Annem Hayallerimin Kadını – Bölüm 2 (Sert İntikam)

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Annem Hayallerimin Kadını – Bölüm 2 (Sert İntikam)
İlk bölümde anneme ablama nasıl yakaladığımı ve annemin kusursuz bedenini gördüğümü anlatmıştım. Üstüne üstlük ablamın keyfi isteklerinin kölesi olmuştum. Bu anlaşmadan tek çıkarım ablamın gördüklerini anlatmayıp her şeyin daha kötü olmasını engellemekti. Ablamdan şimdi kat ve kat fazla nefret ediyordum. Bu olaydan tek çıkarlı çıkan oydu.
Banyodan çıkmış üstümü giyinmiştim. Banyoda fazlasıyla tatmin olmama rağmen annemi düşününce tekrar hemen anında dimdik olabiliyordum. Hayallerimi süsleyen bir Tanrıça bile ilahe gibiydi gözümde. O kalçaları o göğüsleri bacakları ve yüzü beni mest ediyordu.
Tam yine o anlar gözümün önüne geliyorken
Yüksek bir sesle
-Anıııııııııııııl!
Bıkmıştım bu orospudan. Odasına girdim. Pembe hello kitty desenli şort ve ip askılı gecelik takımını giymişti. Görünüşte şirin ama içinden bir kaltaktı.
-Ne var be?!
-Babamı mı arasam ?
-Off tamam özür dilerim. Efendim abla ?
-Şimdi burda konuşuklarımız aramızda kalacak. Tamam mı?
-Başka çarem mi var?
-Tabi ki tek seçeneğin bu. Bak şimdi yarın çok önemli bir gün annem arkadaşlarıyla güne gidince Arda gelecek ki ben evde olmanı istemiyorum. Olursan bile odadan çıkmayacaksın.
-Ne bok yicem ben yarın?
-Beni ilgilendirmiyor. Şimdi markete gideceksin.
-Bu saatte mi?
-Evet yakında yoktur. Migrosa canım.
Tam bağıracaktım telefonu gösterdi. Mecburen sustum.
-Bak ne güzel anlaşıyoruz. Bölye olursan kazançlı çıkarsın.
Hemen arkasında yerde duran çantasına cüzdanını almak için eğildi. Kalçaları dolgun ve biçimliydi. Hele o mini şortundan gerçekten kusursuz duruyordu. Her ne kadar nefret etsemde fiziği gerçekten düzgündü ve o pozisyon etkilenmeme yetmişti bile. Sertleşmiştim ve belli etmemeye çalışıyordum. Cüzdanını çıkardı. Sertleştiğimi farketti ve ufak bi tebessüm etti. Etkilediğini biliyor ve bu hoşuna gidiyordu. Kardeşine bunu yapan başkasına neler yapmıştır diye düşündüm içimden. Neler yaptığını az çok tahmin etmemi sağlayacak şeyi söyledi. 200 TL yi uzattı.
-Kırmızı şarap, Marloba Touch Aqua, Büyük Nutella ve Okey Rötar
Demesiyle
-Oha!
-Anneme görmeden git gel hadi! Annem sorarsa oyalarım ben.
Annem mutfaktayken hemen ayakkabılarımı alıp kapıyı kapatıp çıktım. Yolda giderkense yarın olacakları düşünmem için baya fırsatım oldu. Arda ablamın amına koyacaktı belli ki. Bu düşünce gördüğüm son pozisyondan sonra etkileyici gelmeye başladı. Ah o ablamın götünü dağıtana kadar sikebilsem diye geçirdim içimden.Ablamda olacaklara niyetli ki ortam ayarlamıştı. Ama Arda onun liseden beri Sinem diye bir kız yüzünden ulaşamadığı çocuktu. Uzun süreden sonra karşılaşınca Sinem engeli de kalmayınca ablam istediğini almak için altına yatmayı göze almıştı ki bu onun için ödül sayılırdı.
Okey rötar geciktiricili bir prezervatifti ve 10’lusu 45 TL’ydi. Şarap 60 TL Sigarasına Nutellasına hepsine toplam 140 TL civarı ödeyip çıktım.
Hızla yürüyerek eve girdim. Kapıyı anahtarla açtım ama annem geldiğimi görmüştü. Ben tam poşetle odaya giderken Annem ”Oğlum markete mi gittin?” dedi. ”Evet anne” diyebildim. ”Hemde uzak markete.” ”Gel bakıyım şöyle.” dedi.
Bu aynı gün içinde 3tü ve fazlaydı artık. Hayatım bir gün içinde altüst olacaktı neredeyse.
-Cemreeeeeeeee! Çabuk buraya gel.
-Ne bağırıyorsun anne ya!
Poşeti annemin elinde görünce yüzü düştü.
-Kimin bunlar?! Cevap verin kimin bunlar?! Hanginiz sigara içiyor!? Bu çocuk spor yapıyor. Sen içiyorsun dimi. Nutella belli zaten. Şarabı da anlarım da Prezervatif kimin ?! Hayır ikinizden birinin olduğunu düşünemiyorum bile! Ay çıldırıcam!
O an Cemre’yle göz göze geldik. Cemre yakalandığının beni de suça çektiğinin farkında olup başını öne eğmiş olacakları bekliyordu. Ben ablamı ifşa edersem o da beni ifşa ederdi. İhtimali ve olacakları düşünüp zaten hepsi bi hayal deyip annemin gözündeki imajımı bitirerek
-Benim Anne!
Annem şok Cemre ise daha beter halde gözümün içinde bana bakıyordu.
-Evet yarın sen gidince Kız arkadaşım eve gelecekti diye şarap ve prezervatif aldım. Sigarayı da arada bir içiyorum. Nutella ablamın. Ablam biliyordu sadece yardım etti deyip suçu üstlendim.
-Babanıza söylicem ikinizide. Şimdi arıyorum. Cemre yarın benle geliyorsun. Anıl seni de babanın yanına bırakıyorum giderken. Akşam eve dönünce bu konuyu detaylı şekilde babanızla konuşacaksınız.
Korkuyordum. Cemre ağlıyordu.
-Defolun odanıza.
İçimden ”Hay sikicem şarabını da sigaranıda Arda’nıda” deyip odama girdim.
Annem şaşırmıştı. Benden hiç beklemeyeceği bir şeyi yapmadığım halde üstüme almıştım.Mecburen. Yaklaşık bir saat geçmişti kaosun üzerinden.Yatakta boş boş oturup nasıl sıyrılacağımı düşünüyordum. Sigarayı içmediğim için bırakmak sorun olmazdı ama hem param düşerdi hem o azarı yiyecektim babamdan. Annem ablamı hala bakire sanıyordu. Prezervatifi hiçbir şekilde açıklayamazdım. Sevgilim bile yoktu. düşünceler sarmışken beynimi kapı tıkladı.
Cemre kapıyı araladı.
-Anıl girebilir miyim?
Ağlamaktan gözleri şişmişti.
-Gel!
Ses tonum gergin ve sinirliydi. Yanıma oturdu. Çok güzel kokuyordu. Aşırı sinirliydim.
Tekrar ağlamaya başlayarak ”Anıl ben çok özür dilerimm.” dedi. Hüngür hüngür ağlıyor üstüne üstlük yaş akıyordu. Başını omuzuma yasladı.
Lanet olsun ki o an kardeşlik iç güdüleri bir yandan o kokusu ve bacaklarının görüntüsü ile erkeklik içgüdüleri bir yandan karmakarışık hissediyordum.
-Hem gördüklerimi koz olarak kullandım hem kötü davrandım bi de bunu yaptırarak sadece kendimi yakacakken seni de yaktım.
Yutkuna yutkuna analtıyordu
-Söylerim diye kortuğun içi suçu üstüne aldın.
Ağlaması artarak
-Ben çok kötü biriyim…
Ne yalan söyleyim yaptıklarına rağmen o ağlaması içimi acıtmıştı. Gardımı indirmiştim. Elimi omuzuna atarak sardım. Saçlarını okşuyordum.
-Tamam olan oldu. Nasıl kurtulucaz ona bakalım.
Ağlaması dinmişti biraz. Yaşlarını sildim. Ağlamaktan kızarmış gözlerle bana baktı. Çok masumdu. Elini yanağıma koyup.
-Teşekkür ederim Anıl. Sen çok iyi birisin.
dedikten sonra dudaklarıma yaklaştı. O güzel kokusu artık çok daha yakındı.
Ani bir refleksle geri çekildim.
-Abl…
Yanağımdaki elini dudaklarıma koydu.
-Şşşt. Anıl lütfen konuşma.
Elini tekrar yanaklarıma koyunca kendimi olacaklara bıraktım.
Dudaklarımı o kadar nazik ve o kadar teslim olmuş şekilde öpüyordu ki. Yumuşak ve yavaştı dilini kullanıyordu. Günümü sikmişti sıra bendeydi.
Bense içimde anneme biriken istekle ve kendisine olan sinirle deli gibi sert öpüyordum. Dudaklarını resmen emiyordum. ”Mmmh” ”Immm” gibi sesler çıkarsada devam ediyordum. Belini tutumuştum ve kendime iyicene çekmiştim. Şimdi ise iki eli saçlarımı okşarken ritme ayak uydururcasına öpmeye çalışıyordu. Ağzının tadı ağzıma yayılmıştı. Dillerimiz birbirine dolanıyordu. Bu noktadan sonra duramazdım. Daha önce hiç ilişkiye girmemiş kıyafetlerle sürtünmeden öteye gidememiştim. Ama ablam öpüşme ve hareketlerinden rahatlığından belliydi yaşamış ve profosyoneldi. Bakire olmadığını tahmin ediyordum prezervatif istemesiyle emin olmuştum.
Sertleşmiştim ve eşofmanımdan iyice belirgin hale gelmişti. Dudaklarından kendimi zor çekip boynunu öpmeye başlamıştım. Boynunu öpüyor emiyor hatta yalıyordum. Tahrik olması için sıcak nefesimi veriyordum her noktasına. İşe yarıyor olmalı ki ilk ”ıhhh” sesini duymuştum ve öpmemle de devamı geliyordu. Boynunun her yerinde dudaklarımı gezdiriyordum. Sakallarım battığı için huylanıyor olmalı ki refleksi ani hareketler yapıyor ve sesle çıkartıyordu. Hello kitty desenli tişörtünü çıkarrtım. Sutyen beklerken bembeyaz iri göğüsleri ile karşılaştım. Pembe halkası ve dimdik olmuş uçları. Tahminimce 90 beden veya üstündeydi. Doğal ve dikti. Filmlerdeki gibi yapay ve sıraden değildi. Artık dekoltesinden değil sutyenlerinin üzerinden değil direk karşımda hatta avuçlarımdaydı.
-Sende çıkar
deyip tişörtüme yapıştı.Çıkarmama yardımcı oldu. Tişörtü çıkarıp yere attım. Sıcak elleri göğsümde gezdi ve en son kendini yatağa bırakırken beni de omuzumdan üzerine çekti. Bacaklarını açmıştım arasındaydım. Kıyafetlerin üstünden sikim amına baskı yapıyordu. Üzerine yatmıştım ve boynundan göğüslerine iniyordum. Ellerini başının iki yanına koymuştu. Bense göğüslerine indim . Dilimle göğüslerinin uçlarında daireler çiziyordum. Aynı zamanda kıyafetlerin üsünden amına baskı yapıyordum. İlk ilişkim olduğu için amından hissettiğim sıcaklıkla şimdiden boşalacak duruma gelmiştim. Uçlarını emerken hareketlerim gittikçe sertleşiyordu. Delirmiş gibi emiyor uçlarını ısırıyordum. Biraz canını yakmış olacağım ki tepkisi ”Ahh” olarak değişti. Ama teslimiyetinden bir şey kaybetmemişti. Dudaklarım yerini ellerime bırakmış dilimle kasıklarına doğru iniyordum. Uçlarını işaret ve baş parmağım arasında sıkıştırıyordum. Dudaklarım kasıklarına ulaştığında kadınsı kokusu geliyordu burnuma . Yavaş yavaş şortunun sınırlarında gezerek öperek onu deli gibi azdırmak istiyordum. Kokusu ve sıcaklığı beni kendimden geçirmeye yetiyordu. Direnebildiğim kadar oyalandım. İnlemeleri ritmik olarak devam ediyordu. Zaten minicik olan şortu daha da sıyrılmış kalçalarını bile kapatmaz hale gelmişti. Altımda kıvranıyordu Şortunu iki yandan sıyırıp indirdiğimde pembe iç çamaşırının ön kısmının ıslanmış olduğunu görünce gözüm dönmüştü. Bacaklarını benim için açtı. Onu amını bana sundu O ıslaklığa başımı gömdüm. İç çamaşırının üstünden o hafif ekşi sıvıyı yalamaya başladım. O ekşi tat yayıldı. Resmen bir afrodizyak etkisi yarattı.
Bir yandan bacaklarının iç kısmını okşarken iç çamaşırını yana çektim . Hafif dudakları aralık hafif kıllı zevkten dış dudakları şişmiş ve sırılsıklam amı karşımdaydı. Yakın zamanda ağdaya gittiği belliydi. Elimi attım. Yumuşacık hafif pürüzlü sıcak kaygan ve ıslaktı. Hepsinden farklı ve bambaşka bir dokusu vardı. Sikime dokunsam boşalacak durumdaydım. Tekrar yaklaştım.Dilimi iç bacağın içindeki girinti boylu boyunca emdim. Sıvılarını emdikçe sulanmaya devam ediyordu.Tam bir dişiydi. Kadınsı tadı ağzımdaydı. İnlemler artmış refleks olarak bacaklarını aniden açıp kapatıyordu. Klitorisine dil darbeleri vurdukça inlemeleri arttı. ”Şşşt sessiz” deyip emmeye devam ettim. Kısmen sesini kesmişti. Klitorisi şişmiş belirginleşmişti. Suları durmuyordu. Bir elimle amının dudaklarını aralamış deliğini emerken diğer elimle klitorisini okşmaya başlamıştım. Çok geçmeden derinden ve yüksek bir ”Ihhhh” sesi geldi. Titremeye başladı. Emmeyi bırakmadım . Ağzıma sıvıları daha fazla daha yoğun şekilde gelmeye başladı.Arka arkaya ”Ihhh’ ”Ihhh” ”Ahhh” sesleriyle beraber kesik kesik kasılmalar yaşarken orgazm olduğunu anlamıştım. Elektirk çarpmış gibiydi. Nefes nefeseydi. Yatak örtüsünü sımsıkı tutmuş ondan güç alır gibiydi.Bacaklarını kapatıp sağa sola dengesizce dönmeye çalışıyordu. Bacakalarını sıkıca tutarak sakinleşmesini bekledim. Dayanamıyordum artık girmek istiyordum o boşalan sulu amına. Eşofmanımı çıkarmaya başladım. Nefes nefeseydi ve bacaklarını kapatmış kendine doğru çekmişti. İndirmiştim eşofmanımı.Önümde mızarak gibi dimdik duruyordu ve ablamla göz göze geldim. Masum duruyordu ama sinirim geçmemişti. Yaptıkları sürekli aklımdaydı. Üzerine doğru gelirken bir an korktuğunu ürktüğünü hissetmiştim. Bacaklarını açtım. Arasına girdim. Heyecanlıydım. Beni milli yapacak olan ablamdı. Şuan bacakları açık amı önümde içine girmemi bekliyordu. Sikimi tutup amına değdirdiğim anda elektirk çarpmış gibi titedim bi an. Aşırı derecede sıcak ve kaygandı. Başını boydan boya sürttüm. Kayıyordu sıvılarından dolayı. Kendimi kaybetmişçesine tek hamlede dibine kadar aniden içine girdim. Ablamdan acı ve zevkle karışık tiz bir çığlık kulaklarımı tırmalamıştı. Sikimi sımsıkı saran alev gibi sıcak dar ve kaygan bi yerde Amının dibindeydim. Acı çekmesi aşırı tahrik etmişti. O anki hırsla yaptıklarını da hatırlayınca içinde sertçe gidip gelmeye başladım.
-Amına siktiğimin fahişesi!!
Sesi zorla ve yalvarıscasına çıkıyordu
-Ihhhh özür dilerimm Anıl ahhh yavaş lütfen
-O amını Arda’dan önce ben dağıtıcam sürtük!!
Hırsla sertçe
-Orospu!!
Teslimiyetle
-Senin orospun…
Zaten zor tutuyordum kendimi. Boşalacağımı hissettim . Yarısına kadar çıkarıp tekrar kökledim. 19 cm’in hepsi içindeydi. Amı gerilmişti. Son gücümle. Tekrar yarısına kadar çıkarıp tüm gücümle amının dibine kadar girmiştim. Acıyla karışık zevk sesini duydum. ”Ihhhh”. İçine fışkırmaya başlamıştım. Aşırı şekilde zevk alıyor ablamı döllüyordum. Annemin kızını öz ablamı sikmiş içine boşalmıştım. Döllerimi içine boşalttıktan sikim içinde üzerine yığılmıştım. Göğüs uçlarının bedenime baskı yaptığını hissediyordum. Tam ağırlığımı vermemeye çalışıyordum. Beni sarmıştı. Sırtımda ellerini hissediyordum. ” Seni Seviyorum.” demişti. Vicdanı yüzünden ablamı sikmiştim . Her şeye rağmen tüm bu olayların olmamasını tercih ederdim. Hayallerimin kadını annemin gözünde itibarım kalmamıştı.
Heyecanımdan ve ilk olmasından kısa sürmüştü. Ama bu son olmayacaktı sanırım artık kozlar bendeydi. Nasıl mı ??

Diğer bölümde görüşmek üzere 🙂

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kapıcının Kızkardeşi

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Kapıcının Kızkardeşi
Üç yıl önce kaldığım evden yeni taşınmış olmam ve yeni eve de tam olarak yerleşememem nedeniyle ailemin evine sık gidip geliyordum. Bir akşam annem kapıcının, memleketten kız kardeşinin muayene amacıyla geldiğini, radyoloji bölümünde çalıştığım hastanede işlemlerine ön ayak olup olamayacağımı sorduğunu söyledi ve mümkünse de yardım etmemi istedi. Ben de sık karşılaştığım bu durum için olur dedim. Hangi polikliniğe gideceklerini sormasını söyledim. Hastanedeyken arayan annem kadın hastalıkları ve doğum kliniğine gideceklerini söyleyince oradaki tanıdığım arkadaşlardan ertesi gün için sabahın uygun saatinde sıra aldırdım, anneme de ertesi sabah gelmelerini ve beni bulmalarını söyledim. Akşam eve gidince annem, sabah kapıcı Adem, karısı ve kız kardeşini de hastaneye götürüp götüremeyeceğimi sorunca isteksiz olarak kabul ettim.

Sabah indiğimde üçü de kapıda bekliyordu. Adem kız kardeşinin, memleketleri olan, İç Anadolu’nun bir ilçesinden geldiğinden, eniştesinin orada bekçi olması nedeniyle gelemediğinden, bir çocukları olduğundan falan bahsetti. Kapıcının kız kardeşi karısının tıpkısının aynısı, başı geleneksel kapalı, hafif balık etli, muhtemelen daha genç olmasına rağmen 28-30 yaşlarında görünen, köylü güzeli denebilecek aşamayı geçmiş bir kadındı. Hastanede gidecekleri kliniğe baktık ve arkadaşıma kafeteryada beklediğimizi söyledim. Bu arada çay ve kahvaltılık bir şeyler söyledim ve biraz oturduk lafladık ancak kadın hastalığı olduğu için utanıp sıkılırlar diye rahatsızlığını sormadım. Adem ayrıca dışarıda çalıştığı için fazla kalamayacağını söyledi. Biz Adem’le kalktık ve karısı Nuray’a ve kız kardeşi Esma’ya beni beklemelerini söyledim ve yerime gittim.

Bir süre sonra arkadaşım arayınca bunları götürdüm ve arkadaşımın ilgileneceğini söyledim. Yaklaşık bir saat sonra arayan arkadaşım kısaca röntgen yoluyla rahim incelemesi anlatabileceğim bir film istediklerini söyledi. Ben bunların yanına gittim ve kafeteryaya getirdim. Anılan yöntemi anlattım ve adetin yedi ila on gün sonrasında uygulanabileceğini, öncesinde de ilaç alması gerektiğini anlattım. Kapıcının karısı Nuray da sorunun da adetinin düzensiz olması ve bundan dolayı da hamile kalamaması olduğunu söyledi. Esma da zaten iki aydır adet görmediğini nihayet görmesi üzerine muayeneye geldiğini ve adetinin 5. gününde olduğunu söyleyince ben ilaçlarını yazdım ve iki gün sonra gelmelerini söyledim.

İki gün sonra Adem gelemeyeceğini söyleyip gidince Esma ve yengesiyle hastaneye gittik. Yengesi dışarıda beklerken ben yöntemi Esma’ya anlattım ve rahmine tüpe benzer bir şey sokacağımızı ve görüntü alacağımızı, sonrasında biraz ağrı yapacağını ve hazırlanmasını söyledim. Esma alt kısmını, üzerini örttükten biraz da sıkılarak sonra çıkardı. Ancak benim rahatlığımı görünce o da rahatladı. Cinsel organı tertemizdi ve hazırlık yaptığı belliydi. Sadece üçgen bölgesinde yeni çıkmaya başlamış kıllar vardı. Bir çok kimseyi önceden uyarmamıza rağmen pis ve kokulu bir cinsel organla gelirken Esma’nın bu şekilde gelmesini takdir etmiştim. İşlem bittikten sonra görüntüleri de alarak arkadaşa gittik ve ben onları tekrar bıraktım. Esma biraz kıvranır halde olduğu için muayene bittikten sonra eve götürmeyi teklif ettim ve öğle arasında da bunları eve bıraktım. Yolda da biraz havadan sudan lafladık, daha çok Esma konuşuyordu ben aynadan baktıkça o da bana bakıyordu. Ben herhangi bir şeye yormadım ve aklıma da başka şey getirmedim.

Aradan birkaç gün geçti ve ben sabah nöbet çıkışı kahvaltı için ailemin evine gittim. Kahvaltıdan ve biraz kestirdikten sonra peder, bodrumda fazla eşyalar olduğunu işe yarayacak olan şeyleri alabileceğimi söyledi. Birlikte aşağıya bodruma indik. Bodrumda Adem’lerin evi, onun karşısında da birkaç tane salon büyüklüğünde bölme vardı. Peder bodrumun tozu kendisini rahatsız ettiği için beni bıraktı ve eve çıktı. Gözüme birkaç parça eşya kestirdim ama tek başıma çekmek, çıkarmak ve almak zor olacaktı. Pazar olması nedeniyle Adem’e seslendim. Kapıya Esma geldi. Kapıya gelirken omuzlarından aldığı eşarpla başını örttü. Üzerinde krem rengi tişört ve diz altı hizasında lacivert etek vardı. Hastalığı üzerine birkaç soru sordum, Esma ise bana çok yakın bir tanıdık samimiyetiyle konuştu. Adem’in o gün de çalıştığını, yengesinin de temizliğe gittiğini söyledi ve kendisinin yardım edebileceğini söyledi. Kendisini bir süre süzdüm ve zahmet etmemesini söyledim, o ise yardım edeceğini beş dakika sonra geleceğini söyledi. Ben de bir sigara yakarak etrafı karıştırmaya başladım ama Esma aklımdan çıkmadı bir süre ve birden sertleşmiştim durduk yerde.

Bu arada Esma geldi, üzerine ince ve uzun kollu bir hırka giymiş ve yaygın rastlanan bir kadın parfümü sürünmüştü. Ama kokusu beni baştan çıkarmıştı ve eşya almak falan kafamdan çıkmıştı. Ne alacağımı falan sorunca kararsız olduğumu karıştırınca karar vereceğimi söyledim birlikte uzun kalabilmek için. Bir yandan da onu süzüyordum. Esma gibi bir kadınla olmak hiç aklıma dahi gelmemişken şu anda onunla sevişebilmek için can atıyor haldeydim. Üstelik öğleden sonra da kız arkadaşımla buluşacaktım. Birlikte yan yana bir dolabı ve ters dönmüş kanepeyi çektikten sonra durduk, parfüm ve kendi kokusu karışmış bir şekilde aklımı almıştı. Eğilmiş bir haldeyken bilinçsiz bir şekilde kokusunun çok güzel olduğunu söyledim ve doğruldum, yüzüne baktığımda kızarmış ve bana gülümsüyordu. Yanından geçip bir şeye bakıyor gibi yaparken parmaklarım parmaklarına değdi, o anda ben durdum ve başka şeye bakıyor gibi yaptım, Esma da elini çekmeyince parmaklarımı oynattım. Tepki verdiğini görünce diğer elimi yüzüne götürdüm ve okşadım. Öpmek için hamle yapınca yüzünü kaçırdı, “bir gelen olur” dedi. Bunun üzerine kendimi kaybettim ve sarıldım, yüzünü ve boynunu öpmeye başladım, o ise hala “yapmayalım, bir gelen olur” diyordu. İçeri gidelim deyince, yengesinin veya dışarıda oynayan yeğenlerinin gelebileceğini söyledi. Ben bunun üzerine belinden kavrayarak bunu öpmeye devam ettim, boynunu öptükçe nefes alış verişi sıklaşmaya ve inlemeye başladı ve benim çok iyi birisi olduğumu, kendisini sevmemi söylüyordu. Bir elimle tişörtünün altından ve sütyeninin üzerinden memelerini okşarken diğer elimle de kalçalarını sertçe sıkıyordum.

