu ve bir anda sikini tutup amıma yüklendi, vahşi bir kedi gibi aaaaahhhhhhhh diye inledim ve sonra zevkle oooohhh erkeğim, seninim ben diye inlemeye başladım. Atilla da kalçalarımdan tutup beni sikine oturtarak, benimsin yavrum dedi ve amıma sert darbelerle girmeye başladı. Siki amımın derinlerine girerken, göğüslerimi okşuyor, öpüyor, uçlarını ısırıyordu, masanın üstünde yılan gibi kıvrılarak inliyordum. Atilla sert ve derinlerime darbe atarak beni sikiyordu. 20 dakika kadar beni bu şekilde sikti ve ben boşalıyordum, zevk kasılmalarımı sikinde hissediyordu ve amımdan sular sikine akmaya başlamıştı, Ersin’e dönerek, kadının şuan benim kadınım oldu, bak sikime nasıl da akıyor dedi ve am sularımı çektirdi kameraya, sonra da şimdi de sıra bende, belki de çocuğumu doğurur diyerek güldü ve içime patladı, anırıyordu adeta, spermleri amıma akarken altında kıvranarak ooohhh aşkııımmmm, harika bir erkeksin, seni seviyorum diyerek inliyordum.

Ersin kameranın içindeki kaset bitti dedi, 1 saattir seviştiğimiz anlamına geliyordu bu. Atilla’da o halde yeni bir kaset koyup kayda devam et, benim bu yavru ile işim henüz bitmedi dedi. Siki halen amımdaydı, ben de benimle işin asla bitmesin, seni her an istiyorum dedim. Ersin kameranın kasetini değiştirmişti. Tamam çekime hazırım dedi. Atilla’da madem hazırsın kaldığımız yerden devam edelim bebeğim dedi, ben de sen iste aşkım dedim, Atilla sikini amımdan çıkarttı ve beni elimden tutup masadan indirdi. Elimi bedeninde dolaştırarak erkeğim benim dedim ve önünde diz çöktüm yere, sonra kameraya bakıp göz kırparak, sikini ağzıma alıp emmeye başladım. Bir elimle Atilla’nın sikini okşarken, diğeri ile de taşaklarını sıvazlıyordum ve sikini emiyordum. Atilla’da başımı bastırıp saçlarımı okşayarak, işte bu, mükemmelsin sen yavrum diyordu. Ersin’de kameraya çekerken, tam bir fahişe öyle değil mi dedi. Atilla’da hem de öyle bir fahişe ki bu güne kadar beni çıldırttı, ona sahip olmak için peşinden çok koştum ama işte şimdi benim dedi ve ağzımdan siki çıkartıp beni kolumdan tuttu ve kaldırdı. Yüzümü okşayarak, bundan sonra seni her istediğimde benimle olacaksın, sahibin benim tatlım dedi ve dudaklarıma yapıştı, amımı avuçlayıp okşayarak dudaklarımdan öptü ve beni salondaki konsola yüzümü çevirerek domalttı. Ellerimi konsolun üstünde iki yana açtım ve onu bekliyordum. Atilla’da Ersin’e kamerası ile yakın çekim yapmasını isteyerek amımı çektiriyordu, sonra kamera uzaklaştı ve şimdi kulaklarını iyi aç dedi Ersin’e. Kalçamı tokatladı ve bebeğim derin bir nefes al dedi, yüzümü ona çevirip omzunun üstünden bakarak gülümsedim ve göz kırpıp ben hazırım dedim, Atilla’da o halde al bakalım diyerek göt deliğime sikini gömdü. Adeta anırarak ahhhhhhhhhhh diye inledim, siki kalın, uzun ve damarlıydı. Göt deliğimi parçalamıştı adeta. İlk sert hareketi sonrasında yavaş hareketlerle göt deliğimin içine giriyordu. Elleri kalçalarımdaydı ve avuçluyordu, resmen üstüme çıkmıştı ve sikini götüme gömmüştü. Vücudumu da sırtıma yaslayıp üstüme eğildi ve zevkli mi fahişem dedim. Ben de aaahhhh seninle her şey harika erkeğim diye inliyordum. Peki o zaman zevkten uçalım birlikte dedi ve hızlı hızlı götümü sikmeye başladı, inanılmaz derece de zevk alıyordum ve inliyordum. Çığlıklarım salonun her yerinde yankılanıyordu, götüme her giriş çıkışında zevkten beni uçuruyordu.

Boşalacağı sırada nerene istiyorsun diye sordu, içime ak aşkım dedim, sikini götümden çıkarttı ve amıma yüklendi ve ooohhhhh yanıyorsun yavrum diyerek amımı sikmeye başladı ve bir kez daha amıma boşaldı. Ben 4. kez boşalıyordum sikinin üstüne, sikini bir süre içimde tuttu ve sonra Ersin’i çağırıp amına yakın gir ve gör zevk suları ile karışan döllerimi dedi. Sikini amımdan çıkarttığı anda Ersin amımı çekiyordu ve spermleriyle amımdan akan zevk sularımı görünce parmağını uzatıp dokundu. Atilla da Ersin’in elini itip, o bana ait, sen sadece çek, dokunamazsın kadınıma dedi ve beni kaldırdı.

Salondaki kanepe de oturuyorduk. İkimiz de çıplaktık. Benim elim Atilla’nın sikindeydi ve okşuyordum. Atilla Ersin’e çektiklerini izlet hadi şimdi bize dedi. Ersin’de kamerayı televizyona bağlayıp Atilla ile benim porno filmimizi bize izletti ve izledi. Ersin’in de siki kalkmıştı. Filmimizi izliyorduk ve zevk alıyorduk. İzlerken daha fazla dayanamadım ve eğilip Atilla’nın sikini yalamaya başladım. Atilla’da sen ne doyumsuz muşsun böyle, yala bakalım bebeğim diyerek saçlarımı okşayarak başımı bastırdı. Siki ağzımda daha da büyüyordu sanki. Sonra başımı sikinden kaldırıp kucağına oturdum ve sikini tutup amıma sokarken, ben doyumsuz bir fahişeyim, sadece sana ait diyerek sikini içime aldım ve kucağında zevkle inlemeye başladım. Atilla’da dudaklarıma yapışmış benimle vahşice öpüşürken elleriyle de kalçalarımı okşuyordu. 25 dakika kucağında beni sikti, boşalmamıştı, üst üste yaşadığımız boşalmalar yüzünden çok daha geç boşalacağı belliydi, içimden çıkmadan benimle birlikte ayağa kalktı bacaklarımı beline dolamıştım. Sonra beni tutup kanepeye attı ve seni doyumsuz kaltak diyerek bacaklarımı göğsüme doğru toplayıp amıma yüklenmeye başladı, sert ve seri hareketlerle beni sikiyordu. 15 dakika içinde amıma boşalmaya başladı. Gerçekten beni zevk denizinde yelken açtığı gemisi ile liman liman dolaştırıyordu.

İçimden çıktı ve biraz dinlenelim tatlım, neredeyse 3 saattir aralıksız sikiyorum seni, eğer tüm hafta sonu bu performansı istiyorsan biraz dinlenmek gerek dedi. Ben de dinlenelim aşkım dedim.

Karnımız acıkmıştı, ben üstüme bir şeyler giymek için üst kattaki yatak odamıza çıktım, Atilla’da altına boxerını giymişti, Ersin’de kameranın pilini ve kasetini değiştiriyordu. Üstüme göbeğimi açıkta bırakan sıfır kollu kırmızı bir t-shirt ve altıma da beyaz bir short giyerek yeniden salona indim. Atilla bana bakıp, biz çok acıktı, bakalım sekste olduğu kadar mutfakta da başarılı mısın dedi. Bende muzurca mutfakta da seks konusunda iyiyimdir, sınırsızca her yerde sevişirim dedim. Atilla’da yanıma gelip belimden sarılıp beni öperek, seninle her yerde sevişirim canım ama karnım aç ve aç ayı oynamıyor be hayatım dedi. Bende tamam şimdi size harika bir masa hazırlıyorum dedim ve mutfağa indim. Dolaptan soğuk mezeleri çıkarttım, patlıcan kızartması – amerikan salatası – haydari – pilaki – acılı ezme, hepsini tepsiye koydum ve daha sonra etleri çıkarttım. Mezeleri salona çıkıp masanın üstüne yerleştirirken Atilla geldi, hım meze demek, o halde rakı vardır herhalde dedi. Bende aslanıma aslan sütü yakışır, elbette var dedim. Kalçamı okşayıp, senin aslanım diyen ağzını yerim dedi ve dudağımdan öptü. Mutfağa inerken ama etleri birinin yapması gerek dedim. Atilla’da Ersin’e dönüp, bu görev senin dedi, sonra da bana dönüp sende rakımı koyup gel bakalım yanıma biz mezelerle başlayalım ufaktan dedi.

Ersin mutfağa inip, bahçeye çıktı ve mangalı yakıp etleri yapmaya başladığı sırada, bizde Atilla ile salondaydık, rakımı onun kucağına oturmuş olarak içiyordum. Ona da rakısını ben içiriyordum. Elleri bacaklarımı okşuyordu. Sen mükemmel bir kadınsın doğrusu ama Ersin’i de ayrıca tebrik etmem gerekecek, böylesine muhteşem bir varlığı özgür bırakıp tüm erkeklerin sekse doymasını sağlıyor dedi. Bende göğsümün arasına rakı kadehini koyup, şimdi Ersin’i boş ver, benim erkeğim sensin, başka bir şey düşünme, anı yaşa dedim. Atilla da kalçamı okşayarak kadehi göğüs aramdan aldı ve rakısından içtikten sonra o halde anı yaşayalım bebeğim, yatak odan nerede dedi. Ben de üst katta dedim. Kucağından beni indirip elimden tutarak üst kata çıkarttı.