Etrafta üzerine yatılabilecek bir şey yoktu ve tek kanepe de tersti, çevirmek mümkün değildi. Ben hemen Esma’yı bıraktım ve dışarıdan fark edilmemek için dış kapıyı kapatarak ışığını da söndürdüm. Esma bıraktığım gibi dikiliyordu. Tekrar sarıldım ve dudaklarından öpmeye başladım, çok acemice öpüşüyor ama bu beni daha da azdırıyordu. Beni çok azdırdığını söyleyince, “ben bir şey yapmadım, sen yaptın dedi” güldü ve bir elini sikimin üzerine getirip sıkmaya başladı. Başını sağa sola oynattıkça eşarbı omuzlarına düştü. Ben de iki elimle kalçalarını sıkıyor, eteğinin üzerinden külotunun lastikli dikiş yerlerini çekip bırakıyordum. Bahar başlangıcı olamasına rağmen çok terlemiştik ikimiz de. Sonra hırkasını çıkardım ve tişörtünü yukarıya doğru sıyırıp beyaz sütyeninden memelerini çıkardım ve sertleşmiş uçlarını sırayla ve uzun uzun emdim. Esma’dan sadece ı-ıh ı-ıh sesleri çıkıyor ve ara sıra “sev beni” diyordu. Eteğini kalçalarına doğru sıyırıp elimi külotunun kalça kısmından içeri soktum ve kalçalarının serinliğini hissettim. Parmağımı arka deliğine bastırdıkça kalçalarını sağa sola oynatmaya başladı ve başını göğsüme yasladı ve gözlerini kapatarak ı- ıh ı- ıh sesi çıkarmaya devam etti. Arka deliğinden amına yetişebildiğim kadar indiğimde çok ıslandığını fark ettim, Esma’nın kulağına içine girmek istediğimi fısıldadım. O ise sadece “sev beni, çok sev beni” diyordu.

Bunun üzerine dayanamayarak pantolonumun önünü açtım ve ayaklarıma düşürdüm. Esma’yı da döndürdüm ve biraz yüksekte olan ve ters çevrilmiş kanepeye dayadım ve eteğini beline kadar sıyırarak kalçalarını meydana çıkardım. Mavi bir külot giymişti. Onu da dizlerine kadar sıyırdım ve biraz kalçalarını okşadıktan sonra sikimi amının sularıyla iyice ıslattım ve bir elimle belinden kavrayarak içine yavaş yavaş girdim. İçi acayip sıcak ve ıslaktı. Esma’dan sadece ı-ıh ı-ıh diye ses çıkıyordu. Bense kah belinden kah kalçalarından tutarak gidip geliyordum. Bir süre sonra gittikçe yükselen bir sesle ve artan sıklıkla Esma “sev beni, sev beni” demeye başladı ve kısa sürede sesinin tonu düştü ve bu kez yorgun bir sesle “oh, ben oldum” dedi. Anlamadım ve ne olduğunu sorunca “işte oldum ya” deyince orgazm oldum demek istediğini anladım. Bense yüzümden ve göğsümden terler boşalır şekilde içinde gidip gelmeye devam ediyordum. Boşalacağımı hissedince hızlandım ve o sırada da Esma “içime akıtma” dedi ama geç kalmıştı. Birden durup içine gelmeye başladım, tekrar başladım ve sonra yavaşlayarak ve nefes nefese kalarak durdum. Boşaldığımı anlayınca “içime akıtma dedim” diyerek sitem edince zaten tedavi boyunca hamile kalamayacağını söyleyerek rahatlattım. İçinden çıkınca spermlerim kütle halinde külotunun üzerine düştü. Esma da külotunu çıkararak amını iyice temizledi ve külotunu hırkasının cebine koydu, eşarbını tekrar düzeltti ve “gideyim de aramasınlar dedi” ve gitti. Tüm bunlar yirmi dakikada olup bitmişti. Ben de yere çömelerek terimi sildim ve biraz soluklandıktan sonra eşyayı falan bırakarak kendi evime gittim.

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Temizlikçi Olacağımı Sanırken Porno Oyuncusu Oldum

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Temizlikçi Olacağımı Sanırken Porno Oyuncusu Oldum

Merhaba, adım Funda. 44 yaşında, 3 çocuk annesi bir kadınım. Kocamdan 2 sene önce boşandım. Beni en yakın arkadaşımla aldatmıştı çünkü. Üstelik bu işi, hiç utanmadan benim yatağımda yapmışlardı ve ben de buna gözlerimle şahit olmuştum. Annem hasta olduğu için 2 gün onda kalmıştım. Kocam benim bir gün daha kalacağımı sanıyordu. Ancak annem, “Ben iyiyim kızım, sen git, kocanı çocuklarını ihmal etme!” deyince eve dönmüştüm. Ve yatak odamda kocamla arkadaşım Hale’yi anadan doğma bir halde sikişirken yakalamıştım.

Dava açtıysam da kocamın peşimden koşacağını, boşanmamam için yalvarıp yakaracağını zannediyordum. Sonuçta 22 sene aynı yastığa baş koymuştuk ve biri 21, diğeri 18 yaşında iki kızla, 15 yaşında bir erkek evlat vermiştim kendisine. Gerçi peşimden koşup yalvarıp yakarsa da onu affedecek değildim.

Oysa gerçek hiç de umduğum gibi çıkmadı. Kocam açtığım boşanma davasının üzerine balıklama atladı. 22 yıllık evliliğimiz 15 dakikada bitti. Çocuklarım boşanmanın sorumlusu olarak beni gördüklerinden babalarında kalmak istediler. Boşanmanın üzerine bir de çocuklarımdan ayrı kalmanın üzüntüsü eklendi böylece.

Annem boşandığım için bana ağzına geleni söyleyip durdu. Zamanında babamın da kendisini aldattığını, ama bunun boşanmak için bir neden olmadığını söyledi. Yine de kadınlık gururum incinmişti. Boşanmayıp bunu kabullenmek yapabileceğim bir şey değildi. Hem de bunu en yakın arkadaşımla yapmışken. Kocamdan aldığım tazminat ve bağlanan nafaka öyle pek bir şeye yetecek gibi değildi. Annemin babamdan kalan emekli maaşından başka geliri yoktu ve aldığım boşanma tazminatı da kısa zamanda suyunu çekti. Şimdi sadece nafakam ve annemin emeklisi ile geçiniyorduk. Ama annem sürekli iş bulmam konusunda sıkıştırıp duruyordu. Kaç zamandır yalnız yaşıyordu ve benim gelmemle beraber huzuru da kaçmıştı.

Ben, Kız Meslek lisesini birincilikle bitirmiş, ama sonrasında çalışmamıştım hiç. Bu yaşımdan sonra nerede iş bulup da çalışacaktım. Yine de şansımı deneyip birkaç yere başvurdum. Yemek, temizlik gibi işlerdi bunlar. Ama her biri olumsuz sonuçlandı. Yaşımdan ve daha önce hiç çalışmadığımdan dolayı, kimse beni işe almak istemiyordu. Bütün bu olumsuzlukların üzerine kocamın Hale ile evlendiğini duyunca daha da yıkıldım. Hale hem kocamı, hem de çocuklarımı elimden almıştı.

Depresyona girdim. Boşandığım için kendime kızar hale geldim. En azından esk**en iyi kötü giden bir evliliğim vardı ve geçim sıkıntısı nedir bilmezdim. Kocam çalışır getirir, ben de yerdim. Ama şimdi durumlar sıkışıktı. 42 yaşında gerçek hayatla tanışmıştım.

Bir gün mahalleden çocukluk arkadaşım Müge ziyaret etti, o andan sonra da hayatım değişti. Müge’ye, “Bana bir iş ayarlasana!” dediğimde, “Tamam, bakarım!” dedi. Müge’nin çevresi genişti. En azından şansımı denemiş olacaktım. Arkadaşım da olsa Müge sağlam ayakkabı değildi. Evlenmiş, ama boşanmıştı. Kocasını aldatmıştı çünkü. Kocasından boşandıktan sonra da pek çok erkekle ilişkisi olmuştu. Bir giyim mağazasında çalışıyordu. Giyimi, kuşamı, hal ve hareketleri ile kaşarın önde gideni olduğu hemen belli oluyordu. Böyle bir kadından bana iş bulmasını istemiştim, ama yapabileceğim başka da bir şey yoktu.

Birkaç gün sonra Müge aradı, “Sana göre bir iş buldum, şu adresi yaz, orada Haldun bey var, gidip onunla konuş yarın, adresini ismini falan benden aldığını söyle!” diyerek bir adres verdi. Ardından da, “Haa, bana bak, öyle köylü gibi giyinme, biraz güzel giyin, ekmek aslanın ağzında kızım, biraz süslen püslen!” dedi kahkahayla.

Tesettürlü bir kadındım ve süslenip püslenmek, vücut hatlarımı belli eden giysiler giymek gibi adetlerim hiç yoktu. Ama Müge’nin dediği de doğruydu. İnsanlar işe alırken biraz da bunlara bakıyordu. Ertesi gün siyah uzun bir etekle bordo renkli uzun kollu bluzumu giydim. Başımı siyah beyaz desenli büyükçe bir türbanla bağlarken hafif bir de makyaj yaptım. Siyah, topuklu ayakkabılarımı giydim.

Boşanmak yaramamıştı bana. Evliyken 60-65 kilo arasında gider gelirdim, boyum da 1.70 olduğundan her zaman zayıf görünürdüm. Ama boşandıktan sonra yaşadığım stres nedeniyle kendimi yemeğe vermiş ve 85 kiloya çıkmıştım. Bir türlü veremiyordum fazla kilolarımı. O nedenle giysilerim de dar geliyordu artık. Eteğim popomu oldukça belirgin hale getirirken bluzum da üzerime yapışık gibiydi. Memelerim epey bir belli oluyordu. Müge ekmek aslanın ağzında derken haklıydı. Çaresiz katlanacaktım buna.

Üzerime pardesümü almadan çıktım dışarı. Bu halimle kendimi teşhir ediyormuşum gibi oldum. Otobüste ve yolda yürürken bazı erkeklerin bakışlarını üzerimde yakaladım. Çok utandım ama bir şey diyemedim, yapamadım. Tesettürlü de olsam vücut hatlarım belli olduğundan bakıyorlardı bana.

Müge’nin verdiği adres Tarlabaşı taraflarında bir yerdeydi. Buraya daha önceleri hiç gelmemiştim. Çocuklarım ve kocamla Taksim’e geldiğim olurdu, beraber İstiklal caddesinde gezer, yemek yer, alışveriş yapardık. Ama buralar hiç tanımadığım yerlerdi. Sokakta gördüklerim daha önce rastlamadığım, pek tekin olmayan tiplerdi. Doğrusu sokaklarda yürürken korkmadım değil. Sonunda sora sora binayı buldum.

Müge gideceğim yerin bir Casting ajansı olduğunu, filmlere, dizilere ve reklamlara oyuncu seçip gönderdiklerini söylemişti. Binanın girişinde ne bir tabela, ne de isim vardı firma ile ilgili. Zaten bina da oldukça eskiydi ve sanki içinde kimse yaşamıyormuş gibi görünüyordu dışardan bakınca.

Ajans 6. ve en üst kattaydı. Asansör olmadığından yürüye yürüye çıktım merdivenlerden. Kalbim heyecandan deli gibi çarpıyordu. Eski, tavana kadar yükselen iki kanatlı ahşap kapının yanındaki zile bastım. İçerden az sonra topuk sesleri geldi. Boyaları yer yer dökülmüş kapının bir kanadı açıldı gıcırdayarak. 25-26 yaşlarında görünen ve oldukça yoğun makyajlı genç bir kız açtı kapıyı. 1-2 saniye baktı ve “Buyurun?” dedi küçümser bir halde. “Şeey, ben Haldun beyle görüşecektim, Müge hanımdan…” derken lafımı kesti ve “Bir dakika!” diyerek kapıyı üzerime kapadı. Şok oldum, ama ses de çıkartamadım. Topuk sesleri geldi yine içerden, az sonra kapının kanadı gene gıcırdayarak açıldı.

Bu kez orta yaşlı bir adam vardı kapıda. “Buyurun?” deyince, “Şeey, beni Müge hanım gönderdi.” dedim utangaç şekilde. Adam, “Müge Hanım?” dedi sanki tanımıyormuş gibi yaparak. Ama sonra, “Haa, bizim çatlak Müge, tamam, ha siz şey, yoksa Funda hanım mısınız?” dedi. Müge anlaşılan bahsetmişti benden, “Evet, benim, siz de Haldun bey misiniz?” deyince “Evet, evet, buyurun, buyurun!” dedi bir eliyle içeriyi işaret ederek.

Burası bir evdi aslında ama ofis olarak kullanılıyordu. Salon olan kısımda eski ve büyükçe bir masa ve sandalye ile karşıda pencerenin yanında kenarları yırtılmış ve sökülmüş deri kaplı eski iki tane koltuk vardı. Masanın üzerinde ne bir bilgisayar, ne de telefon vardı. Bütün perdeler gündüz vakti olduğu halde çekiliydi ve içeriyi tavandaki spot ışıklar aydınlatıyordu. Klima içeriyi buz gibi yapmıştı, dışarının sıcağına karşılık içerde kış mevsimi yaşanıyordu sanki. Duvarlardaki boyalar yer yer dökülmüştü.

Haldun Bey 45-46 yaşlarında, kafasında hiç saçı olmayan, top sakallı bir adamdı. Saçını bu şekilde tıraş etmiş gibiydi. Uzun boylu ve zayıftı. “Buyurun!” diyerek eski koltuğa oturmamı işaret etti. Kendisi de karşıma geçip oturdu. Kız bu sırada masanın arkasındaki sandalyeye oturdu, ama küçümseyici bakışları üzerimdeydi. Bu arada kızın kıyafeti de bir garipti. Mini bile olmayan küçücük siyah bir etek giymişti. Kalçaları, bacakları meydandaydı. Bacakları yağ sürülmüş gibi parlıyordu. Götü de çıkıntı yapmıştı iyice. Üstünde ise beyaz, ip askılı bir atlet vardı ve beyaz atletin altından siyah sutyeni görünüyor, koca memeleri olduğu gibi belli oluyordu. Ayağında ise oldukça yüksek topuklu kırmızı bir ayakkabı vardı. Uzun sarı saçlarını arkadan atkuyruğu yapmıştı.

Haldun Bey, “Buyurun, sizi dinliyorum!” deyince daha da heyecanlandım. “Şeey, Müge Hanım verdi adresinizi, ben iş arıyorum da…” dedim çekinerek. Haldun Bey bu ara tepeden tırnağa süzüyordu beni. Gözleri bluzumun altından belli olan memelerimdeydi. Bakışlarından rahatsız oldum, ama utandığımdan dolayı bir şey diyemedim.

Sözlerime bir süre cevap vermeden uzun uzun baktı bana. Sonra da, “Hımm, daha önce nerelerde çalıştınız, neler yaptınız, anlatsanıza kendinizi!” deyince, ne anlatacağımı bilemedim. Hayatım oldukça boş geçmişti çünkü. Genç yaşımda evlenmiş, 22 senenin ardından boşanmıştım. “3 çocuğum var, eşimden 2 sene önce boşandım…” derken sözümü kesti ve “Demek boşandınız!” dedi bir kaşını havaya kaldırarak. Sanki bunu duymak hoşuna gitmiş gibiydi. “Hımmm!” dedi başını aşağı yukarı sallayarak.

“Yemek, temizlik falan yaparım.” dediğimde, kız kahkahayla, “Yemek mi?” dedi. İğrenç şekilde gülüyordu, alay ediyordu benimle. O ara Haldun Bey kıza döndü ve “Demet, lütfen!” dedi biraz da sert bir ses tonuyla. Onun bu sözü kızın suratını ekşitti, yine de kıs kıs gülmeye devam etti. Haldun Bey, “Anlıyorum, ama biz burada böyle birini aramıyoruz!” deyince kalbim kırıldı. “Sağlık olsun!” dedim başımı öne eğerek. Haldun Bey, “Biliyorsunuz, burası bir Casting ajansı, reklamlara, filmlere falan oyuncu seçip yolluyoruz, bize böyle birileri lazım. Müge Hanım sizden bahsetti, ama ben öyle bir şey olacağını sanmıştım. Kusura bakmayın!” dedi. “Neyse, sağlık olsun!” dedim yine, bu arada kalkmak için hazırlandım.

Haldun Bey, “Bakın ne diyeceğim, buraya kadar gelmişsiniz, eğer isterseniz sizi de aday havuzumuza alalım, patronlar da baksınlar. Eğer uygun bir rol çıkarsa haber verelim size, nasıl olur?” dedi. “Valla, nasıl olur bilmem ki?” dedim utanmış halde. Ben yemek, temizlik işi zannederken, Haldun bey oyunculuktan bahsediyordu.

“Olur, olur! Şöyle geçelim dilerseniz, içerde resimlerinizi çekeyim önce. Bizim patronların çoğu Avrupa’da, onlara gönderelim resimlerinizi. Zaten çalışmalarımızın da büyük çoğunluğu Avrupa piyasası için. Onlar baksınlar, olursa beraber çalışırız!” dedi. “Yani bilmem ki, nasıl olur? Ben yani görüyorsunuz kapalı bir kadınım, öyle nasıl oynarım ki, ne yapacağım ben?” dedim utangaç halde. “Canım herkes ne yapıyorsa siz de onu yaparsınız, hem herkesin oynayacağı bir rol vardır bu dünyada, değil mi?” dedi kahkahayla. “İyi, nasıl isterseniz!” dedim ve beraber dediği odaya geçtik.

Burası fotoğraf stüdyosu gibi bir yerdi. Kapının karşısındaki duvarda kırmızı bir perde vardı tavandan yere kadar uzanan. Aynı şekilde odanın penceresi de kalın siyah bir perde ile kapatılmıştı. Haldun Bey duvardaki perdenin önüne geçmemi söyledi. Kendisi de eline bir fotoğraf makinesi aldı, spot ışıklar içeriyi güneş gibi aydınlatıyordu. Aynı zamanda çok sıcaktı içerisi. Haldun Bey bana, “Şöyle durun, tamam, şöyle dönün, çok iyi, şimdi elinizi belinize koyun, tamam, çok güzel, şimdi de şu elinizi şöyle tutun…” falan gibi şeyler söyleyerek poz verdirdi. Daha önce hiç böyle bir şey yapmadığımdan çok heyecanlı ve utangaçtım. Bir dakika kadar çekti resimlerimi.

“Tamam, şimdi bir de ufak bir video kaydı yapalım!” dedi ve eline küçük bir el kamerası aldı. Bana, “Evet, Funda hanım, kendinizden bahseder misiniz?” diye sordu beni kameraya çekerken. Utandım, “Valla ne desem ki?” dedim. Haldun Bey, “Anlatın bir şeyler, işte adım şu, yaşım bu, ne bileyim, evli misiniz? Çocuğunuz var mı? Neler yapmaktan hoşlanırsınız falan, anlatın yani!” dedi. “Şeey, adım Funda, 44 yaşındayım. Ev hanımıyım, 3 çocuğum var. Yemek yapmayı, televizyon izlemeyi severim…” derken, “Tamam, bu kadarı yeterli!” dedi Haldun bey kamerayı kenara koyarak. Beklediğimden de kısa bir çekim olmuştu.

Haldun Bey, “Ben şimdi bu resimleri, videoyu gönderirim patronlara, eğer onlar da okey derlerse bu iş olur, başlarız çalışmaya. Büyük ihtimal okey diyeceklerdir. Hem hiç merak etmeyin. Bu roller için öyle profesyonel olmaya gerek yok. Doğrusu sizinle çalışmayı ben de çok isterim!” dedi gülümseyerek. Böyle söylemesinden hoşlandım, hatta biraz utandım. Salona geçerken yan odanın aralık kapısından içeri baktım göz ucuyla. Odanın ortasında büyükçe bir yatak vardı, üzeri dağınık haldeydi. Burası bir işyeriyse yatağın ne işi vardı burada? Doğrusu çok şaşırdım, ama soramadım bu nedir diye.

Haldun Bey telefon numaramı alırken, kendi de kartını verdi. Ardından da kıza dönüp, “Demet, Funda hanımın aday kartını doldurur musun!” dedi. “Tamam!” dedi kız isteksizce. Haldun Bey içeri geçerken kız eline bir defterle kalem aldı ve sorular sormaya başladı. “Adınız, yaşınız, medeni haliniz, kimle yaşıyorsunuz, nerde oturuyorsunuz, eğitim durumunuz?” tarzı soruların ardından bu kez de, “Boyunuz, kilonuz, saç renginiz, ten renginiz, göz renginiz, kalça ve göğüs çevreniz kaç santim?” gibi sorular sordu. “Bunlar ne için?” dediğimde, “Çekimler için, bunları da istiyorlar!” dedi kız.

“Görüyorsunuz ya, başım kapalı benim, saçımın rengini ne yapacaksınız ki?” dediğimde, “Valla orasını ben bilmem, herkesten istiyorlar bunları, ister verin ister vermeyin!” dedi beni ciddiye almıyormuş gibi yaparak. Zoruma gitti bu şekilde davranması. “1.70 boyundayım, kilom 85. Saç rengim kumral, ten rengim açık, göz rengim ela. Kalça çevrem 120, göğüs çevrem de 110.” diye yanıtladım. Çok utandım bunları söylerken ama belki de kızın dediği doğruydu.

Az sonra Haldun Bey geldi, “Tamam, ben resimleri, videoyu maille gönderdim, bakalım ne cevap gelecek!” dedi, ardından da, “Funda hanım, çok memnun oldum, İnşallah çalışma imkânı buluruz!” dedi yine gülümseyerek. Bu sırada kız Haldun Beye, “Abi ne zaman gelecek bu herif, saat kaç oldu, daha işlerim var benim!” dedi serzenişte bulunur gibi. Haldun Bey, “Tamam kızım, sabırlı ol, ananın karnında nasıl durdun, geliyor, yoldayım dedi, sakin ol!” dedi biraz da sinirle.

Haldun Bey beni yolcu edip arkamdan kapıyı kapatırken, kızın, “Bu karıyı gerçekten oynatacak mısın?” diye sorduğunu, Haldun beyinse, “Neden olmasın, çok güzel bir kadın!” dediğini duydum. Kızın sözlerine ne kadar sinir olduysam da, Haldun beyin sözlerine de bir o kadar sevindim, biraz da utandım. Merdivenlerden tek tek aşağı inerken doğrusu tuhaf duygular içindeydim. Yemek, temizlik işi diye geldiğim yerde oyunculuk mesleğine giriş yapar gibi oldum. Ama bir taraftan da burasının nasıl bir ajans olduğunu çözememiştim.

Birkaç gün sonra telefonum çaldı. Arayan Haldun beydi. “Funda hanım, tebrikler. Patronlar sizi çok beğendi. İşle ilgili konuşmak istiyoruz, müsaitseniz gelebilir misiniz?” dedi. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi oldu. Sevinçten havalara uçacaktım. “Ne zaman?” dediğimde, “Hemen, bugün halledelim bu işi!” dedi. “Tamam, 2 saate kadar gelirim!” dedim, “Bekliyorum!” dedi Haldun bey.

Annem, “Hadi İnşallah kızım, Allah yüzümüze bakar da, sen de kazanırsın paranı!” dedi neşeyle. Hemencecik bir duş aldım. Geçen gün giydiğimden daha dar gelen uzun beyaz eteğimi giydim. Bu eteğimle beraber götüm epeyce çıkıntı yaptı, ama umursamadım. Çünkü çok mutluydum, sonunda benim de bir işim olmuştu, üstelik oyuncu olacaktım. Üzerime de parlak, beyaz uzun kollu gömleğimi giydim. Aldığım kilolar nedeniyle gömleğin düğmelerini bile zorlukla ilikledim. Başımı ise kırmızı bir şalla bağlayıp geçen günkünden daha yoğun bir makyaj yaptım. Kırmızı, yüksek dolgu topuklu ayakkabılarımı giydim ve neşe içinde Haldun Beyin işyerine, daha doğrusu işyerime gittim…

Yolda yine bazı erkeklerin bakışlarını fark ettim üzerimde, ama içimdeki sevinç nedeniyle çok da kafaya takmadım bunu. Yol boyu kafamda hayaller kurdum. Acaba hangi dizide, yada reklamda oynayacaktım. Kim bilir belki de bu yaşımdan sonra ünlü olacak, paraya para demeyecektim.