Yatak odasının kapısını açıp içeri girdik, yatağın üstüne oturup bacaklarımı açtım ve peki ya burada kamera çekimi olmayacak mı dedim. Atilla’da bana, bundan sonra bu eve geldiğimde burası sana ve bana özel bir yer olacak, ikimizden başka kimseyi burada istemiyorum, o nedenle kamera yok. Bu oda sınırları içerisinde kocanın dediği gibi fahişem değil karımsın dedi. Ben de o halde seninim kocacım dedim. Yanıma gelip saçlarımdan okşadı ve beni öptü. Sonra da shortumu çıkarttı. Yatağın önünde diz çöküp amımı yalamaya başladı, saçlarını okşuyordum, bir kaç dil darbesi sonunda ıslanmıştım, ayağa kalktı, bende elimi boxerına atıp sikini çıkarttım ve önce başını emdim, daha sonra da elimle okşayarak sikini ağzıma aldım. Ağzımda büyüdükçe büyüyordu. Salondaki kadar haşin ve vahşi değildi. Ağzımdan sikini çıkarttı ve beni yatağa yatırdı, 69 pozisyonunu aldık, Atilla amımı ve göt deliğimi yalarken, ben de sikini emiyordum ve taşaklarını okşuyordum. Adeta ağzımı sikercesine sikini ağzıma sokup çıkarıyordu. Daha sonra üstümden kalktı ve amımı okşamaya başladı, sikini amıma sürttüğü sırada, odanın kapısı açıldı, gelen Ersin’di, Ersin daha cümlesine başlayamadan Atilla, kapıyı kapat ve çık, rahatsız edilmek istemiyoruz dedi. Ersin’de hiçbir şey söylemeden odanın kapısını kapattı ve çıktı, kapının kapandığı anda Atilla sikini amıma soktu ve içimde süzülmeye başladı, zevkle inlemiştim altında, seslerimizi Ersin duymuştu. Atilla bunu bilerek Ersin çıktığı anda amıma yüklenmişti. İnlemelerimi duymasını istiyordu belli ki. Bacaklarımı tutup omzuna atıp, amımı sertçe sikiyordu. Altında zevkten inlerken çarşafı ellerimle sıkıyordum ve başımı sağa sola sallıyordum. Beni çıldırtıyordu, amımdan sikini çıkarttı ve bacaklarımı indirdi, sikini göğüs arama sokup göğüs aramda gidip gelmeye başladı ve bana ağzını aç dedi, ağzımı açıp dilimi çıkarttım, göğüs aramı sikerken patlamıştı ve spermleri ağzıma doğru fışkırmıştı, dilimin üstünde spermleri vardı ve yalanarak spermlerini yuttum, bu hareketlerim onu deli ediyordu.

Seni doyumsuz, demek ki beni istiyorsun al o halde diyerek sikini ağzıma soktu ve yala bakalım, hazırla onu kendin için dedi, sikini emiyordum, Atilla üstüme oturmuş göğüs aramdan bana sikini yalatıyordu. Sikini emerken çıkarttığım sesler hoşuna gidiyordu, ağzımda iyice irileşmişti, ağzımdan çıktı ve beni yatakta yüzü koyun yatırdı, göbeğimin altını yastıkla destekleyip kalçalarımı daha da kaldırdı ve kalçalarımı tokatlayarak eliyle tutup iki yana açtı, sonra göt deliğime parmağını sokup, zevkin doruk noktasına hazır ol yavrum dedi, ben de başımı çevirip, hazırım erkeğim dedim ona şuh bir bakış atarak, bu sözüm onu çok etkiliyordu, sikini kalçalarıma sürttükten sonra önce başını hafifçe götüme soktu, ııııııhhhh diye inledim ve kalçamı ona doğru attım, çok isteklisin bebeğim, madem ki istiyorsun al o halde diyerek sikini köküne kadar göt deliğime yerleştirdi. Altında çığlık atarak bağırıyordum, aaaaaahhhhhhhh, ooooohhhhhhhhhh sen manyaksın, oooooffffff bu süper bişey diye bağırıyordum, eli amımı okşuyor ve parmağını amıma sokuyordu, zaten ıslak olan amımın içine parmakları girip çıktıkça aldığım zevk daha da artıyordu ve inlemelerim de aldığım zevkle orantılı olarak artmıştı. Atilla çılgınca beni sikiyordu, zevk sularım parmaklarına akıyordu, beni boşalttıktan dakikalarca sonra nerene boşalmamı istersin karıcım dedi bana, ben de altında zevkten bitkin bir halde amımın en derinine dedim. Götümden çıkattığı sikini amıma soktu, zaten ıslak ve kaygan olan amıma bir anda girmişti, hızlı hızlı içimde gidip gelirken kasıldı ve işte benim kadım diye inleyerek amıma bir kez daha boşaldı. Ben zevkten delirmiş halde artık çarşafı ısırıyordum.

İçimden çıktı, kalçama tokat atıp, duş alıp salona inelim, çok acıktım ben dedi. Yatak odamızdaki banyoya girdik birlikte amımdan spermleri bacaklarıma doğru akıyordu. Suyu ayarlayıp duşun altına girdim, ılık su bedenimden akıyordu, Atilla’da yanıma geldi, duşun altında bedenimi okşayarak öpüşüyordu benimle, sular vücudumuzdan akıp gidiyordu. Sana tapıyorum resmen, mükemmel bir kadınsın ve beni kendine aşık ettin dedi, ben de senin seks kölen olmayı isterim, kadının olmak bana zevk veriyor dedim. Birlikte duş alıp bir birimizi yıkadıktan sonra duştan çıktık. Üstüme havlu sardım, Atilla’ya da Ersin’in bornozunu verdim. Salona indik.

Ersin salonda oturmuş, rakısını içip yemek yerken Atilla ile benim seks kasetimizi izliyordu. Merdivenlerden inerken bizi gördü, hoş geldiniz seks tanrısı ve tanrıçası dedi ve kadehimi size kaldırıyorum diyerek rakısını içti. Atilla’da bana bakıp, hayatım bana da rakı doldurur musun lütfen dedi ve Ersin’in yanına oturdu. Ben de Atilla’ya ve kendime rakı doldurup masaya oturdum. Atilla beni öven sözlerle Ersin’e teşekkür ediyordu. Ersin’de bana bakarak Atilla’ya o seks için yaratılmış bir kadın, sen ona artık sahip olmayı başarabilen ender erkeklerden birisin, eğer ki sana koşulsuzca teslim olmuşsa senin seks kölen olmayı seçmiş demektir, bunu kolay kolay yapmaz dedi. Gerçekten de öyleydi, bir çok erkekle birlikte olsam da hayatımda olup benim için özel yer edinebilen erkek sayısı çok azdır ve o sayılı erkeklerden birisi olmayı başarmıştı Atilla.

Yemeğimizi yerken sohbet ediyorduk, seks ve ben ana konu başlığı olmasına karşın her şeyi konuşuyorduk. Saat 21’e yaklaşıyordu. Konu yeniden benim hayatımda önemli yer edinen erkek için seks kölesi olacağım noktasına gelmişti, Ersin bu konuyu konuşurken masadan kalktı ve Atilla’ya bir dakika beni bekle dedi, üst kata çıktı. Daha sonra elinde deri bir tasma ve kırbaçla geldi. Çatı katındaki seks odamıza çıktığını anlamıştım. O odada seks adına her fantazinin yaşanabileceği türden malzemeler, oyuncaklar vardı. Yanıma gelip saçımı okşadı ve dudağımdan öpmek için eğildi, o sırada Atilla, hop orada dur bakalım, unutma ben burada olduğum sürece bu ev sınırları dahilinde o benim kadınım, o nedenle öpemezsin dedi. Ersin’de gülerek, peki kurallara saygımız sonsuz dedi ve sonra elindeki tasmayı boynuma takıp ucundaki halkaya bağlı olan zinciri Atilla’ya verdi. Madem ki bu evin sınırları içerisinde senin kadının, o halde kadının artık senin seks kölendir, Ben de Arzu’nun resmi nikahlı kocası olarak sana köleni teslim ediyorum dedi. Sonra da kırbacı verip, bu da köleni istediğin zevk doruğuna çıkartmana yardımcı olacak şey dedi. Atilla kırbacı eline alıp bana baktı ve benim her istediğim an, nerede olursa olsun, sorgusuz sualsiz sevişeceksin tamam mı dedi. Ben de gözlerinin içine zevkle bakarak, sen iste sahip dedim. Ersin, ufak bir hatırlatma yapıyım sado-mazo eylemler içerisinde olmayı asla sevmeyiz, sadece seks kölesi dedi. Atilla’da bu güzelliğe asla kıyamam ki, tabi ki sadece seks dedi.

Saat gece yarısını geçiyordu, bir büyük rakıyı devirmiş ufakla devam ediyorduk. Atilla Ersin’e artık biz yanından ayrılalım, kadınımı özledim dedi ve masadan kalktık. Beni tutup yatak odamıza çıkartırken, Ersin o kırbacı ve tasmayı nereden getirdi diye sordu. Ben de onu çatı katındaki seks odamıza çıkarttım. Odanın her yeri seks yaşanması için özel olarak dizayn edilmişti. Odadan içeriye girince gözlerine inanamadı. Odanın ortasında duran büyük yuvarlak yatağın üstüne oturup, eee ne düşünüyorsun dedim. Atilla odanın içindeki seks oyuncaklarına, fantazi kostümlerine bakıyordu şaşkınca ve bana dönüp, sen gerçekten seks için yaratılmışsın bunu şimdi daha iyi anladım dedi. Eline uzun ve kalın bir vibratör alıp yanıma geldi ve aynı anda beni iki deliğinde de hissetmeye ne dersin dedi. Ben de yatağın üstüne yatıp bedenimi saran havluyu açarak, her yerim sana ait, istediğini yaşayalım aşkım dedim.

Atilla ellerimi yatağın başındaki kelepçelere takıp kitledi, sonra da ayaklarımı da yatağa bağladı ve elindeki vibratörü vücudumda dolaştırmaya başladı. Boynumdaki tasmadan çekip başımı kaldırıp, sen bana aitsin dedi, ben de seninim erkeğim bana istediğini yap diye inledim. Vibratörü amımın çevresinde dolaştırıp beni kudurtuyordu, belimin altına yastık koyup göt deliğimi de ortaya çıkarttı ve daha sonra yatağın üstüne çıkıp sikini amıma sürtmeye başladı. Elindeki vibratörü de göt deliğime doğru sokuyordu, derin nefes al ve zevkle inle yavrum diyerek bir anda sikini amıma yerleştirdi ve vibratörü de götüme soktu. Gerçekten inanılmaz bir zevkle çığlık atarak altında inledim. Sikini amıma sokup çıkartırken, vibratörü de götüme köklemişti. Ellerim ve ayaklarım bağlı olduğu için yatakta kıvransam da nafileydi. Amımı ve götümü parçalarcasına sikerken göğüs uçlarımı da ısırıyordu. Zevk sularım şelale gibi akıyordu, yatağı ıslatmıştım ama Atilla boşalmıyordu, ben ikinci kez boşalmaya başlarken amıma spermlerini akıtmaya başlamıştı. Altında zevkten uçuyordum.

Gece boyunca sabaha kadar defalarca seviştik. 14 Eylül Pazar günü öğleden sonra saat 15’e gelirken amımda hissettiğim ıslaklık ve rüyayla gerçek arasında hissettiğim zevkle uyandım. Gözlerimi açtığımda Atilla’nın başını amıma gömüp yaladığını gördüm. Saçlarını okşayarak, günaydın erkeğim dedim. Başını kaldırdı ve bana bakarak günaydın kadınım, güne böylesine harika başlayınca gün bana hep aydın dedi ve sikini okşayarak, sen de güne güzel başlamaya var mısın? dedi. Bende ıııımmm bana zaman ve mekan fark etmez biliyorsun, istediğin her an seninim dedim. Atilla’da sikini tutup amıma yerleştirip, ben de senin benim olmanı seviyorum bebeğim diyerek amımı sikmeye başladı. Gözümü açar açmaz sikilerek güne başlamak kadar harika bir şey yok benim için ve bunu yaşıyordum. Zevkle çarşafı sıkıyor ve altında inliyordum. Azgın bir boğa gibi üstümdeydi ve vahşice beni sikiyordu. Elleri göğüslerimi sert hareketlerle yoğuruyordu, ikimiz de aynı anda kasılmaya başlamıştık ve ben zevk çığlıkları atarak ve haykırarak boşalıyorken Atilla’da amıma patlamıştı, zevk sularım onun spermlerine karışıyordu ve bir pazar gününe ancak bu kadar güzel başlanabilirdi.