Zile bu kez çekinerek değil, neşeyle bastım. Kapı az sonra açıldı. 25-26 yaşlarında görünen, uzun boylu ve yapılı bir genç açtı kapıyı. “Buyurun?” dedi başını hafifçe yana yatırarak. “Haldun Beye bakmıştım!” derken arkadan Haldun beyin neşeli sesi geldi. “Ooo, buyurun Funda Hanım, buyurun!” dedi beni içeri davet ederek. İçeri geçtim. Klima yine içeriyi soğutmuştu ve yine tüm perdeler çekiliydi.

Haldun Bey koltuğa oturmamı işaret ederken, kendisi de karşıma oturdu. “Patronlar çok beğendi sizi, çok natürel bir yüzünüzün olduğunu söylediler. Hemen çekimlere başlamamızı istediler!” dedi neşe ve heyecanla. Oysa ben ondan da heyecanlıydım. İçimden (Bu patronlar her kimse, Allah onlardan razı olsun!) dedim. Bu arada kapıyı açan genç masanın kenarında ayakta durmuş konuşmamızı izliyordu. Haldun Bey, “Nasıl, heyecanlı mısınız?” diye sorunca “Çook, kalbim çarpıyor deli gibi!” dedim utanmış şekilde.

Haldun Bey gence dönüp, “Kaancığım, sana zahmet bir bardak su getirsene, Funda hanım çok heyecanlı!” deyince, Kaan, “Tabii abi!” dedi emir almış gibi. Az sonra verdiği suyu içerken, Kaan’ın bakışlarının üzerimde gezindiğini fark ettim. Haldun beye, “Demet hanım yok mu?” diye sordum, Haldun Bey, “Yok, bugün işleri vardı biraz dışarda, bugün yok. Önemli değil zaten, sizin onunla bir işiniz yok!” dedi gülerek. İki erkekle aynı yerde olmaktan biraz çekindim doğrusu. İlk andaki sevincin yerini şimdi bir tedirginlik almıştı.

Haldun Bey, “Sakin olun, heyecanlanmayın!” dedi gülümseyip. Ardından elini arka cebine attı. Az sonra elindekini gösterip, “Buyurun, bu da ilk ödemeniz!” dedi. Çok heyecanlandım. Hayatımda ilk defa emek vererek para kazanıyordum, gerçi daha bir şey yapmasam da. Haldun Bey, “500 Dolar!” deyince, “500 Dolar mı?” dedim ağzımı bir karış açarak. Bu kocamdan bana bağlanan aylık nafakadan daha fazlaydı. Ben parayı çekinerek ve utanarak alırken, Haldun Bey, “Merak etmeyin, bu ilk ödeme. Eğer sizi beğenirlerse bu ücret daha da artacaktır, buna emin olun!” dedi.

“Çok teşekkür ederim, çok iyisiniz!” dedim mahcup şekilde. Sonrasında Haldun Bey, “Şu sizi bizi kaldırsak nasıl olur? Sen bana Haldun de, ben de sana Funda!” dedi gülümseyerek. “Olur.” dedim utangaçça. Bardakta kalan suyu içip, “Allah sizden razı olsun!” derken, Kaan gülümsüyordu. Haldun ise, “Merak etme, her şey yolunda. Hazırsan başlayalım mı?” deyince, “Hemen mi, ben şey zannediyordum, hani konuşma olacak falan sanıyordum?” dedim. “Konuşma mı, hıh, yaptık ya, bu neydi?” dedi hafif alaycı bir gülümsemeyle. “Şeey, evet, öyle ama daha ne yapacağımı bile bilmiyorum ben…” dedim. Bu sözlerime Haldun yerine Kaan cevap verdi ve “Merak etmeyin, öğrenirsiniz, zaten çoğu bildiğiniz şeyler!” dedi aynı alaycı gülümsemeyle.

Nasıl bir işti bu? Ne yapacaktım? Parayı çantama koyarken, Haldun, “Şöyle geçelim!” dedi kendisini takip etmemi isteyerek. Onun peşinden ürkek adımlarla ilerledim. Kaan’sa arkamdan geliyordu. Az sonra Haldun içinde yatak olan odaya girince, içimi bir korku kapladı. Yutkundum, bu ne demekti böyle? Odanın penceresi tavandan yere kadar inen siyah, kalın kadife bir perde ile kapanmıştı. Perdenin kenarları da bantlarla duvara yapıştırılmıştı. Dışardan hiç ışık girmiyordu odaya. Üzerine kırmızı çarşaf serili yataktan başka eşya niyetine bir şey yoktu. Yatağın kenarında ise birkaç kamera ve kamera ayağı vardı.

“Şeey, Haldun Bey, yani Haldun, yani, ne demek oluyor bu, nasıl bir iş olacak anlamadım. Ne yapacağım ben?” dedim. Korkuyordum, iki yabancı erkeğin arasında kalmıştım. Haldun salondaki gülümseyen, neşeli yüz ifadesini bir kenara bırakıp, oldukça ciddi bir şekilde, “Sikişeceksin!” dediğinde, başımdan aşağı kaynar sular döküldü…

Temizlikçi Olacağımı Sanırken Porno Oyuncusu Oldum! 2

“Anlamadım, ne demek bu?” dedim. Kelimeler boğazımda düğümleniyordu. Korku, öfke, utanç, hepsini aynı anda yaşıyordum. Müge nasıl bir iş bulmuştu bana. Haldun, “Dediğim gibi, sikişeceksin. Şimdi sen ve Kaan sikişirken, ben de sizi kameraya alacağım, işimiz bu!” dedi ciddi ciddi. “Saçma sapan konuşmayın, böyle şey olur mu? Ben gidiyorum, Allah belanızı versin!” dedim. Geri dönmüştüm ki, Kaan kolumdan yakaladı. Sıkı sıkı tutuyordu kolumu.

O sıra Haldun diğer kolumdan tuttu ve “Bana bak amına koyduğumun kaltağı, ya şimdi adam gibi sikişirsin, yada seni zorla sikeriz, anladın mı? Adamlar sana vermem için para gönderdi, filmin ödemesini aldım. Şimdi kalkıp filmi göndermezsem beni sikerler, anladın mı? Ya adam gibi yap, yada zorla olacak!” dedi tehdit ederek. Korkudan sesim kısıldı, bir şey diyemedim. Kaan kolumu bırakınca yere düşecek gibi oldum. Dengemi sağlayıp yatağın üzerine oturdum zor da olsa ve ağlamaya başladım. Kaan, “Abi bırak ağlasın, nasılsa seve seve yapacak bu işi, zamanımız da var!” deyince, Haldun, “İyi, tamam, ben de şu kamerayı falan ayarlayayım!” dedi. Az sonra odanın içinde yalnız kaldım.

Böyle bir duruma düştüğüm için kendimden utandım. İyi kötü giden bir evliliğimi bir anlık öfkeyle sona erdirmiştim. Sonrasında da geçim sıkıntısı baş göstermişti. Ve şimdi de böyle bir durumdaydım, derin, karanlık bir kuyuya düşmüştüm. Elimden tutup beni çıkartacak, yardım edecek kimsem yoktu. O sıra Haldun elinde bir kamera ile geldi odaya ve bu kez, “Merak etme, senin de hoşuna gidecek, Kaan iyi sikicidir, memnun kalırsın!” dedi alay eder gibi.

Derken Kaan girdi odaya, üzerindeki gömleğini ve pantolonunu çıkartmıştı. Siyah kısa paçalı bir boxer vardı üzerinde sadece. “Abi ben hazırım!” dedi Haldun’a. Haldun, “Tamam, şu kamerayı ayarlayayım başlarız!” dedi gülerek. Bense başım öne eğik şekilde duruyordum, utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Ağlamam kesilmişti ama nefes almakta güçlük çekiyordum.

Kaan, “Nasıl yapalım, hangi pozisyonları seversin?” diye sorunca daha da gerildim. “Allah belanı versin!” dedim sadece. Kaan, “Bak, bu kadar gergin olma, rahat ol, bırak kendini. Sen nelerden hoşlandığını söyle, çekimi yapalım bitsin gitsin. Bak anlıyorum bu ilk defa olacak, ama bu kadar da büyütme. Sonuçta olgun bir kadınsın, belli ki bu işi daha önce de yaptın, bakire değilsin ya!” dedi gülerek. Haldun başını kaldırıp, “Ooo, sen Fundacığımı ne zannettin? Fundacığım bu zamana kadar kim bilir neler görmüştür!” dedi kahkahayla.

Az sonra Haldun, “Tamam, hadi başlayalım!” dedi ve bu ara Kaan boxerini indirdi aşağı. Kocaman, tıraşlı yarağı ile karşımda duruyordu. Utancımdan başımı diğer tarafa çevirdim. Haldun, “Hayatım, böyle yapma, güzel güzel yapalım işimizi, hadi ama!” derken, Kaan, “Funda hanım, bakın bu profesyonel bir iş, ben de sonuçta bu işi para için yapıyorum. Haldun abi de öyle, böyle yaparsanız olmaz ama!” dedi.

“Sigaranız var mı?” dedim titreyen sesimle. Haldun cebinden bir paket çıkarıp yatağın üzerine attı çakmakla beraber. Titreyen ellerimle tutup da yakamadım sigarayı. Kaan benim yerime bir sigara yaktı ve uzattı. Verdiği sigarayı derin nefeslerle çekmeye başladım içime. Gözlerimde kalan yaşları sildim. İki tanımadığım erkeğin arasında çaresiz bir haldeydim. Birisi beni sikerken, diğeri de bunu kameraya çekecekti. Nasıl bir tuzağa düşmüştüm böyle? Hayat hakkında doğru düzgün bir tecrübem yoktu. Genç yaşımda evlenmiş, anne olmuştum. Senelerce kocam çalışıp getirmiş, ben de yemiştim. Çalışmanın, emek harcamanın ne demek olduğunu bilmiyordum. Öyle olunca insanlar hakkında da bilgim eksik kalmıştı. Kolayca güvenivermiştim Müge’ye ve Haldun’a.

Boşandığım kocam (Kaderde varsa düzülmek, neye yarar üzülmek!) derdi ara sıra. Şimdi benim başıma gelen de aynen buydu. Sigaramı bitirirken, “Ya kimse öğrenirse?” dedim ürkekçe. Artık kabul etmekten başka yapacak bir şeyim kalmamıştı çünkü. Haldun, “Ha şöyle, yola gel güzelim. Korkma, kimse bilmez. Bu filmleri yabancı internet sitelerine satıyoruz, bunlar paralı siteler. Sadece üye olanlar görebilir. Hem Türkiye’den üye olanlar olsa bile korkmana gerek yok. Bu şehirde 15 milyon insan yaşıyor, o siteye kim üye olacak da seni yolda görse tanıyacak… Ölme eşeğim ölme… Hiç korkma, bu işi kimlerle kimlerle yaptım ben. Mesela senin şu Müge… Bu işi en az 4-5 senedir yapıyor. Kaç tane film çektik böyle. Kim sokakta görmüş de tanımış onu? Merak etme, seni de kimse tanımaz, utanmana gerek yok!” dedi beni ikna etmeye çalışarak.

Demek Müge bu işin içindeydi, onun da filmleri vardı. O sıra Kaan gene, “Nasıl yapalım?” diye sordu. Haldun, “Önce klasik saksoyla başlarız, ondan sonra da domaltırsın, bacak omuzda falan devam ederiz. Zaten yarım saatlik bir şey olacak. Çok fazla uzatmak istemiyorum. Ona göre, sen de kendini ayarla, tamam mı koçum!” dedi.

Konuştukları şeyler benimle ilgiliydi, iğrenç şeylerdi, ama söyleyecek, yapacak bir şeyim yoktu. Haldun, “Funda bu şekilde çok harikasın, soyunmadan başlayalım hemen!” deyince, Kaan önümde dikiliverdi. Koca yarağını tutmuş bana doğru sallıyordu. Kocamınkinden daha büyük ve kalındı. Yarağı, taşakları, kasıkları tıraşlıydı, hiç kıl yoktu. Haldun, “Tamam, hadi başlıyoruz!” dediğinde, Kaan, “Tamam abi!” dedi ve yarağını sıvazlamaya başladı. Haldun, “E hadi Funda, başlasana!” dedi sert bir sesle. O zaman yavaşça öne doğru eğildim. Daha önce kocama yaptığım gibi yapmaya başladım. Kaan’ın koca yarağının kafasını emiyordum.

İğrenç olduğunu bilsem de kocam zorla yaptırırdı, yapmadığım zamanlarda ise ya bir tokat atar, yada hakaret ederdi. İlk zamanlar yoğun ve zevkli olan cinsel hayatımız seneler ilerledikçe monotonlaşıp azalmıştı. Son iki senede ise yok denecek kadar az olmuştu. Kocamın bu işi benimle değil de, en yakın arkadaşım bildiğim Hale ile yaptığını ise çok sonra kendi gözlerimle görmüştüm. Hale benle yaşıt, ama fettan bir kadındı. Kocasından boşandıktan sonra birçok ilişkisi, flörtü olmuştu. Bunları bir de gelip bana anlatırdı. Bir keresinde adamla nasıl sikiştiğini bile anlattığı olmuştu. Şimdi bu kadın benim çocuklarıma annelik yapıyordu.

Kaan’ın eli başımda gezinmeye başlamışken, ben de işimi yapmaya devam ediyordum. Kaan’ın yarağı gittikçe sertleşmeye, büyümeye başlamıştı. Birkaç sefer elini enseme bastırdı, yarağını da ağzımın içine soktu daha fazla. Boğulacak gibi oldum bu sırada. Haldun kameranın arkasında olan biteni çekmeye devam ediyordu. Kaan ise sessizdi. Bu işi daha önce pek çok defa yapmıştı dediği gibi ve artık bu onun için bakkaldan ekmek almak gibi bir şey olmuştu.

Bir süre devam ettim yarağını emmeye. Sonrasında Kaan iki eliyle yanaklarımdan tuttu sıkıca ve yarağını bastırdı ağzımın içine doğru. Sanki ağzımı sikmeye çalışıyor gibiydi. Yarağı boğazımı delip ensemden çıkacaktı adeta. Koca yarak ağzımın içini kaplamıştı, nefes alamıyordum. Birkaç kez aynısını yaptıktan sonra bıraktığında deli gibi öksürdüm. Boğulacak gibi oldum.

Haldun, “Tamam, devam, hadi devam!” dedi emreder gibi. O zaman Kaan beni kollarımdan tutarak kaldırdı ve belime sarıldı sıkıca. Yanaklarımı, yüzümü, dudaklarımı öpmeye başladı. Bir taraftan öperken diğer taraftan da emiyordu. Haldun, “Hadi Funda kütük gibi durma, sen de sarıl, at ellerini Kaan’ın sırtına!” dedi. Kaan’ın elleri sırtımda, belimde geziniyordu bu sırada. Korka korka ben de ellerimi onun çıplak sırtına attım.

Kaan öpmeye devam ederken, sırtımda gezinen elleri bu kez aşağılara kaymaya başladı. Eteğimin üzerinden götümü okşuyordu. Götümün yanaklarını sertçe sıkıp bıraktı birkaç kez, peşinden de beni sırtüstü yatağa uzandırdı. Yanıma uzanırken bir elini eteğimin altından soktu ve çorapsız kalçalarımı okşamaya başladı. Haldun bu ara kameranın yerini değiştirdi. Kaan’ın bir eli kalçalarımdayken, diğerini memelerimin üzerine attı. Gömleğimin üzerinden okşamaya başladı memelerimi.

O anda irkildim. Kaan bu işi iyi biliyordu, her iki elini de ustaca kullanırken, dudakları da yanaklarımda ve dudaklarımda gezinmeye devam ediyordu. Bense karşılık vermeden duruyordum. Derken Kaan ben bir şey demeye kalmadan gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. Her bir düğmeyi tek tek açtı, sonra da, “Çıkart şunu!” dedi fısıldar gibi. Çıkardığım gömleğimi alıp yere attı. Üzerimde sutyenimle kalmıştım.

Kaan ellerini sırtıma attı ve sutyenimin kopçasını açtı. Daha sonra fısıltıyla, “Eteğinle külotunu da çıkart!” dediğinde elimi arkaya atıp eteğimin düğmesini ve fermuarını indirdim. Siyah, kenarları dantelli külotumla kalmıştım ki, Kaan bir çırpıda külotumun kenarlarından tutup sıyırdı aşağı ve ayaklarımdan çıkardı. Şalımı ve altındaki siyah bonemi de çıkarttı Kaan. Üzerimde sadece ayakkabılarım kalmıştı. Kaan bu sırada memelerime yumuldu ve onları deli gibi emmeye, öpmeye başladı. Ara sıra da köpek gibi dişliyordu. Haldun, “Kazık gibi durma, çocuğun sırtını okşa, saçlarını okşa, öküz gibi durma!” deyip duruyordu bu sırada. Dediğini yapıp bir elimi Kaan’ın saçlarına attım. O sıra Kaan’ın sağ eli amımda gezinmeye başladı. “Iğhhh!” dedim irkilerek.

Kaan’ın parmakları amımın dudaklarında, üzerinde geziniyordu. O ana kadar soğuk duruyordum, ama amımda gezinen eliyle birlikte benim de içimde bir şeyler canlanır gibi oldu. Kaan ustaca yapıyordu bu işi. Ara sıra sert olsa da canımı acıtmamaya dikkat ediyordu. Bu sırada yarağı kalkmıştı daha da ve kocaman, kalın bir patlıcan gibi olmuştu. Dudakları, dili memelerimde gezinirken öpmediği, emmediği yer kalmamıştı.

Az sonra sağ elinin parmaklarını içimde hissettim. “Ağhhh!” dedim biraz da korkuyla, ama Kaan umursamadı bunu. Parmakları amımın içinde geziniyor, hareket ediyordu. Çok hoşuma gitmeye başlamıştı, saçlarındaki elim sırtına kaydı. Çıplak, kaslı sırtını okşuyordum. Haldun’sa bu sırada kamerayı kullanmaya devam ediyordu. Ara sıra, “Evet, çok güzel, devam et!” diyordu.

Derken Kaan amımdaki parmaklarını çekti, memelerimi emmeyi, öpmeyi bıraktı. Yatağın üzerinde doğrulurken elini saçlarıma attı, “Yala, hadi ağzına al!” dedi fısıldar gibi. Dediğini yapıp yarağını aldım ağzıma. Az önce korka korka yaparken, bu kez o korkuyu biraz olsun yenmiştim. Sağ elimle taşaklarını okşayıp, ağzıma aldım yarağını. Emmeye başladım kafasını. Bu sırada Kaan’ın parmakları gene amımda gezinmeye başladı. Ağzımda yarağı varken amımda parmaklarını hissetmek çok hoşuma gitti. Ara sıra gözlerimi kaldırıp yukarı bakıyordum. Kaan’ın da çok hoşuna gittiğini görmek sevindirdi beni. Bir süre devam ettik bu şekilde, ama sonra Haldun, “Tamam, hadi başlayın!” deyince, Kaan amımdaki parmaklarını çekti yeniden. Peşinden de, “Tamam, hadi!” diyerek yarağını aldı ağzımdan.

Bir şey dememe kalmadan bir anda ayak bileklerimden tutarak beni çevirdi, yatağa uzandırdı sırtüstü. Sonra kaldırdı bacaklarımı ve omzuna koydu. Bense şaşkın şaşkın bakıyordum. Kaan kısa bir süre yarağını sıvazladıktan sonra yavaş yavaş amıma sokmaya başladı. Uzun zaman sonra ilk defa amıma bir yarak giriyordu. Ama bu kocamın değil, daha tanışalı bir saat bile olmamış genç bir adamınkiydi. Amım yeterince ıslanmadığından Kaan’ın yarağı amıma girmekte zorlanıyordu. Bununla beraber benim de canım yanıyordu. Daha önceleri amım ıslanmadığı halde kocamın yarağını kolayca içime alabiliyorken, bu kez Kaan’ın koca yarağı girmiyordu. Kaan bastırdıkça, “Ağhh, ayyyy!” feryatları yükseliyordu benden.

Kalçalarımdan tutmuştu sıkıca. Bastırıyor, zorluyordu. Yarağının kafası girmiş ama daha fazla devam edemiyordu. “Ayy, yavaş, ağhhh, ığhhh!” sesleri, sözleri ağzımdan farkında olmadan çıkıyordu. Kaan yarağını tamamen çıkarıp sokmaya çalışıyordu feryatlarım karşısında. Bu şekilde birkaç dakika geçmişti. Ben acı çekerken bu durumdan Haldun keyif alıyordu. “Çok iyi, devam et, biraz daha!” diyerek Kaan’ı teşvik ediyordu.

Derken Kaan’ın koca yarağı amımda yol bulmuş gibi ilerledi. Az sonra yarağını köküne kadar almıştım içime. Bu sıra Kaan’ın keyifli keyifli iniltilerini duydum. Peşi sıra şiddetle sikmeye başladı beni. Uzun bacaklarım başının iki yanından uzanıyordu yukarıya doğru. Kaan’ın her bir abanması ile beraber ayaklarım ileri geri oynarken, memelerim de sallanıp duruyordu. Bense yatağın kenarlarından tutunmuştum.

Kaan’ın yarağı taşaklarına kadar girip çıkıyordu amıma. Hayvan gibi köklüyordu. Daha önce kocamla yaşadığım sikişlerden çok farklıydı bu. Evvela Kaan kocamdan çok daha iri, güçlü kuvvetliydi. İkincisi de yarağı kocamınkinden daha büyük ve kalındı. Yarağını amımın içinde kolayca hissediyordum. Amımın duvarlarına sürtündükçe tarifsiz bir keyif almaya başlamıştım. Amımın sulanmaya başladığını hissettim. Kaan’ın koca yarağı artık amıma kolayca girip çıkıyordu. Evet, şu anda deli gibi sikiliyor ve bundan zevk alıyordum. Ama bunu belli edemiyor, çekiniyor, korkuyordum.

Zaman ilerledikçe Kaan’ın temposu hiç düşmüyordu. Yarağı o kadar zaman geçmesine karşın demir gibi sertti. Oysa kocam amımda birkaç git gelden sonra boşalır, üzerime yığılırdı. Ama Kaan’ın öyle bir durumu yoktu. Dışardan Haldun’un müdahalesi olmasa, Kaan’ın beni bu şekilde saatlerce sikeceğine emindim. Haldun, “Tamam, hadi şimdi domalt, yeter bu kadar!” deyince, Kaan bir çırpıda çıktı amımdan. Hemen ardından da beni güçlü elleriyle tuttuğu gibi yatakta çevirdi, ellerimi ve dizlerimi dayadım yatağa. Haldun’un dediği gibi domalmıştım. Kaan arkamda yerini aldı vakit kaybetmeden. Kısa süre sonra yarağını yeniden amımda hissettim. İki elini götümün yanaklarına bastırmıştı. Hayvan gibi sikmeye başladığında, “Iğhh, ayyyy, ağhhh!” sesleri çıkmaya başladı ağzımdan. Az öncekinden daha sert sikiyordu çünkü.

Yarağını matkap gibi kullanıyordu adeta, amımı delmeye çalışıyor gibiydi. Kasıkları ve taşakları göt yanaklarıma çarptıkça şiddetli ses patlamaları çıkıyor ve odanın içinde yankılanıyordu. Bu sırada Haldun kamerayı koyduğu yerden almış, omzunda taşıyordu. Yatağın kenarına gelmiş, çekimi o şekilde yapıyordu. Memelerim Kaan’ın abanmaları ile beraber çılgın gibi sallanırken, Kaan aynı ve yoğun temposunu hiç kaybetmeden sikmeye devam ediyordu.

Elleri bazen belimde, bazen saçlarımda geziniyor, zaman zaman da götümün yanaklarına şiddetli tokatlar atıyordu. 22 senelik evliliğimde böyle sikilmemiştim. Böylesine uzun ve yoğun bir sikişin tadını almamıştım hiç. Derken Kaan’ın çıkardığı sesler, iniltiler artmaya başladı. Boşalmaya yaklaşıyordu anlaşılan. Bir anda yarağını amımdan çıkarttı, belimden tuttuğu gibi beni yatağa sırtüstü uzandırdı. Bacaklarımın arasına girmiş, yarağını sıvazlıyordu. Yarağının kafası iyice şişmiş ve morarmıştı. O sırada iniltiler eşliğinde dölleri yarağından karnıma, göbeğime, kasıklarıma akmaya başladı. Epey bir döl aktı yarağından. Daha önce yaşamadığım bir şeydi bu da. Kocamın böyle huyları olmadığı gibi, benim de yoktu.

Az sonra Haldun, “Tamam, çok güzel!” dediğinde, Kaan yarağında kalan son döllerini akıtıyordu karnımın üzerine. Kaan yataktan kalkıp içeri geçerken, Haldun da kamerayı yerine koydu. “İlk sefer için fena sayılmazsın. Ama daha iyilerini de yapacağına eminim!” dedi. Bense şaşkındım. Karnımın, kasıklarımın üzerinde dölden oluşan bir göl vardı. Haldun, “Tamam, merak etme, içerde banyo var, duş alırsın şimdi!” dedi gülerek. Yavaşça doğruldum yataktan. O sıra Kaan geldi içeri ve “İyisin, iyisin!” dedi gülerek. Ayağa kalktım yavaşça ve banyoya geçtim. Duş başlığının altına girdim, suyu açıp yıkandım iyice. Birkaç dakika sonra içeri döndüğümde, Kaan giyinmişti bile.