Daha sonra içimden çıktı ve üstümden kalkıp, senin gerçekten tasmanı elimden bırakmamam gerek, senin gibi doyumsuz bir kadın görmedim, her an hazırsın dedi. Ben de sahibim sensin ve tasmam elinde, benimle ne yaşamak istiyorsan sana koşulsuz teslim durumdayım dedim. Boynumdaki tasmanın ucundaki halkaya bağlı olan zinciri çekip beni kendisine yaklaştırdı ve dudağımdan öptükten sonra tasmamı çıkarttı. Şimdi duş almalı ve çıkmalıyım, saat 17’de dersim var dedi. Ben de muzurca bugün dersini iptal et ve benim ol dedim. Atilla’da bundan sonra hep seninim, ama şimdi işsiz kalmamak için hazırlanıp çıkmam gerek hayatım dedi.

Birlikte duş aldık, vücudunu hafif ve yumuşak dokunuşlar yıkamam onu tahrik ediyordu, siki kalkmıştı, elime alıp okşadım ve duşun altında eğilip sikini emmeye başladım. Zevkten çıldırıyordu, ben emdikçe başımı bastırıyordu. Siki daha da büyümüştü, beni kolumdan kaldırdı ve yüzüm duvara dönük şekilde yasladı, arkama geçip kalçamı tokatladı ve bana eğil dedi. Ellerimi duvara koyup kalçamı geriye doğru çıkartarak eğildim. Madem ki rahat durmadın sana gitmeden hediyem olsun, bütün gün beni hatırlarsın bu sayede diyerek sikini bir anda götüme kökledi. Çok canım yanmıştı, ama aldığım zevk acımı bastırıyordu. Delice çığlık atarak inliyordum, banyo da haykırışlarım yankılanıyordu, eliyle de amımı okşayıp parmaklayarak götümü beni inleterek sikiyordu. Sikinin üstünde beni zıplatıyordu adeta, her giriş çıkışında ayaklarım yerden kesiliyordu. Parmaklarına 2. kez boşalırken götüme spermlerini akıtmaya başladı. Bu kez nerene boşalmamı istersin diye sormaksızın götüme boşalmıştı.

Götümden sikini çıkarttı ve yüzümü ona çevirdi, dudaklarıma yapışıp ısırarak vahşice öptü. Dudaklarımız ayrıldığı anda da, her yerinde spermlerim var, beni kadınım olduğunu hatırlaman için dedi. Bende elimi sikine atıp okşayarak, bunu asla unutmam dedim. Yıkandık ve banyodan çıktık. Yatak odasına geçip üstünü giydi, bende bir t-shirt ve eşortman giydim, alt kata salona indik. Ersin çoktan uyanmıştı, kahvaltı masası hazırdı. Bizi görünce günaydın balayı çifti dedi ve Atilla’ya dönüp, güne Arzu’yu inleterek başladın, sesleriniz İstanbul’un her köşesinden duyulmuştur her halde, güne böyle başlamak nasıl bir duygu dedi. Atilla’da belimden sarılıp beni kendisine çekerek öptükten sonra, bu kadına bir ömür doyulmaz, o nedenle bundan sonra hayatımın her anı doyumsuz geçecek dedi ve ama şimdi gitmem gerek diyerek Ersin’e teşekkür etti. Kapıda onu yolcu ederken beni bir kez daha öptü ve seni çok özleyeceğim diyerek evden ayrıldı.

Ben de evde Ersin’in hazırladığı kahvaltı masasına oturup kahvaltımı yaparken Ersin’le sohbet ediyordum. Ersin bana, tahminin ötesinde çıktı sanki hayatım dedi, ben de kim kimin tahminin ötesinden belli olmaz aşkım, bu oyuna masum kız olarak başladım, bir anda ateşli bir afetle karşılaşmak onu şaşırttı ama henüz tamamen gerçek yüzümü görmedi dedim. Ersin’de gece boyunca yaptığı kamera kayıtlarını televizyondan açarak, ama böyle bir şey hayal etmiyordun değil mi dedi. Ben de doğrusu bu benim için de süpriz oldu ama sence güzel olmadı mı diye sordum. Ersin’de porno kraliçesi olmuş bir karım var artık, güzel olmaz mı diyerek güldü. Ben de muzurca hııımm porno kraliçesi olmak, hiç fena fikir değil, bunu bir araştırayım dedim. Ersin’de şaka yapıyorsun değil mi dedi. O an kahkahayı basarak, reklam sektrönün kraliçesi pornocu oldu, flash flash flash diye dalga geçtim ve yanına gidip onu öperek, elbette şaka yapıyorum, ben istersen sevişirim, zevkim için biliyorsun diyerek kucağına oturdum. Ersin’de seni özledim diyerek dudaklarıma yapıştı. Güne Atilla ile sevişerek başlayıp, Ersin’le devam ediyordum muhteşem bir hafta sonu yaşıyordum.

Geceye doğru Ersin’le duş aldık ve seks günümüzü noktaladık, dinlenmek için Pazar gecesini Ersin’le film izleyerek geçirdik. Yatak odamıza çıktığımızda Ersin bana, yarın ve salı günü Atilla’yı arama, yarın mesaj atarsa cevap verme, Salı günü akşamı mesajlarını ve telefonlarını yanıtla, bakalım seni ne kadar istiyor görelim dedi. Ben de onu delirtmek için güzel olabilir, tamam yapıcam dedim ve onu öpüp yattım.

15 Eylül Pazartesi günü tüm hafta sonunu sevişerek geçirmiş olmanın tatlı yorgunluğu ile uyandım, yatakta gerindim, yüzümde hafif mahmurluk vardı. Ersin yatakta yoktu belli ki benden önce kalkmıştı. Yatağımdan kalktım, üstümdeki pembe askılı saten geceliğimle Ersin’e seslendim ama cevap veren olmadı. Banyoya gidip yüzümü yıkadım, alt kata salona indim ama Ersin salonda da yoktu. Daha sonra mutfağa indim, kahvaltı hazırdı, taze sıkılmış portakal suyunun bardağının üstünde bir post-it’e yazılmış not vardı. Ersin yazmıştı, reklam sektörünün kraliçesi seni uyandırmaya kıyamadım, gün ve hayat senin tadını çıkart, seni seviyorum yazıyordu. Saate baktım saat 10.30 olmuştu. Telefonum salondaydı, bir dilim ekmeğin üstüne kaymak ve bal sürüp, elime portakal suyu bardağımı alıp salona çıktım. Telefonumu aldığımda ofisten 5 defa arandığımı ayrıca Atilla tarafından da 8 kez aranıp, whatsap’tan da mesaj yağmuruna tutulduğumu gördüm. Mesajlarına beni özlediğinden söz ederek başlayıp, hafta sonu yaşadıklarına doyamadığını ve beni her anında istediğini yazarak devam etmiş ve sonra da ben cevap yazmadığım için merak ettiğini ifade etmişti.

Atilla’nın mesajlarına cevap yazmadan ofisi aradım, işler hakkında konuştum ve Atilla ofisi de arayabilir diye düşündüm ve ofise gitmeyeceğimi, ofisten arayanlar olursa da yoğun toplantılarım olduğunu söylemelerini istedim. Kahvaltımı yaptıktan sonra alış verişe çıktım. İstinye Park – Zorlu Center – Kanyon’u dolaşıp kendime seksi iç çamaşırları, büstiyer takımlar, iç gıcıklayıcı ve üstümde baştan çıkarıcı olacağını düşündüğüm kıyafetler aldım. Alışveriş çantalarımı arabama koyduğum anda Atilla’dan yeniden mesaj geldi, her fantazimi seninle hayata geçirmek istiyorum yazıyordu. Mesajını okudum ve telefonu yan koltuğa attım. Kendi kendime demek her fantazini diyerek güldüm ve eve döndüm.

Jakuzimi doldurup içine girdim ve hafta sonunun tüm yorgunluğunu alacak şekilde ılık suyun içine kendimi bıraktım. Beyaz şarabımı yudumlarken Atilla ile yaşadıklarımızı düşlüyordum. Gerçekten de video fikri sıra dışıydı. Ersin’de seks yaptığım anlarda fotoğrafımı ya da video kaydımı alırdı ancak bu farklıydı. Resmen birlikte bir porno film çekmiştik, düşünürken kendi kendime gülümsedim. Saat 19.30’a yaklaşıyordu. Evin kapısının açıldığını duydum, Ersin gelmişti, üst kata çıktı ve beni jakuzide keyif yaparken gördü. Kendini mi tazeliyorsun aşkım dedi, ben de her gün tazelenmek gerek dedim. Yanıma gelip beni öptü ve yatak odasına gidip üstünü değiştirdi. Ben de banyodan çıkıp üstüme havlu sararak yatak odasına gittim ve yatağa oturup bacağımı kremlemeye başlayarak Ersin’e baktım. Ersin bana, seni şuan zevkten öldürecek derecede seninle sevişebilirim ama yapmayacağım, senden de kendini Cumartesi’ye kadar saklamanı istiyorum, Atilla ile de Çarşamba ve Perşembe bir şey yaşama, deli olsun, sende daha kudur, hafta sonu daha da ateşli anlar yaşamak istiyorsan bunu düşün dedi. Hakkı vardı, Cumartesi gününe kadar önümüzde 5 gün vardı ve ben 5 gün boyunca çıldıracak boyutta seks arzusu içinde olabilirdim. Kabul ettim. Mutfağa inip yemeğimizi yedik. Atilla’dan sürekli mesajlar geliyordu, ama ben cevap vermiyordum.

16 Eylül Salı gününü ofiste işlerimle ilgilenerek ve müşteri toplantıları ile dolu şekilde geçirdim, gün sonuna doğru ofisime kocaman bir gül demeti geldi. Ekindeki notta sensiz yapamıyorum yazıyordu, gönderen Atilla’ydı. Gülleri odamdaki masanın üstüne koyup, whatsaptan Atilla’ya çiçekler için teşekkürler, çok güzeller yazdım. Atilla’da seni özledim, sensiz olamıyorum ne olur görüşelim diye yazıyordu. Ben de yarın akşam kursa gelicem, şimdi çok işim var yazdım. Atilla yarın çok geç, bu akşam olsun diyordu. Cevap vermedim. Akşam 18’de ofisimden çıktım ve arabamla evime gittim. Oturduğumuz siteye Ersin’le peş peşe girmiştik. Evin önüne arabalarımızı çektiğimiz sırada bize doğru yaklaşan bir arabanın ışığını gördük. Araba yaklaştı ve evin önünde durdu. Atilla’ydı bu. Arabandan inip önce Ersin’e selam verdi, sonra da yanıma gelip, sensizliğe dayanamıyorum neden kaçıyorsun benden dedi. Ersin aramıza girip, Atilla her şeyin bir yeri ve zamanı var, burası doğru yer değil, hem müsait olsa sana dönerdi, sen de anlayış göster, Arzu çalışan bir kadın, her an sana zaman ayıramayabilir, ayrıca bu akşam da yemeğe misafirimiz var, yarın kursta görüşürsünüz diyerek Atilla’yı kibarca gönderdi. Atilla’da peki haklısınız özür dilerim, yarın görüşürüz diyerek ayrıldı. Biraz içim burkulmuştu, Ersin bana dönüp, duyguların ve kafan mı karışık yoksa dedi. Ben de hayır elbette, sana olan aşkım ve sadakatim ömrümün sonuna dek sürecek dedim.