Haldun, “İlk seferin iyiydi, ama bir sonrakinde daha iyi bir performans bekliyorum senden!” dedi gülerek. “Bir dahaki falan olmayacak!” dediğimde, “Olur, olur, sen hiç merak etme. Patronlar beğensin, daha fazlasını öderler, merak etme. Hem bak ne diyeceğim. Eğer sen de şimdi kalkıp yeni oyuncular getirirsen, filmlerden alacağın paraya ilaveten komisyon da alırsın. Senin Müge öyle yapıyor mesela. Ona hem filmlerden para veriyorum, hem de senin gibi birilerini gönderdiğinde. Mesela senin için ona 200 Dolar ödeme yaptım. Eğer sen de birilerini getirirsen, getireceğin kişiye göre adam başı ödeme yaparım, kimine 200, kimine 300 Dolar veririm. Kim oldukları önemli değil, yaşı, tipi, şusu busu önemli değil, kadın olmaları yeterli. Ha, ama mutlaka 18 yaşından büyük olmalı, yoksa ağzımıza sıçarlar!” dedi gülerek.

Demek Müge beni buraya göndermiş, üstüne de para almıştı. İçimden küfürler ettim, ama Müge gibi bir orospudan iyilik istemekle hata ettiğimin farkındaydım. Üzerimi giyindim. Hiçbir şey söylemedim Haldun’a cevap olarak. Kapıdan çıkarken, Haldun, “Telefonun açık olsun, her an arayabilirim. Haa, birilerini getirmeyi de unutma!” dedi kahkahayla.

Binadan çıkıp yol boyu yürürken sanki etrafımdaki bütün erkeklerin bakışları üzerimdeymiş gibi hissettim. Utanmış, rezil olmuştum. 44 yaşında, boşanmış da olsam, sonuçta 3 çocuk annesi bir kadındım. İçimden ağlayıp durdum eve gidene kadar. Eve gelip de anneme 500 Doları gösterince, annem sevinçten deliye döndü. Parayı nasıl kazandığımla ilgili tek kelime etmedi.

Gece başımı yastığa koyduğumdaysa tuhaf duygular içindeydim. Onca zaman sonra sikilmenin verdiği bir mutluluk yaşıyordum. Ellerim farkında olmadan amımda gezinmeye başladı. Kendime hakim olamıyordum. Kaan’ı düşündüm. Fena sikmişti beni. Her ne kadar belli etmesem de zevk almıştım ben de. Para kazanmam gerekliydi, Haldun’un dediklerini düşündüm. Bundan sonrası için en azından bir süreliğine de olsa, yolumu bu şekilde çizmeye karar verdim. Porno filmlerde oynayıp, birilerini de oynamaya ikna edecektim…

DEVAMI GELECEKDİR TAKİPTE KALIN

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ilk erkegim sonunda sikti

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

ilk erkegim sonunda sikti
İlk Erkeğim Sonunda Sikti

32 yaşında 178 cm boyunda 65 kg buğday tenli, yuvarlak kalçalı, ince belli, kadınlara karşı aktif erkeklere karşı pasif olmayı tercih eden bisexüel crossdressim. Daha önce bu tür sitelerde yaşadığım birkaç anımı anlatmıştım. Sizlerle yeni yaşadığım bir olayı paylaşmayı istedim.

Çocukluğumda . yazları geçirmek üzere dedemlerin köye gittiğimde sürekli oyun oynadığım Mehmet adında bir arkadaşım vardı. Mehmet benden 2 yaş büyük ve daha yapılıydı. Köydeki arkadaşlarımın arasında en iyi onunla anlaşır ve çoğu zaman onlardan ayrılarak ikimiz yalnız oynardık. Mehmet’le her yalnız kalıp oynadığımız oyun evcilikti ve her defasında ben anne o . baba olmayı tercih ederdik. Belki de şimdi pasif bir bisex olmamın sebebi Mehmet’le oynadığımız oyunlardı. Bazen oyundan öteye gider yapabildiğimiz kadarıyla külotlarımızı çıkarır, birbirimizi okşardık. Ben onun sikiyle o benim götümle ilgilenirdi. Bazen birbirimize sarılır yatar, bazen de külotlarımızı çıkarırdık ve ben onun kucağına otururdum. O zamanlar ben 7-8 o ise 10 yaşlarında olduğumuz için daha fazlasını bilmez ve yaşayamazdık.

Bu olayların üzerinden yıllar geçti ve benim köyle bağım koptuğu için Mehmet’le bir daha görüşemedik. Sonrasında ben birçok deneyim yaşayarak Mehmet’le yaşadıklarımızı bile unuttum. Okulu bitirip meslek hayatına atılınca Ankara’ya yerleşerek yalnız yaşamaya başladım. Sık sık, Ankara’ya ilk geldiğim zamanlarda bana yardımcı olan bir köylümüzün iş yerine gider, ziyaretlerde bulunurdum. Geçen gün bu köylümüzle görüşmek için gittiğimde benim çocukluk oyunlarındaki kocam Mehmet’in bir iş için Ankara’da olduğunu ve birazdan yanında bulunduğum köylümüzü ziyarete geleceğini öğrendim. Gelmişken bende göreyim diyerek bir süre bekledim. . Geldiğinde birbirimizi çok rahat bir şekilde tanıdık ve koyu bir sohbete başladık. Sohbetin sonunda Mehmet’le beraber kalkarak onun bir işini halletmek üzere Ulus’a gittik. İşini hallettikten sonra yemek yiyip memleketten arkadaşlardan vs konuştuk. Konuşmanın arasında bir otelde kaldığını öğrenince bende kalabileceğini evimin müsait olduğunu söyledim. Otelden Mehmet’in valizini alıp alış veriş yaparak yiyecek ve içecek bir şeyler alıp benim eve gittik.

Eve girer girmez susuzluğumuzu gidermek için birer bira açıp içmeye ve sohbet etmeye başladık. Sohbet süresince benim aklımda sadece onun eskisi gibi beni sikmesi isteği vardı. Bunu ona belli etmekten çekiniyordum çünkü geçmişte yaşadıklarımız tamamen çocukluğumuzdan kaynaklanıyor olabilir ve Mehmet yeniden böyle bir şey yaşamayı kabul etmeyebilirdi. Eski günlerden ve çocukluğumuzdan bahsederek beraber gülüp bir yandan da biralarımızı içmeye devam ediyorduk. Bir ara sohbetimiz, Mehmet’le yalnız oynadığımız evcilik oyunlarına geldi. Bütün cesaretimi toplayıp ilk adımı atmaya karar verdim ve evcilik oynadığımızda beni hep anne yapar kucağına oturturdun hatırlıyor musun diyerek güldüm. O da gülerek çocukluk işte deyiverdi. Beklediğim cevap bu olmadığından dolayı gerisini getirmedim. Biralar bittikten sonra yemeği hazırladık ama yemeğe oturmadan önce her ikimizde duş almaya karar verdik. Önce ben girdim. Duştayken sürekli olarak çırılçıplak soyunup banyoya girmesini hayal edip bekledim ancak uzunca bir süre oyalanmama rağmen Mehmet’ten ses çıkmadı. Artık duştan çıkmaya karar vermiş ve yavaş yavaş 31 çekerek boşalmaya çalışırken Mehmet’in kapıyı açmadan bana seslendiğini duyunca istediğimin olduğunu düşünerek heyecanlandım. Mehmet tuvaletin yerini soruyordu. Bunun içeriye girmek için bir bahane olduğunu düşünerek isterse banyodaki klozeti kullanabileceğini söyledim. O kapıyı açmadan duşun perdesini açıp o şekilde yıkanıyormuş gibi davrandım.

Mehmet kapıyı açıp içeri girdiğinde yan tarafım ona dönüktü ve kalbim heyecandan durmak üzereydi. Bana bakmadan hemen yan tarafımdaki klozetin başına gelip fermuarını açarak sikini dışarı çıkardı. Siki inanılmaz büyük ve kalındı. Çocukluk arkadaşımın çocukken defalarca gördüğüm küçücük sikinin bu kadar büyüyebileceğini . hiç düşünemezdim. Hayatımda gördüğüm en büyük aletti bu. Boyu en az 20 cm kalınlığı ise azımsanmayacak boyuttaydı. Ben onunla ilgilendiğimi belli etmemeye çalışarak yıkanmaya devam ediyordum. Bir yandan da eğer o da benim istediğimi istiyorsa bunu tıpkı çocukluğumuzda olduğu gibi tam anlamıyla yapamayacağımızı çünkü sikini kesinlikle alamayacağımı düşünüyordum. Klozetin başında tuvaletini yaparken bir ara bana baktı ve göz göze geldik. Gülümseyerek kafasını öne eğdi. Bundan cesaret alıp amma da büyümüş, en son gördüğümde minnacık bir şeydi bu diyerek gülümsedim. Bana bakıp ben de senin kalçalarını en son gördüğümde bu kadar güzel değillerdi dedi. Beğendin mi diye sorup harekete geçecektim ki kapı zili çaldı. İlk önce umursamadım ama devam etmesinden dolayı Mehmet sikini içeri sokup kapıya doğru yürüyerek ben bakayım mı diye sordu. Bakmasını söyleyince de banyodan çıkıp kapıyı açtı. Ben gelen kişiye küfürler savururken Mehmet banyonun kapısından seslenerek gelenin kapıcı olduğunu ve benimle görüşmek istediğini söyledi. İşimin bitmiş olması dolayısıyla bornozumu giyip kapıya gittim. Kapıcı aidat için gelmiş. Sinir küpüne dönmüş bir şekilde parayı verip gönderdim. Bu arada hem Mehmet için hem de benim için büyü bozulmuş gibiydi.

Mehmet salonda oturmuş tv seyrediyordu. Ben masayı hazırlarken onun da duşa girebileceğini çıktığında her şeyin hazır olacağını söyledim. Beraber hazırlayabiliriz dedi. Olmaz diyerek onu banyoya göndermeye çalışırken gülerek yine mi ev kadını olmayı tercih ediyorsun dedi. Bunun iyi bir fırsat olacağını düşünerek kullanmaya karar verdim ve evet unuttun mu ben senin karınım, dolayısıyla yemek masasını hazırlamak da bana düşer. Sen duştan çıktığında her şey hazır olmalı deyip gülümsedim. Karımsın ama bu kadar zaman bir defa bile doğru dürüst sikemedik deyip gülerek banyoya doğru yürüdü. Artık mesajı almıştım. Peşinden giderek ‘banyodan çıkmadan önce bana seslen, temiz havlu getireyim, bir de mümkün oldukça geç çık masayı ancak hazırlarım. Kocam banyodan çıktığında hiçbir eksik olmasın isterim’ diyerek güldüm. Mehmet tamam deyip banyoya girer girmez . hemen yatak odama geçip dolabımdan en seksi iç çamaşır ve kıyafetlerimi seçtim. İçime önü dantelli tül bir tanga, siyah tül çorap ve jartiyer giydikten sonra üzerime memelerimin hafif şişliğini belli eden askılı, sıkı bir bady giydim. Altıma bol ve pileli bir mini etek giydikten sonra makyaj yapmayı yetiştiremeyeceğimi düşünerek yüzüme . fondoten, dudaklarıma da kırmızı bir ruj sürüp hızlı hızlı masayı hazırlamaya koyuldum. İşimi bitirmemiştim ki Mehmet’in seslendiğini duydum. Havluyu alıp banyonun kapısını aralayıp beni göremeyeceği bir şekilde uzattıktan sonra tekrar salona geçtim.

Mehmet birkaç dakika sonra kurulanarak salona geldi. Beni o halde görünce oldukça şaşırıp bir an ne yapacağını bilemeden baktıktan sonra gülümseyip beğendiğini belli edercesine ıslık çaldı. Aldığım bu ilk tepki hoşuma gitti ve beni rahatlattı. ‘Karınım ya senin için süslendim’ diyerek gülümsedim. Bana doğru yürüyüp ‘gel o zaman kadınlığını bir göster bakalım’ diyerek sarılıp beni kendisine çekti. İstekle açılan dudaklarını dudaklarıma getirdiğinde öpüşmekten hoşlanmadığımı belli ederek dudaklarımı kaçırdım. Biraz daha sıkı sarılarak dudaklarını boynumdan aşağı kaydırıp çenemin altından başlayarak boynumu öpüp yalamaya başladı. Bir yandan boynumu yalıyor bir yandan da elleriyle sırtımı okşayarak kalçalarıma iniyor, mini eteğimin altından yuvarlak kalçalarımı avucunun içine alıp sıkıyordu. Kendimden geçmiş bir halde okşamalarına teslim olmuş, bir yandan da karşılık vermeye çalışarak ben de onun vücudunu okşuyordum. Elimi aşağıya doğru kaydırıp beline sardığı havlunun altındaki o koca sikini tuttuğumda o da kalçalarımı okşuyor, sıkıyor ve tangamın ipini yana doğru çekmiş parmaklarıyla göt deliğimi yokluyordu. Parmakları göt deliğime her dokunduğunda zevk dalgaları her yanımı sarıyor ve beni kıvrandırıyordu. Boynumu yalamaya ve göt deliğimi yoklamaya devam ederek zevkten boğuklaşmış bir sesle kulağıma ‘seni sikmek istiyorum’ dedi. Onu daha da azdırmaya çalışarak ‘tabi ki sikeceksin kocacığım hem de istediğin kadar’ diyerek belindeki havluyu açıp o muhteşem yarağını serbest bıraktım.

Bu hareketimden sonra boynumu yalamayı bırakarak beni sikmek üzere hemen harekete geçti ama ben her şeyin bir anda olmasını istemiyordum. Benim kadın gibi hissetmemin sebebi olan bu ilk erkeğimle yaşadığım her şeyin unutulmayacak kadar özel olmasını ve her bir ayrıntısını hatırlamayı istiyordum. Bu yüzden acele etmemeliydik. Mehmet’i azdırmış olmam dolayısıyla onu bu şekilde bırakamayacağımı düşünerek yavaşça önünde diz çökerek sikini elimle tuttum. Koskoca bir başı vardı ve çok kalındı. Avucumun içinde kasılıp gevşiyordu. Elimle tuttuğum 20 cm civarındaki devasa yarak ağzıma girmek için burnumun dibinde bekliyordu. Kafamı kaldırıp Mehmet’in yüzüne baktıktan sonra sikinin başına bir öpücük kondurdum ve dilimi çıkararak başını yaladım. Bir süre aşağıdan yukarıya doğru sikinin her tarafını iyice yaladıktan sonra ikimizin de beklediği hareketi yaparak ağzımı sonuna kadar açıp sikinin başını ağzıma aldım. Sikinin başını kertiğine kadar ağzıma alınca durdum ve dilimle tepesini yaladım. Mehmet’in ağzından bir inilti çıktı, bu şekilde ne kadar hoşuna gittiğini belli ediyordu. Yavaş yavaş hareketlenerek sikini alabildiğim kadarıyla ağzıma alıp emerek somurmaya başladım. Bir süre bu şekilde devam ederek onu çıldırtmıştım, belini iterek yarağının tamamını ağzıma sokmak istedi ama bunun mümkün olmadığını o da en az benim kadar biliyordu. Ağzımın içindeki yarrak muhteşemdi ve ben daha fazlasını istiyordum. Ağzımı iyice açarak yarağını daha fazla almaya çalıştım. Ben sikini emerek boğazıma kadar alıp çıkarırken Mehmet’te belini hareket ettirerek resmen ağzımı sikiyordu. Siki ağzımın içine girip çıktıkça inlemeleri artıyordu, her seferinde daha derine gitmek istercesine kendini ileri itiyordu. Bir süre devam ettikten sonra çenem yoruldu ve sikini ağzımdan çıkarıp elimle 31 çektirerek gözlerinin içine baktığımda aldığı zevki görebiliyordum. Kendinden geçmiş bir şekilde biraz önce yaptığım şeye devam etmemi beklediği ve bundan büyük zevk aldığı belliydi. Sikini elimle hareket ettirirken bir taraftan da başını öpüp yalamaya başlamam Mehmet’i iyice azdırdı ve arzuyla inledi.

Çıkardığı ses, sikini yeniden ağzıma alma arzumu arttırdı. Ve ağzımı sonuna kadar açarak sikinin başını tekrar ağzıma hapsettim. Kafamı ileri geri hareket ettirerek yeniden sikini emmeye başladım. Bu şekilde 5 dakika kadar emip yalamıştım ki, başımı tutarak belini hareket ettirmeye ve ağzımı sikmeye başladı. Artık önünde çökmüş bir şekilde dururken ben onun yarağını emmiyor o benim ağzımı sikiyordu. Yarağı patlayacak gibi şişmişti. Kendini hafif geriye doğru çekerek inlemeyle karışık bir sesle boşalacağım dedi. Geri çekilmesine engel olarak ağzıma boşalmasını istediğimi belli ettim. Ağzımın içindeki kasılmalar doruğa ulaştığında Mehmet’in ağzından homurtu ve inleme arası bir ses çıktı ve ağzımın içine boşalmaya başladı. Ağzımı dolduran sikinin kasılıp büyümesinden dolayı nefessiz kaldım, neredeyse boğulacaktım. Kendimi biraz geriye doğru çekerek sikinin bir kısmını dışarı çıkardım. Aynı anda ağzımın derinliklerine sert bir şekilde fışkıran . spermleri ağzımı doldurmaya devam ediyordu. Spermlerinin bir kısmı gırtlağımdan aşağı akıp giderken geri kalanını ağzımın içinde tutarak Mehmet’in sikini emmeye devam ettim. Bu arada ağzımdaki spermler dudaklarımın arasından sızıyor üzerime akıyordu. O yaşadığı zevkle kendinden geçmiş bir şekilde hareketsiz dururken ben sikini iyice temizledikten sonra ağzımı dolduran spermlerinin tamamını . yuttum. Sıcak, tuzlu ve yapışkan spermlerini yuttuktan sonra yumuşamaya başlayan sikini elimle tutup başımı kaldırarak Mehmet’e baktım. Zevkten kendinden geçmiş bir şekilde o da bana bakıyordu. Boşaldıktan sonra rahatlamıştı ve biraz dinlenmek için koltuğa oturdu. Nefesini toplamaya çalışarak ‘harikaydı’ dedi. Benimde çok hoşuma gittiğini söyleyerek kalkıp kıyafetimi düzelttim ve ağzımı . çalkalamak üzere banyoya gittim. Ağzımdan akan spermler dolayısıyla üzerimdeki body ve mini eteği değiştirmek zorunda kaldım. Üzerime pembe tül bir gecelik giyerek salona döndüm. Mehmet, etrafı toplayıp havluyu yeniden beline sarmış, yemek masasına oturmuştu.

Yemeğimizi yedik, biralarımızı yudumlarken televizyon seyredip sohbet ediyorduk. Mehmet bir ara kanepeye uzanarak beni de yanına çağırdı. Sağ yanı üzerine yatmış bana da yer açmıştı. Arkam ona dönük şekilde yanına uzandım. Beraber tv seyretmeye başladık. Vücudunu vücuduma iyice yaklaştırarak ve sikini götüme dayayarak sırtıma sarıldı. Bu arada da omzumdan başlayarak vücudumu okşamaya başlamıştı. Mememi okşuyor, meme ucumu hafif hafif sıkarak beni baştan çıkarıyordu. . İkimizde de rahat durma niyeti yoktu. Elini vücudumda gezdiriyor yavaş ve çok nazik okşuyordu. Çıplak tenimde gezdirdiği elleriyle nefesimi hızlandırmayı başarmıştı. Elini önce belime sonra kalçalarıma kaydırdı. Kalçalarıma dayadığı sikinin de beni uyarmasıyla farkında olmadan götümü oynatmaya başlamıştım. Kendimi onun kadını olarak hissediyordum. Bana sahip olup karısı gibi davransın istiyordum. Kalçalarımı kıvıra kıvıra avucunun içinde ve sikinin önünde dans ettiriyordum. Ensemden başlayarak omuzlarımı ve sırtımı öpmeye başladı. Beni sırt üstü çevirdi. Bütün ağırlığını üzerime bırakarak dudaklarını dudaklarıma uzattı. Dudaklarımı kaçırınca yine boynuma inerek öpüp yalamaya başladı. Altında ezilmek harikaydı.

Bacaklarımı açıp onu bacaklarımın arasına almıştım ve altında eziliyordum. Beline sardığı havlu her ikimizin de rahat hareket etmesini engelliyordu. Elimi aşağı kaydırıp havluyu çözerek sikini özgürlüğüne kavuşturdum. Siki kasıklarıma ve bazen de o hareket ettikçe karnıma baskı yapıyordu. Boynumu yalayıp öperken eliyle bacaklarımı, baldırlarımı okşuyor, sıkıyordu. Çok azmıştı ve bu durum benim çok hoşuma gidiyordu. Beni yüzüstü çevirdi ve geceliği yukarı toplayarak dilini ensemden başlayıp aşağılara, sırtıma belime ve oradan da kalçalarıma doğru tenimde gezdirmeye, yalamaya başladı. Müthiş bir duyguydu. Kıvranıyor daha fazla yalaması ve dilinin değmediği yer kalmasın diye kendimi dilinin altına sunuyordum. Dilini kalçalarıma doğru kaydırdığında tamamen kendimden geçmiş bu anın hiç bitmemesini istemeye başlamıştım. İki elini iki kalçamın üzerine koymuş, diliniyse kalçalarımın arasındaki tanganın üzerinden yukarı aşağı yaparak beni iyice kıvama getiriyordu. Bir süre sonra tangamı yana doğru çekerek kalçalarımın arası ile dili arasındaki engeli de ortadan kaldırdı. Kalçalarımı sıkıyor, arasını açıp dilini deliğime deydirip çekiyordu. Dilini götümde, deliğimin üzerinde hissetmek çok harika hisler veriyordu. Bir ara fırsat . bulup yatağa gidelim dediğimde aceleyle kalktı. Bende kalkıp elinden tutarak hızlı hızlı yatak odasına sürükledim. Odaya girer girmez yarım bıraktığı işe devam ederek beni yatağa itip yüzüstü yatırdı. Kalçalarımı avuçlayıp sıktıktan sonra tangamı aşağı doğru sıyırıp çıkardı. Kontrol tamamen ondaydı, yüzüstü yatmış kendimi oan bırakmıştım. O da yaptığı her şeyle benbi inletip zevkten kıvrandırıyordu. Kalçalarımı okşuyor arada bir eğilip sırtımı ve kalçalarımı öpüyordu. Elleriyle kalçalarımı aralayıp dilini deliğimin üzerine koydu ve hareket ettirmeye başladı. Deliğimi yalıyor ve bazen de deliğimden içeriye kaydırmaya çalışıyordu. Harika yalıyordu. Yüzünü kalçalarımın arasına gömmüş deliğimi yalarken, elleriyle bacaklarımı, sırtımı, göğüslerimi, uzanabildiği her yerimi okşuyordu. Bense zevkten kıvranarak ve inleyerek bu zevkin tadını çıkarmaya çalışıyor, götümü ağzına doğru ittirerek, dilinin deliğime girmesini beni dili ile sikmesini istediğimi belli ediyordum. Bir süre daha bu şekilde devam edip ayağa kalktığında artık beklenen anın geldiğini anlamıştım. Kafamı çevirip arkama baktığımda çok sertleşmiş görünüyordu. Beni sikmek üzereyken ki bu görüntüsü beni ürkütmüştü.

Sikini tek eliyle kavrayıp kalçalarımın arasına yukarı aşağı doğru sürtmeye başladı. Sikinin başını arada bir deliğim üstüne bastırıyor ve beni yoklayarak hazırlamaya çalışıyordu. Benden zevk inlemeleri dışında bir tepki görmedikçe daha ileri gidip bastırmalarının şiddetini arttırarak ‘Hazır mısın?’ diye sordu. Zevkten kudurmuş bir şekilde ‘Sik beni!’ . dedim. Bunu duyar duymaz eline tükürüp sikinin başını ıslattı ve deliğimin ağzına sikinin başını dayadı. Tek eliyle belimi, diğer eliyle sikini kavramış yavaş yavaş bastırmaya başlamıştı. Sikinin başı deliğime girdiğinde duyduğum acıdan dolayı ileri doğru kaçarak çığlık atmam sonucu daha fazla sokmadan çıkardı. Tekrar tükürükleyip bir kere daha bastırdı. Kendimi . kastığım için çok şiddetli bir acı duyuyordum. Bunu ona söyleyince geri çekilip deliğimin üzerine yerleştirdiği sikini ileri geri hareket ettirip bana sürterek rahatlatmaya çalıştı. Bir süre sonra bende ona ayak uydurduğumu ve kalçalarımı oynatmaya başladığımı fark ettiğimde bir an önce içime girmesini istiyordum. Dayanamayarak ‘içime gir artık dayanamıyorum, sik beni’ dedim. ‘Krem varmı? Krem sürelim zorlanma olmasın. Zevk almanı istiyorum’ dedi. Uzanıp komodinin çekmecesinden kremi çıkardım. Önce deliğimi sonrada sikini kremleyerek yeniden sikini deliğime dayadı. Çok az bastırıp ittirince başı hemen girdi ama daha ileri gitmiyordu. Mehmet bastırdıkça ileri doğru kaçıyordum, geri çekip biraz daha sokmak için ileri hamle yaptı. Acı içinde kıvranarak durmasını söyledim. Bir süre hiç hareket etmeden bekledi. Ben de bu arada derin derin nefes alarak kendimi deliğime saplanan koca yarağa alıştırmaya çalışıyordum. İyice alıştığımı hissettiğimde kalçalarımı hareket ettirerek içime girmeye devam etmesi için işaret verdim. Mehmet yeniden yüklenerek sikini biraz daha soktu. Sikinin yarısı kadar içime girdiğinde duyduğum acı dayanılmazdı ama dişimi sıkıp kendimi Mehmet’e siktirmek istiyordum. O benim kadınlık yaptığım ilk erkekti ama bu ana kadar beni sikmemişti.

Bu yüzden ilk sikişinin unutulmaz olmasını istiyordum ne de olsa bu gece ikimizin gerdek gecesi sayılırdı. Üstelik böyle bir erkek bulmuşken kendimi doya doya siktirmeliydim. Bunları düşünerek daha rahat hareket etmesini sağlamak için götümü yukarıya doğru kaldırıp daha fazla girmesi için pozisyon aldım.
Mehmet bir yandan götümü zorlayarak içime girip çıkmaya bir yandan da ‘Dayan canım, az kaldı’ diye beni rahatlatmaya çalışıyordu. Neredeyse sikinin tamamına yakını içimdeydi ve ben kendimi ona bırakmış tamamını sokmasını bekliyordum. Siki içimde hareket ettikçe deliğim genişliyor, Mehmet bu durumdan zevk alarak hırıltılı sesler çıkarıp aldığı zevki bana hissettiriyordu. Bütün bunlar duyduğum acıları aklımdan çıkarmaya yardım ediyordu. Bir süre sonra kasıklarının kalçalarımla birleşmesinden tamamen içimde olduğunu anladım. Mehmet’in kocaman ve kalın siki içimdeydi ve nerdeyse karnımda hissediyordum. İleri geri yapmaya ve götümü yarmaya . devam ediyordu. Onun hareketleriyle benim acılarımın azalmaya başladığını hissediyordum. Bu sırada sikini daracık bir deliğe sokmuş olmak erkeğime çok zevk veriyor olmalıydı ki, çıkardığı zevk seslerinin şiddeti artmıştı.
Ben sikinin içimdeki hareketlerine iyice alışıp ona karşılık verecek şekilde hareket etmeye başladığımda Mehmet’te sikini daha belirgin bir şekilde hareket ettirmeye başlamış, yarısına kadar çıkarıyor, tekrar dibine kadar sokuyordu. Artık sikilmenin zevkini almaya ve acı hissetmemeye başlamıştım. Deliğimin içinde ileri geri yaptıkça içim bir doluyor bir boşalıyordu.
Sikini içimden çıkarmadan beni kaldırdı ve dizlerimi kırıp dört ayak pozisyonuna geçmemi sağladı. O da dizlerinin üstünde, arkamda duruyor, götümü o şekilde sikmeye devam ediyordu. Sikinin her giriş çıkışını hissediyordum. Mehmet iki eliyle belimden kavramış tüm gücüyle yarağını deliğime saplıyor, götümü dövüyordu. Taşakları arkama çarptıkça müthiş bir his veriyordu. Aldığım zevki göstermek için inlemeye ve kalçalarımı oynatarak onu daha da azdırmaya çalışıyordum.

Mehmet götümü sikmeye devam ederken eğilip göğüslerimi okşamaya başladığında benim zevk inlemelerim daha da arttı. Anlaşılan hemen boşalmak istemiyordu sikini götümden çıkarıp ve beni sırt üstü yatırdı. Bacaklarımın arasına geçip bacaklarımı omzuna alıp açılmış olan deliğime yarağını bir hamlede soktu. Beni böyle sikmesi çok hoşuma gitmişti. Hem yüzüne bakıp ne kadar zevk aldığını görebiliyordum hem de sikinin derinliklerime girdiğini hissediyordum. Beni altında ikiye katlamış sikiyor içime girip çıktıkça inliyordu. Çıkardığı sesler iyice şiddetlenmişti. Daha fazla dayanamayacağını anlamıştım. Gittikçe daha da hızlandı ve ‘boşalmak üzereyim’ diyerek sikini götümden çıkarıp ağzıma doğru getirdi. Ne istediğini anlamış ağzımı sonuna kadar açarak dilimi dışarı çıkarmıştım.

Sikinin ucunu bir iki defa dilimin üzerine sürttükten sonra döllerini olanca şiddetiyle ağzımın içine doğru fışkırtmaya başladı. Bir öncekinden daha çok ve daha şiddetli boşalıyordu. Dölleri damağıma, dilime, dudaklarıma, her yerime aktı. Ağzıma akanları hiç bekletmeden yuttum. Biraz midem bulandı ancak dudaklarıma gelen ve damlaları da dilimle toplayım ağzımın içine aldım. Ben bunu yaparken sikini ağzıma sokup içinde kalan son damlaları da emerek çıkarmamı sağladı. Üzerime uzanıp ağırlığını vücudumun üzerine bıraktı. Erkeğini yorup mest etmiş bir kadın gibi mutlu hissediyordum kendimi. Bana kadınlık duygusunu ilk yaşatan erkeğim uzun yıllar sonunda beni sikmiş gerçek erkeğim olmuştu.
Mehmet birkaç gün daha benimle kaldı ve birlikte kaldığımız her günü değerlendirdik. Birbirimize doymak ve geçmişte yapamadıklarımızın acısını çıkarmak için gece gündüz . her fırsatta Mehmet’in altına yatıp kendimi siktirdim. Bakarsınız bunları da başka bir hikayede yazıp sizlerle paylaşırım.

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Eşimin geçmişini öğrendiğimde… (2)

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Eşimin geçmişini öğrendiğimde… (2)
Eşimi facebooktan açık saçık mesajlaştığı adamın evine giderken izlemiştim. Evi terk ettikten sonra arkasından o daireye çıktığımda kapıyı bir kadının açtığını görünce duyduğum rahatlama kadının arkasındaki adamın “burada ne arıyorsun Suat?” demesiyle yok olmuştu.

“Gel içeri de konuşalım” dedi adam, ve kendini tanıttı “ben Kemal burayı nasıl buldun”. Bu sırada kapıyı ilk açan otuzlu yaşlardaki kadının hiç bir şey yokmuş gibi çay kahve filan önermesi bir nebze olsun kendime gelmemi ve Kemal adlı o şerefsizin üstüne yürümemi engelledi. O, sevgilimle, eşimle kim bilir neler yapmış ve neler yapıyor olan alçak gözümün içine baka baka adımla sanımla evine çağırıyordu beni.
Tıpış tıpış girdim tabii…
Loş salon zevkli döşenmişti ve yanan tütsüler perdelere sinmiş olan sigara ve alkol kokusunu kapatamıyordu. “ne oluyor burada? kimsin? eşimi nerden tanıyorsun?” sorularım birbirini kovalarken heyecan, hırs, öfke ve korkudan titreyen bacaklarımı göstermemek için kanepeye iliştim. Kemal karşıma çöküp bir sigara uzattığında 12 yıldır bir tane bile yakmamış olduğum aklıma gelmeden aldım sigarasını. Derin bir nefes ve gözlerimin arkasına kadar uzanan bir rahatlama… İkinci bir nefes ve ensemdeki soğukluk duygusu… Son bir nefes ve Kemal’in kapıya açan kadına “hadi başla şimdi oldu bu” dediğini duyup ne dediğini anlayamamam…
Karanlık, boşluk ve hafiflik…

Uyandığımda perdeden sızan gün ışığı yok olmuştu ve açlıktan midem gurulduyordu. Etrafta başka kimsenin olmadığını görünce yavaşça kalkıp fırıl fırıl dönen başıma aldırmadan evi dolaştım gerçekten kimseler yoktu. Ne Kemal ne de o kadın… O yabancı eve geldiğimden beri saatler geçmişti ve ceplerimi karıştırdığımda araba anahtarı ve cüzdanın gittiğini pantolon cebinde ise bir elli lira kaldığını gördüm.
Eve ulaştığım taksinin saati 45 lira yazmıştı…
Yolda Kemal’in verdiği sigarada bir şey olduğunu, yaklaşık 4 saat kadar kendimi kaybettiğimi ve onlar tarafından soyulduğumu ancak eve dönecek kadar parayı cebime bıraktıklarını anlayacak kadar ayılmıştım. Eşim salonda oturmuş beni bekliyordu. Girdiğimde yüzüme garip garip bakıp “mecburdun değil mi?” dediğinde onu izlediğimi bildiğini anladım ve herşeyi açık açık konuşmanın zamanı geldi diye düşündüm. “Kim o Kemal? Ne yapıyordun orda ne oluyor Sema?” Daha sözcükler ağzımdan çıkarken Pandoranın kutusunun açılırkenki sesi odada yankılanıyor gibiydi.
“Kemal eski bir tanıdıktır önemsenecek bir şey yoktu aslında ama beni izlemekle iyi etmedin Suat.” dedi. “Bakalım nasıl çıkacaksın bu işin içinden aşkım.” Yerinden kalktı, o bakmaya doyamadığım gözlerini gözlerime dikip “Belamızı bulduk işte” diyerek dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Memelerini göğsümde ezerken hiç beklemediğim halde sertleştiğimi ve onun sımsıkı kalçalarını avuçlamaya başlamam şaşırtıcıydı. Oracıkta, halının üstünde karımı sikerken orgazm olduğunda attığı çığlık benim adım değildi ve farkına varınca hızla altımdan çıkıp kendini banyoya kilitledi. Ben boşalamamış ve öfkeli ama daha çok şaşkın ve üzgün halının üstünde kalakalmışken evin telefonu çaldı.
Cep telefonlarına o kadar alıştık ki ev telefonu çalınca kolayca algılamıyoruz bile. Gittim açtım tabii karşımdaki kadın sesi “Suat Bey” dedi “telefonunuzun yanınızda olmadığını biliyorum maillerinize bir bakar mısınız lütfen?” “Sen aldın telefonumu hırsız karı Kemal ve sen değil mi? kimsiniz ulan siz?” derken kibarca ve hiç istifini bozmadan “mailine bak” deyip kapadı telefonu.

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ensest-3

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

ensest-3
ŞİŞMAN ANNEMLE YATAKTA
merhabalar biz mersinin bir ilçesinde yaşayan beş kişilik bir aileyiz iki kız kardeşim var babam inşaat ustası kardeşlerim okuyor bende tamircide çalışıyorum
annem 43 yaşında 120 kilo civarında normal bir ev kadını amaaa annemin normal olmayan iri bedeni kocaman okkalı götü kavun kadar iri memeleri benim çocukluktan beri hayallerimi süslüyor her fırsatta annemi dikizler fırsat kollarım koca götünü seyretmek için
babam yaz sezonunda daha çok para kazanmak için şehir dışında çalışır biz yalnız kalırdık iki ay falan gelmezdi babam bu süredede annem bizimle aynı odada yatardı benim aklımda hep annemde olurdu
bir cumartesi akşamı kardeşlerim saat 11 de falan yatmışlar annemle ikimiz oturuyorduk annemin üstünde normal bir buluz altındada eteği vardı
annem bugün çok yorulduğunu söyleyip masaj yapmamı istedi benim arayıp bulamadığım şeydi tamam dedim ve annem kanepeyi açıp yüzüstü yattı bende yanına oturdum offf kocaman götü iyice büyümüş yayvanlaşmıştı omuzlarını sıktırmaya başlayınca
anne dedim hıı dedi şu buluzu çıkarıver tutamıyom dedim
olmaz sıyırıver yukarı dedi bende tutup omuzlarına kadar sıyırdım kocaman bedeniyle önümde yatıyordu biraz masajdan sonra biraz sert yap anlamıyom bişey dedi anne güç alamıyom ki dedim otur bacaklarıma dedi hemen dediğini yaptım daha önce hiç bu kadar yakın olmamıştım ve çok heycanlıydım ben omuzlarını sırtını ovdukca ıhh ıhhh diye inliyordu ben içinde bulunduğum duruma alışmaya başlamıştım ve artık şansımı denemek istiyordum sikim öyle serttiki dayansam anlamaması imkansızdı omuzlarına uzanma bahanesiyle öne eğilip sikimi götüne sürtüyordum bunu defalarca tekrarlamama rağmen annem hiç tepki vermedi önceden biraz ses çıkarıyordu şimdi hiç ses gelmez olmuştu
anne diye seslendim ses gelmedi bi daha seslendim efendim dedi uyanıktı yani yetermi dedim devam et yorulmadıysan deyince tamam deyip devam ettim
ama bu defa daha cesurdum elimi belinden aşağılara indirmeye başladım avuçlarım götünün kaba etlerini sıkmaya başladı gayet açık bir şekilde götünü okşuyordum ama ses çıkarmıyordu
yarım saat kadar annemin koca götünü eteğinin üstünden okşadıktan sonra hala ses gelmemesinden cesaretlenip eteğinin lastiğinden tutup yavaşça aşağı sıyırmaya başladım götünün yarısı açılmış bembeyaz kilotu ortaya çıkmıştı hala ses gelmeyince baldırlarına kadar sıyırdım annem hala ses çıkarmıyordu biliyorum uyumuyordu en ufak sesten uyanırdı kalbim duracaktı heycandan kilotunun üstünden götünü okşamaya başladım çok büyüktü götü hayal ettiğimden daha güzeldi kilotunun kenarından elimi içeri sokmaya başladım ve artık elimi çıplak teninde götünün kaba etlerinde gezdirmeye başladım elimi tamgötünün yarığına yerleştirdim aşağı yukarı sıvazlıyordum arası fena ıslanmıştı
artık ne olacaksa olsun dedim ve kendi şortumu çıkardım altım çıplaktı annemin kilotunun yanlarından tutup aşağı sıyırdım baldırlarına kadar ve üstüne yattım sikim tam götünün yarığına yerleşti yukarı aşağı kaydırmaya başladım götü öyle büyüktü ki sikim kayboluyordu arasında sürterken sürterken sikim sıcak ve kaygan biyerlere giriverdi ve annem altımda öyle bi kasıldıki kalkacak sandım bi anda ama kalkmadı bende yavaş hareketlerle ileri geri yapmaya başladım bi süre sonra hızlanmaya başladım vuruşlarımdan çıkan sesler çoğalmıştı şakırtılar çok belirginleşmişdi
ve annemde ilk defa ses geldi
-yavaş ol kardeşlerin uyancak
artık herşey benim kontturolümdeydi üstüne uzandım ve anne dedim ne var dedi nasılsın dedim ses gelmedi üstünden kalkıp annemin elinden tuttum ve ayağa kaldırdım asılarak yatak odasına götürdüm yatağın yanına gelince arkasını döndürdüm omuzlarına basıp domalttırdım ışığıda açtım görmek istiyordum ve annemin kocaman götü karşımdaydı arkasına yanaşıp sikimi amına biraz sürtüp tekrar hepsini içine soktum annemde inlemeye başlamıştı artık
her vuruşumda annem hıh hıh diye inliyor götü dalgalanıyordu daha fazla dayanamadım ve sikimi çıkarıp götünün üstüne boşaldım
annem hemen çıkıp banyoya gitti bende yatağa uzandım ne hissedeceğimi bilemiyordum beş dakka sonra annem yatak odasının kapısına geldi bana biraz bakıp ben yatıyorum dedi dur nereye gidiyon dedim hemen elinden tutup yatağa yanaştırdım dur artık dövecem bak dedi tekrar arkasına geçtim boynunu öpüyor memelerini sıkıyordum gözlerini kapatmış ne yapacağımı bekliyordu tekrar domaltıp eteğini kaldırdım kilotu yoktu bu defa ayakta sikimi amına sokup sikmeye başladım boşalmam gecikiyordu yeni boşaldığım için sikimi amından çıkarıp yavaşça yukarı götüne kaydırdım ve bastırmaya başladım sikimin başı götüne girince dur acıyor demeye başladı ama durmadan hepsini soktum eğilip yorganı ısırıyordu bende daracık deliğe gidip geliyordum
hadi bitir artık yakalancaz şimdi dedi ben dahada hızlanıp tekrar götünün üstüne boşaldım devamınıda göndercem

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Gizli Hayatlar – Leyla’nın Tutkusu

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Gizli Hayatlar – Leyla’nın Tutkusu
Sabah uyandığında Leyla’ nın başı korkunç ağrıyordu. Cumartesi akşamı arkadaşları oturmaya gelmiş, sağlam içmişlerdi. Onlar gittikten sonra da kocalarıyla standart Cumartesi sevişmelerini yapmışlardı. On yıldan fazla olmuştu evleneli, 8 yaşında tatlı bir kızları vardı. Çocukları olduktan sonra cinsel hayatları haftada bir kez Cumartesi gecesi sevişmesiyle sabitlenmişti. Hoş, kocası ilk zamanlar da bile çok istekli bir adam sayılmazdı. Kocası Akın, kalp doktoruydu. Eğitimli erkeklerin çoğunda olduğu gibi iş, eğitim derken karısını cinsel anlamda ihmal edebiliyordu. Leyla sadık bir kadın olduğu için kocasından başka bir seçeneği hiç düşünmemişti.

Leyla duşunu alıp bir kahve içmek için mutfağa inmişti. Aynadan görüntüsü çok hoştu gerçekten, sarı saçları yeşil gözleriyle bir ilaheydi. Mesafeli, insanlara tepeden bakan kendinden asil bir havası vardı. Babası ünlü bir mimardı. O da babası gibi mimar olmuş, sosyal çevresi sayesinde iyi iş yapıyordu. Maddi olarak bir ihtiyacı olmasa da çalışmayı seviyordu, ne var ne yok diye maillere bakınca Ustası Ömer’den gelen resimleri görmüştü. Sirkeci’de bir steakhouse’un işini yapıyorlardı. Pazar günü olmasına rağmen ekibi çalışıyordu. Ustası da son durumu görmesi için resimleri yollamıştı. Hiçbir hata yoktu, zaten Ömer’e de güvenirdi. 10 yıldır bu işi yapıyordu ve ilk günden beri yanındaydı. Daha doğrusu babası bulmuştu. Diğer ustalar gibi kıro değildi, çok konuşmaz işine bakardı.

Ustasına teşekkür mesajı atıp, yukarı çıkmıştı. Akın hala uyuyordu, içkiyi hiç kaldıramazdı. Kendisi gibi zengin bir aileden geliyordu kocası, kolejde başlayan aşkları evlilikle sonuçlanmıştı. Kızlara Lara ile mutlu mesut yaşıyorlardı. Leyla 35 yaşına gelmesine rağmen kesinlikle daha genç duruyordu. Ama soğuk bir havası olduğundan kimse asılamazdı, O da izin vermezdi zaten. Birazdan kızı da kalkmış, kahvaltıya koyulmuşlardı. O gün olağan bir şekilde akşam oluvermişti.

Öbür sabah kocasıyla kızını yolladıktan sonra giyinip direkt Eminönü’ne, yapılan işi denetlemeye gitmişti. Anahtar teslim bir işti, müşteriyle ilk kez çalıştıklarından çok titizlenmişti. Gittiği zaman kapıda Ömer Usta karşılamıştı. Diğer çalışanların aksine temiz traşlıydı, diğer işçiler gibi orman kaçkını değildi. Leyla’ya yapılanları anlatırken her zamanki gibi düzgün bir Türkçeyle konuşuyordu. Allah için Ömer usta yakışıklı adamdı, fizik olarak da uzun boylu ve yapılı olduğu için dikkat çekiyordu. Leyla’nın aklında böyle bir fikir yoktu elbette, ama iş yaptıkları bazı kadın müşterilerle ufak kaçamaklar yaptığını biliyordu. Kadınlar malum her şeyi anlatırdı birbirlerine. Leyla’nın kimsenin özel hayatına karışmak gibi bir huyu olmadığı için takmazdı böyle şeylere. Netice de adam bekardı, 12 yaşında babasız kalmıştı. 4 kardeşi ile annesine bakıcam derken okuyamamış, bir aile de kuramamıştı. Normalde başkası olsa kovardı ama Ömer’ e biraz da üzüldüğünden bir şey demiyordu. Netice de bugüne kadar kendisine karşı en ufak bir laubaliliği olmamış, asılmamıştı. Hatta kendisine saygısızlık yapan bir iki işçinin ağzını burnunu kırmıştı.

İşlerini hallettikten sonra 2 gibi Nişantaşı’na geçmişti. Kırıntı’da arkadaşı Serap ile buluşacaktı.Mekanın bahçesine oturduktan 10 dakika sonra Serap’ta gelmişti. Leyla Serabı karşıdan görünce içinden orospu diye geçirmişti. Yarı transparan dekolte siyah bir gömlek ve daracık kotuyla herkesin dikkatini çekmişti. Siyah saçlarını da dağıtmış, iyice dikkat çekici olmuştu. Serap dikkat çekmeyi severdi, havalı bir kadındı. Kocasının yatakta hakkını veremediğinden şikayet ederdi bazen.

Serap’la oturup muhabbete başlamışlardı, konu evliliğe gelmişti. Serap kocasından şikayetçiydi, haftada bir zor yapıyorlardı. O’nun da iki çocuğu vardı ve evliliği rutine girmişti. Keşke senin yerinde olsam diyince Leyla gülmüştü. Senden farkım yok, standart Cumartesi akşamları bir kere birlikte oluyoruz işte demişti. Serap şen bir kahkaha atmıştı. O’nu demiyorum be demişti. Yanında çalışan tonla işçi var demişti. Bir kere Ömer yeter demişti. Eminim çıkarmadan üç atıyordur o azman diyince Leyla suratını asmıştı. Ne demek istediğini sorunca Serap gülerek ne yani hiç adamla yatmadın mı diyince Leyla şaşırdın sen herhalde, ben kocama sadığım demişti kızarak. Serap şaşırmış bir ifadeyle elimin altında öyle birisi olacak, hakkını verirdim. Sen takıl böyle demişti. Benim evin işini yaptığınız zaman baya iş attım adama ama yüz vermedi. Seninle arkadaş olduğumuz için kaçırdım adamı demişti gülerek. Böyle adamlar çok ateşli olur demişti. Bizim gibi sosyetik hatunların kıymetini bilir, evire çevire sikerler demişti şen kahkahalar atarken. Kocan gibi kibarca da değil, adam akıllı sikerler demişti. Leyla’nın canı sıkılmıştı, Serap bildiğin kevaşe konumuna sokmuştu onu. Biraz daha oturup kalkmıştı. Arabasına binip evine giderken kafasında, bir gün kocamdan başka biriyle yatsam bile inşaat ustasıyla yatmam diye düşünüyordu.

Gecenin bir yarısı yataktan fırlayarak kalktığında ter içinde kalmştı. Rüyasında Ömer’leydi. Serap’ ın anlattığı gibi evire çevire sikiyordu, en son götünden çıkardığı penisini yüzüne dayayıp boşalmaya başladığında uyanmıştı. Kocası da kalkmış neyin var diye sorunca, kabus gördüm iyiyim demişti. Kocasının getirdiği suyu içip tekrar yatarken, içinden Serap’a küfürleri saydırıyordu. Leyla’nın hayatı aynı rutinle devam ediyordu, bir akşam Serap’larla birlikte favorileri olan bir restorana gitmişlerdi. Canlı müzik olan, keyifli bir yerdi. Sahibini de tanıyorlardı, en önlerde güzel bir masada oturuyorlardı. Keyifleri yerindeydi, müziğin neden hala başlamadığını konuşuyorlardı. O ara mekanın sahibi Timur yanlarına gelmişti. Eğilerek Leyla hanım, sizden bir iyilik istiycem diyince şaşırmışlardı. Elektrik sisteminde bir sorun vardı, ondan dolayı müziğe başlayamıyorlardı. Ayrıca mutfaktaki ekipmanların yarısı da çalışmıyordu. Tanıdığı ustaların hiç biri müsait değildi. Sizinkilerden birisini arasanız, bir haftalığı benden diyince Ömer’i aramıştı. Zaten diğer ustaların telefonu yoktu, koordinasyonu hep Ömer sağlardı diğer işçilerle. Ömer’e ulaştığı zaman karşı tarafta çok yoğun müzik sesi vardı. Ömer daha sessiz bir yere geçtiğinde Leyla durumu anlatmıştı. Şanslarına Ömer oraya yakın bir yerde ailesiyle düğüne gelmişti. Leyla hanım düğünden kaçmak için severek gelirim, siz konum atın demişti. Gerçekten de 10 dakika sonra aramış, mekanı sormuştu. Leyla mekanı söyleyip karşılamak için kapıya gitmişti, şimdi korumalar içeri almazdı yoksa. Leyla kapıya varmadan ufak bir şok yaşamıştı. Ömer tam karşısındaydı. Ama bildiği Ömer değildi. Gri yelekli bir takım giymiş, siyah moda bir kravat takmıştı. Saçı bakımlı, traşlı oldukça yakışıklı olmuştu. Ömer, Leyla’nın şaşkınlığını fark etmişti. Gülerek Leyla hanım ne yapsaydım, düğüne tulumla mı gitseydim diyince Leyla’da gülmüştü. Ama Ömer’ in de gözleri Leyla’ da kalmıştı. Leyla kırmızı çok seksi bir kıyafet giymişti. Ömer ilk kez Leyla’yı böyle görüyordu. Sonra utanıp başını eğmişti, Leyla’da mahcup olmuş yanakları kızarmıştı. Leyla, Ömer’i Timur’un yanına götürüp masasına dönmüştü. Ömer işi hallederken aynı zamanda Timur’la muhabbet ediyordu. Timur’da fakirlikten gelmiş eski bir garsondu aslında. Allah yürü ya Kulum demişti.