17 Eylül Çarşamba günü işe giderken akşam ki tango dersimi de düşünerek Atilla’yı deli etmek istediğim için üstüme dar yeşil askılı bir bluz, altıma da siyah dar deri pantolonumu giydim. Ayağımda da üstü zımba işli siyah topuklu ayakkabım vardı. İş çıkışı kursa gittim, Atilla beni bekliyordu ve gördüğü anda yerinden fırlayıp yanıma geldi. Belimden sarılıp yanağımdan öptü ve seni hiç göremeyeceğimi sandım, hafta sonundan beri sana ulaşamamak, dokunamamak beni çıldırttı, sensiz bırakma beni dedi. Ben de dersimizi yapmak için salona geçelim istersen, burası doğru yer değil dedim. Haklısın diyerek beni salona aldı. Kapıyı kapattı ve kolumdan tutup kendisine çekti, seni çok özledim diyerek dudaklarıma yapıştı. Ben de onu çok özlemiştim ama kaçan kovalanırı oynamaya devam etmeliydim. Elleri deri pantolonumun üstünden kalçalarımı okşuyordu, sensizliğe dayanamıyorum, harikasın bebeğim diyerek boynumu öpüyordu. Kendimi bir anlık ona teslim etmiştim, bedenimde dolaşan elleri bana zevk veriyordu. Elini pantolonumun önüne atıp açmak istedi. Elini tuttum ve hadi bana tango öğret, bunun için buradayız dedim. Sesimin tonundan ciddi olduğumu anlamıştı. Tango öğreteceğim çok zamanımız olacak, şimdi seni istiyorum diyerek beni duvara yasladı ve göğüslerimi okşayarak boynumu öpüp, pantolonumu açmayı yeniden denedi. İki elimle onu itip, yerden çantamı aldım ve ben gidiyorum diyerek kapıya yöneldim. Kolumdan tuttu ve dur gitme, kendimi kaybettim, tamam sen nasıl istersen dedi. O akşam sadece tango dersi yaptık, onun olmak için çıldırıyordum ama Ersin’e verdiğim söz yüzünden bunu yapmak zorundaydım.

18 Eylül Perşembe günü Atilla’ya mesaj atıp bu gün kendimi iyi hissetmiyorum, akşam dersini iptal edelim, Cumartesi görüşürüz yazdım sadece, Atilla bana kendine ne olur dikkat et, seni çok seviyorum yazdı ve gün boyunca gene mesaj yağmuruna tuttu.

19 Eylül Cuma gecesi video kaydımızın görüntüsünün bir anını telefonumla çekip Atilla’ya whatsap’tan attım ve altına ne hafta sonuydu ama yazdım. Atilla’da yarın benim olmanı istiyorum diye yazarak gönderdi. Sadece iyi geceler yazdım cevap olarak. Atilla dan özür mesajları yağıyordu.

20 Eylül Cumartesi sabahı erkenden kalktım, duşa girdim, vücut şampuanımla bedenimi Atilla’nın dokunuşlarını hayal ederek yıkadım, duştan çıktıktan sonra bacaklarımı kremledim ve siyah üstü dantel jartiyer çoraplarımı giydim, siyah dantel tangamı da giydikten sonra dolabımdan Atilla’yı deli edecek en seksi elbiseyi seçtim. Üstüme siyah deri bir büstiyer giydim, arkası kancalı ama önünde deri bağları vardı, altıma süper mini siyah pileli deri etek giydim, hafif eğilsem dahi kalçalarım görünecek kadar kısaydı. hava biraz kasvetli ve kapalıydı, bu da benim gizemli ve seksi olmam için bir fırsat veriyordu bana, ayağıma uzun sivri topuklu siyah çizmelerimi giydim, gözüme siyah tonlarının hakim olduğu bir makyaj yaptım ve dudağıma kan kırmızısı rujumu sürdüm. Son olarak kendime aynada baktım ve bakalım kim kimin seks kölesiymiş dedim. Tüm bu kıyafetimi gizemli kılacak son dokunuşu yapmak için de havanın da yağmurlu olmasından faydalanarak siyah uzun mat deri pardesümü giydim, fermuarını çekip, yakasını kaldırdım. Saçlarımı lüleli olarak açık bırakmıştım. Aşağıya indiğimde Ersin beni gördü ve saçlar ve makyaj harika ama kıyafetin neden böylesine kapalı, bugün Atilla ile dersin var ve onu delirteceksin sanıyordum dedi. Ben de yanına gidip pardesümün fermuarını açıp ayağımı oturduğu koltuğun kenarına koyup, sence halen kapalı mı kıyafetim diye sordum. Ersin’de bacağımı okşayarak yerinden kalktı ve tam bir afet olmuşsun diyerek kalçama elini attı ve git ve özgürce istediğini yaşa benden sana dilediğince izin, Atilla’yı çıldırtmadan da dönme dedi. Pardesümün fermuarını yeniden kapatıp, sen karına güven, seks köleliği nasıl oluyormuş görecek dedim ve evden çıktım.

Arabama bindiğimde saat 14’e yaklaşıyordu, Atilla’yı aradım ve bugün de dersi iptal edelim dedim, Atilla şaşkın bir ses tonuyla sadece neden, artık görüşmeyecek miyiz diyebildi. Dersi iptal edelim dedim, görüşmeyelim demedim dedim bende. Atilla bir an duraksadı ve anlayamadım dedi, ben de bunda anlaşılmayacak bir şey yok, bugün ders havamda değilim zaten bugün ki tek dersin bana aitti, bu durumda sen de özgürsün, seni kurstan alırım yarım saat içinde dedim. Atilla’ da seni bekliyorum diyerek telefonu kapattı.

Çok geçmeden kursa varmıştım, yeniden Atilla’yı aradım ve ben aşağıdayım, arabamda seni bekliyorum dedim. Atilla aşağıya inmişti, yüzünde şaşkın bir ifade ile arabaya bindi, hoş geldin canım diyerek yanağından öptüm ve arabayı çalıştırıp evine doğru yol almaya başladım. Atilla bana yolda, neden benden sürekli kaçıyorsun, geçen hafta sonu yaşadıklarımız sonrasında bana çok soğuk davranıyorsun, istemeden bir şey mi yaptım yoksa sana dedi. Ben de Atilla’ya bakmadan yola konsantre olmuş bir şekilde, hayır ben sana soğuk davranmıyorum, sadece işler bakımından yoğun bir hafta yaşadım, o nedenle fırsat bulamadım, bugün de dans dersi havamda değilim hepsi bu dedim. Atilla cevaplarımdan tatmin olmamıştı, hareketlerinde de bir soğukluk var, kıyafetin bile değişti, derse gelirken ya da buluşacağımız zamanların hiç birinde böyle giyinmez ve davranmazdın neler oluyor Arzu lütfen söyler misin? dedi. Ben de hayır sana karşı asla soğuk değilim, hem kıyafetimin neyi var, hava zaten kapalı, her an yağmur yağacak gibi dedim. Atilla da peki sen öyle diyorsan öyledir dedi. Evine yaklaşmıştık. Neden evime geldik diye sordu. Arabayı park edip ona doğru döndüm ve sana gelmek için bir nedene ihtiyacım olduğunu bilmiyordum dedim. Atilla’da hayır elbette bir nedene ihtiyacın yok ama diye cümlesine devam ediyorken arabadan indim ve kapıyı kapattım, Atilla’da arabadan indi ve cümlemi bitirmemi bile beklemiyorsun, senin derdin ne dedi. Ben de sokakta konuşmayalım istersen, eve girelim dedim. Apartmana girdik ve asansöre bindik, evinin olduğu kata çıktık, tek kelime konuşmuyorduk. Kapıyı açtı ve buyur gir, hoş geldin dedi. Ben de içeri girdim ve hoş bulduk dedim. O da içeri girip kapıyı kapattı ve senin gerçekten derdin nedir, ne bu tavırlar dedi, salona yürüdüm, peşimden geliyordu, ona döndüm ve kanepeye otur ve sakin ol dedim. Söylediğimi yaptı, evet seni dinliyorum dedi.

Üstümdeki pardesüyü çıkartmadan salonun ortasında volta atarak konuşuyordum ve Atilla’ya, kursa kayıt olduğum günden beri aklımı karıştırıp, beni kendine çektin, adım adım ama hızlı hızlı ilerledik, evine geldiğim gün yaşadıklarımızı hatırlıyorsundur mutlaka, şu kanepenin üstünde göğüslerimde gezen dilini ben unutmadım dedim ve Atilla’ya doğru yürüdüm. Atilla da bunları şimdi neden anlatıyorsun anlamadım dedi. Sırtımı ona döndüm, pardesümün fermuarını açtım ve yüzümü dönüp ayağımı kanepeye koyup, çünkü o gün yarım kalan şeyi tamamlamak için dedi. Atilla’nın gözleri yuvalarından fırlayacaktı adeta, sana inanamıyorum, muhteşemsin dedi. Ben de halen kıyafetim ve sana soğuk davrandığım hakkındaki görüşlerin aynı mı diye sordum. Bacağımı okşayıp beni kucağına oturttu ve hayır asla aynı değil, seni sorgulamak bir hataydı, seks tanrıçamsın dedi ve dudaklarıma yapıştı.

Birbirini özlemiş iki aşık gibi ateşli şekilde öpüşüyorduk, elleri kalçalarımı okşuyordu. Dudaklarımız bir birinden ayrıldığı anda seni çok özledim, sana ait olmak istiyorum her şeyimle dedim.Beni ayağa kaldırdı, çenemden tutup gözlerimin içine bakarak, sözlerimi tekrarlamanı istiyorum, bu aramızdaki yeminimiz olacak dedi, ben de kabul ettim ve önce Atilla ardından da ben söylediklerini tekrarladım. ” Sex hayatım devam ettiği sürece, yanında olduğum her an da, yer ve mekan farketmeksizin, bedenimin her yerini, dileğidiğin şekilde kullanarak, benimle istediğin tüm fantazilerini yaşamak hakkını sana sunuyorum, ömrümün sonuna kadar senin sex kölen olmayı karşılıksız kabul ediyorum, kocamın yanımda olmadığı her an da ve kocam yanımdayken evimizde olduğun ve evinde olduğum zamanlarda koşusulsuzca senin kadının olduğumu kabul ediyorum ” dedim ve bu yeminle beni kendisine sex kölesi yapmıştı. Ellerini deri pardesümün üstünde dolaştırıp bana arkadan sarılarak kokumu içine çekti ve ahhhhh seninle öylesine muhteşem anlar yaşayacağız ki bitmesin isteyeceğiz dedi ve deri pardesümü omuzlarımdan sıyırıp yere düşürdü ve sonra beni kendisine çevirip belimden tutup dudaklarıma yapışıp öptü.

Öpüşürken elimi pantolonun üstünden sikine atıp okşamaya başlamıştım, siki sertti, beni istiyordu belli ki, ben de onu istiyordum. Beni öpüşürken sürükleyerek kanepeye oturttu ve yatırdı, dudaklarını dudaklarımdan ayırıp başını kaldırıp madem ki yarım kalan bir işimiz vardı, kaldığımız yerden devam edelim o halde dedi ve büstiyerimi çıkarttı, göğüslerim özgür kalmıştı. Fındık iriliğindeki göğüs uçlarımın üstünde dilini gezdirip, o akşam ki masum kızın içinde aslında bir vahşi kedi varmış da benim haberim yokmuş diyerek göğüslerimi emmeye başladı. Bende saçlarını okşayarak, seni çıldırtmak için bunları yapmam gerekiyordu, evine ilk geldiğim gece beni elde etmiş olsan senin için sıradan olurdum ama şimdi senin kadınınım öyle değil mi dedim. Atilla’nın dudakları bedenimde dolaşırken, sen asla sıradan olmazsın, öyle farklısın ki senden bir ömür vazgeçilmez dedi. Elleri eteğimin altından kalçalarımı okşarken tangamı çıkartıyordu. Bacaklarımı okşayarak deri çizmelerimin üstünden dangamı sıyararak çıkarttı ve attı, amımı avuçlayarak, bu ateş gibi yanışına bayılıyorum dedi ve eteğimin altına başını sokup amımı yalamaya başladı. Saçlarını okşayarak hafifçe inleyerek, senin için yanıyorum aşkım diyordum. Islanmış amıma attığı dil darbeleri beni delirtiyordu. Amımı yalayıp siki için hazırladıktan sonra pantolonun kemerini çıkarttı ve fermuarını açtı, gözlerime gözlerini dikip, evime geldiğin ilk gece sana bunu yaşatmak istiyordum ama kısmet bugüneymiş dedi ve sikini amıma yerleştirdi. Zevkten çığlık atarak altında inliyordum, bacaklarımı tutumuş iki yana ayırmış şekilde amıma yükleniyordu, zevk sularımla ıslanmış amımda rahatça derinlere kadar ilerlerken bende çılgınca inliyordum altında. Bacaklarımı bırakıp göğüslerimi okşamaya başladığı anda haykırarak sikinin üstüne boşalmıştım, zevk sularım sikini yıkarken Atilla durmak bilmeden amımı sikiyordu.

Boşaldığımı fark etmişti ve kahkaha atarak, bu gecenin ilk boşalmasını yaşadın ama durmayacağım dedi ve amıma boşalana kadar dakikalarca beni sikmeye devam etti, içime spermleri fışkırırken ben ikinci kez boşalıyordum. Sikini amımdan çıkarttı ve üstümde ilerledi baş hizamda durup sikini ağzıma soktu ve temizle hadi dedi, sikinin üstünde önce dilimi gezdirip zevk sularımla karışmış olan spermlerini yaladım ve sonra ağzıma alıp emmeye başladım. Başım kanepenin üstündeydi ve Atilla ağız hizamda ayakta durup ağzımı sikiyordu. Durmak bilmez bir haldeydi, sikini yeniden beni sikmeye hazır hale getirmiştim. Ağzımdan çıktı ve beni tutup kanepeden kaldırdı. Ayakta sikini tutup okşadığım anda dudaklarıma yapıştı ve beni çok ama çok ateşli bir şekilde öptü, öperken elleri bedenimde dolaşıyordu.

Sırtımı duvara yaslayıp eliyle yüzümü okşadı, seksi olduğun kadar çok güzelsin, keşke sadece bana ait olsan, karım olsan, hep yanımda kalsan dedi. Ben de taşaklarını avuçlayıp, kendimi ona yaklaştırarak, seninim zaten, isteğin an yanındayım ve yanında olduğum her an karınım, o halde zaten sana aitim dedim ve sikini tutup amıma sürtmeye başladım, başını içine soktuğum anda beni tuttu ve duvara yüzüm gelecek şekilde çevirdi, kalçalarını avuçlayıp sertçe sıktı, sikini göt deliğime sürterek vücudunu sırtıma yasladı ve duvara yasladığım ellerimi okşayarak kulağıma eğildi, seninle olduğumuz her an da bana kocan olduğumu hissettireceksin ve haftaya evine geldiğimde seni gelinlikle görmek istiyorum, karımı gelinlikler içinde istiyorum dedi. Ben de o halde şuan sevgiliyiz, bu durumda sevgilinle sevişiyorsan bana ona göre davran, haftaya karın olacağım dedim. Eliyle göğsümü sıkıp sikini götüme sokarak, sen her an benim karımsın artık, hem sevgilim, hem karım, hem de seks kölemsin diyerek sikini götüme kökledi. Zevkle inleyerek, aaahhhhh evet seninim, sadece senin, sana ait seks kölesiyim ben, ooooffffff, ne istersen yap bana, sahibim sensin diye inliyordum. Göt deliğimi sikerken kalçamı sertçe tokatlıyor ve sıkıyordu, daha sonra götümden çıktı ve elimden tutup beni sürükleyerek yatak odasına götürdü.

Yatak odasının kapısını açıp beni yatağa fırlattı ve tamamen soyun şimdi dedi. Ben yatağın üstünde çizmemi ve jartiyerimi çıkartırken Atilla da soyunuyordu. Yatakta yatmış ve bacaklarımı aralayıp, parmağımla onu çağırarak gel buraya, seni istiyorum dedim. Atilla’da bu odaya ilk geldiğinde bana burada kim bilir kaç kız geçti bu yataktan demiştin hatırlarsan, evet bu yatak çok şeylere şahit oldu ama hiç bir kız beni senin kadar etkilemedi ve şuana kadar hiç bir kız dedi ve sırtını bana dönüp dolabı açtı, elinde oldukça iri boyutlarda bir vibratörle yüzünü bana döndü ve evet hiç bir kız az sonra senle yaşayacağımız şeyi kabul etmeden kaçıp gitti dedi. Ben de yatağın üstünde emekleyerek onun yanına gittim ve elinde tuttuğu vibratörü yalayıp, seksin sınırı olmaz istediğini yaşayalım aşkım dedim. Atilla da yatak odasındaki kamerayı çıkartıp, isteğim çok basit, şimdi beni düşleyerek bu vibratörle kendini tatmin edeceksin ve ben de seni kameraya çekeceğim, daha sonra da ben de katılıcam sana dedi. Elinden vibratörü alıp, o ahmak kızlar bunu sana yaşatmadıkları için kendileri kaybetmiş dedim ve vibratörü yalamaya başladım, yalarken gözlerinin içine bakıyordum.

Atilla beni kameraya çekiyordu, vibratörü onun sikini yalarcasına yalıyordum, göğüs aramda dolaştırıp yeniden ağzıma alıyordum, bir elimle vibratörü emerken diğer elimle de amımı okşuyordum. Daha sonra vibratörü amıma sokup bacaklarımı açtım ve dudaklarımı ısırarak bu senin için aşkım dedim kameraya bakarak. Vibratör gerçekten çok kalın ve uzundu, amıma zorlayarak sokuyordum ve içime girişi bana hem zevk hem de acı veriyordu. Zevkle yatakta inlediğim anları kamera çekiyordu, ben hafif hareketlerle amımdan vibratörü çıkarttığım anda kamera ile amıma yaklaştı ve elini atıp parmaklayarak boşaldığımı hissetti, güldü ve harikasın bebeğim dedi. Vibratörü yaladım ve ona göz kırparak göt deliğime sürtmeye başladım, sonra da Atilla’ya kamerayı sabit bir yere koy ve götümü vibratörle, amımı da sikinle parçala hadi dedim. Atilla kamerayı aynanın önüne koydu ve vibratörü eline alıp kalçalarımı tokatlamaya başladı ve iki yana ayırıp göt deliğimi çıkarttı, ben kalçalarımı havaya dikmiş başımı yatağa gömmüştüm. Vibratörün başını soktu ve amımı avuçlayıp, bekle beni dedi. Dolabını açıp çelik uzun mermi şeklinde, arkası tilki kuyruğu şeklinde olan vibratörü çıkartıp şimdi zevkten uçacağız işte dedi ve göt deliğime yerleştirdi ben zevkle derin bir aaahhhhhhhhh çekmiştim. Amımı okşayarak şimdi işte tam bir kısarak oldun ve amıma sikini yerleştirip kalçalarımı tokatlayarak beni sikmeye başladı. Götümdeki vibratörün titreşimleri ve amımda Atilla’nın siki ile kendimden geçmiş şekilde haykırarak zevkle çığlık atıyordum. Amıma her giriş çıkışı beni delirtiyordu. Kalçalarımı tokatlaya tokatlaya kızartmıştı ve amıma boşalıyordu.

Kendimi yüz üstü yatağa bırakmıştım, amımdan sikini çıkarttı ve kalçama sürttü, sonra kulağıma eğilip, götündeki burada olduğun sürece içinde kalacak kısrağım dedi. Gülümsedim ve sen iste aşkım dedim. Götümde bir vibratörle dolaşmak doğrusu ilk kez başıma gelen bir durum olacaktı.

Bir süre birlikte yatıp dinlendik, Atilla’da yanımda uzanmış yatıyordu. Kalktım ve üstüne çıkıp, yeterince dinlendik bence dedim, Atilla’da götümdeki vibratörün kuyruk gibi sarkan kısmını çekip yeniden vibratörü içime iterek, sen gerçeten azgın bir kısraksın dedi, o bu hareketi yaparken ben de dudağımı ısırıyordum ve hafifçe ııııhhhh diye inledim ve sonra ona bu azgın kısrağın amı yanıyor diyerek baş hizasında durup, elimi yatağın başına koyarak amımı Atilla’ya yalatmaya başladım. Elleriyle amımın etrafını okşayarak amımı yalıyordu, daha sonra elleri kalçama doğru hareket etmeye başladı ve götümdeki vibratörü sokup çıkartmaya başladı, dili amımda gezerken vibratörlede götümü yeniden sikiyordu, ııııımmmm, harikasın aşkımmmm, oooohhhhh süpppeeerrr, aahhhhh diye inliyordum. Beni diliyle boşaltana kadar durmadı, zevk sularım ağzına akarken kasılmıştım, kasılmalarımdan götümdeki vibratörde daha fazla zevk vermeye başlamıştı bana, bu harika bir zevkti.