Ömer 20 dakikada işi halledip ellerini yıkamıştı. Timur cebine bir kaç tane yüzlük sıkıştıracakti ki kabul etmedi. Leyla hanım çağırdı, para almam demişti. Müsaade isteyip gidicekti, Timur engel oldu. Madem para almıyorsan yemek ye, öyle git demişti. Vallahi bırakmam demişti. Ömer’i sevmişti. Ömer çaresiz tamam deyip köşe bir masaya oturdu, Timur, Ömer’in masayı en kralından donatmıştı. Leyla masalarına çağırmıştı ama Ömer haddini bilirdi. Leyla ara ara Ömer’i süzüyordu. Masada sakince yemeğini yiyor, müziğin keyfini çıkarıyordu. Oldukça yakışıklı görünüyordu, çevreden bir kaç kadının radarına da girmişti. Netice de alnında amele yazmıyordu. Şu anki haliyle genç, karizmatik bir iş adamını andırıyordu. Bazı insanlar doğuştan asildir derler, Ömer de oturuşuyla, tavırlarıyla kendini gösteriyordu. Biraz sonra 3-4 kızın oturduğu bir masadan kızlardan biri kalkmış Ömer’in yanına gitmişti. Kız bildiğin manken gibi bir şeydi. Ela gözlü, kumral, beline kadar saçlarıyla tam bir afetti. Leyla oturduğu yerden anlamıyordu ama kız sizi bir yerden tanıyorum muhabbeti yapıyordu. Leyla gülmüştü, kısmet Ömer’in ayağına gelmişti diye. Ömer’se kızla biraz konuşup elleriyle yok hayır gibisinden bir işaret yapıp kızı yollamıştı. Leyla içinden aptal demişti, kocamla yatakta yakalasam bu kızı kocama hak veririm demişti. Ömer 10 dakika sonra yemeğini bitirmiş, iyi akşamlar diyip gitmişti. Onlar da geç vakit mekandan ayrılmıştı.

Bir hafta kadar sonra Leyla Ulus taraflarında bir villaya doğru gidiyordu. Bir müşterisinin oğlu evlenicekti, gelin hanım evde değişiklikler istemişti. Damadı tanıyordu zaten, efendi bir çocuktu. Gelini ilk kez görücekti. Umarım çok kaprisli değildir diyordu. Gelinlerin derdi, isteği bitmezdi. Eve vardığında müşterisi, damat, gelin onu bekliyorlardı. Leyla gelini görünce baya sürpriz olmuştu. Geçen hafta mekanda Ömer’e yürüyen kzıdı bu. Adı Seren’di. Kızın motor olduğuna mı yansın, kız Ömer’i hatırlarsa ne olucak Onu mu düşünsündü. 4-5 saat evde kalmıştı. Seren’in istekleri bitmiyordu. Gerekli notları almış, müşterisine iyi günler diyip kaçmıştı.

Villanın işine başlamışlardı, işi çabuk bitirmek istiyordu. Ömer’e bir şey dememişti, o akşam olayı fark ettiğini bilmiyordu neticede. Bir gün Leyla villadayken Seren gelivermişti. Leyla’yla konuşurlarken Ömer bir şeyler sormak için gelmişti. Seren şaşırmış, sertçe Ömer’e bakıyordu. Ömer kızı fark etmemişti bile. Villanın işi sürüyordu, Leyla başka işleriyle de ilgilendiğinden buranın işini Ömer’e bırakmıştı. Ama ne zaman villaya gitse Seren orada oluyordu, Ömer’e emirler yağdırıp aklınca intikam alıyordu. 1 ayın sonunda hemen hemen iş bitmişti. Eşyalar bile gelmiş, ufak tefek rötüşler kalmıştı. Bir gün Ömer tek başına villada çalışıyor, ufak işleri hallediyordu. Leyla ile konuşmuştu, gerekli talimatları almıştı. Hemen sonra Seren aramış, villada buluşmak istemişti. İstediği bir iki değişiklik vardı. Leyla çok yoğundu, gelme şansı yoktu. Ömer’in villada olduğunu, istediği değişiklikleri ona söylemesini ben gene de gelirsem gelirim diyince tamam ben Ömer’le görüşürüm demişti. Telefonu kapadıktan sonra içine bir kurt düşmüştü. Ömer evde tekti, bir problem çıkabilirdi. Arabasına binip Ulus’a gitmişti. Villaya gittiği zaman dış kapı hafif aralıktı. Sessizce içeri giriverdi. Yukarı kattan konuşma sesleri geliyordu. Yavaşça yukarı çıktığında yukarıdaki salonda Ömer ile Seren konuşuyorlardı. Leyla, Seren’i görünce oha demişti. Beyaz, askılı sırtı dekolte bir bluzla ultra mini, pembe renkli, pileli bir etek giymişti. Seren Ömer’ e konuşurken adeta yalvarıyordu. Lütfen, sana aşığım anlamıyor musun ? Düğün falan umurumda değil, bozarım diyordu. Ömer saçmalama senle ben nasıl olur diyordu. Seren ise babam beni anlar. Gider yurt dışında yaşarız diyordu. Ömer kesin bir dille hayır,olmaz diyordu.
Leyla içinden yuh demişti. Kızın nişanlısı veya kızın babası duysa kıyamet kopardı. Ömer gayet net bir şekilde hayır diyordu. Seren en sonunda tamam, benimle bir hayat kurma. O zaman benimle yatıcaksın diyince Leyla çüş artık demişti. Kız orospuluğu iyice ele almıştı. Ömer, Seren’e bu dediğine karşılık gülmüştü. Bana bak kızım demişti. Tavrı değişmişti Ömer’in. Ben senin dünyandaki adamlara benzemem. Üstünden kamyon geçmiş gibi olursun. Amını götünü dümdüz ederim diyince Seren de,Leyla da şaşırmıştı. Ömer, Seren’in bu teklifine hayır dememişti. Seren gülerek tamam demişti. İstediğin gibi sahip ol bana deyince Ömer sen kaşındın demişti. Leyla gördüğüne, duyduğuna inanamıyordu. Seren hiç vakit kaybetmeden Ömer’in dudaklarına yapışmıştı bile. Leyla kilitlenmiş, manzarayı izliyordu. Ömer iri elleriyle zaten minik olan Seren’in eteğini yukarı toplamış, kalçalarını avuçluyordu. Seren, Ömer’in gömleğinin düğmelerini kopartırcasına sökmeye başlamıştı. Ömer’in belden üstü çıplak kalınca Leyla hayranlıkla Ömer’in vücuduna kilitlenmişti. Kaslı, kıllı harika bir vücudu vardı. Seren de gördüğü karşısında hayranlıkla bakıyordu. Narin ojeli parmaklarını Ömer’in göğsünde, karnında gezdiriyordu. Ömer, emreder bir tonda soyun dediği zaman neredeyse Leyla da soyunacaktı. O derece uyarılmıştı. Seren zaten yarı çıplaktı, hemen soyunmuştu. Tekrar öpüşmeye başlamışlardı, Ömer resmen Seren’i sömürüyordu. Neden sonra Ömer Seren’i omuzlarından bastırıp önünde diz çöktürmüştü. Seren istenileni anlamış, Ömer’in pantolonunu çözmeye başlamıştı. Seren, Ömer’i pantalonuyla boxer’ından kurtardığında Leyla yeni bir şok daha yaşamıştı. Seren’in hayranlıkla baktığı penis oldukça büyük ve ihtişamlı görünüyordu. Rahat 20 cm vardı. Seren ürkek gözlerle Ömer’e baktığında, Ömer gülerek sen istedin demişti. Ömer kendini kanepeye atmış, bacaklarını iyice açmıştı. Seren ürkekçe Ömer’in penisini sıvazlamaya başlamıştı, Ömer sertçe saçlarından tutup penisini ağzına soktuğunda neredeyse boğulacaktı. Ömer, insafsızca Seren’in ağzını sikiyordu. Leyla bu hard seksi izlerken istem dışı ıslandığını fark etti. Etkilenmemesi de mümkün değildi. Ömer, Seren’in saçlarını bırakıp iyice arkasına yaslandığı zaman Seren de nefes alacak zaman bulmuştu. Böyle bir muameleye hiç maruz kalmamıştı. Ömer devam et deyince saksoya devam etti. Alabildiği kadar ağzına alıyordu ama dibine kadar alamıyordu. Ömer gülerek beceriksiz deyince hırslanmıştı. Neredeyse gırtlağından girecekti Ömer’in penisi ama tamamını ağzına almıştı. Ömer aferim orospuma öğreniyorsun deyince Seren’in yüzü gülmüştü. Leyla hala şoktaydı, yıllardır tanıdığı ustasının bu yönünü bilmiyordu. Resmen sadistçe davranıyordu. Gerçi Seren kaşınmıştı. Seren artık Ömer’in taşaklarını emmeye, ısırmaya başlamıştı. Adeta tapıyordu bu penise. Ömer çok geçmeden geliyorum orospum al ağzına deyince Seren resmen yutmuştu bu devasa penisi. Ömer’in kasılmalarından boşaldığı belliydi, Seren yılların orospusu gibiydi. Ağzından penisi bıraktığı zaman bir damla bile kalmamıştı ortalıkta. Hepsini yutmuştu küçük orospu. Ömer bir kaç dakika kendine gelememişti, Seren de kendini Ömer’in üstüne bırakmıştı. Sevgili gibiydiler şu anda. Ömer şöyle bir silkinip Seren’e git ağzını yıka, gelirken de su getir deyince Seren yeni gelin gibi hemen banyoya koşmuştu. Seren biraz sonra elinde bir bardak suyla gelmişti. Saçlarını topuz yapmış, daha seksi olmuştu. Ömer suyunu içmiş, belinden tuttuğu Seren’i yanına çekmişti. Daha nazikti bu sefer, yavaş yavaş öpüşüyorlardı. Ömer elleriyle Seren’in muhteşem vücudunu keşfediyordu. Ömer ani bir hareketle Seren’i kanepenin üstüne yatırmıştı. Leyla, artık sikme vakti geldi anlaşılan diyordu. Bunun aksine Ömer Seren’in üstüne uzanmış, tekrar öpüşmeye başlamışlardı. Sanki deminki vahşiliğini telafi ediyordu. Ömer, Seren’in omuzlarını, boynunu bitirdikten sonra göğüslerine inmişti. Bu Sefer incitmemeye dikkat ederek Seren’in göğüslerini emiyor, meme uçlarını yalıyordu. Seren bu muameleye karışı kıvranmaya başlamıştı. Ömer her santimiyle ilgileniyordu. En sonunda Seren’in kadınlığına inmiş, hırsla yalamaya başlamıştı. Seren için bitirici hamle olmuştu bu, Ömer’in başını bacaklarıyla sıkıştırıyor, saçlarını çekiyor, küfrediyordu. Leyla şoktaydı, Ömer’in ön sevişmede bu kadar usta olacağını tahmin etmemişti. Bu manzara karşısında O’nun da bacaklarının arasından suları akmaya başlamıştı, neredeyse soyunup aralarına katılacaktı. Seren, yeter artık piç kurusu, sikiceksen sik artık deyince Ömer gülerek doğruldu. Penisi yeterince hazırdı. Penisini, Seren’in amına dayayıp ittirmeye başladığında Seren’in gözleri kocaman olmuştu. Oldukça ıslak olmasına rağmen içine giren büyük penis sanki midesine dayanmış, amının duvarlarını zorluyordu. Leyla’ yı iyice ateş basmıştı, bir eli boynundaydı. Diğer eli ise mini eteğinin altına gitmiş, ıslanan kadınlığını okşuyordu. Evin içinde Seren’in çığlıkları yankılanıyordu, Ömer sertçe sikmeye başlamıştı, gene vahşileşmişti. Kasıklarının çarpma sesi ortalığı inletiyordu, çok geçmeden Seren’in gözleri kaymaya başlamış tırnaklarını Ömer’in kaslı kollarına saplamıştı. Seren hayatında böyle becerilmemişti, soluk soluğa kalmış Ömer’e ara vermesi için yalvarıyordu. Ömer gülmüş, amma çabuk pes ettin kerhanedeki orospular daha beceriklidir demişti. Ömer, Seren’i ters çevirmiş vücudunun üst kısmı kanepede olacak şekilde domaltmıştı. Seren’in bluzunu alıp penisini kurulamıştı. Leyla eli külodunun içinde, amını parmaklıyordu. Hiç böyle olmamış, Ömer’in ne yaptığına bakıyordu. Ömer aynı bluzla Seren’in amını da kurulayıp bluzu kenara atmış, Seren’i sikmek için hazırlanıyordu. Leyla, Aman Allahıım diyordu bunu yapamazsın diye söylenmişti ama çok geçti. Ömer, Seren’in ıslakken bile zor aldığı penisini kuru kuru amına sokmuştu bile. Seren bu sefer bas bas bağırıyordu, canı adam akıllı yanmıştı. Ömer’in yaptğı zalimlikti resmen, üstüne sağlı sollu Seren’in kalçalarını tokatlayıp kıpkırmızı etmişti. Leyla artık kaçıncıya boşalıyordu, nefes nefese kalmıştı. Olduğu yerden kalkacak hali yoktu. Parmaklarını istem dışı ağzına götürüp, kendi sularını emmeye başlamıştı. En sonunda Ömer, adeta haykırarak Seren’in içine boşalmaya başladığında Seren kendisini salmıştı. Böyle bir zalimliği beklemiyordu. Sikilerken gene sulanmıştı ama amının içi tahriş olmuştu. Bacaklarının arası cayır cayır yanıyordu, resmen tecavüze uğramıştı. Orospuluğun ceremesini çekmişti. Ömer kızmıştı bu kez, bir postada yığıldın kaldın. Senin kadar dayanıksızını görmedim diyince Seren özür dilemişti. Zorlukla doğrulup Ömer’e sarılmış, affet lütfen alışık değilim böylesine, bir dahakine ne kadar istersen sik, ama bittim artık demişti.

Leyla’nın ağzı açık kalmıştı, Seren bildiğin tecavüze uğramış ama tekrar sikilmek için yalvarıyordu. Ömer, iyi iyi bakarız ben duşa gidiyorum sen de toparlan diyince Leyla da yakalanmamak için sessizce dışarı çıkmıştı. Arabasına bindiği zaman araba kullanacak hali kalmamıştı. Kaç kere boşalmıştı bilmiyordu. Biraz dinlendikten sonra yakalanmamak için arabasını çalıştırıp gitmişti.

Leyla iki gün işe uğramamıştı, kendimi iyi hissetmiyorum deyip evde kalıyordu. İşe giderse kendine hakim olamamaktan korkuyordu. Kocasına ihanet gibi bir niyeti yoktu ama Seren’in becerildiği gibi becerilmek için her şeyini verirdi. İkinci günün akşamı Ömer aramış, bazı işler hakkında konuşmak istemişti. Onay vermesi gereken yerler vardı. Akşam gelmesini söylemişti, kocasının evde olduğu saatte çağırmıştı. Başbaşa olmak istememişti. Bir kaza olsun istemiyordu. 5 gibi kızı Lara gelmişti, bir saat sonra da kocası gelmişti. 7′ ye doğru Ömer geldiğinde yemek yiyorlardı. Ömer, ben beklerim yemekten sonra bakarız dese de başta Leyla’nın kocası Akın’ın ısrarıyla Ömer’de yemeğe katılmıştı. Akın’da Ömer’i severdi. Bu piyasada bulunabilecek en düzgün adamlardan birinin olduğunun farkındaydı ve Leyla için iyi bir personel olduğunu düşünüyordu. Gözü arkada kalmıyordu hem. Ömer 10 gibi müsaade isteyip kalkıcaktı, Akın müsaade etmedi. Zaten yarın sabah Riva’ya gidiyormuşsun, buradan çabucak gidersin diyince Leyla’da kocasına katılmak zorunda kalmıştı. Akın birde votkayı açınca Leyla iyice sinirlenmişti, bir hep beraber içmedikleri kalmıştı. Muhabbet sırasında Akın, Ömer’e ailesiyle ilgili sorular soruyordu. Leyla zaten Ömer’in 5 erkek kardeşin en büyüğü olduğunu biliyordu, ama ayrıntıları hiç merak etmemişti. Ömer kardeşlerini saymaya başlayınca Leyla bir sürprizle karşılaşmıştı. Ömer telefondan resimlerini gösterip anlatıyordu, sırayla kendisinden sonrakiler doktor, subay, mühendis ve avukat olmuşlardı. Leyla’ya sorsan Ömer’in kardeşleri de inşaat benzeri işlerde çalışıyorlardı. Ömer gülerek onlar gururum, boşa çalışmadım onlar için diyince, Leyla daha fazla hayranlık duymuştu. Millet bir çocuğu okutamıyordu. Vakit artık gece yarısı olmuştu, kafalar da hafif çakırkeyif olunca Ömer’e misafir odasını gösterip Akın’la Leyla’da odalarına çekildiler. Hava sıcaktı, Akın boxerıyla yatmıştı. Leyla’da pembe tangasının üstüne askılı pembe kısa bir gecelik giyip yatmıştı. Ne var ki saat 2 olmuş, kocasının yattığı gibi uyumasının aksine Leyla’yı uyku tutmuyordu. Hem havanın sıcaklığı, hem de yaşadığı cinsel gerilim Leyla’nın uykularını kaçırmıştı. Karar vermişti, ne olursa olsundu. Ömer’i çıkaracaktı işten, birlikte oldukları sürece Leyla’nın gerilimi bitmeyecekti. İhtiyacı da yoktu zaten, olmazsa çalışmayı bırakırdı bile. Su içmek için yanına uzandı ama sürahi boştu, geri zekalı hizmetçi doldurmamıştı. Yataktan kalkıp sessiz adımlarla mutfağa gitti, üstüne bir şey alma gereği duymamıştı. Nasılsa herkes uyuyor diye düşünmüştü ama yanıldığını anlayacaktı. Mutfağa girdiğinde Ömer de mutfaktaydı, tezgahın ışığını açmış ayakta su içiyordu. Daha da fenası sadece boxerlaydı, hafifçe terlemiş kaslı vücudu Leyla’nın tüm dikkatini üstüne çekmişti. Ömer de Leyla’ya kilitlenmişti, kısacık pembe gecelikle Leyla dehşet verici olmuştu. Leyla aklına mukayyet olamıyordu artık, yavaşça Ömer’in yanına yürüdü. Yavaşça ellerini Ömer’in göğsüne koyunca bir tepki gelmemişti. Hayran hayran Ömer’in vücuduna bakıyor, elleriyle kaslarını okşuyordu. Birden Ömer iki elini sertçe bileklerinden yakalayınca irkilmişti istem dışı. Ömer, Leyla’yı ters çevirip mutfak masasının üstüne yüzükoyun uzandırıvermişti. Ömer alkollu olmasa bu haltı yemezdi ama alkolun ve ortamın etkisiyle O’da kontrolünü yitirmişti artık. Ömer, Leyla’nın zaten kısa olan geceliği hemen sıyırıvermişti, Leyla’nın kalçaları zaten dehşetti. Bir de pembe tangasıyla iyice iştah açıcıydı. Ömer tanganın üstünden parmaklarıyla Leyla’nın kadınlığını uyarmaya başlamıştı. Leyla’nın bacakları titremeye başlamıştı bile, evinin mutfağındaydı. Mutfağın masasına uzanmış, kocası ile kızı yukarıda uyurken yanında çalışan ustası onu sikmeye hazırlanıyordu. Ömer tangasının kenarlarından tutup Leyla’nın ayaklarından çıkardığında amı zaten sular seller gibi olmuştu. Düşündüğü şeyse, Ömer o koca sikiyle içini parçalarken çığlık atmadan nasıl duracaktı ?? Ömer dizlerinin üstüne çöküp dudaklarını kadınlığına yapıştırdığında Leyla’nın ağzından ufak bir çığlık kopmuştu bile. Ömer diliyle kadınlığını keşfettikçe elini ısırıyordu. Leyla’nın yaşadığı zevk dalgası inanılmazdı. Ortamın uygunsuzluğu, zamansızlığı kabus gibiydi. Birlikte otellerde kaldıkları olurdu, kimsenin haberi olmayacağı uygun zamanları harcamışlar evinin mutfağında Ömer’e teslim olmuştu. Ömer göt deliğini yalayıp aynı zamanda amına parmaklarını soktuğu zaman artık ip kopmuştu Leyla’da. Hiçbir şeyi düşünemez olmuştu. Leyla bir kez boşalmıştı zaten. Ömer dili ve parmaklarıyla tekrar uyarmıştı onu. Artık sikilmeye hazırdı. Ömer de Leyla’nın çığlıklarını düşünmüş olacakki pembe tangasını Leyla’nn ağzına tıkıvermişti. Leyla itiraz bile etmemişti, bu durumda alınabilecek en iyi önlemdi. Ömer, penisini Leyla’nın kalçaları arasına sıkıştırıp ileri geri yapmaya başlayınca Leyla’nın vücudu ürperivermişti gene. Artık vakit gelmişti. Ömer penisinin başını Leyla’nın kadınlığına yaslaynca, Leyla gözlerini yummuştu. Nefes bile almıyordu adeta, Ömer yavaş yavaş penisini soktukça Leyla’nın ağzındaki tangaya rağmen kuvvetli sesleri çıkmaya başlamıştı. Ömer penisinin tamanını sokunca şöyle bir bekleyip Leyla’nın içindeki azmana alışması için zaman verdi. İyi de olmuştu, Leyla’nın gözleri kararmıştı bile. Kocasının normal boyutlardaki penisinden sonra Ömer’ inki çok büyük gelmişti gerçekten. Ömer, Leyla’nın alıştığına kanaat getirip yavaş yavaş sikmeye başlamıştı. Acele etmiyordu, anın keyfini çıkarıyordu. Artık mutfağın içi, sert vuruşların sesiyle ve Leyla’nın inlemeleriyle dolmuştu. Hava zaten sıcaktı, sevişmenin de etkisiyle vücutları ter içinde kalmıştı. Manzara müthişti, Leyla harika vücuduyla masanın üstüne kapanmış, Ömer de yunan heykellerine benzeyen vücuduyla Leyla’ya sahip oluyordu. Ömer, Leyla’yı tutup ayağa kaldırmıştı. İnce askılarını düşürünce taş gibi memeleri ortaya çıkmıştı. Ömer iri elleriyle göğüslerini ezmeye başlayıp bir taraftan da omuzlarını öpmeye başlayınca Leyla bu zevke dayanamamış, ikinciye boşalmaya başlamıştı. Bu orgazm çok daha şiddetli olmuş, kendini masanın üstüne bırakmıştı tekrar. Rahat nefes almak için ağzından tangayı çıkarmıştı, çığlık atacak hali kalmamıştı zaten. Ömer de artık boşalmaya yaklaşmıştı, vuruşlarını hızlandırmıştı. Leyla Ömer’i içine boşalmaması için uyaracaktı ama mecali yoktu. Kocası kondom kullanırdı, kendisi hap veya spiral kullanmazdı. Elini uzatıp dur demeye çalışmıştı ama Ömer’in bunu görecek hali yoktu. Dehşet bir hırsla Leyla’yı becermeye başlamıştı, kasıklarının çarpma sesleri yukarı kata bile gidiyor olabilirdi. Ömer, Leyla’ya çok darsın, harikasın, yanıyorsun bebeğim derken birden kalçalarına parmaklarını gömmüş ve boşalmaya başlamıştı. Ömer boşalırken iyice köklemiş, spermleri Leyla’nın rahminin en uç noktalarına gidiyordu. Leyla’nın içi yanıyordu adeta. Çok hızlı ve sert bir sevişme olmuş, Ömer’in spermleri içini doldurmuştu. Serap’ın dediği gibi, Ömer adamakıllı sikmişti Leyla’yı. Ömer boşalmanın etkisiyle Leyla’nın üstüne yığılmıştı. İkisi de nefes nefeseydi. Ömer, Leyla’nın içinden çıktığında dölleri de Leyla’nın kadınlığından akmaya başlamıştı. Ömer içinden çıkınca Leyla dayanamamış yere çökmüştü. Ömer de sırt üstü fayans zemine uzanmıştı. Adeta vücudunu soğutmak istiyordu. Leyla’nın gözleri hala dimdik olan Ömer’in penisine takılmıştı. Kocası bir kere boşaldımı iş biterdi. Ömer hala sevişmeye hazır bir durumdaydı. Artık eski Leyla değildi zaten, elleriyle dizlerinin üstünde Ömer’in penisine doğru ilerledi. Ömer’in gözleri kapalı olduğu için Leyla’nın ne yaptığını göremiyordu, birden Leyla’nın ellerini kasıklarında hissedince şaşırıp Leyla’ya bakmıştı. Leyla arzu dolu gözleriyle Ömer’e bakıyordu. Ömer’ın meraklı bakışlarına, Leyla Ömer’in penisini ağzına alarak cevap vermişti. Leyla normalde oral seks yapmayı bile sevmezdi ama şu an Ömer’in dölleriyle, kendi kadınlık svılarıyla kaplı penisini ağzına almakta sorun görmemişti. Duvarlarını yıkmıştı adeta. Ömer’in penisini, diliyle tepeden tırnağa temizlemişti. Pırıl pırıl yaptığı penisin tamamını ağzına hapseden Leyla, Ömer’i deli ediyordu. Böyle bir muameleyi Ömer beklemiyordu kesinlikle. Leyla ağzındaki penisi gırtlağına kadar alıyor,bir taraftan Ömer’in yumurtalıklarını okşuyordu. Ömer’in içinde adeta bir yangın vardı, bu sefer teslim olan oydu. Leyla hayatında yaptığı en muazzam orali Ömer’e yapıyor, adeta yaşadığı muhteşem cinsel haz için teşekkür ediyordu. Ömer’in artık kasıkları yanmaya başlamıştı, ağzındaki penisin kasılmalarından Leyla’da Ömer’in boşalacağını anlamıştı. Ömer elleriyle yüzünü kapatmış, Aman Allahım derken bir volkan gibi patlamıştı adeta. Leyla, son anda penisi ağzından çıkarmış, Ömer’in penisinden gelen döller çenesiyle göğüslerini kaplamıştı adeta. Ömer adeta baygınlık geçirecekti, bu kadar kısa sürede iki kere boşalınca pili bitmişti. Nefes alıp vermesi düzelince kafasını kaldırıp Leyla’ya bakınca karşısında tanıdığı Leyla yoktu. Yemyeşil gözleriyle arzu dolu bakan başka bir kadın vardı, yeni bir hayat başlıyordu Leyla için. Tabi ki Ömer içinde….