Atilla’nın ağzına zevk sularımı akıtırken Atilla kolumdan tutup beni sikine oturttu bir anda ve yatakta kucağında beni sikmeye başladı, zevkle inleyerek kucağında boşalıyordum, siki amımdaydı ve hızla derinlerime kadar girmişti. Vibratörde götüme baskı yapmaya ve titreşimleri ile bana zevk vermeye devam ediyordu. Çıldırmak böyle bir şey olsa gerek diye düşünerek delice inliyordum. Elleri göğüslerimi sıkıyor, göğüs uçlarımı çimlikliyordu. Muhteşem bir zevkti bu, saçlarımı ellerimimle toplamış üstünde delice bağırarak inleyerek zevkten uçuyordum. Atilla içimden çıkmadan beni yatağa yatırıp üstüme çıktı ve göğüslerimi ısırarak amımı sikmeye devam ederken elini götüme attı ve vibratörü de sikiyle aynı şekilde hareket ettirmeye başladı, kendimden geçmiştim artık, kaç kez boşaldığımı hatırlamıyorum, Atilla’da amıma bir kez daha boşalmıştı ve muhteşem anlar yaşatmıştı bana.

Saat gece 23’e geliyordu ve Atilla içimden çıkıp nefes nefese yanıma yattı, sen tarifi imkansız bir kadınsın dedi. Kameradaki kaset bitmişti ve sevişmenin ateşinden kaseti değiştirememişti bile. Kamerayı gösterip, sana ölümsüz bir kayıt hatıra ettim sanırım dedim. Atilla da seninle her an ölümsüz ve farklı, gerçekten bu dünyadan olamayacak kadar seks için yaratılmış bir tanrıçasın sen dedi. Biraz dinlendikten sonra yataktan kalktım ve elimi arkama atıp vibratörü çıkartmaya yeltendiği anda Atilla bana, hayır o kalacak dedi. Ben de ona bakarak gülümsedim ve sen nasıl istersen canım dedim ve mutfağa doğru gidip dolabı açtım ve bir elma aldım, yeniden yatak odasına dönüp, ben biraz acıktım dedim. Atilla’da o halde pizza söyleyelim, birayla iyi gider dedi. Fikir hoşuma gitmişti, pizza siparişi verdik. Üstümüzü giyerken Atilla’ya vibratörü gösterip kalacak mı dedim. Bu evden gidinceye dek o orada kalacak dedi. Ben de peki diyerek üstüme Atilla’nın uzun bir t-shirtünü giydim vibratör götümdeydi ve kuyruk kısmı t-shirtün kalçamı kapatan kısmının altından bacaklarımın arasından sarkıyordu. Oturduğum anlarda ise önce hafif bir sızı sonrasında ise tatlı bir zevk veriyordu. Titreşimleri her an orgazm yaşamaya hazır halde tutuyordu beni.

Yarım saat sonra kapı çaldı, gelen pizzacıydı, ben yerimden fırlayıp kapıya yöneldim, Atilla’da arkamdan seslenip, sakin ol kısrağım dedi. Döndüm ve ona gülüp, yemek kadın işidir dedim ve kapıya doğru yürüdüm. Atilla’da arkadam gelip kolumdan tuttuğu anda kapıyı açmıştım bile. Pizzacı karşımdaydı ve beni görünce şaşkın bakışlarla si – si – siparişinizi getirdim dedi. Ben elinden pizzaları alıp arkamı dönüp içeri doğru yürüken kalçamı sallayıp arkamdan sarkan kuyruğu hareket ettirerek, ödemeyi beyfendi yapacak dedim. Pizzacı arkamdan şaşkın bir ifade ile bakıyordu ve Atilla’ya kısık sesle abi affedersin ama ablanın arkasındaki o kuyruk ne öyle dediğini duydum. Atilla da sen paranı al gerisini boşver dedi ve kapıyı kapattı.

Ben salona geçmiş ve kanepeye oturmuş pizza kutusunu açmıştım, sinirli bir ifade ile salona geldi ve neden kapıyı açıyorsun dedi, ben de elime bir dilim pizza alıp ısırdıktan sonra, ne var ki bunda dedim gülerek, ayrıca pizzacının yüzündeki ifadeyi görmedin mi nasıl da şaşkındı dedim. Atilla’da yanıma oturdu ve olabilir ama sen benimsin dedi. Bende Atilla’ya dönüp sertçe bakarak, unutma ki karşındaki özgür bir kadın ve bu sayede senin, beni sakın ha kısıtlamaya kalkma dedim. Atilla ne demek istediğimi net şekilde anlamıştı. Haklısın sevgilim, senin özgür ve hırçın hallerine bayılıyorum diyerek bacağımı okşadı, onun tenime dokunuşları bile içimde zevk patlamaları yaşatıyordu bana, götümdeki titreşimli vibratörün verdiği zevkle Atilla bacağımı okşarken dudaklarına yapıştım ve onu delice öpmeye başladım. Atilla da elini amıma atıp okşuyordu. Amımı avuçlaması bile beni çıldırtmaya yetiyordu. Elini tutup amıma bastırdım ve kasılarak boşalmaya başlamıştım, Atilla şaşkın bir ifade ile beni izliyordu bense inleyerek boşalıyordum ve çok farklı bir histi bu. Sonra nefes nefese kalmış şekilde kanepeye yasladım sırtımı ve gülerek kendime inanamıyorum ya ilk orgazmını yaşayan liseli bir kız gibiyim çok komik değil mi dedim. Atilla da bana sen benim her zaman liseli çıtırımsın dedi ve pizzasını yemeye devam etti.

Pizzalarımızı bitirmiş biralarımızı içiyorduk, ben 2. şişeyi yarılamıştım Atilla ise 3. şişeyi bitirmişti. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Elimdeki bira şişesini ağzıma alıp yalayarak Atilla’ya baktım ve götümdeki titreşimler beni benden alıyor, her an orgazm yaşar durumdayım ama boşa gitsin istemiyorum dedim. Atilla’da elindeki birayı fondip yapıp yere önüme oturdu, bacaklarımı araladı ve amımda parmağını dolaştırarak senin bu azgın hallerine bayılıyorum, o halde madem ki boşa gitsin istemiyorsun biraz çılgınlığa ne dersin diye sordu. Ben de seninle her şeye varım ben dedim.

Yerdeki bira şişesini aldı ve amıma sürtmeye başladı, ama bu çok çılgın olacak dayanabilecek misin diye sordu. Elimi eline atıp bira şişesinin ağzını amıma sokarak ben de çok çılgın bir kadınım bunu unutma dedim. Atilla da peki o halde sen istedin bunu diyerek bira şişesini amıma sokup çıkartmaya başladı, kanepede başımı geriye atıp, sırtımı yaslayıp elimle de kanepenin sırt kısmını tutarak zevkle inliyordum, Atilla bira şişesini hafif hareketlerle amıma sokuyordu, bir süre sonra elimi tuttu ve bira şişesini bana tutturup devam et yavrum dedi. Ayağa kalkmıştı, altındaki boxerı çıkarttı ve sikini eline alıp okşamaya başladı, ben Atilla’ya şehvetle bakarak şişeyi amıma sokuyordum. Atilla yanıma yaklaştı ve saçlarımdan tutup çekti ve sikini ağzıma soktu, sikini yalarken Atilla bir eliyle göğsüm okşarken diğer eliyle de başımı bastırıyordu. Ben de amımdaki şişeyi ritmik hareketlerle içime sokup çıkartıyordum. Tüm deliklerim doluydu ve dehşet zevk alıyordum. 15 dakika kadar bu şekilde devam ettikten sonra kasılmaya başlamıştım, ağzımdan sikini çıkarttım ve inleyerek zevk çığlıkları atmaya başladım ve amımda şişe varken boşalmaya başladım. Atilla da sikini okşuyordu ve göğüslerimin üstüne spermlerini akıttı. Kendimi kanepeye bitkin bir halde bırakmıştım. Amımdaki şişeyi nazikçe çıkarttı, o an ooohhh dedim. Amımda dilini dolaştırıp öptü ve mükemmelsin dedi. Zevkten mahmurlaşmış gözlerimle Atilla’ya bakıp, senden bunu duymak hoşuma gitti dedim.

Yanıma oturup saçlarımı düzeltti ve yanağımdan parmağını dolaştırıp, çok güzelsin Arzu, sana aşığım diyerek dudağımdan öptü, ben de teşekkür ederim artık yıkanalım mı dedim. Elimden tutup beni kanepeden kaldırdı ve banyoya götürdü. Suyu ayarlıyordu. Götümdeki vibratörü gösterip, yıkanırken de kuyruklu mu olucam dedim. Atilla da güldü ve hayır hayatım çıkart tabi ki dedi. Ben de kalçalarımı ona doğru dönüp kuyruğu sallayarak sen çıkart dedim. Kalçama tokat attı ve vibratörü çıkarttıktan sonra götümü parmaklayarak beni ayağa kaldırdı ve öptü, duş hazır tatlım dedi.

Birlikte duşa girdik, üstümüzden su akarken öpüşüyorduk, adeta yeni aşıklar gibi bir birimize aşkımızı gösteriyorduk. Seni ben yıkamak istiyorum dedi bana ve eline aldığı duş jelini lifin üstüne döküp vücudumda gezdirmeye başladı. Atilla’nın dokunuşları beni zevke getiriyordu. Ellerimi boynuna sarıp kendime çektim ve dudaklarına yapıştım, kulağına vibratörün boşluğunu doldurmanı istiyorum diyerek kucağına zıpladım. Kalçalarımdan beni tutup duvara yaslamıştı, gözlerimin içine baktı ve sikini götüme sokarak, sana doyamıyorum dedi ve götüme girmeye başladı. Zevkle ahhhh, erkeğim benim, oooooohhh, seni seviyorum, ıııımmmm daha derine diye inliyordum. Duştan akan sular bedenimizde dolaşıyordu ve Atilla beni sikinin üstünde zıplatıyordu. Çığlıklarım banyoda yankılanıyordu. Zevkle boşalmıştım. Atilla boşalacağı sırada sikini götümden çıkarttı ve beni kucağından indirip önünde diz çöktürüp ağzıma soktu, sikini emiryordum, başımı okşarken ağzıma boşalmaya başladı, spermlerini yutuyordum, zevkle başımı okşayarak sikine bastırıyordu. Daha sonra ağzımdan sikini çıkarttım, ağzımın kenarındaki spermlerini de parmağımla alıp yaladım ve ayağa kalktım. Sana aşığım kadınım dedi bana, ben de sikini elime alıp okşayarak, ben de seninle yaşadığım her zevk anı sonrasında sana tutkun oluyorum dedim. Birlikte duşumuzu aldık ve havluya sarınıp banyodan çıktık.

Saat sabaha karşı 3.20 civarlarındaydı. Kaç kez orgazm olduğu, kaç kez çığlık atarak boşaldığımı hatırlamıyordum bile, yatak odasına geçtik ve birlikte uyuduk.

21 Eylül Pazar günü uyandığımda saat 12’yi çeyrek geçiyordu. Atilla uyuyordu. İkimizde çıplak yatmıştık. Bizim evde beni uyandırdığı an aklıma geldi, o beni amımı yalayarak uyandırmıştı ve ben de ona aynı zevki yaşatmak istiyordum. Dilimi sikinin üstünde gezdirip yalamaya başladım, siki hareketlenmeye ve büyümeye başlamıştı, taşaklarını hafif hafif okşayarak sikini ağzıma alıp emmeye başladım, ağzımda daha da büyümeye başlamıştı. Bir süre sonra Atilla uyandı ve ooohhh bebeğim, seni çılgın seks kölem dedi ve saçlarımı okşadı, ben de sikini ağzımdan çıkarıp okşayarak, günaydın hayatım, güne kaldığımız yerden devam ederek başlamak istedim dedim. Atilla’da o halde devam et sevgilim dedi. Başımı bastırıp saçlarımı okşarken sikini ağzıma almış emiyordum. Siki ağzımda irileşmiş ve nefes boruma kadar değiyordu, ağzımdan çıkarttım ve göğüs arama alıp, sıkıştırdım ve dudağımı ısırarak gözlerine bakıp seni istiyorum dedim. Daha sonra üstünde bir yılan gibi süzüldüm ve kucağına oturup sikini tuttum. Başımı geriye atıp saçımı savurarak sikini amıma yerleştirip, oooohhhh aşkıımmmm, erkeğimmmm, seninim ben diye inleyerek sikinin üstüne oturdum ve zıplamaya başladım. Atilla göğüslerimi sıkıyordu, ellerini tutup göğüslerimi okşatıyordum ona. Elleri bedenimde dolaşıp kalçalarımdan tuttu ve sıkarak okşayıp beni sikinde zıplattı. Amıma patlayana kadar durmadan devam etti. Ben sikine zevk sularımı akıtırken Atilla’da amıma spermlerini fışkırtıyordu. Zevk çığlıklarım yatak odasının duvarlarında yankılanıyordu.

Sikini amımdan çıkarttım ve üstüne yatıp dudağından öptüm ve seni seviyorum erkeğim dedim, Atilla’da vücudumu okşayıp ben de seni seviyorum karıcım dedi.

Pazar gününe muhteşem bir başlangıç yapmıştık. Saat öğlen 2’yi gösteriyordu yataktan kalktığımızda. Birlikte kahvaltı yaptık, iki sevgili gibi bir birimize kurlar yapıyorduk. Saat akşam 8’e gelirken Atilla mutfaktaydı ve ben yatak odasında giyiniyordum. Büstiyerimi – siyah süper mini pileli deri eteğimi – jartiyer çorabımı ve çizmemi giydim, elime deri pardesümü alıp mutfağın kapısında durdum ve tatlım artık gitmem gerek, muhteşem bir hafta sonu yaşadım seninle ama masalımızı şimdilik sonlandırmak zorundayım dedim. Atilla yanıma geldi ve elimi tutup, sana gitme demeyi çok isterdim ama buna hakkım yok, benim içinde tarifi imkansız anlar yaşadık dedi ve elini enseme atıp başımı tuttu ve kendisine doğru çekip dudağıma yapıştı. Elimdeki pardesüyü yere atıp ben de saçlarını okşayarak onunla öpüşüyordum. Öpüşerek yatak odasına gittik ve beni yatağın üstüne yatırdı. Bana baktı ve amında spermlerimle seni kocana yollamak istiyorum dedi. Ben de Atilla’ya, sana ait bir seks kölesiyim istediğini yap bana dedim. Atilla soyundu ama beni soymamıştı. Eteğimi kaldırdı, altımda zaten tangam yoktu, onu Atilla’ya hatıra bırakmıştım. Tangam olmadığını görünce sen gerçekten seks için yaratılmışsın dedi ve sikini tutup amıma soktu, yatakta zevkten kıvranarak inliyordum. Atilla vahşi bir hayvan gibi beni sikiyordu. Çığlıklarım onu daha da ateşliyordu ve onun sert hareketleri beni boşaltmıştı, ama Atilla benim boşalmama rağmen durmuyordu, amımı delice sikiyordu. Beni boşalttıktan 10 dakika sonra Atilla’da amıma boşaldı ve içimden çıkıp bacaklarımı tutup kaldırıp havaya dikti. Ayak bileklerimden tutup bana spermlerin en derinlere kadar insin ki eve gittiğinde bile içinde beni hisset dedi.

Atilla beni yatakta bırakıp banyoya gidip temizlenmişti, ben de yataktan kalkıp, üstümü düzelttim, o sırada Atilla geldi, yerden shortunu alıp giydi ve belimden tutup beni kendisine çekip öptü ve senden sonrası yok benim için artık, bu zevki bana kimse yaşatamaz dedi. Ben de Atilla’ya bakıp, seninim dedim ve odadan çıktım. Mutfağın kapısının önünde yerde duran deri pardüsümü almak için eğildiğim anda eteğim açılmıştı, Atilla da bu fırsatı değerlendirip kalçamı okşadı ve peki tekrar ne zaman tekrarlayacağız dedi. Ayağa kalkıp yüzümü ona döndüm ve sabırlı olmak sana beni kazandırdı, sabret ve telaşçı olma dedim kapıya yürüdüm.

Evden çıktım ve her şey için teşekkürler canım diyerek dudağından öptüm. O sırada yan dairenin kapısı açıldı ve bir kadın çıktı. Bize baktı ve çık çık çık, edepsizler dedi. Bende gülümseyerek kadına dönüp, pardon ama bize mi dediniz dedim. Kadında evet sana dedim dedi bana. Ben de bana mı? diye sordum, kadın bana bir de utanmadan soruyorsun, gece boyunca seslerinizden uyuyamadık dedi. Ben de kadına pardon ama evlimisiniz diye sordum. Kadın evet ne olacak dedi. Bende o halde bizi dinlemek yerine eşinizle sevişseydiniz dedim. Kadın cevap veremedi. Atilla’ya dönüp dudağından öptüm ve seni seviyorum diyerek asansöre bindim. Asansöre binerken kadına baktım, o da sertçe yüzüme kapıyı kapattı. Apartmandan çıkıp yukarıya baktığımda Atilla camdaydı, ona el sallayıp arabaya binecekken kadının da yan dairenin camından bize baktığını gördüm ve kendi kendime gülerek arabama binip eve döndüm.

22 Eylül Pazartesi günü ofisimde çalışırken moto kurye bir zarf getirdi, içerisinde bir cd vardı. Ama kimden geldiğine dair bir not yoktu. Cd’yi merakla bilgisayarıma takıp açtım. Atilla’nın evinde yaşadığımız seks anlarının görüntüleri vardı. Atilla’yı aradım hemen, teşekkür ederim hediyen geldi dedim. Atilla’da bana seninle bu cd’lerden daha çok çekeceğiz bebeğim seni seviyorum dedi. Ben de ona sex partnerim sen olacaksan her yerde seninle bu cd’lerden çekmeye hazırım dedim ve telefonu kapattım.

Atilla ile dans derslerimiz halen devam ediyor. Hayatıma çok farklı heyecanlar ve renkler katıyor. Ama onunla geçirdiğim zamanlar komşumun oğlu Emre’yi biraz kıskandırıyor gibi, bakalım ona da bir çare düşüneceğim artık.

Okuyan ve yorumlayan herkese teşekkürler,

ALINTIDIR.

Kaynak: http://arzuluanlar.blogspot.com.tr/p/blog-page_27.html

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Liseli öğrencimi takdir vereceğim diyerek sik

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Liseli öğrencimi takdir vereceğim diyerek sik
www.siberfrm.net HARİKA LİSELİ, TÜRBANLI ÇITIR KIZLARIN İFŞALARI KOŞŞ

S?lam ben Mete. Lise son sınıfta okurken benim matematiğim süperdi. Son sınıflar YGS deneme sınavı ?apı?orken ben girme ihtiyacı hissetmezdim, o d?r?c? yani. Sıra arkadaşım Zeynep ismind? bir kızdı. Birlikt? en ?rk? sırada oturuyorduk. Bazen elinden tutup b?nimkini ellettiriyordum, gülüyor ama o kendininkini ellettirmiyordu. Ben hep şeytanlık düşünü?ordum, m?ğ?r kız beni seviyormuş. Birgün büyük tenefüste sınıfa girdiğimde, sınıfta Zeynepten başka kimse yoktu. Zeynep de sıraya domalmış, bir şey hesaplı?ordu. Onun ? duruşuna dayanamadım poposunu elledim ve bana tokat attı. Moralim bozulmuştu, çıktım gittim. Tam bir hafta Zeyneple konuşmadım. Dönem sonuna gelm?şt?k, matemat?k son sın?vdı. Zeynebin de sözel dersleri süper, fakat matemat?ğ? b?rbat. Matemat?k hoc?sı da barut mübarek, kimseye acımıy?r. Tabi bu ben?m dol?ylı olarak işime yaradı…

Matematik sınavına iki gün k?l? Zeynep peşimden koşmaya başladı, “Neden konuşmu?orsun benimle? Lütfen konuş benimle!” diy?. Ne?se, b?z yeniden konuşma?a başladık. Benden matematik sınavında kopy? istedi, “Yoksa Takdirname alamıy?rum!” dedi. Ben de, “Bir şartla, arkadan bir kere verir?en sınavda kopy? veririm! Hatta senin sorularını da ben y?p?rım!” deyince, b?n?, “Salak! Man?ak! Konuşma b?rdaha benle!” gibi l?fl?r ?dip yanımdan a?rıldı. Aradan iki gün geçti v? sınava gir?c?ğiz. Yanıma g?ldi ve “Tamam kabul, istediğin o şeyi yapacam, söz! Takdirname için bu sın?vd?n mutlaka yüksek n?t almam lazım, ne olur kopya v?r!” diye yalvarmaya başladı. “Ya sınavdan sonra sözünd? durm?z ve arkadan v?rm?zs?n?” dedim. “Valla v?r?c?m, ?öz!” dedi. Anl?ştık v? ?ınav başladı. Sorul?r hep çok iyi bildiğim şeylerdi, köklü ifadeler, üslü sayılar, ?oblemler, çar?anlara ayırma ve sair?. Her neyse onunkileri de ?aptım ve sınavdan çıktım. Ze?nebi ekliyorum…

O da benden 5 dakika s?nra çıktı ve s?vinçl? yanıma geldi, boynuma s?rıl?r?k, “Oldu bu iş, hadi nereye gidecek?ek gidelimde ben de sözümü yer?ne getire?im!” ded?. Annem babam çalıştığı için bizim ev boştu, “Bizim ?v? g?del?m!” dedim. “Tamam!” dedi v? eve gittik.