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ciddi komşum

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Ciddi komşum
Günlük yaşamımızda karşımıza çıkan çekici kişiler mutlaka hayallerimizi süsler…ancak ne biz nede onlar içindeki fırtınaların rügarlarını dışarı çıkarmaz…bende öyle sanıyordum ama yanılmışım….
iş yerimizin yeri değişmiş ve cadde kenarında bir yere taşınmıştık.yeni çevre yeni insanlar la karşılaşıyorken binamızda oturan bi bayan çok ilgimi çekiyordu.35 civarında olan bu bayan çok ciddi ve sağa sola pek bakmayan biriydi.iş yerimiz bina kapısına çok yakın olduğundan binaya giren çıkanların ayakkabı sesini duyabiliyorduk.o bayanın ayakkabı ve yürümesindeki ses daha bi zerafetliydi ve tahrik ediciydi…iş yerim ankarada bu arada.o ayak seslerini duyar duymaz tanıyor ve arabadan bir şey alma bahanesine dışarı çıkıyordum ama nafileydi.kadın çok kısa bir süre yüzüme bakıyor ve bende bakıp karşılık verince anında yüzünü çeviriyordu.bazen eşi ve çocukları ile çıkıncada hiç bakmıyordum,ama mutsuz olduğu yüz ifadesinden belliydi…artık umutlarım tükenmeye başlamışken bir gün sabah saatlerinde bu bayan büroya geldi.kalbim duracak sandım ve eminim rengim değişti…kekeleyerek ”buyrun ” diyebildim sadece.çarşıdan aldığı bir askı için duvara delik açmak istediğini ancak gerekli aletin olmadığını söyledi.tabi tabi yardımcı olurum dedim.duvarıda deleriz…”içimden senide dedim”matkabı alıp geliyorum dedim.hemen evine gittim.banyoya pembe plastik kancalar taktım.çok teşekkür ederim dedi o mükemmel ses tonuyla.içimi titretiyordu, konuşması çok düzgündü , o öyle konuşunca bende ona karşı nazik ve kibar oluyordum.işim bitti ve borcum nrdir dedi.önemli değil dedim .çok sevindi ve size börek yapıp getireceğim dedi.olur dedim.tabi saatler günler geçmek bilmiyordu.bir yandanda evinde onunla baş başa kaldığımda asla cesaret edemesemde o dudaklarını göğüslerini hayal ediyordum.önümde yürürken kalçalarını ve göbeğinin üzerinde olmanın nasıl bir şey olduğunu ve bacaklarını açıp sırt üstü yatırıp yalamayı hayal ediyordum.bir gün elinde bir tepsi ile gelmişti.bıraktı ve gitti.sadece afiyet olsun dedi o kadar.ben elimde börekle kala kaldım.bunun benim onunla ilgilenmemden haberi yok dedim içimden.evli bi bayandı ve sert mizaçlıydı bi o kadarda çekici ve sexsiydi.bir gün takip edecektim.bazen büyük bir alışveriş merkezinin servisiyle binaya geliyordu.bi sabah takip ettim yanılmamıştım ve avm gitmişti.elbiselere elektronik eşyalara bakıyordu.elektonik eşyalara bakarken yanına yaklaştım.merhaba dedim…şaşırmıştı.kablosuz modem arıyorum da dedi.beraber bakalımmı dedim…siz anlarmısınız dedi.tabi az çok anlarım dedim.bi modem aldık ve çıkarken ben servis araçlarıyla giderim dedi.siz ayrı gidin isterseniz laf söz olmasın dedi haklıydı.2 saat sonra uygun olrsanız kurulumunu yaparsanız çok sevinirim dedi.büyük bir memnuniyetle kabul ettim.iki saat sonra zili çaldım…askılı elbisesini giymiş ve dizlerinin üzerindeki etek boyu ile çok sexsi idi.çılgına dönmüştüm.modemi kurup işim bitmişti kahve yapmıştı ve uzatırken el teması kaçınılmaz olmuştu onunda gözleri gözlerimdeydi…size bir şey itiraf etmek istiyorum dedim.sizi dinliyorum dedi..bu gün sizi takip ettim ve sizle konuşmak için.sizden anlayamaığım ve engelleyemediğim bi duygu ile hoşlanıyorum dedim.bu andan sonra ya devam ya da işin içinden çıkılmaz bi süreç başlayacaktı.sessizlik hakimdi.ve kalp atışlarımın şiddeti benim ateşimi çıkarmıştı…o evli ben evliydi…yüzüme bakarmısın dedi ..sessizliği bozmuştu bu ses..
benden hoşlandığını anlamıştım dedi.ama söyleyebileceğini hiç tahmin etmemiştim dedi.doğrusu beğenilmek çok güzel ilgi çekebilmek ve arzulanmmak ..değilmi dedi.evet dedim.yanıma gel dedi.yanına oturdum.o ciddi bayan gitmiş çok tatlı ve sexsi bir bayan gelmişti.göz göze geldik ve öpüşmeye başladık .ayağa kalktım ve oda kalktı.boynunu öpmeye başlamıştım.kulaklarını ..askılarını hemen çıkardı..göğüsleri karşımdaydı.bense olayların bu kadar hızlı gelişmesinin şokunu yaşıyordum.sonre göğüsleriniemmeye başladım.bu arada elbisesini tamamen çıkardı…ayaktaydı sadece siyah kilodu vardı..bende bu arada pantolon gömlek çoktan çıkarmıştım.o ayakta elleri omzumdaydı..bense göbeğini yalıyordum.titriyordu ve derin ani nefesler alıyordu.sonra yatağa gittik.sırt üstü uzandı bense göbeğindeydim.kilodunu çkardım..harika bir amı vardı.amının kenarlarını yalıyordum bu arada göz ucumla ona bakıyordum.surat ifadesinde aldığı zevk belli oluyordu.amının içine dilimi soktum bu arada saçlarımı çekiyor ve başımı amına bastırıyordu.sesler inlemeye başladı besbelliki boşalıyordu.kasılıyor titriyor ve arada ”ah ”off ” diyordu.hadi artık sok dedi.sik tatlım çabuk dedi ve sabırsız hale gelmişti.bacağını karnına çekti ve eliyle benimkinin başını tuttu içine eliyle soktu…harikaydı.ilk soktuğumm anda boşalmıştı.boşalıyorum diye mırıldanıyordu.hariksın devam et evam et diyordu..o istek ve arzuyla ben gelmek üzereyim dedim,,korunuyorum çıkarma sakın dedi içine boşal dedi..ben boşaldığım halde çıkarmadan devam ettim ancak bi ara seslerden duyan olur korkusuyla ağzını kapadım,oda durumu anladı ve temkinli olmaya başladı.ikincisini boşalana kadar hatun ve ben zevkten bi halolmuştuk.uzanarrtak kaldım yanında.hemen iş geldi ve apar topar giyindim.bu açılıştı ve sonraları bir çok kez beraber olduk.tayinden dolayı ayrıldık.onu çok özlüyorum.

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

kaynanam

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

kaynanam
(alıntıdır)

Size kaynanamı nasıl
becerdiğimi anlatmak istiyorum. Bundan 4 yıl önce üniversitede Meltem
ile tanıştım. Ben üçüncü sınıftım, o ise birinci
sınıftı, ortak bir iki dersimiz vardı. Zamanla ben
Meltem’den etkilendim ve çıkmaya başladık. Bir yıl kadar sonra
bir gün Meltem annesiyle tanıştırmak için beni evlerine davet
etti. Meltem’in annesi ile babası 8 yıl önce
boşanmışlar, bu yüzden sadece annesi ile
tanışacaktım.

Evlerine
gittiğimde, kendi annem gibi şişman, yaşlı bir anne
beklerken, henüz 38 yaşında, sarışın, muhteşem
bir fiziğe sahip, müstakbel kayınvalidem Pınar teyze ile
tanıştım. Meltem’in güzelliği annesinden geliyordu, belli.
Bu ziyaretten sonra beni sevmiş olacak ki, annesi sık sık davet
etmeye başladı. Bazen de Meltem evde yalnızken beni
çağırıyordu rahatça sevişmek için…

Bir gün Pınar teyze beni aradı ve konuşmak istediğini
söyledi. Ben de, “Tamam, akşam Meltem’le gelirim!” dedim. Pınar
teyze, “Olmaz, yalnız konuşmamız lazım, hemen gelebilir
misin?” dedi. “Olur…” dedim, ama çok merak etmiştim ne konuşacak
diye. O dönem çalışmıyordum, Meltem de okuldaydı. Hemen
gittim. Pınar teyze beni içeri aldı, çok güzel gözüküyordu ve güzel
bir kokusu vardı. Çay falan demlemişti. Ben heyecanla ve
endişeyle ne konuşacağımızı merak ediyordum.
Bana, “Kerem, Meltem’le ciddi bir ilişki düşünüyor musun?” dedi. Ben
de, “Tabi ki Pınar teyze, kısmet olursa evlenmeyi planlıyorum
ileride!” dedim. “Peki cinsel birliktelik yaşadınız mı?”
dedi. Ben şok olmuştum. “Hayır!” diyebildim kekeleyerek.
“Doğru söyle!” dedi. “Yemin ederim!” dedim. “Ama geçen hafta ben sizi
gördüm!” dedi. Donup kaldım, “Nasıl, nerede?” diyebildim. “Burada,
Meltem’in odasında! Ogün işim erken bitti, geldiğimde sizi
Meltem’in odasında birlikte gördüm, yarı çıplaktınız!”
dedi.

Doğru
söylüyordu. Ne diyeceğimi bilemedim başta, “Pınar teyze özür
dilerim, ama biz birlikte olmadık, yemin ederim sana, istersen Meltem’e de
sorabilirsin!” dedim. “Neden yarı çıplaktınız o zaman?”
dedi. “Yani birbirimize dokunduk sadece, ama bir birleşme olmadı,
yemin ederim!” dedim. “Bak Kerem, sen kızımdan 4 yaş büyüksün,
kızım bazı şeylere hazır olmayabilir. Daha onun için
erken böyle şeyler, belki senin için de…” dedi, sonra bana yan yan
baktı. “Biliyorum Pınar teyze! Onu incitecek bir şey yapmam,
emin ol!” dedim. “Yani sakın ola zorlama onu. Bizim boşandığımız
dönem zorlu bir süreçten geçti. O yüzden bazı konularda hassas olabilir.
Seni de anlıyorum, hormonların bazı şeyleri istiyor
olabilir, ama lütfen dikkatli ol!” dedi. “Olurum Pınar teyze, sen merak
etme!” dedim. “Biz seni ailecek sevdik, her türlü sorununda, probleminde bana
açılabilirsin!” dedi. “Olur, tabi ki!” dedim. “Hormonlarının
seni yönlendirdiği dönemlerde Meltem’i zorlama olur mu? Cinsel bir
birliktelik yaşamak istediğinde, bu işi yapan temiz bir
kadın tanıyorum, istersen ona yönlendirebilirim seni!” dedi.

Çok
şaşırmıştım, “Nasıl yani Pınar teyze?”
dedim. “Bayağı işte, eskortluk yapan bir
tanıdığım var. Onunla tanıştırabilirim seni
istersen!” dedi. Kesin benim sadakatimi test ediyor diye düşündüm, “Olur
mu öyle şey Pınar teyze, evlenene kadar kendime hakim olurum ben!” dedim.
“Tamam, sen yine de düşünürsün oğlum, sonuçta erkeksin, bu da bir
ihtiyaç!” dedi. O gün öyle ayrıldım ordan, böyle bir konuşmadan
Meltem’in haberi yoktu ve olmamalıydı da.

Aradan bir hafta
kadar geçtikten sonra yine beni akşam yemeğine davet ettiler. Gittim.
Yemekten sonra Meltem bir ara tuvalete girince, Pınar teyze bana,
“Teklifimi düşündün mü?” dedi. “Ne teklifi?” diyerek geçiştirmeye
çalıştım. “İşte biliyorsun, haftaya Meltem yok, babasının
yanına gidiyor İzmir’e!” dedi. “İlla beni biriyle birlikte
olmaya zorluyorsun Pınar teyze!” dedim gülerek. “Oğlum ben seni
aileden biri gibi görüyorum ve seni de düşünüyorum. Meltemin problemli
olduğunu biliyorum, sana da yardımcı olmak istiyorum!” dedi. O sırada
Meltem geldi konuyu kapattık.

Bu teklif geri çevirilir mi, çevirilmez mi diye düşünerek geçirdim iki
günü. En sonunda Pınar teyzenin doğru söylediğini kabul etmek
zorunda kaldım. Meltem bu konuda ileri gitmeme izin vermediği gibi,
çok da kıskançtı. Yaklaşık bir senedir cinsel birliktelik
yaşamamıştım bu yüzden ve durumum iyi değildi.

Sabah
yatağımda, Pınar teyzeyi arayıp aramamayı
düşünürken telefonun çaldı. Bir baktım Pınar teyze
arıyordu. İnternet bankacılığı ile ilgili bir
şeyler sordu, anlattım. Bir şeyler yapıp konuyu açmam
gerekiyordu. Pınar teyze kelimeleri ağzımda gevelemeye
başladığımı farkedince, “Teklifimle ilgili bir karar
verdin mi?” dedi. “Pınar teyze yanlış anlamazsın
umarım… Sanırım anlattıklarında haklısın.
Meltem bu konuda hassas ve aynı zamanda da kıskanç. İki
yıla yakındır bir birliktelik yaşamadım…” diye yalan
söyledim. Oysa ki Meltem’le çıkarken iki kere eski bir kız
arkadaşımla birlikte olmuştum. Ben öyle deyince, Pınar
teyze, “Yapma yaaaa!” dedi uzatarak ve halime acır gibi, sonra da, “Tamam
o zaman, ben ayarlıyorum o kadını, sen canını
sıkma!” dedi, benim başka bir şey dememe fırsat vermeden
kapadı telefonu.

Ben
şaşkınlığı üzerimden atamadan 10 dakika sonra
telefonum tekrar çaldı. Pınar teyze, “Ayarladım, bugün
öğleden sonra ne yapıyorsun?” diye sordu. Saate baktım 11:30’du.
Hemen duş alsam, etek traşı falan yarım saat sürerdi. En
fazla bir saate hazır olurdum. “Saat 13:00 gibi müsait olurum Pınar
teyze!” dedim. “Tamam, sen 13:30’da bizim evde ol” dedi ve telefonu
kapattı. Bizim evde mi demişti, ben mi yanlış
duymuştum? Elin eskortuyla kendi evinde mi buluşturacaktı beni
anlamadım. Belki de oradan gönderecekti beni diye düşündüm.

Banyoya girip
iyice temizlendim, güzelce giyindim, parfüm sürdüm ve yola düştüm. Saat
13:15’te oradaydım. Kapıyı Pınar teyze açtı. Yine çok
güzeldi bugün. Altında siyah bir tayt, üzerinde kalçasını
kapatmayan sarı bir tişört vardı. “Oooo erkencisin!” dedi.
“Yollar fazla kalabalık değildi…” dedim. İçeri davet etti. “Bu
hanımefendi buraya mı gelecek Pınar teyze?” dedim. “Aaa evet,
biraz sonra burada olur!” dedi. Şaşırmıştım, ama
başka da bir şey soramadım. Saat 13:30 oldu kimse gelmedi. 13:45
oldu, halen kimse yok. Pınar teyze de sürekli bir şeylerle
uğraşıyordu. En son saat 14:00 olunca, “Gecikti
sanırım bu bayan?” diyebildim. “Dur bir arayayım Şule’yi!”
dedi telefonunu aldı öbür odaya gitti. Telefonda kouşurken
duyabiliyordum, “Nerde kaldın?” falan diyordu.

Telefon görüşmesini bitirip yanıma geldi ve “Gelecekmiş
yarım saate kalmadan!” dedi. Sabırsızlıkla beklemeye
başladım. Ama saat 14:30 oldu ve halen kimse gelmeyince, “Pınar
teyze ben umudu kestim, gelmeyecek bu hatun!” dedim. Öbür odaya gitti tekrar
aradı. İçeriden bu sefer sesi daha yüksek geliyordu, “Neden, ne
oldu?” falan diye soruyordu. Bir aksilik olduğunu anladım. İçeri
gelince, “Gelmeyecek değil mi?” dedim. “Yaa kusura bakma Keremciğim.
Acil bir işi çıkmış, gelemeyecekmiş, tüh yaaa!” dedi.

Moralim gerçekten
bozulmuştu. Bunu anlamış olacak ki, “Ya üzüldün değil mi
Kerem, o kadar da hazırlandın!” dedi. “Evet ama ne yapalım…
Neyse ben kalkayım o zaman!” diyebildim umutsuzca. “Dur bir dakika, sana
bir söz verdim, tutacağım. Benim yüzümden bu duruma düştün,
lütfen biraz daha oturur musun?” dedi. Başka birini arayacak herhalde diye
düşünerek, “İyi peki!” dedim, içimden de (Bu kadar hazırlık
boşa gitmesin!) diye geçirdim. Pınar teyze yine öbür odaya gitti. Ama
busefer kapıyı kapatmıştı, birşey
duyamıyordum.

Televizyondaki programa dalmıştım ki, birden gözlerimin önünü
karardı. Birisi gözlerimi eşarp gibi birşeyle bağlıyordu.
“Ne oluyor?” dememe kalmadan, “Şşşşttt!” diye bir ses
omuzlarıma yüklendi, sonra kulağıma, “Kendini sal, seni
rahatlatacak kadın geldi!” dedi ve beni sırtüstü yatırdı.
Pınar teyzeydi bu konuşan. Ne zaman gelmişti diğer
kadın, dışkapının sesini bile
duymamıştım. Sonra yüzüme yumuşak birşey
yaklaştı, burnuma ve ağzıma sürtünüyordu. Bu sürtünmeden
dolayı gözümdeki eşarp açılmıştı. Aman
Tanrım! Jartiyerli ve tangalı bir göt yüzüme
sürtünüyordu. Dilimi göte ve küloda sürtmeye başladım. Bu arada
kadın iyice yüzüme oturmuştu, pantolonumun kemerini ve
fermuarımı çözüyordu. Pantolonumu boxerımla birlikte
sıyırdı. Yarağım istemdışı olarak
sertleşmişti. Kadın yüzüme amını bastırırken
biryandan da yarağımı emmeye başladı. O kadar güzel
bir duyguydu ki, sanki iliklerimi çekiyordu.

Zevk sarhoşu
bir şekilde kafamı bacak arasından çıkarıp
yarağıma bu güzel muameleyi yapan kadına
baktığımda hayatımın en büyük şokunu geçirdim:
Pınar teyzeydi bana sakso çeken kadın. “Pınar teyzeee!”
diyebildim. Pınar teyze, “Şşşşşttt… Rahat ol,
kendini bana bırak!” dedi ve yarağımı tekrar
ağzına aldı. “Olmaz Pınar teyze!” diyerek kendimi çektim ve
doğruldum, kotuğa oturdum. “Ne oldu Kerem?” dedi. “Olmaz yapamam!”
dedim. “Neden? İhtiyacın vardı işte, ben de
ihtiyacını gideriyorum!” dedi. “Ben böyle düşünmemiştim!”
dedim. “Ne olmuş yani, ayarladığım kız gelseydi rahat
rahat düzecektin onu ama!” dedi. “Ama sen benim kayınvalidem
sayılırsın!” dedim. “Bana bak!” dedi kızgın bir sesle,
“Senin ihtiyacın oluyor da benim olamaz mı, ne kadar egoistsin!” dedi
bağırarak.

Bana bağırırken şöyle bir süzdüm Pınar teyzeyi, en son
becerdiğim kızdan çok çok daha güzeldi. Muhteşem bir kalça,
göğüsler dik, siyah bir jartiyer, üzerinde dantelli bir sütyen içinde bir
afetti Pınar teyze. Bunları düşünürken inen aletim tekrar
dikeldi. “Tamam, pes!” dedim. Bana tekrar yaklaştı,
bacaklarımın arasına diz çöktü ve “Farzet ki ben Şule’yim!”
dedi. “Hmmm… Neden gelmedi Şule peki?” dedim yarağımı
tekrar ağzına alırken. Bir iki yalamadan sonra
yarağımı ağzından çıkardı ve “Şule diye
biri yoktu zaten!” dedi ve gözlerimin içine bakarak yarağımı
tekrar emmeye devam etti. Müstakbel kayınvalidemin
kurnazlığı karşısında
şaşırmıştım, “Neden böyle bir oyuna
giriştin?” diye sordum. “Benim de 8 yıldır kimseyle birlikte
olduğum yok, birbirimize yardımcı oluyoruz diye düşün!”
dedi ve yarağıma tükürerek emmeye devam etti. Müthiş zevk
alıyordum.

Sonra
yarağımı emmeyi bırakıp ayağa kalktı,
külodunu çıkardı, yarağımı sıvazlayarak
kucağıma çıktı ve hızlıca yarağımın
üzerine oturdu, iki hamlede yerleştirdi amının içine.
Sımsıcak, ıslak ve dardı deliği. Köküne kadar girince
derinden bir ‘Ooaaawww!’ çekti ve oturup kalkmaya başladı. Yavaş
yavaş oturup kalkmaları hızlandıkça hızlanıyordu.
Ama çok fazla sürmeden ikimiz de aynı anda inleyerek boşaldık.
Döllerim amına fışkırırken birbirimize
kenetlenmiştik. Birkaç dakika o şekilde kaldık,
yarağım amının içinde halen kalp gibi atıyordu…

Kucağımdan
inip tekrar yarağımı yalamaya başladı. Amdan
sikişmiştik, fakat benim aklım götünde kalmıştı.
Kalkıp önümde domalttım müstakbel kayınvalidemi. Tıpkı
benim gibi o da her yerini temizlemişti, amında ve götünde kıl
tüy birşey yoktu. Götünün yanaklarını ayırıp göt
deliğini koklayıp öptüm. Mis gibi kokuyordu. Yalamaya
başladım. Göt deliğine dilimi sokabildiğim kadar sokup
çıkarıyordum. “Ohhh Keremmm, harikasınnnn! Ohhhh, çokkk güzelll,
mmmhhh!” diye inliyordu. Sonra doğrulup yarağımı göt
deliğine dayadım. “Ohhh, evet, arkama gir erkeğimmm, ohhh!”
dedi. Yavaşça götünün içine kaydırdım tükürüklediğim
sikimi. Göt deliği amından çok daha da dardı. Tamamı içine
girince bu sefer ben, “Ohhhh, Pınar teyzeee, göt deliğin çok güzel!”
dedim. “Pınar teyze değil, Pınar de bana artık erkeğimmmm,
becer beni arkamdan, kadının yap!” diye inlemeye başladı
ben yavaş yavaş götüne girip çıkarken.