Eve g?rerken kız?ağız korkudan v? heyec?nd?n yavru bir kuş gibi titriy?rdu. İçeri girip te kapı?ı kapatır kapatmaz hemen koridorda Zeyne?in arkasına geçip ?arıldım ve poposuna kerk?nmeye başladım. Üzerimizde elbiselerimiz olduğu halde Zeynep zevk alı?ordu. Benim yarak kazık gibi olmuştu. Sonra Zeyneb?n en?e?ini, boynunu ve kul?ğını öpüp ?alama?a başladım. Daha sonra benim odama geçtik. Z?yn?bin dudaklarına yumuldum ve deli gibi öpüşmeye b?şl?dık. Bu arada gömleğinin düğmelerini tek tek açıyordum. Göml?ğini çık?rıp sütyeninden de kurt?rdıkt?n s?nra o lim?n büyüklüğünd? memelerini öpüp yalamaya ve emmeye başladığımda kız resmen kendinden geçmiş bir şekilde inliyordu. Elimi eteğinin altına sokup amına ?ttım. Altında külotluçorabı ve külodu olduğu h?lde amının sıcaklığını ve yumuşaklığını hiss?d?biliyordum.
Amını biraz ?kşayınca külotluçorabının ağ kısmı ıslanmaya başladı…

Aklımda hep ? sınıft? sıraya domalmış hali vardı, Zeynebi çalışma masama sınıftaki gibi domalttım. Arkasından ?t?ğini kaldırdım v? külotluçorabını ve tanga külodunu indirdim. Yüzümü yaklaştırdığımda pamuk gibi götü ve küçücük amı mis gibi kokuyordu. Bir süre amını ve götünü kokladım sonra d? öpüp yaladım. Dilimi aşağıdan yukarıya, yuk?rıd?n aşağı?a ka?dırarak, ?mını da götünü d? yalıy?rdum. Götünün deliğine dilimi soktuğumd? götünü iyi?e arkaya veriyordu. Bu ?r?d? benim yarak pantolonumun içinde zonkluyor ve bir?n önc? o daracık göte girmek için sabırsızlanıyordu. Hemen pantolonumu Boxerimle birlikte çık?rdım. Yarağımın başını tükürüğümle ıslattıktan sonra götünün deliğine de b?lca tükürdüm ve yarağımın b?şını göt deliğine y?n?ştırdım. Yavaş yavaş sokmaya çalışı?ordum, fakat girmiyordu ve Zeynep, “Aşkım a?ıyor! Ne olur dur!” diy?rdu sürekli…

B?n biraz duruyor, ?onra tekrar sokmaya çalışıyordum. Yine girmeyin?e Zeynep, “Aşkım, Halimenin d?diğin? göre krem sürünce daha rahat oluyormuş!” dedi. “Bak s???n, demek o oro?pu Halime de götten siktiriyor h??!” demeden edemed?m. (Halime b?z?m paralel sınıfta okuyan kapalı bir kız). “Tamam aşkım, krem g?tir?yim!” deyi?, bir koşu b?nyod?n krem kaptım geld?m. İyice kremledikten sonra yeniden denedim. Bu sefer başı girmişti fakat Zeynep te aynı anda çığlığı ba?mıştı. Hemen ?liml? ağzını ka?adım, konuyu komşuyu başımıza toplamasın diye. Y?v?ş yavaş götüne gir?rk?n Zeynep elimi ısrıy?rdu. Yarıdan f?zl?sı girmişti k? öt?ki kolumla karnından iyice kavradım ve birden ?üklenerek kalanını da s?kunca Z?yn?bin ayakları yerden ke?ildi.
Ben ?rtık elimi ağzından çekmeden götün? köklüyordum…

Zeynep elimi ısırarak inliyordu. B?r sür? götünde gidip geldikten sonra artık el?m? ısırmayı bırakmış ve daha hafif inl?m?y? başlamıştı. Elimi ağzından çekip belini iki elimle kavradım ve kend?me çeke çeke 15-20 dakika pompaladım götüne. Sonra birden öyle bir boşalmaya başladım ki, uçtum resmen. Boşalmam bitince yarağımı çıkarmak istedim fakat Zeynep, “Çıkartma!” dedi. Yarağım götünd? inene kadar bir süre bekledim. Fakat y?ne çıkarttırmadı, Büzüğünü sıkarak inik yarağımı içinde tutu?ordu. Bir ?üre sonr? büzüğünü sıkıp sıkıp gevşetme?e başlayınca, benim yarakta içinde yen?den kalkmaya başladı ve yine gel git yapmaya başladım. Bu sefer Ze?nebin götünü baya bir uzun ?iktikten ?onra ancak boşaldım. Tam Z?yn?pl? işimiz bitti, giyindik toparlandık, babamlar eve geldi. Biz de hemen ders çalışma moduna g?çtik ve y?rım saat s?nra Zeyne? ?vin? gitti.

Zeynebin götünü bilmem ama, (götüne iki kez boşaldığım için) benim k?sıkl?rım ağrıdı bir süre! Ama ne ?lursa ol?un daracık Liseli götü sikmek g?b?s? yok!

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ilk Defa Erkekle(ALINTI)

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Ilk Defa Erkekle(ALINTI)
Selam ben Tuncay, Almanyada yaşıyorum. Bu sitedeki hikayeleri okurken çok heycanlanıyorum ve ara sıra yaraklara bakarak 31 çekiyorum. Ben de başımdan geçen bir olayı sizlerle paylaşmak ve yaraklarınızı kaldırmak istiyorum.

Benim mesleğim şöförlük, uluslararası gidip geliyorum. Bir akşam yoldan geldim Tırımı Tır parkına çektim, akşam yemeğini yanına küçük bir şişe rakı açarak yedim. Akşam hangi karıyı sikeceğimi düşünürken, Tırların arasında dolaşan 16-17 yaşlarında genç bir delikanlı gördüm. Acaba ne arıyor diye arkasından gittim. Kendisini sıkıştırıp, “Ne arıyorsun burada?” diye sordum. O da Almanca ‘Bir şöförü aradığını’ söyledi. Ben, “Niye arıyorsun?” diye sordum. O da, “Erkek arkadaşım.” deyince bende jeton düştü. Delikanlıya alıcı gözüyle şöyle bir baktım, çok yakışıklı ve temiz görünüyordu. Birden içimde hiç tatmadığım bir his oluştu ve direkt, “Sen ibnemisin?” diye sordum. O da, “Evet, ama aslında Biseksüelim.” dedi ve bana uzun uzun baktı. Ardından, “Benim erkek arkadaşım bugün gelmemiş, benimle benim eve gelirmisin?” diye sordu. Ben de hiç düşünmeden, “Evet!” dedim ve birlikte arabasına bindik yola çıktık…

Yolda birden durdu ve “Sen kullan arabayı.” dedi. Ben direksiyona geçtim daha arabayı hareket ettirmeden, bu benim yarağa saldırdı. Ne kadar, “Dur, arabada yapma!” desemde dinlemedi, benim fermuarı adeta yırtarcasına açtı ve benim kazık gibi olmuş yarağımı ağzına alıp emmeye başladı. Ama nebiçim emiyor ibne, bir karı bile öyle emmedi yarağımı o ana kadar. Ben de onun götünü sıvazlamaya başladım. İçim bir hoş oldu ki anlatamam, evine gelene kadar beni bitirdi, tam evin önünde ağzına patladım boşaldım. O da dölümün hepsini yaladı yuttu. Evine girdiğimizde duşu sordum ve hemen duşa girdim. O da arkamdan geldi ve beraber yıkanmaya başladık. Delikanlının yarağına bir baktım ki, iri mi iri, vücudu atletik ve güzel, aynı kız gibi. “Gel sırtını yıkayayım.” dedi. Ben arkamı döndüm, bu başladı hertarafımı yıkayıp öpmeye. Arasıra da o iri sikini götüme değdiriyordu, kendi kendime (Ulan bu ibne beni sikmeye kalkmasın?) diye düşündüm. Ama inanın benim de hoşuma gitmeye başladı. O ana kadar hayatımda götüme yarak değmemişti, garip bir duygudu…

Delikanlı önümü dönderip benim dudaklarımı öpmeye başladı. Aynı bir kız gibi öpüyor, dudaklarımı vantuz gibi emiyordu. Öpüşürken ikimizin siki de kalkık halde birbirine değerken, aynı zamanda birbirimizin götünü sıvazlıyorduk. Ben onun götünü sıvazlarken arada bir göt deliğini parmaklıyordum. Birden nasıl olduysa elim delikanlının yarağına gitti ve yarağını sıvazlamaya başladım. Bunu da ilk defa yapıyordum, ilk defa bir erkeğin sikini okşuyordum ve çok hoşuma gittiğini farkettim. Birbirimizi karşılıklı yıkayıp okşadıktan sonra, kurulanıp yatağa geçtik. Ama yatakta nasıl sevişiyoruz, deliler gibi. Derken 69 olduk ve birbirimizi yalamaya başladık. (Ben çok güzel am yalarım!) o benim sikimi, ben onun götünü, kendimizden geçene kadar birbirmizi yaladık, ne göt kaldı, ne yarak…

Sonra ben bu ibneyi kucakladığım gibi sikime oturttudum. Deneyimli olduğu belli oluyordu, köküne kadar bir seferde aldı ve götünü sikmeye başladım. Ama ne sikiyorum, deli gibi, bir taraftanda sikini okşuyorum. Bunun götünü takriben 15-20 dakika siktikten sonra ikimizde boşaldık, ben onun götüne o benim elime. Sonra birer sigara ve içki molası verdik. İçkilerimizi içerken baktım ibnenin siki hala kalkık duruyor. Sikinin kafası birden elma şekeri gibi göründü gözüme ve eğildim ibnenin sikini yalamaya başladım. Delikanlı çok yakışıklı ve bana karşı cömertti, ben de ona karşı cömert davranmaya karar verdim. Ona, “Bak ben hiç götten sikilmedim, ama şimdi sikilmek istiyorum, ilk sen benim götümü bozacaksın.” dedim. Delikanlı birden heycanlandı, elindeki içki bardağını masaya bırakıp beni baştan aşağıya kadar yalamaya başladı. Götümü diliyle ve parmaklarıyla sikilmeye hazırlıyordu. Ben de aldığım zevkten uçuyorum bu arada. Sonra birden ayaklarımı omuzuna aldı ve yarağını ıslanmış götüme büyük bir ustalıkla, yavaş yavaş sokmaya başladı. Okadar zevk alıyordum ki, sikini yarısına kadar götüme sokunca, bunu belinden tutup üstüme çektim. O da sikinin kalanını hoyratça kökledi götüme. Hem acıyordu, hem büyük bir zevk alıyordum…

Delikanlı bir saat kadar götümü sikti, beni yarağa doyurdu. Manyak etti beni, ardı ardına boşalıyordu götüme, ama ben bırakmıyordum, içimden çıkmasını istemiyordum. O gece ne kadar sikiştiğimizi hatırlamıyorum, ama bu kadar zevkli olduğunu bilseydim, çok çok önceden siktirirdim kendimi. Şimdi gözüm karı kız görmüyor, gaylardan vazgeçemiyorum artık. Şu anda benim yarak göt istiyor, götüm de yarak istiyor…

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32