Az sonra
hareketlerimi hızlandırdım. Göt deliği
alışmıştı iyice. Götünden tamamen çıkıp
tekrar köküne kadar giriyordum. Durmadan da tükürüklüyordum. “Ohh
Pınarrr… Muhteşemsin, hiç böyle harika bir göt sikmemiştim!”
dedim. Biraz önce amına boşaldığım için ikinciyi
boşalmam uzun sürecekti. Rahat bir yarım saat siktim götünü.
Boşalacağımı anlayınca, “Gelmek üzereyim Pınar!”
dedim. Hemen önümden çekildi ve bana döndü, yarağımı
ağzına aldı tekrar. İğrenmemesine şaşırmıştım,
demek ki bu kadar azmıştı. Sikimi emiyordu yine. “Geliyorum!”
dedim uyarma amaçlı, ama emmeye devam etti, gözlerini kapatıp açarak
ağzına boşalmama onay verdi. Az sonra öyle bir boşaldım
ki, hayatımda hiç böyle boşaldığımı
hatırlamıyorum. Döllerim ağzının kenarından
taştı…

Sonra birlikte banyoya girdik, duş alıp çıktık. Beni duvara
dayadı ve “Sabaha kadar beni sikmeni istiyorum Kerem. Şuleyi sikmek
için neler planladıysan kafanda, aynısını bende
uygulayabilirsin, herşey serbest erkeğim!” dedi, önüme çömelip
yarağımı emmeye başladı. Ben bunu duyunca iyice
aşka geldim, kazık gibi olmuştu yarağım tekrar.
Ayağa kaldırıp, ben ayaktayken kucağıma aldım
Pınar teyzeyi ve sikime oturttum. O da ensemden tutunup sikimin üzerinde
zıplamaya başladı. “Seni her pozisyonda sikeceğim
Pınar!” dedim. “Sik aslanım, orospun yap beni!” dedi.
Kucağımda biraz daha zıplattıktan sonra salonun
ortasındaki masaya domalttım, götüne girdim tekrar. Pınar
teyzenin inlemeleri artmıştı. Ben arkadan götüne koydukça
memeleri ileri geri sallanıyordu. Terlemiştik. Ben vurdukça
‘Şap, şap, şap!’ ses çıkıyordu götünden.Sonra tekrar
kucakladım ve mutfağa götürüp mutfak tezgahına oturttum.
Amını uzun uzun yaladıktan sonra amına girdim bu sefer
yine. Biraz öyle amını siktikten sonra, tezgahtan indirdim. Dönderip
tezgaha domalatacakken, “Hadi beni yakala!” diyerek mutfaktan kaçtı, kayboldu. “Nereye kaçtın bebeğim?” diye peşinden
gittim. Odalara bakarken Meltem’in odasında buldum, Meltem’in yatağında
domalmış beni bekliyordu. Hemen geçtim arkasına ve götüne
yerleştirdim. Sevgilimin yatağında annesini sikiyordum. Meltem
görse ikimizi de affetmezdi ömür boyu.

O kadar sert
sikmeye başladım ki, artık çığlık atmaya
başladı Pınar teyze. Bir amına, bir götüne sokuyordum. Az
sonra “Geliyorum!” diye uyardım yine. “İçime boşal Kerem,
hepsini içime istiyorum!” dedi inleyerek. Ellerini belinde kelepçe yapıp
yüzünü yatağa dayamasını sağladım. Göt deliğine
vura vura saçında çekerek içine akıttım bütün döllerimi tekrar.
Çok yorulmuştuk, bir süre ara verip dinlendik. Ama o gece üç posta daha
siktim müstakbel kayınvalidemi.

Bu olaydan sonra artık iki günde bir gidip Pınar teyzeyi sikmeye
başladım. Meltem okulda olduğu her gün, gidip annesini
amından götünden sikiyordum. Daha sonra Meltem’le evlendik. Evlenmemize
rağmen kayınvalidemle sikişmekten vazgeçemedim. Onun götünden
vazgeçemiyorum bir türlü. O da her fırsatta kendine çaktırmak
istiyor, sık sık bize geliyor. Her fırsatını
bulduğumda kaynanamı sikiyorum. Zaten Meltem’in cinsel korkuları
var, fazla sikip daha da korkutmak istemiyorum onu. Ne de olsa
anasını doya doya sikiyorum!

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Güzelden kötüye gidiş! 1

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Güzelden kötüye gidiş! 1
Merhaba nasılsınız? Yeni bir hikaye ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz yine… Hadi bakalım eller penislere =) 

Ev ile iş yerim arasında uzun mesafe olduğundan hergün saatler boyu trafik çekmekten gına gelmişti. İstanbul’u bilenler vardır. Her geçen gün daha da çekilmez hale geliyordu. Ee yaşım da artık ailemle oturmaya el vermiyor kendi dğzenimi bir şekilde kurmamın zamanının geldiğini işaret ediyordu.
Aileme bir kaç kez konuyu açtım ama ne gerek var filan diyerek bahaneler türetiyorlardı… Yine de kafama koymuştum ayrılacaktım!
Geçen kış yağmurlu havalarda sık sık otobüslerin sefer aksaklıklarının peşine bir de yoğun kar yağışında eve 8 saatte ulaşmam bardağı taşıran son damlaydı.

Bir kaç tartışmadan sonra nihayet aileme bunu kabul ettirmiştim. Hemen iş yerime yakın bölgelerden daire arayışlarıma başladım. İki üç haftanın sonunda otobüsle 15 dakikada ulaşabileceğim bir sitede 1+1 güzel manzarası olan bir daire buldum. Sözleşmesiydi depozitosuydu derken işimi aksatmayacak şekilde bir kaç günde işlemleri tamamladım. Nihayet kendime ait bir evim vardı lakin pat diye de taşınılmıyo tabi. Bomboş ev eşya lazım hani…
Eşden dosttan , ikinci el satcılarından derken bir kaç günde önemli olan buzdolabı, baza, perde, halı gibi eksiklerimi tamamladım. İlk başlarda bir gün ailemle bir gün evimde olacak şekilde gidip geliyordum. Evimin eksikliklerini gidermeye çalışıyordum. Sadece çamaşır makinesi kalmıştı. Onu da bir müddet haftasonları aileme giderek hallederim diye plan yapmıştım. Gerisi de artık zamanla oturacaktı.
Yavaş yavaş evime ısınıyordum artık aileme fazla gitmemeye başlamıştım. Zaten akşam yemeğini çok aramıyordum. İşten geldiğimde bir demlik çay zeytin peynir iştahım ne istiyorsa hafif atıştırıyordum. Yatana kadar telefonumdan müzik açıp şarkı mırıldanarak evin içinde dolaşıyorum mutluluktan… İlk heyecan ya hani, aramıyo insan hiç bişey….
İki üç hafta sonra salonumda bir kanepem vardı oturdum sosyal medyadan gündeme bakıyor mizah sayfalarını dolaşıyorum filan, net paketim bitti… Ee napcam şimdi televizyon yok tamam ama insan internet bağlatmayı nasıl unutur? Her gece 1den önce uyumayan biri olarak 11de yatağa doğru söve söve gittim. Ertesi gün net aboneliğine başvurdum ya tabi bi de pc lazım bana… Bi şekilde onu da hallettikten sonra bir hafta içinde internetime de kavuştum. Artık film dolu belgesel dolu bol bol müzik dolu akşamlarım gecelerim… Haftasonları da arkadaşlarımla bira içmelerimiz zaten daha ilk günlerden başlamıştı. 
Herşey rolantiye otururmuştu aşağı yukarı… Ama aklıma gelmeyen içimde saklanan bir duygu heeey beni unuttun dercesine bağırıyordu. Oysa ayrı eve çıktığımda en çok beklediğim, kendi halimde rahat rahat yaşayabileceğim gay duygularımı nasıl unutabilmiştim. O kadar da evin içinde çıplak gezdiğim halde aklıma neden gelmemişti ki? Duş alırken bir an gözüm aynadaki yansımamda popomu görmemle hatırlamamı sağlamıştı. Heyecanla hemen kimsenin görmemesi için sakladığım kilitli özel eşya kutuma koştum. O kadar heyecanlıydım ki kurulanmadan üzerimden suları damlata damlata gitmiştim. 17 cmlik koca oğlanı çıkardım kutudan ve banyoya geri koştum. Suyla temizliğini yapıp duşa kabinin içerisinde duvara vantuzunu monte ettim kalçamın hizasında. Önce diz çöküp bi güzel tükürükleyerek sakso çektim. Kalkıp deliğimi dayayıp yavaş yavaş içime almaya başladım. Ama bir kaç aydır yapmadığım için zorlanıyordum. Ailemin evindeyken rahat olmadığım için zaten çok sık kullanmıyordum. Biraz uğraştıktan sonra almıştım içime. Kalça hareketlerimle gidip geliyordum ama yalnızlığa alışmadığım için içimde hep bi telaş olduğundan daha haz almaya başlamadan yeter bu kadar deyip içimden çıkardım. Tekrar temizliğini yaptım ve odama giderek kutusuna koyuyordum ki jetonum yeni düşmüştü. Arkadaşım artık senin kendi evin gizlemek neyin nesi diye kendime gülerek sövdüm =) nasıl olsa anahtar da vermemiştim kimseye ne gerek vardı tek başımayken gizliliğe… Odamdaki çekmeceli dolabın üstüne bırakıverdim. Lazım olacağı zaman en kolay yerdeydi artık. Mutlu mutlu eşofmanımı giyerken gözüm bu sefer aynaya takılmıştı. Aklıma aynanın karşısında dildomu sokup izlemek geldi ama dikkat ettim de benim o dolgun ve sıkı popom ne kadar bakımsız kalmıştı… Neyse aceleye gerek yok yarın zaten cuma bakımımı yapıp daha rahat olurum ertesi gün de tatil bi güzel uyurum diyerek geç saate kalmamak için yattım.
Ertesi gün işteyken akşama kadar neler yapabileceğimi planladım kurguladım durdum. İşten çıkınca önce düşündüm gibi bir mobilyacıdan güzel bir boy aynası alıp eve geldim. Aynayı banyoya bırakıp makete gidip hem yiyecek birşeyler aldım hem de tüy dökücü, jilet aldım. Tam kasaya doğru gidecekken aklıma krem geldi. Hangisinden alacağıma bakarken bebe yağı dikkatimi çekti. Hiç denememiştim ve merak edip onu alıp kasaya geçtim. Eve gelince ilk işim daha kapıdan girer girmez hemen soyunup malzemelerim ile banyoya koşmak oldu. Yarım saat süren zahmetle vücudumdaki tüm kılı tüyü temizledim. Aynada kendimi tamamıyla görmeden önce üzerime havluyu dolayıp ufak bir atıştırma için mutfağa geçtim. Kendimi daha da sabırsız hale getirmeye çalışıyordum. Yine de bacaklarımın çok güzel olduğunu görmüş ve kendi tüysüz bacaklarıma bile tahrik olmuştum. Atıştırırken faceme filan bakıp normal bi şekilde vakit geçirdim. Ve sıra o beklediğim anlara gelmişti. Önce bıraktığım yerden boy aynasını duş kabininden görecek şekilde monte ettim. Bu biraz uğraştırmıştı beni. Havlumu çıkarıp kendimi izlemek için vakit gelmiş nasıl göründüğümü doyasıya izlemek için heyecanlanmıştım. Ama o heyecanlı anımı kesmemek için herşeyin tam olması gerekiyordu. Hızlıca odamdan vibratörümü alıp geldim. Kabin içine aynadan yan görünecek şekilde vantuzladım. Eğilip bir öpücük aldım ve aynanın karşısına geçip havlumu üzerimden çıkardım. Daha önce de tüylerimi temizlediğim olmuştu. Bazen sadece popomu bazende dize kadar bacaklarımı almıştım. Vücudumun şekli de fena değildir ama aynada baştan aşağı pasparlak şekilde ilk defa görmüştüm ve kendi kendime hayran kalmıştım. Sağa sola geriye dönüyor eğilip kalkıp her açıdan nasıl göründüğümü inceliyorken vücuduma aldığım bebe yağını bir güzel yedirip vücudumun ateşli bi şekilde parladığını izlerken kendi vücuduma sikimin nasıl kabardığını farkettim, minik bi tokatla “senin işin yok canım uyu sen bakim” diyerek espiri yapıyordum =) artık iyice tahrik olmuşken vibratörümün de olaya katılma vakti gelmişti. Çömelip sıvazladım gözüm aynadayken gırtlağıma kadar alıyor delice yalıyordum. Bu arada belimi kırıp kalça mı yukarı kaldırarak parlak kıçıma bakıyor bir elimle avuçlayıp şaplaklar atıyordum. Tüysüz popomu okşamak inanılmazdı. Aktiflerin neden parlak popo sevdiklerini anlıyordum. İyice ısladığım aleti artık içime almamın vakti gelmişti. Arkamı dönüp deliğime dayadım. Hem tahrik olduğum için hem de bebe yağı ve tükrüğümün etkisiyle önceleri zor aldığım vibratör yılan gibi kayarak içime giriyordu.
Yaklaşık bir saat boyunca vibratörümle yapabileceğim bütün pozisyonları aynada kendimi izleyerek yapmıştım. Müthiş haz alıyordum. Son olarak yere koyup sırtımı duvara dayayarak üzerinde oturup kalkarken gözlerimi kapattım ve göğüslerimi okşayarak gerçek birinin olduğunu hayal ederek inlemeye başlamıştım ve bir kaç dakikanın sonunda soluk soluğa bir halde prostat orgazmımı yaşadım. İki dakika o şekilde oturup hafif suyu açarak altında dinlendim. Nefesim düzeldiğinde vücudumdaki yağı çıkarmak için duşumu alıp çıktım. Tek yaşamanın avantajı diyerek banyoyu o halde bırakıp eşofmanlarımı giyip uyudum. Hiç bir şeyi saklamak zorunda değildim artık… Zaten o gecenin güzelliğiyle ertesi gün de yapacaktım. Ama sabah kalktığımda deliğim çok feci şekilde acıyordu. Çalışırken çok canım yanmıştı ve aksayarak yürümek zorunda kalmıştım. İş arkadaşımlarım sorduklarında belimi zorladım ağır kaldırdım filan diyerek geçiştirdim. Bir kaç gün ara vermeye karar kıldım bu durumda.
Sonraları artık alışmıştım. Kendime külotlu çoraplar, tangalar, vücut çorabı almıştım bir kaç parça… Haftasonları bazen arkadaşlarım geldiği için kıyafetlerimi vibratörümü saklıyordum. Hafta içleri ise her gün başka bir şekilde kendimi mutlu ediyordum. İşten eve koşa koşa geliyordum. İş arkadaşlarım bazen mesai bitimi takılmak isteler bile temizlik yapcam, misafir gelcek gibi bahanelerle evime geliyor parlak götümle aynanın karşısına geçip vibratörümün kölesi olarak buluyordum kendimi…
Kendi halinde takılan kimseye ihtiyacı olmayan bir gaydım… He arada gerçek erkek olmasını istediğim zamanlar da oluyordu ama böyle de işimi görüp mutlu oluyordum… 
Kendi halimde yaşadığım mutlu günler 2 ayı geçmişti. Bu sürede evimin her noktasında türlü fantaziler yaşamış hatta bir vibratör daha almış ve hem anal hem oral olarak kendimi tatmin etmeye devam ediyordum. Bazen üç günlük aralar verip sonrasında daha zevkli geçmesini sağlıyordum. Çok zor geçirirdim o araları. Bazen hafta sonları tanıdıklarımın bile gelmesini istemiyordum ama sosyallikten kopmamak adına çok kafamı takmıyordum. Belki bir gün sıkılacaktım ama o zaman gelene kadar tam gaz devam diyordum kendime…

Bu arada komşularımla, çevredeki esnaflarla tanışmıştım. Hepsi ile güzel sohbetlerimiz olmaya başlamıştı. Üzerime para almayı unuttuğumda sonra ver akın kardeşim diyenler, akşamları bekar adamsın al yersin diyerek yemek getirenler… Baya seviliyordum artık bu zaman içinde. Güler yüzle efendilikle kim sevmezdi ki beni… Sitede olmamıza rağmen kapı komşularımdan daha çok alt ve üst katlardaki komşularımla daha haşır neşirdik. Özellikle üst katta Ahmet abi ile kafamız daha uyuşuyor, Perihan yenge de halimi hatrımı sormadan geçmiyordu. Bi kaç kez zorla yemeğe davet etmişlerdi. Kolumdan tuta tuta…

İki oğulları vardı. Büyük 27 yaşında öğretmenmiş Kastamonu’da görev yapıyormuş. Onunla emsalim diyerek bu kadar üstüme düşüyorlardı sanırım. Bir de küçük oğulları Çağatay vardı. 19 yaşında üniversiteye hazırlanıyordu. Biraz sıska benimle aynı boyda kumral bi çocuktu. Biraz futbol hastasıydı. Her gittiğimde elinde kumanda spor kanallarını izler durur pek sohbete katılmasada neşeli bir tipti. Ahmet abi onun bu takıntısına biraz tepkiliydi ama onunla beraber izlemekten de alıkoyamazdı kendisini. Bazen onların davetini kabul ettiğim için mecburi şehvet günlerime ara verdiğim de olmuştu.
Bir çarşamba akşamı eve gelmiştim. O gün ara verdiğim günlerden biriydi. Haftasonuna kadar fantazim olmamasını kararlaştırmıştım. Haliyle banyom, odam derli toplu bi şekildeydi. Kahve yapıp oturdum pc başına ne var ne yok karıştırıyorum siteleri. Kapı zili çaldı. Kapıyı açtım karşımda Çağatay vardı.
– Akın abi iyi akşamlar
+ iyi akşamlar kardeşim buyur?
– ya şampiyonlar ligi maçı var annemin de dizisi var. Bu aralar modem bi çekiyo bi çekmiyo. Maçı izliyosan eşlik edeyim
+ he izlemiyordum ama izlerim tabi gel buyur kimin maçı var?
diyerek Ahmet abilere hürmeten aldım içeri. Tabi ben de seviyorum maç izlemeyi ama öyle takip etmem denk gelirsem keyfime göre izlerdim. Pcden açmasını söyleyip ona da bi kahve yapmaya koyuldum. Oturup izlemeye başladık. Sohbetimizde güzeldi. Masanın üzerinde sigaramı görünce çekine çekine baktığını gördüm ve istiyorsa içebileceğini söyledim sır çıkmazdı benden.
Maç keyifli bi şekilde bitmişti. Giderken
– Abi seninle iyi oluyomuş izlemek arada gelsem olur mu?
+ tabi kardeşim olur. İzlerken içeriz habersiz oldu bugün kahve vardı
– olur mu abi ya ne farkeder. Cumartesi akşamı Fenerin maçı var gelirim
+ tamam o zaman görüşürüz iyi geceler deyip yolladım. Fincanları yıkayıp son bi keyif sigarası içip yattım.
Cuma günü akşam eve koşa koşa geldim. Tüm azgınlığım ile duşumu alıp temiziğimi yaptıktan sonra yatağımın üzerine pcmi koyup vibratörlermi de alarak uzandım. Güzel bir travesti pornosu açıp oradaki pozisyonları taklit ederek bir elimdekini götüme diğerini ağzıma alarak kendimi mutlu etmeye başlamıştım. İki film sorası nefes nefese yığıldım yatağa… Öyle güzel geçmişti ki malzemeleri toparlamadan öylece uyudum. Sabah 10 gibi uyandım. Kahvaltımı yapıp haftasonu temizliğine başladım. Akşama Çağatay geleceği için seks oyuncaklarımı çekmeceme kaldırdım.
Akşam olmuş bütün gün temizlik yapmıştım. Market alışverişimi yapayım edeyim derken maç saati gelmiş Çağatay kapıya dayanmıştı. Elinde 4 bira ile kapıyı açar açmaz içeri sıvıştı. Yine keyifli maç seyri yaşamıştık. Bir sonraki fener maçına yine sözleştik. Durumdan şikayetçi değildim. Tek yaşamak güzeldi ama onun bu gelmeleri farklılık oluyordu. Zaten onun geldiği vakitlerde zevk işim yoktu. İyi denk geliyordu ki öyle olmasa arkadaşlarıma bile bahane bulurken ona da bulurdum.
Ertesi haftasonu yine birlikte fenerin maçını izledik. Hafta içi ise ben ve oyuncaklarım güzel güzel oynamıştık.
Maçtan sonra,
– abi geliyorum böyle ama rahatsız olmuyosun dimi
+ yok Çağataycığım işim olduğu zaman söylerim. Problem değil
– peki abi hafta içi şampiyonlar ligi maçı var yine izler misin?
+ kimin?
– x ile y nin maçı
+ hee bak o izlenir
– tamam abi anlaştık o zaman…
Pazar günü arkadaşlarla dışarıda baya takılmıştık. Eve geldiğimde duştan sonra uzandım. O gün pek eğlenme isteğim olmamıştı. Pazartesi işten gelince duşa girdim ve oyuncaklarımla bu sefer banyodayken iki günü telafi edeceğim diye baya bir oynadım. Bu arada deliğimde alışmış bu sıklıkla oynamalarıma ama yinede çoğu zaman zorlamamaya çalışıyordum. Zaten oyuncaklarımdan yeni olanı küçük boyutlu almıştım en çok onu kullanıyordum. Diğeri büyük olduğu için oralda kullanırdım ki büyük yalaması daha güzel oluyordu. Bu şekilde bir rolantideydim. Ha ama zevki bana hayli hayli yetiyordu. Neyse o iki günü telafi etcem diyerek baya zaman geçirdim. Günlük ev işlerini öncesinde yaptığım için uyku saatimi geçirmiştim. Sonunda uyku ağır bastırmıştı. İşim bitince yine tembellik edip birini duş kabinin duvarında diğerini banyo dolabının kenarına bırakıp gidip yattım.
Ertesi gün işim çok yoğun geçmiş savaştan çıkmış gibi yorgun argın gelip direk kanepe üzerine yığılmıştım. Biraz oturup öylece boşluğa bakarak kafamı boşaltmaya çalıştım. Yarım saat kadar oturduktan sonra kalkıp bişeyler hazırlayıp yedim. Bir taraftan da laptobumdan faceme bakıyordum hafif bir müzik açıp deşarj olmaya çalışıyordum. Yemeğim bitince bir de üzerine bi sigara yakıp oturmaya devam ettim. Öyle takılırken kafamda bugün hiç cinsellik olmadan vakit geçirdim. Ki birden zil çaldı. Açtığımda baktım Çağatay ‘dı.
– abi naber maça hazır mısın? Bak bugün bu maç boş geçmez diye bira da aldım.
+ hadi ya bugün müydü maç? Geçen çarşambaydı diye aklımda öyle kalmış
– evet abi bugün ama istersen izlemeyelim yorgunsan filan
+ yok kardeşim ya gel zaten kafa dağıtacak bişeyler arıyorum kafam kazan gibi oldu işten.
Oturup başladık maçı izlemeye… Gırgır şamata derken maç heyecanlı geçiyordu benim neşem yerine geldi. Devre arası olmuştu
– abi ben bi tuvalete gideyim devre bitsin diye patlıcam nerdeyse
+ tamam git gel benim de gelmeye başladı,
O içeri girip kapıyı kapatınca telefonum çaldı arkadaş arıyordu. İkinci yarı başlamak üzereydi ki kapattık. Baktım Çağatay geçmiş ekran başına sessizce oturuyordu. Bi sigara yakıp yanına oturdum. Bi kaç dakika geçmiş Çağatay’dan ses soluk çıkmıyordu. Maça nasıl kilitlenmiş diye düşünüp artık isyan eden mesanemi boşaltmak için tuvalete kalktım. Banyonun kapısını açtığım anda gözüme dolaptaki büyük oyuncağım çarptı.

Aman amannnn!!!

Panikle hemen alıp dolabın çekmecesine koydum ikisini de ama çocuk göreceğini görmüş bu saatten sonra saklasam ne fayda… Banyodan dışarı çıkamıyordum utançtan ama çıkmam lazımdı. Bi cesaret çıkıp normal bir tavırla yanına oturdum. Kalbim hızla atıyor sesi kulağıma geliyordu resmen. O andan itibaren tek kelime dahi etmeden maçı izleyip bitirdik. Çağatay iyi akşamlar deyip yüzüme bile bakmadan kalkıp gitti.

İçim içimi yiyordu. Umarım kimseye söylemez diyerek temenni ediyordum. Onun haricinde en fazla bi daha görüşmezdik o yüzden çok mühim değildi.

Ben Esra telefonda seni bo�altmam� ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32